Bölüm 1 : Nutsvil

avatar
518 1

Örümcek - Bölüm 1 : Nutsvil


Bölüm 1 : Nutsvil

 

 

 

 

                Her zamanki gibi gürültülü bir gece geçiren şehrin karanlık sokaklarında çatışan bir grup insan vardı. Polis sirenlerini ve silah seslerini duyanlar camlara yaklaşmak gibi bir hata yapmamışlardı. Üç dört katlı eski evlerden oluşan dar ve kirli sokaklarda uzun çatışmalar yaşanıyordu. Yağan yağmurun sesiyle karışan silah sesleri birkaç ay süren çatışmalardan sonra insanları rahatsız etmemeye başlamıştı. Nutsvil şehri artık bu seslere fazlasıyla alışıktı.

 

 

 

 

 

                Levi yorgun olsa da işe gitmek için kalkmıştı. Kırışmış beyaz gömleğini giyip soluk lacivert kravatını bağlamaya çalıştı. Uzun boylu , beyaz tenli 21 yaşında bir çocuktu ve yaklaşık 2 senedir yerel bir gazetenin ofisinde çalışıyordu . Pantolonunu giyip kahverengi ceketini omzuna aldı ve telefonunu cebine atıp kapıyı açtı. 5 katlı bir apartmanın tek odalı küçük bir evinde yaşıyordu ve güzel bir hayat sürecek kadar parası olduğu söylenemezdi. Kahverengi ayakkabılarını giydi ve merdivenlere çıktı. Her sabah 3 kat aşağı inmek canını fazlasıyla sıkıyordu.

 

Binadan çıktığında yerdeki boş mermi kovanlarını ve kan izlerini görmüştü. Silah seslerini anımsadı ve dün gecenin de pek şaşırtıcı olmadığını hatırlayarak sıkıldı. Polis , çeteler ve mafya arasındaki bu büyük çatışmalar son birkaç aydır Nutsvil şehrini oldukça yıpratmıştı. Nutsvil şehri ülkenin kuzeyinde kalan ve diğer şehirlere uzaklığı yüzünden fazla ilgi görmemiş bir yerdi. Ülkeye gizlice giriş yapan insanların gelip kaçak ev yaptığı ve bir şekilde yaşamaya çalıştığı bu şehrin başkentteki yöneticiler tarafından pek de umursandığı söylenemezdi.

 

Şehirde çok büyük bir otorite olan Çin mafyasının varlığı ise uzun zamandır insanlar tarafından kabul görüyordu. Yabancı ülkelerden ve teröristlerden büyük bir fon alan bu mafyanın şehri yönetimi altına almak için birkaç yöneticiye rüşvet verdiği dahi ortaya çıkmıştı. Gazetede çalışan Levi ise bu olaylara oldukça ilgiliydi. Fakat gazetelerin tamamen bağımsız olduğunu söylemek pek mümkün değildi. Yine de son zamanlarda gazetelerin bağımsızlığını önemli ölçüde arttırabilecek olan garip bir olay Levi’yi umutlandırmıştı. Polisle çatışmaların yeni yeni yaşanmaya başlamasının sebebinin Nutsvil Polis Teşkilatının başına geçen “Göz” lakaplı bir adam olmasıydı ve henüz birkaç ay önce gelmiş olmasına rağmen bu adamın şehri kurtaracağına dair bir inanış yaygınlaşıyordu.

 

İsminin basınla veya polislerle paylaşılmaması garipsenen bu adamın diğer polis teşkilatı başkanları gibi suikasta uğramamış veya sindirilmemiş olması ise çok şaşırtıcıydı. Aynı zamanda polis teşkilatının içindeki hainlerin tek tek ayıklanması ve cezalandırılması da insanları ümitlendirmiş ve polis teşkilatına olan inancı arttırmıştı. Çok yüksek bir öngörüye sahip olan başkanın henüz orta yaşlı biri olduğu, insanların yüzlerine ve davranışlarına bakarak onları hemen anlayabildiği, binlerce psikoloji kitabı okuduğu ve insan deneyleriyle bağlantılı olduğu ise söylentiler arasındaydı. Mike bunları düşünürken ofise vardığını fark etti ve düşüncelerinden sıyrılarak binaya baktı. Soluk açık yeşil duvarları yer çekimine karşı gelememiş ve hafifçe dökülmüş olan bu dört katlı yapı , yaşamına son vermek için ufak bir deprem olmasını bekliyor gibiydi. Her katında ikişer tane eskimiş tahta pencere vardı ve tahta parmaklıklarla süslenmişlerdi . En azından Levi’nin patronu bunun  bir süs olduğunu söylemişti.

