Bölüm 577 - Dalavere

ÇEVİRMEN: Çıngıraklı

DÜZENLEYEN: Kurogane

"Kurtarıcı Lordum, canavarın garip olduğunu söylediniz. Acaba neresinin garip olduğunu sorabilir miyim? Bunu bana söyler misiniz?" diye çabucak sordu Li Chan, dediklerini duyunca.


Canavarda bir sorun olduğunu o da biliyordu. Ne de olsa Korkunç Canavarlar Kızgın Yaratıklar değildi, canavarlar akıllıydı ve bir şey yaparken nedenleri olurdu. Ama canavar, bir Kızgın Yaratık gibi davranmış ve onun canına kastetmek istemişti, bu da ona canavarda bir sorun olduğunu hissettirmişti.


"Aslında sana söyleyebilirim lakin bu ikisi benden uzakta kalacak." dedi Chu Feng soğukça, yaşlı çifte bakarken.


"Ne dedin sen?! Yiyosa bir daha de bakalım..." dediklerini duyunca, Chu Feng'den zaten nefret eden yaşlı çift dişlerini gıcırdattı ve sinirden yüzleri kıpkırmızı oldu.


"Sha Amca, Bi Teyze kaba olmayın. O benim hayatımı kurtaran kişi." dedi Li Chan, onlara konuşma fırsatı vermeden. Ve ısrar ederek dedi ki, "İkiniz şimdilik gidin."


"Hanımım, bu kişiyi tanımıyoruz. Eğer seni burada yalnız bırakırsak bu hiç de güvenli olmaz." diye önerdi yaşlı adam, endişelenmiş bir şekilde.


"Evet Hanımım. Bu kişinin kim olduğu belli değil. Belki o da bir canavar!" dedi yaşlı kadın da.


"Merak etmeyin. Ben, Wuqing'e güveniyorum." dedi Li Chan, yüzünde bir gülümsemeyle.


Li Chan böyle davranınca yaşlı çiftin yapabileceği fazla bir şey yoktu. Bu yüzden Chu Feng'e baktıktan sonra onu uyardılar, "Velet, ne yaptığına dikkat etsen iyi olur. Burası Li ailemizin bölgesi! Eğer bir şey yapmaya kalkışırsan buradan canlı ayrılabileceğini düşünme bile." kızgın bir şekilde bu sözleri söyledikten sonra, yaşlı çift gitti.


"Hoh." Chu Feng arkalarından tiksinmiş bir şekilde gülümsedi. Doğal olarak yaşlı adamın ne demek istediğini anlamıştı, görünüşte uyarıyor gibi gözükse de aslında onu tehdit ediyordu. Ona düşüncesizce konuşmamasını yoksa ona karşı kendisini tutmayacağını söylüyordu.


"Kurtarıcı Lordum merak ediyorum da, ne buldunuz? Acaba bana şimdi söyleyebilir misiniz?" Yaşlı çift gittikten sonra Li Chan bir kez daha sordu.


Ancak Chu Feng cevap vermedi, onun yerine yüksek sesle bağırdı, "İki yaşlı şey, saklanıp gizlice dinlerken hiç mi utanmıyorsunuz?"


"Tanrının cezası. Gerçekten de lanet olsun. Bu velet nereden çıktı? Saklanırken bile bizi bulabiliyor. Sakın bana onun bir Dünya Spiritisti olduğunu söyleme?" Chu Feng'in dediklerini duyunca, yakında ki ormanda saklanan yaşlı adam kısık bir sesle küfretti.


"İhtiyar, ne yapmalıyız? Genç adam hiç de basit biri gibi durmuyor. Gerçekten de bir şeyler fark etmiş olamaz, değil mi?" Yaşlı kadının yüzü endişeyle doluydu.


"Şu anda yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Büyük Hanımın önünde ona saldıramayız, değil mi? Hem veletin baya bir gücü var. Eğer onu şimdi öldürürsek güzel olur; ama öldüremezsek ve Büyük Hanımı kızdırırsak o zaman sonuçlarına da katlanırız."


"Bu veledin cidden bazı yetenekleri var ama o kadar da endişelenmemize gerek yok. Canavar, Ma ailesinden bir uzman tarafından değiştirildi, yani normal haline dönemez."


"Ayrıca, eski haline dönse bile bizimle bir alakası mı var? Sen merak etme. Önce Ma ailesine bildirelim, sonra ne planlamışlar görürüz. Eğer işler sarpa sararsa bu veletle Büyük Hanımı beraber hallederiz. Lanet oğlumuz için her şeyi yapabiliriz." yaşlı adam bunları dedikten sonra zıpladı ve gitti.


"Ahh~" yaşlı kadın Chu Feng'e baktı ve daha sonra yaşlı adamı takip etti.


"İki hizmetçin de o kadar da itaatkar gözükmüyor huh?" Sadece yaşlı çiftin gittiğinden emin olunca Chu Feng gülümsedi ve Li Chan'la konuştu.


"Hoh." Li Chan akıllı biriydi bu yüzden ne olduğunu anlamıştı. Ama, ne de olsa yaşlı çift Li ailesinin insanıydı, bu yüzden sadece acı bir şekilde gülümsedi, nasıl açıklayacağını bilmiyordu.


"O canavara muhtemelen birisi özel bir zehir vermiş ve doğasını da özel bir Ruh Formasyonuyla mühürlemiş. Bu yüzden kendinden geçmiş ve kana susamıştı."


"Bu da canavarın neden burada ortaya çıktığını açıklıyor çünkü bu bir dalavereydi. Muhtemelen burada seni bekliyordu."


"Buraya neden geldiğini sorarsak, bu sorunun cevabını benden daha iyi biliyor olmalısın, değil mi?"


"Birde sana şunu söylebilirm ki, ben bir Dünya Spiritstiyim. Canavar sana saldırdığında, yaşlı çiftin yakında saklandığını ve seni izlediğini hissettim."


"Tabii ki sana yakın olanlar onlar, ben sadece bir yabancıyım. Eğer bana inanıyorsan, ileride onlara karşı daha da dikkatli ol. Yoksa hiçbir şey dememişim gibi davranabilirsin." Chu Feng hiçbir şeyi saklamadı her şeyi ortaya döktü.


O anda Li Chan bir sessizliğe gömüldü. Yüz ifadesi bir süre değişti, gözlerinde umutsuzluk ve tedirginlik vardı. Hatta korku bile vardı.


Aslında Chu Feng bunları demeden önce bile şüpheleri vardı çünkü onu buraya getiren cidden yaşlı çiftti ve onu burayı getirdikten sonra gitmişlerdi.


Canavarla karşılaştığında yardım çığlıkları atmıştı ama ne kadar çığlık atarsa atsın yaşlı çift ortaya çıkmamıştı; fakat canavar zapt edildiğinde yaşlı çift anında ortaya çıkmıştı. Bu onu kuşkulandırmıştı.


O anda Chu Feng konuştuktan sonra, yaşlı çiftin Li ailesine ihanet ettiği düşüncesi daha da artmıştı.


"Biz şansa karşılaştık, ayrıca ben senin için ortaya çıkmadım. Canavar diğerlerine zarar verecek diye endişelendim. Sana bunları söyleme nedenime gelirsek, iyi biri gibi gözüküyorsun ve iyi birinin böyle yollarla zarar görmesini istemiyorum."


"Yani, bana teşekkür etmene gerek yok, vedamızı edelim ve kendi yollarımıza gidelim." Li Chan'ın güçsüz ve korkmuş halini görünce, Chu Feng içinden kendini beğenmiş biri gibi gülümsedi. Sonra, sanki gidecekmiş ve daha fazla umursamayacakmış gibi rol yaptı.


"Lordum gitmeyin!" Tabii ki Chu Feng'in düşündüğü gibi, tam gidecekken Li Chan panik yaptı. Tedirgin olmuştu, farkında olmadan Chu Feng'i elinden tuttu.


"Bayan Li, yabancı bir adam ve kadın birbirine dokunmamalı. Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?" Chu Feng, Li Chan'ın elini savurdu. O anda rol yapmıyor. Ona uygun kadınlar hariç, Chu Feng diğer kadınların ona dokunmasına katlanamıyordu.


"Kurtarıcı Lord, gerçekten de üzgtünüm. Ben sadece biraz fazla gergindim."


"Ama lütfen iyi bir adam olup bana sonuna kadar yardım eder misin? Size yalvarıyorum, bana yardım edin! Li ailemi kurtarın! Eğer bana yardım etmeyi kabul ederseniz size büyük bir miktar ödeme yaparım!" Li Chan, Chu Feng'in elini bıraktıktan sonra kıyafetlerini tuttu ve üzgün bir şekilde yalvardı. Hatta yerde diz bile çökecekti.


"Bayan Li, böyle yapmayın. Eğer bir şey söylemek istiyorsanız söyleyin. Şu anda size bakınca kıyamet yaklaşıyor gibi haliniz var. Tam olarak ne oldu? Bana söyleyebilirsiniz."


"Ben, Wuqing iyiliksever bir kahraman olmasam da, dürüst insanların kötüler tarafından istismar edildiğini görmek istemiyorum."


"Bu yüzden, eğer sana yardım edebilirsem edeceğim. Eğer edemezsem yine de deneyeceğim. Ödüle gelirsek.... Eğer gerçekten de yardımcı olabilirsem o zaman her şey bittiğinde konuşuruz." Chu Feng "ödül" kelimesini duyunca hemen yüz ifadesini değiştirdi. O anda sanki daha çok bir iş adamı gibiydi.


Ama aslında kasten öyle yapmıştı. Li Chan'a bir illüzyon vermek istemişti, sadece kar için çalışan ama kurallara uyan biri.

Tabii ki, Chu Feng'in gerçek amacı Li ailesinin vereceği ödül değildi. Li ve Ma ailesinin bildiği hazineydi.

&& Hazinede ne var? Chu Feng hazineyi alabilecek mi?

&& Merak ediyorsanız Takipte kalın:)