Bölüm 31: Ayı Boğan Avuç İçi!

avatar
2247 0

Mavi Elma - Bölüm 31: Ayı Boğan Avuç İçi!


Adem kendisine doğru gelen Haluk’u fark etmiş ve ne yapacağını şaşırmış vaziyetteydi, suratından panik içerisinde olduğu çok rahat bir şekilde okunuyordu. “Kaçma şansım yok! Cennet Ateşi tekniğini kullanmadan bu saldırıdan kaçamam!” diye düşünüyordu.

“Açıl!”

Bir anda bedeninde görünmeye başlayan yemyeşil bir ateş tüm vücudunu sardı, bu onun aynı anda hızını muazzam bir şekilde arttırmış ve bir adımla birlikte Haluk’un saldırısından kaçmasına yardımcı olmuştu.
Bunu gören Haluk’un gözleri hızla açılmıştı. Hemen bu tekniğin kime ait olduğunu anlamıştı!

BOOM!

Haluk elinde baltasıyla birlikte yere indiği anda, hemen Adem’e doğru baktı, “Cennet Ateşi tekniği ile hızlı olduğunu itiraf etmem gerekli! Ancak ne yaparsan yap bizden kaçamazsın!”

Haluk’un kükremesi göz önüne alındığında yanındaki insanlarında son derece vahşi bir duruma geldiği göz önüne alınabilirdi. Bir anda Adem’in kafasının hemen yanından bir ok geçti.

Adem, saldıran kişinin kapüşonlu bir kadın olduğunu fark ettiği anda gözlerinin döndüğünü hissetti. Nefes almakta güçlük çekiyordu, “Şuan daha fazla bu tekniği devam ettiremem hemen kaçmam lazım!” diye zihninde haykırıyordu!

WHOOSSH!

Hemen ileriye doğru atılan Adem, on uzun adım ile birlikte üçlüyle arasında yüz metreye yakın bir mesafe bıraktı. Bu onun kaçması için yeterli bir mesafeydi, bundan ötürü de Adem tekniğini hızla sona erdirdi ve bacaklarının gücüne güvenmeye başladı.

Adem’in hemen arkasından koşan iki kişi görülüyordu, bundan birisi onu her daim kovalayan ince adamdı, diğeri ise en az iki insan cüssesine sahip bir adamdı. Yanağında patlama izine benzer bir iz bulunuyordu, kısa saçlara sahipti ve bunlar her adımı ile birlikte sallanıyordu.

“Hah! Demek oklarımdan kaçabileceğini zannediyorsun! O zaman bunu dene bakalım!”

Okçu kadın bir anda, ruh gücüyle bir yay oluşturmaya başladı ve bedenindeki ruh gücünün bir kısmını bu yayı güçlendirmek için döktü. İşlemi tamamlandığında suratı kireç gibi olmuştu, yayını yerleştirmiş olduğu ok ile birlikte hızla gerdirdi!

“Bu benim en güçlü saldırım Yay Doğumu! Bu saldırının da tadına bak!”

Hia!

Adem bu sözleri duymasıyla birlikte, kulağında yankılanan ıslık sesinden ötürü hemen bedenini yana doğru kaydırdı. Adem’in fark etmediği şey ise okun kendisine doğru ivme kazanmasıydı. Ne kadar manevra yaptığının bir önemi kalmamış ve doğrudan Adem’e doğru uçmuştu!

Adem bunu engellemek istiyorsa kesinlikle kendisini durdurmalı ve baltasını kullanmalıydı!

“Savuşturmam gerekli yoksa bu okun gücü beni öldürmese de öldürmekten beter edecek!”

Hızla baltasını eline çıkartan Adem, hemen gelen oku savurmak için salladı. İki silah birbiri ile çarpıştığı anda güçlü bir “Tong!” sesi ortaya çıkmıştı.

Tek bir darbe ile birlikte bedeninin uyuştuğunu hisseden Adem, “Bu kadar güçlü bir yay çekişi nasıl olabilir!” diye düşünüyordu. Bu sırada durduğu için iki adam hızla ona yetişmiş ve ileriye doğru atılmışlardı.

