Cilt 4 Bölüm 82 [ Karşılıklı Aldatmaca ]

avatar
6355 4

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 82 [ Karşılıklı Aldatmaca ]


Çevirmen : Clumsy 

 

[Subaru: Haklıymışım, hayal görmüyormuşum……]

 

Elini önündeki kristale uzatan ve hiçbir değişiklik hissedemeyen Subaru, alnını kristalin soğuk yüzeyine bastırarak iç çekti.

 


Kristalin içerisindeki kız――yani orijinal Lewes Meyer, Subaru’nun sızlanışına hiçbir tepki vermedi. Sonsuz bir uykuya yatmış olan kızdan tepki almaması doğal olsa da genel olarak hiçbir tepki almamayı beklemiyordu.

 

[Subaru: Niteliğimi yitirdim… yani artık kristale dokunsam bile Komuta Yetkisini üzerime alamıyorum, huh……]

 

Lewes Meyer kopyaları üzerindeki Komuta Yetkisi, yalnızca Açgözlülüğün Havarilerinin sahip olabileceği bir güçtü.

 


Echidna’yı reddeden Subaru da Mezardaki Yargılamalara meydan okumak için gerekli niteliği kaybetmiş, o rol için değersiz görülmüştü.

 

Subaru, tesisin cansız, mide bulandırıcı havasını solurken son umudunun da kaybolduğunu anlıyordu.

 


Bu teyidi almadan önce aklındaki en kötü senaryo, İkinci Yargılamanın travması yüzünden Mezara girme konusunda tereddüt edişiydi. Eğer sebep buysa, problem yalnızca Subaru’nun zihninde olacaktı. Bu koşullar altında defalarca dener ve en sonunda içeriye girecek iradeye erişirdi.

 

Ancak içeriye girememesi kontrolü dışındaki bir sebebe bağlıysa elinden hiçbir şey gelmezdi.

 

Mezara girememesi, niteliğini geri alma konusunda Echidna ile doğrudan bir pazarlık da gerçekleştiremeyeceği anlamına geliyordu.

 

Ayrıca son görüşmelerinden sonra herhangi bir Cadı Subaru’yu bir kez daha görmek ister miydi? ――Subaru’nun içgüdüleri bu soruya ‘muhtemelen hayır’ yanıtını veriyordu.

 

Bunu fark edip Yargılamaları tamamlama ihtimalini elediğine göre Sığınağı özgürleştirme işini başka birinin halletmesi gerekecekti.

Yani――

 

[Subaru: O zaman… bunu yapan kişi…… Emilia mı olmak zorunda?]

 

En çok korktuğu olasılığı dile getiren Subaru, içinden Echidna’ya yönelik saydığı tüm lanetleri bastırmaya gayret ediyordu.

 

Echidna Subaru’nun hatıralarına erişebiliyordu. Bu sayede Subaru gibi tekrarlayan dünyaları gözlemleyebiliyordu. Haliyle Emilia’nın Yargılamalarla baş ederken nasıl bir akıl ve kalp rahatsızlığına eriştiğine tanık olmuş olmalıydı.

 

Subaru’nun bu sonuçtan kaçınmak için ne kadar çaresizce mücadele ettiğini de biliyor olmalıydı.

 

Peki Açgözlülük Cadısı, Subaru ve Emilia’yı bu zorluklara bilerek mi itmişti?

 

[Subaru: Ne yapacağım, ne yapacağım, ne yapacağım, ne yapacağım ne yapacağım ne yapacağım ne yapacağım ne yapacağım ne yapacağım ne yapacağım……]

 

Zihni düşüncelerle kaynayan Subaru, bir çözüm arıyordu. Ancak beyin hücrelerini ne kadar yakarsa yaksın sönen umudunu tazeleyecek hiçbir yanıta erişemiyordu.

 

Çıkmaz bir yolda ilerlemeye çalışıyor ve bel bağlayabileceği insan sayısı giderek azalıyordu.

 

İçinde bulunduğu durumu bilen ve sözlerini anlayışla dinleyen biri.

 

Söylememesi gereken şeyleri kabullenebilen ve kendisiyle her halükarda sohbet edebilecek biri. Ona gereken buydu.

 

Bununla tek başına mücadele ederek bir şey elde edemeyecekti. Ve artık bel bağlayabileceği bir Echidna da yoktu.

 


Bu durumda geriye, problemlerini paylaşabileceği tek bir kişi kalıyordu.

 

 

※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※

 

 

[Roswaal: Kesinlikle~~ gecenin bir yarısı beni ziyaret etmeni beklemiyo~~rdum.]

 

[Subaru: ……Haklısın. Ama neden son derece hazır bir şekilde beni bekliyor olduğunu hissediyorum? Işığı kapatıp uyumamışsın ve ateşi de daha yeni harlamışsın.]

 

[Roswaal: Aaha, çok se~~rt. Ama haklısın, ya~~nılmıyorsun.]

 

Yatağında, yastığına yaslanarak oturmakta olan Roswaal, Subaru’yu bir gülümsemeyle karşıladı. Roswaal’ın konağındaki ışıkların çoğu söndürülmüş olsa da yatağının yanındaki mum hala yanıyor ve odada kehribar rengi ışıklar titreşiyordu.

 

Mest edici mum ateşlerinin titreşişi, Roswaal’ın solgun yüzüne ürpertici bir gölge katmaktaydı. Bu manzara, Subaru’nun konuşmaya başlamadan önce hafifçe yutkunmasına yol açtı.

 

Eğer Subaru yanılmıyorsa, o zaman Roswaal――

 

[Roswaal: Ee~~ee? Gece yarısı gelmenin bir sebebi olmalı? Aca~~ba beni tutku~~lu itiraflarla kazanmaya gelmiş olabilir misin?]

 

[Subaru: ……İtiraf… Buna öyle demezdim. Roswaal, Sığınağı özgür bırakmak için Yargılamalardan başka bir yol var mı?]

 

[Roswaal: ――――]

 

Bu cümle Roswaal’ın gülümsemesini değiştirmiş, korkutucu ve ürpertici bir hava kazanmasına yol açmıştı.

 

Palyaçonun gülümseyen dudaklarındaki aralık genişlerken uzun, mavi saçları savrulmuş, başı birkaç kez sallanmış ve tek sarı gözbebeği Subaru’ya çevrilmişti.

 

[Roswaal: Subaru-kun. ――Şu anda kaçıncı girişimdesin?]

 

Bu soru Roswaal'ın konuşmaların dizginlerini, her iki tarafın da bildiği şeyi ima ederek eline aldığını göstermişti.

 


Roswaal bu soruyla Ölümden Dönüşü bildiğini anlatmış, Subaru da Roswaal’ın bunu bildiğini anlamıştı.  

 

Subaru bundan sonraki ilerleyişini Roswaal’ın isteği doğrultusunda yürütecekti. Hafifçe iç çekerek kasıtlı bir şekilde omuz silkti.

 

[Subaru: Üzgünüm ama bu noktadan sonra saymak çok aptalca. Birbirimizle kaç defa yüzleştiğimizi bile hatırlayamıyorum.]

 

[Roswaal: Hmm…… anlıyorum. An~~lıyoru~~m. Madem öyle söylüyorsun…… Bu konuda senin sözüne güvenmekten başka şansım yok, sanırım?]

 

[Subaru: Ee, sorumun cevabı ne?]

 

Bakışlarını kaçıran Subaru, telaşlı bir şekilde konuşmayı istediği noktaya çevirdi. Ancak seçtiği kelimelerin Roswaal’ın yanaklarını katılaştırdığı ve açılış hamlesini yaparak inisiyatifi aldığı gerçeğini göz ardı etmişti.

 

―― Roswaal Subaru’nun yaşananları tekrarladığını biliyor olsa da Subaru’nun aksine o, önceki döngülerdeki anılara sahip olamıyordu.

 

Bu, Subaru’nun Roswaal ile Ölümden Dönüş sohbeti yaptığı döngüde öğrendiği bir bilgiydi. Subaru o zaman diliminde Roswaal’ın akıl almaz kararlılığıyla karşılaşmış ve Roswaal, ucunda kendi ölümünün olacağını bile bile Subaru’nun Ölümden Dönüşü tetikleyip arzuladığı sona erişmesini istemişti.

 

Subaru şimdi bile bu düşünce şeklini rahatsız edici ve aykırı buluyordu ama――

 

[Subaru: Şu anda deneme yanılma evresindeyim. Yani biraz yardım alsam fena olmaz.]

 

Bunu kendisiyle alay eden bir havada söyleyen Subaru, ‘’Roswaal’ın niyetleri çerçevesinde hareket ediyormuş’’ gibi bir yanılsama yaratmaktaydı.

 

Roswaal’ın Sığınak sırları hakkındaki bilgisinin Subaru’dan fazla olduğu kesindi. Roswaal’ın İncilinde ne kadar kayıt olduğu ve sırada ne olduğunu bulmaksa kolay iş değildi. Ama Roswaal’ın Büyük Tavşanla karşılaştıklarında söylediği sözler, Subaru’nun içeriğin o kadar da detaylı olmadığına karar vermesine yol açmıştı.

 

Yani kelimelerini dikkatli seçerse Roswaal’ı kandırıp ondan bilgi koparma şansı olabilirdi.

 

[Roswaal: Ve bu deneme yanılmanın bir kısmı Yargılamalar aracılığıyla Sığınağı özgürleştirmeyi içeriyor…… değil mi? Ö~~yleyse bu oldu~~kça pısırık bir soruydu. Otoriten sayesinde sınırsız denemeyle her zorluğun altından eninde sonunda kalkabilirsin. Kaç kez denediğini bilmiyorum…… ama başka bir yönte~~m aramak… kararlı~~lık eksikliği değil mi?]

 

[Subaru: İnatçı bir şekilde varımı yoğumu ortaya koyarak Yargılamaların üstesinden gelmenin akıllıca bir yöntem olduğunu düşünmüyorum. Mümkünse daha akıcı bir yöntem seçmek isterim, o kadar. Yöntemi sonuçtan önde tutmak aptalca. Önemli olan buradan kaçabilmemiz ve başarıyı da Emilia’ya yüklememiz…… haksız mıyım, Roswaal?]

 

Yüzünü sakin ve kendine hakim bir havada tutan Subaru, kelimelerini ince eleyip sık dokuyarak seçiyordu. Ağzından çıkmadan önce her kelimeyi tek tek kontrol etmek bir hayli zor olsa ve sinirlerine dokunsa da bunu yapmadığı sürece Roswaal’ı kandırma şansı olmayacaktı.

 

Soğuk ve mantıklı bir hava veriyordu――Roswaal’ın Subaru’dan beklediği de bu olsa gerekti.

 

Roswaal’ın Emilia’yı Kral yapmak ve bu yolda Subaru’nun da yardımını almak istediğine şüphe yoktu. Ayrıca Subaru, ne kadar merhametsiz olursa Roswaal’ın o kadar hoşuna gideceğini düşünüyordu.  

 

[Roswaal: An~~lıyorum…… gerçekten de ho~~şuma giden bir cevap oldu.]

 

Roswaal Subaru’nun yanıtına tatminkar bir gülümseme sunmuştu. 

 

 

Palyaçonun boyalı yüzüne renk geldiğini gören Subaru ise yanaklarını ısırarak sakin ifadesini korumaya gayret etmekteydi.

 

Roswaal’ın rahatsız edici bakışları Subaru’nun da kendisiyle aynı hamurdan olduğunu düşünür gibiydi. Subaru’yu kendisinin biraz daha bozulmuş hali olarak değerlendiriyordu.――Bu düşünce Subaru’nun midesini bulandırmaktaydı.

 

Ancak aralarında bir fark bulmaya çalıştıkça kendi çarpıklığını daha çok fark eder hale geliyordu.

 

[Roswaal: Dü~~şünce tarzındaki değişiklikten bir hayli memnun olsam da sorunu ce~~vaplamak oldukça zor. Bu duruma bir örnek yok. Sonuçta Bariyer yerleştirildiğinden beri hiç aşılmadı. Kimin oluşturduğunu düşününce herhangi bir çatlak veya hata barındıracağını sanmıyorum, iyimserliği bir kenara bı~~raksan iyi edersin.]

 

[Subaru: Echidna’nın Bariyeri……]

 

[Roswaal: Ayne~~n öyle. Sığınaktaki Mezar, onun mezar taşı ve Bariyer de zamanında deney yaptığı yarım-kanların kaçmasını engellemek adına inşa ettiği bir şey.……Ge~~rçi bu kadarını çokta~~n öğrenmişsindir diye düşünüyorum.]

 

[Subaru: Ehh, haliyle. Ormandaki tesiste bulunan Lewes Meyer’den de haberdarım. Ondan, kopyalardan ve Garfiel’in Komuta Yetkisini barındırdığından.]

 

[Roswaal: Aha~~a, bu işle~~ri hızlandırır.]

 

Roswaal yavaş yavaş bilgilerini dökerken Subaru da kartlarını açığa çıkartma konusunda dikkatli davranıyordu. Bu cümleleri işiten Roswaal tek gözünü kapatarak düşüncelere dalmışçasına iç çekti.

 

[Roswaal: Sığınağın özgürleştirilmesi Emilia-sama’nın Kral olması yolunda zaruri bir başarı. Eğer bu konuda yan~~çizerse Sığınak insanları ve Arlam köylüleri hoşnut kalmaz.]

 

[Subaru: Onları şimdilik dışarıya çıkartabildiğimiz sürece o kısmı sonra kolaylıkla halledebiliriz. Ayrıca bu Emilia’nın başarı elde etmesi için tek şansı değil. Zamanlama oldukça kötü. Hatta eğer bu işi başka bir zamana bırakabilirsek……]

 

[Roswaal: Başka zamana mı? Ne~~den böyle bir şey söylüyorsun?]

 

Roswaal’ın gözünün hayretler içerisinde açıldığını gören Subaru, yanlış bir şey söylemiş olduğunu fark etti.

 

Kendisini arındırmış ve sayısız döngü içerisinde kararlılığını sağlamlaştırmış biri――  Subaru’nun şu anki performansı bu şekildeydi.

