Bölüm 13: Görevleri Atamak

Çeviri/Düzenleme:Accora

Altın Saray Dağı'nın tepesindeki Şeytani Gökyüzü Köşkü’nde…

"Usta, Anyang'ın Ci Ailesinden temsilciler sizi görmek istiyor."

“Hangi Ci Ailesi?”

"Küçük Yuan'er'in ailesi."

Ji Tiandao'nun beş yıl önce Anyang şehrinde Küçük Yuan'er'i öğrencisi olarak aldığı sahne Lu Zhou'nun zihninde belirdi ve hafifçe başını salladı ve "Onları içeri getirin" dedi.

"Evet usta!"

Çok geçmeden, üç kötü mürit, Ci Ailesinin insanlarını Şeytani Gökyüzü Köşkü’ne götürdü. Küçük Yuan'er de haberi alır almaz geri dönmüştü.

Ci Ailesinin üç adamı, Şeytani Gökyüzü Köşkü’ne bu kadar sorunsuz girmeyi beklemiyorlardı. Ancak, ne kadar pürüzsüz olursa, o kadar huzursuz oldular. Ve Lu Zhou'yu gördüklerinde korkudan titrediler ve en ufak bir kabalık göstermeye cesaret edemediler.

“Selamlar, lordum!” Ci Ailesi'nin kâhyası diz çöktü ve iki arkadaşı da onu izledi.

Lu Zhou onlara baktı ve hafifçe konuştu, " Şeytani Gökyüzü Köşkü’ne katılanların aileleri ve arkadaşlarıyla herhangi bir temas kuramayacaklarına dair bir kural koymuştum. Küçük Yuan'er, bunu hâlâ hatırlıyor musun?"

"Hatırlıyorum. Onları hemen göndereceğim," dedi Küçük Yuan'er aceleyle.

Kâhya, Küçük Yuan'er'e bakmak için döndü. Yanaklarından süzülen terle, “Genç Hanım, benim… Ci An!” dedi.

"Ci An?" Küçük Yuan'er, önündeki orta yaşlı adama şüpheyle baktı. Ailesinden ayrıldığında sadece on yaşındaydı ve aradan beş yıl geçmişti, bu yüzden hafızası biraz zayıflamıştı.

Ci An aniden gözyaşlarına boğuldu ve “Sonunda seni buldum Genç Hanım! Ci Ailesi ve ebeveynlerinin başı dertte!”

Küçük Yuan'er ailesini sadece beş yıllığına terk etmişti. Yıllar boyunca sık sık anne ve babasını düşündü ve onları çok özledi. Neyse ki, yaşlı kötü adam onun için uğraşmıştı ve onun tamamen kötü olmasına izin vermemişti.

Ama Duanmu Sheng, Mingshi Yin ve Zhao Yue farklıydı ve gördüklerinden hoşlanmadılar. Bu kadar insanın önünde çocuk gibi ağlamanın bir erkek için ayıp olduğunu düşündüler.

Duanmu Sheng derin bir sesle bağırdı, "Sessiz ol!"

Bu Ci An'ın ağlamasını durdurdu ve kalbine korku saldı. O kadar korkmuştu ki hemen başını eğdi.

Zhao Yue gülümseyerek "Şeytan Gökyüzü Köşkü ağlayabileceğin bir yer değil," dedi. "Küçük Kız Kardeş, senin ailenden olduğu için olmasaydı, ağzını altın iğnemle dikerdim."

Ci An, “…”

Küçük Yuan'er dizlerinin üzerine çöktü ve "Usta!" dedi.

Lu Zhou'nun yüzü sakindi, duygulardan yoksundu.

Göz açıp kapayıncaya kadar Mingshi Yin'in aklına bir fikir geldi. Yumruğunu kavuşturdu ve "Usta, kurallar çiğnenmek için vardır. Küçük Kız Kardeş'in abileri ve ablaları olarak ailesi de bizim ailemizdir. Ailemizin başı dertteyken onlara yardım etmezsek domuzlardan ve köpeklerden aşağı oluruz.”

"katılıyorum," dedi Zhao Yue.

Duanmu Sheng, "Dördüncü Küçük Kardeşin haklı olduğu bir nokta var ve ben de aynısını düşünüyorum," dedi.

Küçük Yuan'er, kıdemli erkek ve kız kardeşinin onu desteklediğini duyunca şaşırdı. Bu arada, Lu Zhou hafifçe başını salladı ve "Söylediklerinizde doğruluk payı var" dedi.

Üç kötü öğrenciye baktı. Sadakatleri her biri için %5 daha artarak neredeyse %70'e ulaştı.

"Ancak, soruna bağlı. Şeytani Gökyüzü Köşkü basit işlerle uğraşmaz,” Lu Zhou'nun gözleri Ci An'a takıldı.

"Aynen öyle! Ustanın kudreti dünya çapında iyi bilinir. Sadece bazı önemsiz meselelerse, onlarla uğraşacak vaktimiz yok" dedi Mingshi Yin.

Zhao Yue gözlerini devirdi. 'Buna analizde iyi olmak denmiyor Dördüncü, sen sadece rüzgârda yelken açıyorsun... Ve dalkavuklukta iyisin!'

Küçük Yuan'er, Ci An'a göz kırptı. Bunu gören görevli çabucak, "Ci Ailesi Anyang'da her zaman iyi davranışlar sergilemiştir ve biz sadece sıradan insanlarla ticaret yapan bir aileyiz. Yıllar boyunca barış içinde yaşadık ve iş, ailedeki binden fazla insanın geçimini sağladı. Bir ay önce ticaret kervanımız bir nehir vadisinden geçerken bir atlı haydut çetesi tarafından soyuldu. Ci Ailesi sorun yaşamak istemedi, biz de onlara biraz para ödedik… Ama çete bununla da kalmadı. Aynı gece Anyang'a koştular, her şeyimizi çaldılar ve hatta yüzden fazla insanı rehin olarak kaçırdılar!"

Ailesine olanları duyduğunda, Küçük Yuan'er hafifçe kaşlarını çattı. Bu Konu büyük veya küçük olarak ele alınabilirdi.

Zhao Yue güldü. "Bu sadece atlı bir haydut çetesi, neden yerel yetkililerden yardım almıyorsunuz?”

“Aile reisimiz de öyle düşündü, ancak yetkililer nehir vadisinin atlı haydutlarını duyar duymaz onu hemen kovdular. Bize yardım etmeye cesaret bile edemediler!”

"Bu haydutlar gerçekten bu kadar güçlü mü?" Zhao Yue alay etti.

Ci An gergin bir şekilde, "Bu atlı haydut çetesinin yetişimciler tarafından desteklendiği söyleniyor..." dedi.

"Şaşmamalı!"

Artık tüm hikâye netlik kazanmıştı ve herkes gözlerini Lu Zhou'ya dikmişti.

Ji Tiandao'nun eski yöntemlerine göre, Şeytani Gökyüzü Köşkü bu tür konulara asla müdahale etmezdi. Ama bu geçmişte kaldı. Üstelik bu konu, ustalarının en çok değer verdiği kişiyle, küçük kız kardeşleriyle ilgiliydi.

Bu nedenle, efendileri konuşmadan önce, Mingshi Yin ileri atıldı ve dürüstçe, "Usta, bırak ben halledeyim! Bu atlı haydut çetesi çok ileri gitmiş. Küçük Kız Kardeş'in ailesini nasıl kaçırabilirler? Bunun doğru bir şekilde ele alınacağından emin olacağım.”

Hem Duanmu Sheng hem de Zhao Yue'nin dili tutulmuştu. 'Dördüncü kardeş gerçekten utanmaz!'  düşündüler.

Ci An ise bunu duyunca çok sevindi, sanki rüyadaymış gibi hissediyordu. Beklediğinden çok daha kolay olmuştu.

Lu Zhou bu sırada düşünüyordu.

Mevcut gücüyle, eğer yetişimciler arasındaki meselelere müdahale ederse sadece bela aramış olurdu. Ancak, öğrencilerinin bununla başa çıkmasına izin verebilir, bir taşla iki kuş vurarak liyakat puanlarıyla ödüllendirilebilirdi.