“Yay Doğumu tekniğinin gücü göz önüne alındığında, kesinlikle bana bir başka ok atmamasını sağlamalıyım!”

Bu arada Haluk hızla elindeki baltasını tekrardan başının üstüne kaldırmış, “Bu sefer kaçma da temiz bir ölümle ödüllendirelim seni!” diye bağırmıştı. Adem bu sözleri gördüğü anda hemen iki adım geriye doğru atladı, bu sırada iri adam da Adem’e doğru hızla ilerledi ve bir avuç içi darbesi gönderdi!

BOOM!

Yumruğun şiddeti o kadar fazlaydı ki, Adem ayakta duramadı ve beş adım kadar gerilemek zorunda kaldı. Dişlerini şiddetle sıktı ve doğrudan iri adama doğru baktı. “Tek bir avuç içi darbesiyle birlikte sol omzumu çıkarttı! Bu nasıl bir güç!”

Hemen bedenini tekrardan ateşlerin sarmasını sağlayan Adem, Cennet Ateşi tekniğinin iyileştirici gücünü kullanmaya başladı! Çıkık omzu kaşla göz arasında yerine oturmuştu.

“İki etkili Cennet Ateşi Tekniği!”

Bunu söyledikten sonra diğer ikili de şaşkındı. “Bu zamana kadar iki etkili Cennet Ateşi tekniği kullanan var mıydı?!”

“Yok!”

“İmkansız! Bunun sebebi tek bir etkiye izin veren bir yapısının olması!”

Adem bunları duyduğunda rakiplerinin ne kadar bilgili olduğunu fark etti. Gözleri kararlılıkla ışıltılar saçan Adem, hemen okçuya doğru hızla ilerledi.

Kısacık bir zaman diliminde önlerinden kaybolan Adem’i fark eden Haluk gittiği yola doğru baktı, “Alança(1) sana doğru geliyor!” diye bağırdı.

Adem’in adımlarının arkasında bıraktığı yeşil ateş ile birlikte onu takip edebilmesi çok kolaydı, aynı zamanda çok da zordu! Bunun başlıca sebebi ise Adem’in hızından kaynaklanıyordu!

“Kahretsin çok hızlı!”

“Atomik Karınca mübarek!”

İkili de son derece yavaş olduğundan Adem’e yetişememeleri çok normaldi, Adem bu zamana kadar Cennet Ateşi tekniğini kullanmadığı için onu sürekli kovalayabiliyorlardı, ama bu hız onların çok üstünde bir hızdı!

Kısacık bir süre içerisinde çantasını tokatlayan Adem, hemen iki uçan kılıcını da çıkardı! Hemen ikisine de ruhsal kuvvetini yükleyip “Gidin!” diye bağırdı.

İki uçan kılıçta vahşi bir kaplan gibi hızla ileriye doğru atıldı, onları gören ve duyan herkes arkasında bıraktıkları sesin kükremeye benzediğini düşünebilirdi. Üstün bir hızla uçan kılıçlar doğrudan Alança’yı hedef almıştı! Alança kaşlarını hemen çattı ve doğrudan bu kılıçlara doğru baktı!

“Lanet olsun! İllaki bunu da kullanmam gerekiyor!”

Hemen tekrardan yayını çeken Alança'nın parmakları son derece kararlı hale gelmişti. “Bakalım pençe tekniğimle çekilen yaydan kurtulabilecek misin!”

Hızlıca üç ok fırlatan kadın hemen kendisini önlem olması için geriye doğru çekti, bu sırada uçan kılıçlarda kadının eski bulunduğu bölgeye doğru hızla çarptı!

BOOMM!

Kılıçlar doğrudan ağacın dalını parçalamış ve yollarına devam etmişlerdi! “Kaçışın yok!” diye bağırdı Adem.

Kadın hemen bir başka dala zıpladı, “Sen öyle san!”

Bu esnada Adem’de kadına yetişmişti, elindeki baltayı hızla kadına doğru savurdu. Adem on bir yıl boyunca zihninde yapmış olduğu antrenman ile elde ettiği önemsiz ancak bir o kadar da önemli olan savuruş tekniğini hızla uyguladı.

Adem’in baltası bir anda durduruldu!
Şaşkın bakışlarla Adem, kadının iki parmağı ile baltasını tuttuğunu fark etti. “Sana demedim mi sen öyle san!”

Parmaklarıyla hızla baltayı iten kadın doğrudan Adem’in göğsüne doğru iki parmağını da soktu!

PLOP!

İki parmakta ciğerlerinin içine kadar girmiş ve Adem’in ağzından kan tükürmesine neden olmuştu! Adem hemen bunlardan ötürü geri çekildi, bedenindeki ateşin kendisini iyileştirmeye başlaması da fazla zaman sürmemişti.

“Çok güçlü bir iyileşme tekniği!”

“Yaraları hızla iyileştiriyor! Şuna bak Alança’nın pençe tekniğinin yaraları hızla iyileşmeye başladı!”

Adem bunlardan sonra kadının parmaklarının son derece güçlü olduğunun farkına vardı. Gözleri kan döküyordu, bu esnada peşinde olan iki adam da gelmiş ve hızla duruşlarını almışlardı.

“Hah şimdi işin bitti çocuk!”

Adem bunun üzerine gülümsedi, “Siz öyle sanın!”

Bir anda baltasını iri adama doğru fırlatan Adem, hemen ardından da Alança’ya doğru koşmuştu. Balta iri adamın omzuna doğru hızla çarptı ve hemen sekti, iri adamdan Acılı bir kükreme duyulmuştu.

Adem Alança’nın yanına yaklaştığı anda ruhsal kuvveti ile baltasını kendisine doğru geri çağırdı. Hedefinde bu sefer doğrudan öldürmek vardı, başka bir hatada doğrudan öleceğini biliyordu. Bu sırada uçan kılıçlardan birisini hızla öne doğru gönderen Adem, bir tanesini de arkadan dolandırmaya başlamıştı.

Tek başına bir savaşçıyı yerine sabitlemişti! “Hayır!!” diye ince bir çığlık Alança’nın boğazından dışarıya doğru çıktı.

Hemen ardından ise Adem’in elindeki balta hızla Alança’nın boynuna doğru ilerledi. Sadece balta da değil, ön ve arkasında bulunan uçan kılıçlarda doğrudan Alança’nın vücuduna saplandı!

BORŞK!

Alança’nın ağzından dökülen kan ile birlikte kafası çoktan kopmuştu. Bunu gören iki adam daha da sinirlendi!

Özellikle iri adamın gözleri bir anda şişti, vahşi bir çığlığın ağzından kopmasına izin verdi! “Çocuk sen öldün! Seni öldürmeden bu dünyadan ayrılmaya hiç niyetim yok! Benim biricik Alança’m… İntikamını alacağım!”

Adem bu kadar yüksek ve kalın ses ile birlikte korktu, hemen kaçması gerektiğini fark etti ve bir anda koşmaya başladı!

“Kaçma! Gel buraya ölümünün ardından kafatasından şarabımı içeceğim!”

“O zaman kaçmam gerekli!”

Adem’in bu sözüyle birlikte ikili daha da sinirlendi! “Hırsız hem yoldaşlarımızı öldürüyor hem de malımızı çalıyor! Affı yok bunun! Seninle birlikte üç sülaleni de öldüreceğim!”

Haluk bunları söylerken hala daha koşmaya devam ediyordu. Aynı zamanda iri adamın hızı bir anda patlamış ve doğrudan Adem’e hızla ilerlemişti!

Whoosh!

Kısacık bir sürenin sonunda, iri adamın vücudundan beyaz kıllar çıkmaya başlamış ve ardından bu kıllar bir kürk oluşturmuştu! Gözlerinde soğuk bir bakışla birlikte, Adem’e doğru bir avuç içi saldırısı daha gönderdi!

“Ayı Boğan Avuç İçi!”

--
1- İsmin anlamı; ağaç aralarında yetişen çimen, yosundur.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr