BÖLÜM 1
İç açıcı bir nisan sabahı bahar gelmiş , kuşlar neşe içine şarkı söylerken ; antalyanın , Konyaaltı ilçesinde yirmili yaşların ortalarında , yaklaşık 1.80 boylarında naif ama gözlerinde hayatın çeşitli tecrübelerini barındıran bir adam , nezih denebilecek bir çevrede bulunan pek göze çarpmasada baktığınızda ferahlık getiren bir dükkana giriyordu .
“günaydın.”
“günaydın patron.”
Cevap veren 18-19 yaşlarında temiz ve zarif bir delikanlıydı baktığınızda onunda çeşitli çeşitli zorluklarından payını aldığı anlaşılabilirdi aslında .
“Naber işler nasıl gidiyor “
“ Daha dur patron açılalı bir saat olmadı ama bugününde pek bir farkı olacağını düşünmüyorum aslında .”
“ Peh bir kerede ağzından iyi bir laf çıksın uğursuz herif .”
“ Pardon patron, aslına bakarsan bugün dükkanın tıka basa dolacağını hissediyorum “
“ O nasıl bir renk değiştirmektir öyle , o şeffaf hayalet bukalemunları bile senin kadar hızlı renk değiştiremiyor “
“ Çünkü ben onlardan daha güçlüyüm patron “
“ Neyse ne , yinede bana patron demek zorundasın . “
“ Evet patron .”
“ Ne oldu daha geçemedinmi darboğazı ? “
“ Hayır patron temelimi güçlendirmem lazım biliyorsun daha 2 ay önce seviye atladım “
“ Peh korkak herif . Kaplumbağa gibisin bu gidişle aşkın seviyeye geçmen ne kadar sürecek allah bilir “
“ Ama patron daha ilerilere ulaşmak istiyorsam temeli sağlam atmam gerektiğini sen söyledin “
“ Evet haklısın ama yinede bu kaplumbağa gibi olduğun gerçeğini değiştirmez “
“ Evet patron sen ne diyorsan o “
“ eksik malımız varmı , en çok ne rağbet görüyor ? “
“ Şu anlık herşeyden yeterli miktarda var , ama patron zaten dükkana günde on kişi giriyor ney rağbet görebilirki ? “
“ Yine başladın o rezil ağzını açmaya dimi uğursuz piç “
“ pardon patron . şuan elimizde 5 sap kırmızı ateş otu kaldı istersen tedarik et .“
“ Siktiret onu, bitince alırız , bu arada nerde kaldı bu müşteriler yine her zamanki gibi görünmüyorlar“
“ sabret patron gelirler şimdi . “
“ tamam tamam”
Dedi ve kendine bir bardak çay koymak için köşedeki çaydanlığa yöneldi adam . Kendine bir bardak çay koyduktan sonra , masasına geçti ve masadaki düğmeye dokundu önünde beliren hologramı kontrol etti daha sonra belirli bir siteye girip haber okumaya başladı . birkaç dakika sonra yüz ifadesi sanki ilginç bir haber bulmuş gibi değişmişti , haberde yazan şey ise ;
“ 07.04.2039 tarihinde Trabzon’da bir canavar isyanı meydana geldi , dört pençeli demir yengecin komuta ettiği bu canavar isyanı , ordu ve 7 tane tane 8 yıldızlı Yetenek kullanıcısının yardımıyla zor da olsa bastırılabildi isyanda ; büyük meblağda maddi hasarın yanında 47 ölü ve 118 yaralı tespit edildi “
“ ah , ah bu piçler gittikçe çileden çıkmaya başladılar , bakalım devlet bu konuda nasıl bir adım atacak “
“ ne oldu patron ? “
“ bir şey yok . Trabzon'da isyan çıkmış zor da olsa bastırabilmişler . devlet bu konuda ne yapacak onu merak ediyorum . “
“ sen ne düşünüyorsun bu konuda patron ? sen olsan ne yapardın ? “
“ Benim yapacağım şey belli ; yeterli sayıda güç seferber edip bölgeyi temizlerdim çünkü ; bu böyle devam ettikçe hem can hem mal kayıpları tekrar olacak bunu bir an önce düzüne sokmalılar .”
“ Haklısın patron neredeyse 20 sene oldu o piçleri bir nebzede olsa bastırabilmemize rağmen , yinede saatli bomba gibiler ne zaman nerede patlayacakları belli değil .”
“ aynen öyle eski komşularımızdan ders almazsak sonumuz onlara benzer . “
Evet , neredeyse 20 sene olacaktı , 2020’nin sonbaharında bir gün insanlar garip bir sese uyandılar tüm dünyada yankılanan bu garip sese . o günden sonra gökyüzü tam üç gün boyunca turuncu kalmış , yerçekimi 3 katına çıkmış , elektrikler tamamen kesilmiş , dünyadaki tüm iletişim kopmuştu . Bu olay yaşanırken tüm dünya bir kargaşa içindeydi , tüm insanlar sokaklara hücum etmiş olaylar patlak vermiş birbirine yaralayanlar hatta öldürenler olmuştu . devletler buna engel olmaya çalışsa da boşunaydı , neyse ki bu olay sadece 3 gün sürmüştü , ama bunun sadece başlangıç olabileceğini kim bilebilirdi ki ?
Bu olayın ardından hemen araştırmalara başlayan bilim adamları tamamen şok edici bir keşifle karşılaştılar . Dünyanın büyüklüğü tam 10 katına çıkmıştı , evet tam 10 katına . sadece bununla da kalmayarak bitkilerin ve hayvanların büyüme hızları artık bazıları kontrolden çıkıp şehirlere saldırmaya başladılar . Hükumetler orduları seferber etti ve isyan bir süre sakinleşti fakat aradan 1-2 ay geçtikten sonra daha da şiddetli olmaya başladılar gruplar halinde saldırmaya başladılar bu seferde , ilerleyen zamanlarda çok daha şiddetli hal alan canavar isyanlarında 1 milyardan fazla can kaybı meydana gelmişti nispeten zayıf ülkeler karşı koyamayıp ülkeler yok edilmişti hatta .
Bu sürecin ne kadar süreceği bilinmezken bir olay oldu , insanların kurtuluş umudu görmesini sağlayan bir olay . bu olayın ortasında ise insanlar vardı . evet insanlar , insanlar da hayvanlar gibi değişim geçirmeye başladılar , bu değişim geçiren insanlara ise yetenek kullanıcıları dendi kimileri doğal elementlerle iletişim kurup onları kullanırken kimisi uçabildi kimisi de vücudunu sertleştirebildi . insanlar bu duruma daha sonra şu adı verdiler EVRİM .
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..