 

O Subaru’nun acımasız düşünce şeklinde, önündeki bir fırsatı geçiştirmek için makul bir sebep olamazdı.

 

Bu konudaki pişmanlığını ifadesine yansıtmayan Subaru, Roswaal’ın şüpheleri derinleşmeden önce [Bir düşün] diyerek devam etti.

 

[Subaru: Senin de bildiğin üzere Emilia Kral olana dek durmaya razı değilim. Bu yüzden bunu yanlış algılama ama geleceği değiştirebildiğim ve yeni bilgilerle geri dönebildiğim için Sığınağı özgürleştirmenin oldukça değersiz ve az insanı ilgilendiren bir şey olduğunu biliyorum. Çabalarımızı Beyaz Balina veya Cadı Tarikatı gibi daha önemli meselelere kaydırabilirdik. ――Burası harcanan çabalara değmiyor.]

 

[Roswaal: ……Yo~~ yo, Sığınağın özgürleştirilmesi gerekiyor. Şunu netleştirelim; bu noktada taviz veremem. Doğrusu gü~~cün hakkında birtakım kaçınılmaz şüphelere sahibim.]

 

[Subaru: Şüpheler……?]

 

Subaru konuşmanın gerçekleştirdiği garip dönüş karşısında başını kaldırdı ve bunu gören Roswaal, [Evet] diyerek başını salladı.

 

[Roswaal: Oto~~ritenin neler yapabildiğini onaylayamıyorum. Bahane~~lerin konusunda ikna olmamam da mümkün. Gerçi do~~ğal olarak sonuçlar oluştuğunda kabulle~~nmekten başka şansım olmayacak.]

 

[Subaru: …………]

 

[Roswaal: Şunu tüm netliğimle söyleyebilirim ki Emila-sama’yı Kral yapmak için benim gücüm…… ve Mathers Hanesinin desteği ol~~mazsa olmaz. Sığınağı özgürleştirmekse Emilia-sama’ya yardımcı olma sözünün doğruluğuna ikna olmamı sağlayacak. Ve ancak o zaman ikimizin arasında pozitif bir ilişki doğabilir…… Bu~~nu anlamanı isterim.]

 

Roswaal tek gözünü kısarken Subaru, bu argüman karşısında sessiz kaldı.

 

Roswaal’ın söylediği her şey doğruydu ve Subaru aksini iddia edebilecek etkili bir cümle kuramıyordu.

 

Emilia’nın bir Kraliyet Seçimi adayı olarak ayakta durabilmesi için etkili bir desteğe ihtiyacı vardı ve Roswaal dışında hiç kimse buna gönüllü olmamıştı. Subaru’nun tek yapabileceği şeyse işlerin gerçekliğini kabullenmekti, başka yol yoktu.

 

Patronu memnun etmek adına emirlerini yerine getirmek gerekirdi. Roswaal’ın varlığı sağlamdı ve durumun ehemmiyeti de inkâr edilemezdi.

 

Ancak Subaru bu mantığa rağmen bir şeylerin ters olduğu hissinden kurtulamıyordu.

 

Roswaal Sığınağın özgürleştirilmesi noktasına haddinden fazla takılmış gibi görünüyordu.

 

[Subaru: Bu biraz konu dışı olacak gibi ama……]

 

[Roswaal: Hm? Ne~ymiş o?]

 

Subaru’nun tek bir parmağını kaldırarak dikkat çekmeye çalıştığını gören Roswaal başını kaldırdı.

 

Subaru ise Roswaal’ın eşleşmeyen gözlerinden birine bakarak sorusunu yöneltti.

 

[Subaru: Sığınağı ne olursa olsun özgürleştirmek konusundaki takıntının bir sebebi var mı?]

 

[Roswaal: ――――]

 

Roswaal bu soru karşısında sessiz kaldı.
Sessizliğini korurken gülümsemesini derinleştirdi ve sarı gözbebeklerini Subaru’nun gözlerine olabildiğince dikti.

 

――Subaru konuşmanın havasının değişeceğini teninde hissedebiliyordu.

 

#Echidna'nın attığı kazıktan sonra Subaru'nun Ölümden Dönüş bilgisi dahilinde konuşabileceği tek kişi Roswaal oldu. Ayrıca Roswaal, İncili olduğu ve Sığınağın, Köşkün efendisi olduğu için Subaru'nun ilerleyeceği yolla ilgili bayağı bilgi sahibi. Tabii kendi çıkarları dahilinde olmadıkça kılını dahi kıpırdatmaz, bunu biliyoruz. 
Karşılıklı aldatmacadan sonra karşılıklı itiraflarla devam edeceğiz. Ne tarz itiraflar okuyacağımızı merak ediyorum doğrusu, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr