Paul ile Arnold’a ne yapmaları gerektiğini söyledikten sonra, Felix yanına birkaç muhafız ile haydut yerleşkesinde gezmeye başladı.

Evler ya kerpiç ya da ahşaptan yapılmıştı ve yaklaşık 40 ev vardı.

Felix, bu haydut yerleşkesinde yaşayan yüzden fazla kişi için ev miktarının biraz az olduğunu düşündü.

Felix kerpiç ve ahşap evlerin arasında gezerken, haydutların eşlerini ve toz içinde oynayan birkaç çocuk gördü.

“Tısh, bu dünya gerçekten de zalim.” Diye içinden düşündü.

Eski dünyasında, bu yaşlardaki çocuklar okula giderken, ebeveynleri tarafından şımartılmanın keyfini yaşıyordu ancak bu dünyada yaşayan çocuklar sadece sefalet içinde yaşıyordu.

Felix şanslı ve zengin bir ailede yaşayan çocukların hala biraz daha iyi yaşadığını biliyordu ancak bunun sadece bir azınlıktan ibaret olduğunu da anlamıştı.

Eski dünyasında dahi sefalet ve yaşamak için erken yaşlardan itibaren çalışmak zorunda kalan Felix, bu çocuklarla empati kurabiliyordu ancak tek yaptığı buydu.

Felix kendisinden ve ailesinden başka kimseyi umursamayan birsiydi.

Eski yaşamında dahi birçok haksızlığa ve adaletsizliğe maruz kalmıştı fakat kendisini ilgilendirmeyen konuları hiç bir zaman gözüne koymamıştı.

Bu yüzden çocuklar için üzülüyor ve onlarla empati yapabiliyordu ancak aklında onlara yardım etmek gibi bir düşünce hiç bir zaman oluşmamıştı.

Belki, ilerde onlara dolaylı yoldan yardımı dokunurdu ancak bu yardım onun menfaatleri doğrultusunda olurdu.

Felix bir süre daha etrafına bakarak ve her şeyi gözlemleyerek zaman geçirdi.

Ancak tek görebildiği perişanlık ve sefaletten başka bir şey değildi.

Felix sıkılmaya başlamış ve etrafa bakınma ilgisini kaybetmişti.

Bu sırada, Felix biraz acıkmış ve henüz yemek yemediklerini fark etmişti.

Bu yüzden, haydut liderinin avlanmak için uygun olduğunu söylediği yer aklına gelmişti.

Felix biraz “TP” kazanmak ve öğlen yemeği için et bulmak için avlanmaya gitmeye karar verdi.

Gezisi sırasında ona eşlik eden beş muhafıza bakmaya dönen Felix, onlardan birisi ile konuşmaya başladı.

“Git ve Paul’a, benim avlanmaya gideceğimi söyle.” Dedi.

“Anlaşıldı Lordum.”

Muhafız saygılı bir şekilde Felix’e selam verdi ve Paul’a haber vermek için yola koyuldu.

Muhafız gittikten sonra, Felix geriye kalan dört muhafıza baktı ve gülümsedi.

“Hadi avlanmaya gidelim, beni korumanız için size güveneceğim.” Dedi.

“Anlaşıldı Lordum.”

“Anlaşıldı Lordum.”

“...”

Dört muhafız bir ağızdan konuştu ve ciddi görünüyorlardı.

Felix’i korumak için ellerinden geleceklerini yapacakları ve gerekiyorsa onun için canlarını ortaya koyacakları, gözlerinde parlayan kararlı ışıktan belli oluyordu.

Felix, babasının bu muhafızları eğitmek için nasıl bir izlediğini bilmiyordu ancak her birinin sadakati sorgulanamaz bir seviyedeydi.