 

İçeri girdi ve yeni paspaslanmış zeminde kaymadan yürüyerek karşısındaki tahta kapılı asansöre bindi. Tıkırdayarak hareket eden eski asansör üçüncü katta durdu ve sonradan montelenmiş eski tahta kapıları açılarak garip bir gıcırtı sesi çıkarttı. İçerisi kahverengi masalarla ve nispeten yeni sayılabilecek ama kesinlikle rahat olmayan tahta sandalyelerle doluydu. Masalarının başında oturup tüplü bilgisayarlarından bir şeyler yazmaya çalışan gazeteciler önce asansöre bakmış, sonra da asansörün önünde kendilerine bağıran Kacper’e bakmaya devam etmişlerdi. Asansöre sırtı dönük bir şekilde elindeki belgeleri sallayan Kacper bağırıyordu. Mutlu olduğu belliydi ve kendisini sevindiren bir haberi ofistekilerle paylaşıyordu.

 

“HEY MİLLET DUYDUNUZ MU ? ARTIK ŞEHRİMİZDE BİR AVCI VAR !”

 

 

 

 

 

                Çalışmak için konsantre olmaya çalışan Mike’ın kafasını Kacper’in dedikleri kurcalıyordu. Avcı. Mike küçükken kendisine tavsiye veren amcası Victor’un avcılar hakkında söylediklerini hatırlamaya çalıştı. Victor koca göbekli , beyaz sakallı ve sevecen bir adamdı. Eskiden BKA*(Alman Kriminal Federal Polisi) için istihbarat toplayan ve sonra emekli olup ortadan kaybolan bu adam Alman hükümetinin verdiği psikoloji ilaçlarının etkisiyle eski günleri tamamen unutup sevecen bir ihtiyara dönüşmüştü. Mike amcasıyla en son 9 yaşındayken görüşmüştü ve garip hikayelerini henüz o unutmadan önce dinleyebilmişti.

 

Victor BKA için çalışırken Duesseldorf’ta bir av köpeğiyle birlikte çalıştığını anlatmıştı. Avcılar aynı zamanda halk arasında av köpeği olarak da biliniyorlardı. Fakat çoğu zaman insanlar onlara avcı demeyi tercih ederdi. Avcıların hemen hemen hepsi aslında büyük suç potansiyeline sahip olan insanlardı. Büyük suçlar işlemiş olan veya işleme eğilimli bu insanlar hükümet yararına işkenceciler veya katiller olarak görev yapıyorlardı. Genelde zeki ve devletine sadık olan bu insanlar öldürme heveslerini devletin çıkarına kullanarak hem devletlerine hem de kendilerine fayda sağlıyorlardı.

 

Amcası Victor’un anlattığına göre av köpeklerinin çoğu küçük yaşta zekası , yetenekleri ve suç potansiyeli fark edilen çocukların özel eğitimlerden geçmesiyle yetiştirilmiş oluyordu. Böylece suçlulara fark ettirmeden ve - masumlar da dahil olmak üzere - kimseye acımadan görev yapabiliyorlardı. Aynı zamanda av köpekleri çok gizli tutuluyor ,devlet dairelerinde çok üst düzey personellerin dışında kimse onlara ulaşamıyor ve onlarla ilgili bilgi alamıyordu. Bunun yanı sıra yetkili bir personelin öğrenebileceği veya emir verebileceği av köpeği sayısı da rüşvet ve casusluk olaylarına karşı tedbir olması amacıyla sınırlı tutuluyordu. Yani her av köpeği her personelden emir almıyor , hatta bazen personeller yanlarından geçen kişinin kim olduğu hakkında bilgi sahibi bile olamayabiliyorlardı.

 

Levi amcası Victor’un anlattıklarını düşündü ve merakıyla sevincinin birbirine karıştığını fark etti. Kendi kendine mırıldanmaya başlamıştı.

“Bir avcı , gerçekten de ne kadar güzel olurdu. Umarım Kacper haklıdır.”

 

 

 

 

 

 

 

                Gri duvarlı eşyasız odanın çelik kapısı yavaşça açıldı ve içeri beyaz takım elbiseli bir adam girdi. Sarı çizgili beyaz fötr şapkası gözlerini örterken aynı zamanda arkasındaki ışığın etkisiyle biraz parlıyordu. Elini beyaz top sakalına götürdü ve gülümseyerek kafasını kaldırdı. Karşısında vücudu çeşitli yaralarla kaplı , genç , uzun boylu ve kaslı bir adam barfiks çekiyordu.

 

“512 , zaman geldi evlat.”

 

 

 

 

 

 

 

*(1) BKA : Bundeskriminalamt , Almanya Federal Kriminal Polis Ofisi, doğrudan Federal İçişleri Bakanlığı'na bağlı olan Almanya'nın federal soruşturma polis teşkilatıdır.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47022 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr