Çevirmen: Aytekin29

Düzenleyen: Kurogane

Bölüm 630 : Tam Olarak Kimsin?

Aynı zamanda, sarayın merkezinde, Chu Feng'i bağlayan haç hâlâ oradaydı ama Chu Feng’den daha fazla iz yoktu.

Chu Feng gitmiş olmasına rağmen, sarayın ortasında birkaç satır kelime vardı. Onlar Ruh Formasyonları tarafından yapılan kelimelerdi ve içerik…

“Bu cömert hediye için Güzellik Ya Fei'ye teşekkürler. Wuqing hepsini kabul edecek. Gelecekte, Wuqing bu göğüs kabartan iyiliği kesinlikle geri ödeyecek.”

“Kahretsin. O yaptı!” Akıllı Ya Fei, hakikati hemen anladı: Yeri soyan kişi, Ölümsüz İnfaz Takım adaları'ndan bir hain değildi. Hazineyi kilitlediği kişi soymuştu.

Bu yerin yok edilemez olduğunu düşünüyordu, bu yüzden Chu Feng'i bir kukla yapmak için en iyi yer burasıydı. Yine de, Chu Feng'in bilinmeyen bir yöntemle sadece kaçmakla kalmayıp aynı zamanda her şeyi soymasını asla beklemezdi.

O anda, Ya Fei dişlerini öfkeyle gıcırdattı. Göğsü öfkeden patlayabilirdi ve onun yüzü öyle bir kızardı ki sanki yüzünden dumanlar çıkacak kadar sinirlenmişti. Yumruğunu sıkıca sıktı ve acımasızca şöyle dedi: “Wuqing, Wuqing, Wuqing! Lanet Wuqing!”

“Canavarı Küçük Fishy ile kurtaran kişi sensin! Seni gerçekten hafife aldım. Bu yeteneğe sahip olmanı beklemiyordum. Bu hazineden sadece kaçmakla kalmadı, hatta Ölümsüz İnfaz Takım adalarımdan elde ettiğim bir yıllık karı da çaldı.”

“Ama merak etme. Hiç kimseden zarara uğramadım. Bir istisna olmayı aklından bile geçirme.”

“Gerçekten avuçlarımdan kaçabileceğini mi sanıyorsun? Neler yapabileceğimi sana göstereceğim. Hayal bile edemeyeceğin şeyler. Hepiniz öleceksiniz!!”

Konuştuktan sonra, Ya Fei’den aniden ve biçimsiz bir aura hemen her yere yayıldı. Bir patlama ile geride kalan Chu Feng'in Ruh Formasyonu sözleri paramparça oldu ve aynı anda, güçlü kan emiciliği tüm sarayı doldurdu.

Ya Fei öfkelendiği sırada, Chu Feng ve Küçük Fishy çoktan Sonsuz Kan Denizini terk etmişti. Bu kadar hızlı olmalarının sebebi doğal olarak Küçük Fishy’nin hızıydı.

Her ne kadar güvenlikli bir biçimde ayrılmış olsalar da güvenlik adına deniz yüzeyinin üstünde kalmadılar. Denize girdiler ve bir Gizlenme Ruhu Formasyonu kullandılar.

“Tam olarak kimsin ?”

Şu anda, Chu Feng canavarı dikkatle inceliyordu. Daha sonra, yoğun şekilde paketlenmiş su otlarının vücuduyla birleştiğini fark etti. Ve ruhunun gücüyle bile, hiçbir şey fark edemedi. Onların durumunu inceleyemedi. Cennetin Gözlerini bile kullanamadı.

Yani, bunla beraber birçok düşünceyi kafasına soktu canavar gerçekten sadece bir canavar mıydı? Görünüşte sadece gerçekten özel bir canavardı. Öyleyse, o canavar neden böyle tanıdık bir his verdi? Peki neden onu öldürmedi?

*whoosh*

Ancak, tıpkı Chu Feng'in tahmin ettiği gibi, canavar birden gözlerini açtı. Kan kırmızı gözleri ortaya çıktığı anda, Chu Feng son derece yoğun bir kana susamışlık hissediyordu.

Ancak, kana susamışlık, canavarın Chu Feng'i gördüğü ana kadar sürdü. Kan kırmızı gözlerinin bir anda parladığını gördüğünde, hiçbir şey yapmayacağını anladı. O kana susamışlık bir an için varlığını sürdürdü. Belli ki, onu tanıdı.

“Beni gerçekten tanıdın mı? Kimsin? Nereden geldin? ” Böyle bir tepki gören Chu Feng, aceleyle sorularını dile getirdi. Canavarın neden onu öldürmediğini, onunla nasıl bir ilişki kurduğunu ve onun atalarıyla ilgili olup olmadığını gerçekten bilmek istiyordu.

* wuao *

Ancak, o anda, canavar kafasına iki eliyle sarıldı ve yerde diz çöktü. Acı içinde ağlamaya başladı. Sesi gürültü vericiydi. Ruh Formasyonuyla şiddetli bir şekilde sarsıldılar.

İlk başta, Chu Feng, canavarda böyle bir değişiklikle karşılaşınca biraz panikledi çünkü canavarın ona zarar vermeyeceğinden emin olamıyordu. O gerçekten kontrolünü kaybeder ve Chu Feng'e zarar vermek isterse Chu Feng hiç bir şey yapamazdı.

Ancak, Chu Feng yavaş yavaş canavarın acı çığlıkları ile aynı anda sesinin de değiştiğini fark etti. Vahşi bir yaratığın düşük gürültüsünden, yavaş yavaş insan benzeri bir ses haline geldi.

Aynı zamanda, canavarın görünüşü de değişti. Uzun su otları geri çekilmeye başladı, en sonunda insansı bir şekil oldu.

Vücudunun her yeri mavi renkli pullarla kaplı bir kadındı bu. Ama hala kan kırmızısı gözleri vardı ve yüzü acı şekilde çığlık attığından ağrıyordu.

“Sen misin?!” O kişiyi gördükten sonra, Chu Feng'in ifadesi de büyük ölçüde değişti. Çünkü, önündeki kişinin kim olduğunu çoktan fark etmişti.

O, Chu Feng ile ilişkisi olan, Dokuz Eyalet Kıtasından Yeşim Kız Okulu’nun bir numaralı öğrencisi Yan Ruyu’ydu.

Her ne kadar daha önceki haline hiç benzemese de, eski güzelliğini tamamen kaybetmiş olmasına rağmen, Chu Feng kadının Yan Ruyu olduğunu belirleyebildi.

Chu Feng o anda gerçekten biraz şaşkındı. Canavarın kimliğini tahmin etmeye çalışırken birçok tahmin yapmıştı. Ama Yan Ruyu aklından bile geçmemişti.

Sonuçta, canavar şu anda çok güçlüydü, ancak Yan Ruyu'nun gücü o kadar fazla değildi. Yasak Gizemli Teknikleri uygulamış olsa bile, şimdiki güç düzeyine ulaşması mümkün olmamalıydı.

“Bas git! Çabuk bas git! Yoksa seni öldürürüm!”

Tam o anda, canavar aniden Chu Feng'e öfkeyle bağırdı. Sesi biraz katı ve küskünlük dolu olmasına rağmen, ses gerçekten de Yan Ruyu'ya aitti.

“Waa, şimdi bu ilginç. Chu Feng, insanları rafine eden bu acımasız canavar aslında eski sevgilin! Seni öldürmek istemesine şaşmamalı. Hehe.”

Yan Ruyu'yu tanıdıktan sonra, Eggy bile şaşırdı. Ama o Chu Feng'den farklıydı. Seyirci olarak, dramaya(sahneye) baktığında, durumun kötüleşmesi korkusundan yoksun bir biçimde, açıkça zevk alan bir tavrı vardı.

“Bu neden oldu? Sen nasıl olabilirsin?!” Yan Ruyu tanıdıktan sonra, Chu Feng'in bakışları ışıldadı, kalbi tam bir kargaşa içindeydi.

Belli bir bakış açısından baktığımızda, Yan Ruyu'nun bugünkü haline gelmesinin sebebi de Chu Feng idi. Eğer Chu Feng Yan Ruyu yu ‘ilişkiye girmeye’ zorlamasaydı Yasak Gizemli Teknik'i uygularken kontrolü kaybetmezdi.

Her ne kadar ilk başta Yan Ruyu hatalıysa da sonuçta, Chu Feng çok ağır bir kayıp yaşamamıştı. Sadece öfkesini dışa vurmak istediği içindi bu tepki. Sonuçta iyi bir geleceği olan bir kadın yerine ne bir insan ne de bir hayalet gibi görünen birine dönüşmüştü. Chu Feng’in kalbinin derinliklerindeki tek şey de pişmanlıktı.

“Wa ha ha ha ha ha!”

“Nasıl o olamaz?!”

Ne var ki, tıpkı Chu Feng’in kalbi kargaşa içinde olduğu gibi gözlerinin önünde ki gerçekleri kabul etmekte oldukça güçlük çeken Yan Ruyu, birdenbire kuşkucu ve son derece garip bir şekilde güldü. Konuşma sesi bile anormal derecede keskinleşti.

Yan Ruyu, Chu Feng’in gözlerinin önünde vücudundaki pulları yok etti, o eski cazibeli, büyük güzelliğine kendini geri getirdi.

Baştan çıkarıcı kıvrımlar, kar beyazı cilt, oldukça güzel bir yüz, parlak gözler, ateşli ve istisnai bir beden hepsi şu anda hiçbir şey tarafından örtülmemiş, tamamen çıplak bir şekilde Chu Feng’in karşısındaydı.

Ama Yan Ruyu'dan bu tür değişimlerle karşı karşıya kalan Chu Feng, sanki bir şeyi anlamış gibi, kaşlarını hafifçe çattı. İşte o zaman şiddetli ve çılgınca “Sen Tam Olarak Kimsin?!” diye sordu.

&& Sen kimsin sen kimsin diyordi canavar cevap vermiyordi.Olaylar şimdi nasıl gelişecek?

&& Merak ediyorsanız Takipte kalın;)