Bölüm 82: Buradan Nasıl Çıkacağım?

avatar
1473 0

Mavi Elma - Bölüm 82: Buradan Nasıl Çıkacağım?


Adem arkasında gümbürdeyen sesleri duyduğu gibi meraklı bir ifadeyle arkasına baktı. Hemen arkasında bulunan elli metre uzunluğa ve dört metre kalınlığa sahip devasa ağacın bir kürdan gibi uçurulduğunu gördü.

Ağaç uçtuğu anda arkasındaki tanıdık figürü hemen tanımıştı.

Adem bu figürü gördüğü anda kafa derisinin patlama noktasına kadar kaynadığını hissetti.

“ROOOAAARRRRR!”

Sinirli bir kükremeyle doğrudan Adem’e doğru bağırıyordu. Adem dört kollu maymunu fark ettiği gibi işlerin pek de yolunda gitmediğini düşündü.

Zihni büyük bir haykırmayla “Kaç! Adem Kaç!” diye bağırıyordu. Adem zihnine karşı gelmek istemedi ve son anda koşmaya başladı. Koştuğu alana doğru zıplayan dört kollu maymun yere bir meteor gibi düşmüştü.

BOOM!

Son anda kaçan Adem’in ayakları oluşan şoktan ötürü etkilenmiş ve Adem havada iki takla attıktan sonra hızla yere düşmüştü.
Kafasında acil durum çanları çalmaya başlayan Adem’in çığlıkları havada yankılandı.

Bu olanlardan sonra Adem tüm gücüyle koşmaya başladı.

Normalde Qi Yoğunlaşmasının altıncı düzeyinde maksimum hızının sınırı bir ise, şuan ki maksimum hızı kesinlikle ikiydi.

“Bu küçük hayatım hâla daha çok değerli! Neden bana saldırıyorsun! Çocuğunun doğmasına yardım bile ettim oysaki!!”

Gözü dönmüş dört kollu maymun, ne söylediği önemsizmişçesine olağan gücüyle Adem’e doğru koşmaya devam ediyordu!

Balıkçılın bir hamsiyi yakalaması gibi bir durum söz konusuydu. Adem ne yaparsa yapsın Qi Yoğunlaşmasının dokuzuncu seviyesindeki dört kollu maymunu engelleme şansı yok gibiydi. (balıkçıl bir tür kuş)

“Bu maymundan sadece tek bir şey yaparak kurtulabilirim!”

Başlangıçta uçan kılıcıyla kaçmayı düşünsede aslında bir sorun vardı. Maymun zeki bir canlıydı ve kesinlikle onu uçan kılıçtan düşürmenin bir yolunu bulacaktı. Peki ya uçan kılıçtan düştükten sonra ne olacaktı?

Büyük ihtimalle maymunun yemeği olurdu...
Bundan ötürü Adem’in yapması gereken tek şey koşmaktı.

“Mağaranın çıkışına doğru koşmalıyım! Hayatım için kaçabileceğim en güvenli yer orası, hem yeni doğmuş olan yavrusunu bırakıp nereye kadar beni takip edecek?”

Adem bir anda Cennet Ateşi tekniğini de aktif etti ve kendisine yaklaşan bir saldırıdan daha kurtulmayı başardı. Ona gelen saldırı devasa bir ağacın fırlatılmasıyla olışmuştu.

“ANNECİĞİİİMMMM!”

Çığlıkları, avazı çıktığı kadar bağırdığı için, tüm mağarada yankılanıyordu. Adem’in tüm vücudu ter içerisinde kalmıştı ve Cennet Ateşi tekniğinin yardımıyla olsada aradaki mesafeyi bir miktar açmıştı.

“Beni öldürene kadar kovalamaya devam edersen, yeni doğmuş çocuğunu kim koruyacak! Vahşi hayvanlara yem olmasından korkmuyor musun?!”

Adem'in çığlıkları arasında söylediği kelimeler sanki boşunaydı. En ufak bir korku veyahut endişe ibaresi bile göstermeyen bu maymun hâla daha kendisini deli gibi kovalıyordu.

“ANNEEEE!”

Bu sefer de devasa bir kaya kafasının üstünden geçtiğinde Adem çığlık atmadan duramadı!

“Yapma, etme ne olursun! O kadar doğurmana yardım ettim! Acı bana!”

Elinde kalın bir dal parçasıyla birlikte gelen dört kollu maymunun, iki kolu bir ağacı sökerken diğer iki kolu elindeki ağacı mızrak gibi Adem’e doğru fırlattı. Dört Kollu Maymun her geçen an daha da öfkeleniyordu.

FİUU!

Ağaç sanki gerçek bir mızrakmış gibi tüm şiddetiyle Adem’e doğru ilerledi. Kader Meridyenini açmış olan Adem, kendisine gelen bu saldırıyı da zar zor atlattı. Qi Yoğunlaşmasının altıncı düzeyine girdiğinde, elde ettiği algı eskisine nazaran çok daha fazlaydı.

BOOOM!!

Mızrak bir gök gürültüsü gibi yere düştü ve devasa bir çukur oluşturdu. Adem’in yapabileceği tek şey bu saldırıdan kaçmaktı, aksi takdirde zavallı hayatı uçmağa bile ulaşamadan kaybolacaktı.

Savaştan kaçarken ölürse, nasıl olurda bundan kurtulup uçmağa varabilirdi ki?

Bir sonraki hamlesinde devasa dört kollu maymun tekrardan havaya sıçradı, Adem bir kez daha uçan kılıç kullanmadığına şükreder olmuştu.

Devasa maymunun bir zıplayışıyla yüz metre sıçradığı söylenebilirdi. O kadar yüksekteydi ki, Adem bir anlığına kurtulduğunu bile hissetmişti.

Ancak hemen sonrasında devasa gölge doğrudan Adem’in üstüne doğru gelince Adem bir çığlık attı. Koştuğu yerin çaprazına doğru tam gücünü vererek koştu. Hatta vakit bile harcamadan, derhal uçan kılıcına atladı ve yere iner inmez yaptığı saldırıdan da kurtulmayı başardı.

Uçan kılıç kullanmak çok sıkıntılıydı, bundan ötürü Adem uçan kılıçtan hemen indi ve tekrardan bacaklarına hız verdi. Cennet Ateşi Tekniği olmamış olsa hali kesinlikle harapdı...

“Yardım edecek kimse de mi yok!?”

Adem yüksek sesle bağırıyordu. Bu sırada hâla daha koşmaya da devam ediyordu. Hatta o kadar hızlı koşmuştu ki, mağaranın girişine kadar geldiğinden haberi bile yoktu!

Bir anda Adem’in kafasında bir soru alev aldı, “Peki ben bir uçan kılıç olmadan buradan nasıl çıkacağım?”

İşte bu noktayı hiç düşünmemişti. Saf güçle dört kollu maymunun otuz metrelik boyunu aşmaya çalışsa bile kesinlikle maymun onu yakalardı. Uçan kılıç kullanırsa da taş, ağaç gibi materyalleri silah gibi kullanacaktı!

Işte bu tam bir çıkamazdı....

Adem ne yapacağını kısacık bir süre düşündü. Hala daha kendisini delicesine kovalamaya devam eden dört kollu maymunu fark ettiği anda “Hay avradını...” diye küfür etmekten alamadı kendisini.

Hiç düşünmeden doğrudan uçan kılıcına attı kendisini. Mağaradan tırmanarak ayrılmak onun için kesin ölüm gibiydi, bunun olmasına izin veremezdi.

Zavallı hayatı için kumar oynamak zorunda kalan Adem bir anda “Kıdemli Ouz buradan bir çıkayım bu çekirdeği nah veririm sana! Ayrıca uçan kılıcını da verenin avradını!”
diye mırıldandı.

Uçan kılıcı delicesine yukarıya tırmanmaya devam ediyordu. Bu sırada Adem hemen yanından geçen bir kaya ile birlikte gerçekliğe döndü. Sövmesi gereken kişilere sövme işini sonraya bıraktı.

Kaya doğrudan önündeki sert kayalara çarptı ve bir patlama ile birlikte, Adem’in önünde büyük bir yıkım gerçekleşti.

Açıkçası dört kollu maymun zeki bir canlıydı. Direk Adem’i öldürmeyi planlamıyordu. Onun uçan kılıçtan düştükten sonra zaten öleceğini biliyordu. Kanatları çıkmadığı sürece başka kaçış yolı yoktu ki!

İrili ufaklı kayalar doğrudan Adem’in üstüne düşmeye başladı. Kader merdiyeni sayesinde Adem bir çok kayadan ustalıkla sıyrılmayı başarmıştı.

Ancak ne kadar Kader Meridyeni açık olsa da bazı kayalardan sıyrılması mümkün değildi!

Hemen çantasını tokatlayan Adem eline baltalarını aldı ve ikiz baltalarını birbirine kenetledi. Hızla baltalarını savuran Adem’in önündeki kayalar daha da küçük parçalara bölünmüş ve kılıcını etkilemeyecek hale gelmişti.

“Ne oldu lan aptal maymun!”

Dalga geçmek için bir göz kapağını aşağıya çekip dil çıkartan Adem, hemen sonrasında mağaranın çıkışına ulaştı ve karanlığın içine doğru hız kesmeden koşmaya başladı.

Dört Kollu Maymunun aslında bu andan sonra gerçekten de takibi bırakması gerekiyordu. Yeni doğurduğu bir yavruya sahipti, ancak son anda Adem’in yaptığı ve söylediği şeyler onun ateşini daha da harlamıştı.

“WHAAAAWHAAA!”

Şiddetle hırçın ve öfkeli bir çığlık atan maymun son hız ilerlemeye devam etti ve kısacık sürede girişe doğru ilerledi.

Maymun buraya gelirken başka bir girişi kullansada, şu anda önünde bu giriş vardı ve açıkçası burayı biraz genişletmesi gerekiyordu.

O andan sonra dört kolu bir yumruk dalgası ortaya çıkardı.

...

Uçan bir kılıç üzerinde hızla seyahat eden birisi “Yine kaçırdım! Neden her seferinde kaçmak zorunda!” diye mırıldanıyordu.

Açıkçası hızı uçan kılıçla uçan birine göre muazzam derecede hızlıydı. Ruhsal gücünün son derece yüksek olduğu kesin gibiydi.

Kendi kendine mırıldanmaya devam eden bu kişi bir anda kafasının yanından geçen bir kaya ile birlikte irkildi ve neler olduğunu görmek istedi.

Kafasını çevirdiğinde gördüğü şey karşısında şok olmuştu!

Bir çocuk, Sarmaşık Dağının patronu olan dört kollu maymun tarafından acımasızca kovalanıyordu. Üstelik çocuk uçan kılıç bile kullanmadan koşarak maymundan kaçıyordu.

Bunu gördüğü anda şok olmuştu!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44224 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr