Bölüm 573 - Kutsal Varlıklar

ÇEVİRMEN: Çıngıraklı

DÜZENLEYEN: Kurogane

Chu Feng elindeki yelpazeyi açtı. Yelpazenin üstünde gerçekten de işlenmiş bir resim olduğunu gördü.


Resmin halen belirgin hatları vardı ama çoğu bulanıktı. Normal birinin bakış açısında cidden işe yaramaz bir resimdi. Ancak Chu Feng, baktığında gözlerinin parlamasına engel olamadı çünkü içten içe resimde bir şeylerin gizli olduğunu hissetmişti.


Bu yüzden, çabucak Ruh gücünü vücudunun etrafında döndürdü ve gücü gözlerine odakladı. Ruh gücünün yoğunlaşması biter bitmez, gözlerinde büyük bir değişiklik oldu. Gözlerindeki özel güç biraz vahşi ve korkutucuydu.


Değişiklik, Chu Feng Cennetin Gözlerini kullandığı için olmuştu. Tekniği kavramıştı lakin hala giriş bölümündeydi.


Bu yüzden Cennet Gözlerini hala tam olarak kontrol edemiyordu. Eğer kullanabilseydi gözleri dehşetten anında kararırdı.


Lakin Chu Feng Cennetin Gözlerinde ustalaşırsa o dehşeti yok edebilir ve her şeyi görebilirdi yani çok güçlü olurdu.


*hmm*


Chu Feng'in Cennetin Gözlerini kullandığında, Elit silah olan yelpazeye bakması ile resmin değiştiğini fark etmişti. Bir çok bulanık hatlar giderek keskinleşmeye başlamıştı.


Başta bulanık olan resim sonunda Chu Feng'in Cennet Gözlerinin altında, yarım kalmış bir haritaya dönüştü ve o harita gerçekten de bir hazine haritasıydı.


Haritanın ortasında dört büyük kelime vardı. Ölümsüz Ruhsal Kurt Dağı.


"Ruhsal Kurt mu?"


"Doğal özlerin toplanmasıyla oluşan organizmalara, benzersiz ruhsal doğaları ve bedenleri olduğundan Ruhsal Varlıklar denir. Ruhsal Varlıklar başarılı olarak şekil aldıklarında, yüce tanrısal güçleriyle dünyayı şaşkına çevirebilirler."


"Chu Feng! Eğer bu harita gerçek ise o zaman kesinlikle muhteşem bir hazine bulabilirsin çünkü Ruhsal Varlıkların Ruhsal Bilinçleri yetişim için harika bir kaynak!" diye bağırdı Eggy, sırf dört kelimeyi görünce.


"Haklısın, ama ne yazık ki Cennetin Gözlerinde ki seviyem daha yeterli değil. Ölümsüz Ruhsal Kurt Dağının sadece kaba saba yerini bulabilirim ve dağın içinde ki yolu da tam olarak göremiyorum. Korkarım ki Ruhsal Damar veya Ruhsal Sığınak bulmamız kolay olmayacak."


"Ayrıca, bu haritanın gerçek mi ya da sahte mi olduğuna karar veremiyorum." Chu Feng içinde biraz pişmanlıkla derin bir iç çekti.


Nabız Arama Metodları çalıştıktan sonra Chu Feng dünyada çeşit çeşit hazine olduğunun farkına varmıştı.


Bunlardan birisi mezarlardı, yani güçlü yetişimcilerin mezarları veya yaptıkları yadigarlar. Bunların çoğu insan yapımıydı.


Diğeriyse doğal özlerin toplanarak oluşturduğu doğal garipliklerdi. Ancak doğal gariplikler bir çok dala ayrılıyordu.


Birisi sıra dışı cisimlerdi. Mesela doğal özlerin toplanmasıyla oluşan çiçekler, otlar, ağaçlar veya son derece garip taşlar ve bazı garip şeyler.


Bu şeyler de, büyük bir güç, zeka ve hatta hareket edebilme kabiliyeti olmasına rağmen insanlardan veya hayvanlardan son derece farklı bedenlere sahiptiler. Bu yüzden onlara sıra dışı cisimler deniyordu.


Sıra dışı cisimlerin haricinde Ruhsal Varlıklar vardı. Ruhsal Varlıklarsa, doğal özlerin toplanmasıyla oluşurdu ama yetişkinlikten sonra akıllanmaları bir yana kendilerine özgü güçleri ve bir insan veya canavar gibi bedenleri de olurdu.


Ruhsal Varlıklar, Sıra dışı Cisimlerden daha uzun sürede oluşurdu ama oluştuklarında daha da güçlü olurlardı. Bazıları dağlarda saklanırken, bazılarıysa çeşitli yerlerde kaos çıkarırdı ama kesin olan bir şey vardı ki, o da güçleriydi.


Haritada belirtildiğine göre, Ölümsüz Ruhsal Kurt Dağı kesinlikle bir Ruhsal Varlığın oluştuğu yerdi. Bir Ruhsal Varlık oluştuğunda, vücudu olarak yeryüzünü kullanırdı. Bilinçleri yeryüzünde saklıydı.


Ruhsal Bilinç güçlendikçe görünüşleri daha da belirgin olurdu. Yetişkin olduklarındaysa yeryüzü ve Ruhsal Bilinç birleşirdi, o anda içinde büyüdüğü yer, yani dağ veya bir orman onun gerçek fiziksel bedeni olurdu. Son derece devasa büyüklükteydiler ve tanrısal güçleri vardı.


Chu Feng bir keresinde Nabız Arama Metodlarının tek bir cümlesinden, bir Ruhsal Varlığın yetişkinliğe eriştikten sonra bir kıtayı bedeni olarak aldığını öğrenmişti. Ruhsal Varlıkların ne kadar da güçlü olduğu buradan görülebilirdi.


Eğer ki bir Ruhsal Varlık bulsaydı, Chu Feng'in ilk yapacağı şey Ruhsal Bilinci aramak olurdu çünkü Ruhsal Bilinç yetişim için büyük bir kaynaktı. Onlar, Ruhsal Varlıkların kökleriydi ve yetişimciler için son derece faydalı etkileri vardı.


Ama Ruhsal Bilinçleri bulması nasıl olurda kolay olabilirdi ki? Öncelikle girişi bulmalısın yani Ruhsal Sığınağı. Sonra Ruhsal Sığınağa girince Ruhsal Bilince giden yolu bulmalısın yani Ruhsal Damarlar. Bu yüzden, girişi bulsan bile damarları bulmak zorundaydın. Eğer birisi Ruhsal Bilinci ele geçirmek isterse, plan yapmak için uzun bir zaman harcamak zorundaydı.


Harita gerçekten de bir Ruhsal Varlığın saklandığı yeri kaydetmişti ve muhtemelen Ruhsal Sığınağın ve Ruhsal Damarların yerleri de kayıtlıydı ama Chu Feng Cennet Gözlerinin şu anki haliyle hiçbir şey yapamazdı, basitçe ne Ruhsal Sığınağı ne de Ruhsal Damarları haritada tam olarak göremiyordu. Bu da Ruhsal Bilinci bulmayı bile son derece zor hale sokuyordu.


Ancak, en önemli şey o değildi. En önemli şey, Chu Feng haritanın büyük bir kısmını yeniden yapsa bile, gerçek mi yoksa sahte mi olduğuna karar verememesiydi.

"Ahh, eğer bir şeyi suçlamak istiyorsan sadece kendini yani, Cennetin Gözlerinde ki beceriksizliğini suçlayabilirsin. Eğer düzgün bir şekilde çalışsaydın, şu anda gerçek mi yoksa sahte mi olduğunu görüyor olurdun!"


"Ne olursa olsun kontrol sende. Gitmek veya gitmemek, seçim senin. Ben buna karışmayacağım." dedi Eggy, zorluğuyla dalga geçer gibi.


"Aslında gitmeyi planlamıyorum. Ne de olsa Nabız Arama Metodunu tam olarak kavrayamadım."


"Fakat haritaya göre, sözde Ölümsüz Ruhsal Kurt Dağı buradan çok uzakta değil. Madem yakınız, gidip bir göz atabiliriz. Ölümsüz Ruhsal Kurt Dağını gördüğümde gerçek mi yoksa sahte mi olduğunu söyleyebilirim." dedi Chu Feng, gülümseyerek.


Ruhsal Varlıklar hafife alınmamalıydı. Bir şekle girmeleri kısayken on binlerce, uzunken on miyonlarca yıl sürse de, yüz yaşında ki bir Ruhsal Varlığın gücü bile yine de etkileyiciydi.


Ayrıca yelpazeye bakınca biraz da olsa eskimiş gibi gözüküyordu. Eğer harita gerçekse, bu Ölümsüz Ruhsal Kurt Dağının uzun zamandır var olduğu anlamına gelirdi. Tabii ki Chu Feng pes etmeye razı değildi.


"Tch. Eğer gitmek istiyorsan bahane uydurmana gerek yok. Ama gitmeden önce gücünü arttırmalısın." Eggy yaramazca gülümsedi. Chu Feng'i açık bir şekilde anlıyordu. Yakın olmasını bırak, uzakta olsa bile karakterine bakınca kesinlikle gidip bir göz atacağı belliydi.


"Mm. Magmanın Oğlunun tadı nasılmış görelim bakalım."


Chu Feng kıkırdadı. Elindeki yelpazeyi bir yana koyduktan sonra Magmanın Oğlunu çıkardı. O şeye bakınca Chu Feng'in yüzü beklentiyle doluydu.


Magmanın Oğlu gerçekten de etkileyiciydi. Bir Sıra dışı Cisim olduğunu söylemek tam olarak doğru olmazdı ama bir Ruhsal Varlıkta değildi. Sıra dışı Cisimler insanımsı değillerdi, ne de fiziksel bedenleri vardı.

Yani açık olmak gerekirse, Sıra dışı Cisimler bedenleri olmayan Ruhsal Bilinçlerdi.


Ruhsal Varlıklarsa sadece yetişkinliğe eriştikten sonra yeryüzünü bedenleri olarak kullanabilirlerdi. Anca ondan sonra bir fiziksel bedenleri olduğu söylenebilirdi.


Bu yüzden, Ruhsal Varlıkların Ruhsal Bilinçlerle beraber yeryüzüyle birleşebildiği söylenirdi.


Ama Magmanın Oğlu insanımsı bir şekille doğmuştu. Görünüşü tıpkı bir insan bebeğine benziyordu ve içinde korkunç bir doğal enerji vardı.


Bu yüzden Chu Feng, Magmanın Oğlunun başka bir tür, yani en güçlü ve en korkunç tür Doğal Gariplik olduğuna karar vermişti. Bir Kutsal Varlık.

&& Magmanın Oğlu Chu Fenge nasıl bir etkisi olacak? Hazineye gidicek mi? Hazinenin girişini bulabilecek mi?

&&Merak ediyorsanız Takipte kalın;)