“Usta, lütfen iyi işler yaparak suçlarımın kefaretini ödememe izin ver. Küçük Kız Kardeş'in ailesi büyük tehlikede ve onun Kıdemli Kardeşi olarak, gözümü kapatıp hiçbir şey yapmadan oturamam. Evet, Usta cezalı olmamı emretti ama bu özel bir durum ve umarım Usta onlara yardım etmeme izin verir." Mingshi Yin konuşmasını ortodoks bir uygulayıcı gibi yaptı, bu da Duanmu Sheng ve Zhao Yue'nin ağzının şaşkınlıkla açılmasına neden oldu.

"Dördüncü kardeşin oyunculuğu ne zaman bu kadar iyi oldu?"

Lu Zhou, Mingshi Yin'e baktı ve hafifçe konuştu, "Normalde Küçük Yuan'er bu meseleyi kendisi halletmeli. Ama Hâlâ genç ve korkarım kendini nasıl kontrol edeceğini bilmiyor. Kıdemli Ağabeyi olarak ona yardım edecek yüreğin olduğuna göre, bunu senin halletmene izin vereceğim.”

“Görevi kesinlikle tamamlayacağım!” Mingshi Yin çok sevindi.

"Üç gününüz var..."

"Ah? Üç… üç gün mü? Usta, sence üç gün biraz fazla kısa değil mi?” Mingshi Yin kendine daha fazla zaman kazanmaya çalıştı.

Zhao Yue gülümserken, "Kıdemli Kardeş, sen bir İlahi Saray uzmanısın. Ben olsam iki gün fazlasıyla yeterli olurdu. Ne zaman bu kadar özgüvensiz oldun?"

"Uh!"

'Aynı kökten yetişiyoruz, öyleyse neden bu kadar aceleyle canımı acıtıyorsun? Ayaklarımın altındaki halıyı itmem iyi mi sence?'

"git şimdi," Lu Zhou elini salladı.

"Evet usta!"

Lu Zhou'nun ona sadece üç gün vermesinin nedeni, bu öğrencilerin çok fazla özgür olmasını istememesiydi, çünkü onlar çok uzun süre giderlerse sadece belaya davetiye çıkarmış olurlardı.

Bunu düşünürken sistemin menüsünü açtı. Tabii ki, görev menüsünde 'Atanan görevler' adlı ek bir sekme vardı ve ilk satır açıkça aşağıdaki gibi görünüyordu:

Ci Ailesini Kurtarmak

Yürütücü: Mingshi Yin

Geri sayım sayacı: 2 gün 23 saat…

Bu sırada, Küçük Yuan'er dizlerinin üzerine çöktü ve derin bir şekilde eğilerek "Teşekkürler, Usta!" dedi.

Aynı zamanda Ci An ve iki arkadaşı da eğilerek, “Teşekkür ederim lordum…” dedi.

"Ding! Üç kişinin samimi ibadetini aldınız ve 30 liyakat puanı ile ödüllendirildiniz. İpucu: Kasıtlı olarak planlanmış ibadetlerden liyakat puanları verilmeyecektir.”

"Küçük Yuan'er, onları dağdan aşağı gönder."

"Evet usta!" Sanki söyleyecek bir şeyi varmış gibi baktı.

Lu Zhou onun ifadesini okudu ve dedi ki, "Dördüncü Kıdemli Kardeşiniz dış dünyayı sevse de, her zaman işleri ciddiye alır ve beynini akıllıca kullanır. Bir günden daha kısa sürede sorunu çözecektir. Endişelenmene gerek yok."

"Şimdi anlıyorum, Usta!"

Diğer tarafta, Duanmu Sheng ve Zhao Yue aynı anda dondu. Efendileri, Mingshi Yin'in orada kendi işlerini yapmak için iki gün harcayacağını açıkça biliyordu.

Her şey efendilerinin kontrolündeydi!

“Beşinci!”

"Evet usta?"

"Cennetsel Kılıç Tarikatını, özellikle de en kıdemli öğrencisi Zhou Jifeng'i araştırmanızı istiyorum. İki gününüz var."

Zhao Yue emri duyduğunda gülümsedi. "Evet usta. Görevi kesinlikle tamamlayacağım!”

Zhou Jifeng'in kaçmasını istemediğinden, doğal olarak onu uzaktan takip etmesi gerekiyordu.