Cilt 4 Bölüm 95 [ Sigma ] (2/2)

avatar
4600 4

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 95 [ Sigma ] (2/2)


Çevirmen : Clumsy 

 

――Subaru’nun Sığınaktaki mücadelesi üçüncü gününe ulaşmıştı.

 

Roswaal’la kontratının sonlanma tarihiyse altıncı gündü. Ancak altıncı güne ulaşıldığında Sığınak ve Köşkteki felaketler durdurulamayacak raddeye geleceği için gerçek finalin beşinci günün gecesi olduğu söylenebilirdi.

 

Yani Emilia’nın Yargılamalar konusunda bu gece de dahil olmak üzere sadece üç şansı vardı.

 

Ancak bu kısıtlı fırsatların ilki――

 

[Subaru: Muhtemelen bu geceden hayır yok.]

 

Puck’ı yitirdiğini öğrenen ve sabaha dek ağlayan Emilia bitkinlikten bayıldığında çoktan öğle vaktine ulaşılmıştı. Uykusu öyle derindi ki en ufak bir uyanma belirtisi göstermiyordu.

 

Gece çökmeden uyanacak olsa bile Puck’ın gittiği gerçeğiyle yüzleşmek için daha ne kadar vakte ihtiyacı olacaktı? ―― Puck ile arasındaki bağ birkaç saatte aşabileceği kadar sığ değildi.

 

Boşa geçirecek hiç vakitleri yokken karşılarına yalnızca zamanla çözülebilecek bir problem çıkmıştı. Tanrının hain planlarını lanetlemek anlamsız olsa da Subaru bunu yapmadan geçememişti.

 

[Subaru: Seni kaybettiği için bu kadar ağladığını görmek…… beni biraz kıskandırsa da senden yüz kat daha fazla nefret ediyorum, Puck.]

 

Zihninde küçük gri bir kedi beliren Subaru, bir kez daha önüne bakabilmek adına başını salladı.

 

Şimdilik uyumakta olan Emilia için yapabileceği hiçbir şey yoktu. En iyisi elini tutmayı denemek olurdu. Eğer onu kâbuslarından koruyabilecekse bunu gerektiğince süre seve seve yapardı.

 

Ama nasıl Emilia’nın boşa harcayacak zamanı yoksa Subaru’nun da yoktu. Henüz bahis için gerekli her şeyi yoluna koymamıştı.

 

Planı belirsiz birkaç faktör içeriyordu ve potansiyel kaynakların hepsini birleştirse ve elini olabildiğince iyi oynasa dahi kazanma şansı yalnızca yüzde elli olacaktı. Hatta bu bile oldukça iyimser bir yaklaşımdı.

 

[Subaru: Ve bu yüzden bu konuşmaya fazlasıyla bel bağlıyorum, Lewes-san.]

 

[???: Ve ben de sana yönelik bazı büyük beklentiler taşıyorum, Su-bo.…… Önceki iki ben, seninle ilgili pek çok şey anlattı sonuçta.]

 

Ayaklarının altında ezilen taşların sesiyle beliren küçük figür―― Lewes, buluşacakları yerin kapısında görünmüştü.

 

Genç görünümüne uymayan somurtkan bir ifadeyle gelen kız, Subaru’nun seçtiği yere bakarak lafa girdi. [Gerçi……],

 

[Lewes: Buluşmak için böyle bir yer seçmen…… oldukça nezaketsiz bir hareketti, Su-bo.]

 

[Subaru: Rahatsız edilmememizin daha iyi bir tercih olacağını düşündüm. Kristalin önünde buluşsaydık dikkatim konuşamayacak kadar dağılabilirdi. Ve oraya kaç kez gidersem gideyim o kokuya alışabileceğimi sanmıyorum.]

 

Burnunu buruşturarak Deney Sahasındaki mide bulandırıcı kokuya yönelik rahatsızlığını ifade etmişti. Lewes oranın kendisinin evi olduğundan bahsetmişti ama büyük ihtimalle Subaru’nun bu konudaki fikrine katılıyordu. Hafifçe kıkırdayarak itirafını etti ve başını salladı. [Haklı olabilirsin.]

 

[Lewes: Ama onun yerine Gar-bo’nun gizli üssünü seçmiş olmandan pek hoşlandığımı söyleyemeyeceğim. Gizli bir yer arıyorduysan…… pek çok farklı seçenek bulunabilirdi.]

 

[Subaru: Ama bu köyde bizi kimin dinleyeceğini bilemeyiz. Garfiel ve Frederica’nın çocukluk eviyse…… kulağa biraz kaba gelebilir ama eminim sen de birinin bizi duyması konusunda en az benim kadar isteksizsindir, haksız mıyım?]

 

[Lewes: Haklısın.]

 

Subaru omuz silkerken Lewes de hafif bir sırıtışla onay verdi. Böylece Lewes ıvır zıvırlardan ve harap haldeki odunlardan yapılı ufak, baştan savma kulübeye adımını attı.

 

[Subaru: Önceden rahat bir koltuk hazırlamadığım için üzgünüm. Yaşlılara verdiğim yoğun değere rağmen sana uzatacak bir sandalyem bile yok.]

 

[Lewes: Amanın, beni ayakta dikip konuşturacaksın yani? Bugünün gençleri cidden yaşlılara karşı eskisi gibi değil.]

 

[Subaru: Ogh, bu cümle cidden kulağa yaşlı bir kadına ait gibi geldi. Yaşlıyım tavırlarından taviz vermiyorsun, ha.]

 

Subaru, Lewes’in her yeri dökülen yaşlı imajına burukça gülümsedi ve kızı kulübenin merkezine davet ederek yaslandığı duvarda kollarını çaprazladı.

 

[Subaru: Aslında sevimli bir kızla dedikodu yapmak kulağa çok fena gelmiyor.]

 

[Lewes: Şarlatan. Ben kız denilecek yaşı fazlasıyla geçtim, sence de öyle değil mi?]

 

[Subaru: Yaştan bahsediyorsak ana kahramanım da biraz ilerlemiş durumda. Görünüşteki yaşıyla zihinsel yaşı gerçek yaşına uymuyor, bunu da yeni öğrendim.]

 

Gerçek yaşı: ~100lerinde. Görünüşteki yaşı: 18. Zihinsel yaşı: 14.

 


Emilia’nın farklılığı Subaru’nun kafasını bu gerçekle ilgili böbürlenmekten sıkılmayacağı kadar hoş bir şekilde karıştırıyordu. Başta onun bir Loli-Nine olduğunu düşünmüş ancak bir Nine-Loli olduğu ortaya çıkmıştı.

 

Şimdi Emilia’nın neden olgunlaşmamış ve çekingen, aynı zamanda da ninelere has sözler sarf etmeye meyilli olduğunu anlayabiliyordu.  

 

[Subaru: Emilia için elimden gelen her şeyi yapmak istiyorum. ――O yüzden sana bir şeyler soracağım, Lewes Sigma-san.]

 

[Lewes: Sig…… ne?]

 

[Subaru: Pardon, benim uydurduğum bir şey sadece. Dördünüze de Lewes-san demek biraz kafa karıştırıcı oluyor, ben de takibini yapabilmek için sizi Alpha, Beta, Sigma, Theta olarak etiketledim.]

 

[Lewes: …………]

 

Subaru’nun açıklamasını işiten Lewes, elini düşünceli bir şekilde dudaklarına götürdü. Subaru ise tam olarak tatminsiz denilemeyecek bu tepki karşısında kaşlarını çattı ve hiçbir itiraz almadığını fark ederek bir parmağını kaldırdı.

 

[Subaru: Her neyse, sonunda konuşma şansı elde ettiğimize sevindim. Sonuçta senin pozisyonunu değerlendirince, Sig…… bugünkü Lewes-san, konuşmak istemiyor olabileceğini düşünmüştüm.]

 

[Lewes: Sorun yaşıyorsan Sigma diyebilirsin. Bize ayrı bireyler olarak muamele göstereceksen farklı şeyler söylemen de uygun olur… Gerçi şu ana dek buna hiç ihtiyaç olmamıştı.]

 

[Subaru: Gerçekten mi? O zaman seve seve yaparım. Ama daha tatlı bir isim istersen hepiniz için birer tane düşünebilirim.]

 

[Lewes: ――Yo, Sigma iyi. Hatta lütfen Sigma de.]

 

Lewes cevabını hafif bir değişiklikle yinelemişti. Bu yanıta gözlerini kırparak karşılık veren Subaru ise Lewes’in konuya devam etmekte isteksiz olduğunu fark etti. [Şimdi] diyen Lewes, konuyu değiştirerek devam etti.

 

[Sigma: Cevabı bildiğime eminim ama…… ne hakkında konuşmak istemiştin, Su-bo? Sığınağın şartlarıyla ilgili ne kadar bilgi sahibisin?]

 

[Subaru: Ehh, henüz bilmediğim her şeyi bilmek istiyorum diyebilirim…… ama şimdilik esas isteğim Mezarda ne gördüğünü bilmek, Sigma-san. Önceki gün Alpha-san’dan iki Lewes-san’ın Yargılamaya girdiğini duydum.. Sigma-san da onlardan biri, doğru mu?]

 

[Sigma: Doğru. Ben Mezara giren iki Lewes’ten biriyim. Ama yalnızca bir defa girdim ve özetle…… anlaşmayı hiçe sayıp Mezara giren Gar-bo’yu dışarı çıkartmak adına içeri adımımı atmaktan başka bir şey yapmadım.]

 

Lewes Sigma, Subaru’nun daha önce Frederica’dan işittiklerini doğrulayacak şekilde konuşmuştu.

 

Sığınağı özgürleştirmeyi umut eden Garfiel Mezara girmiş ama geri dönmemiş, kardeşi de bu yüzden Lewes’ten yardım istemişti. Frederica’nın yardım istediği Lewes de şu anda konuşmakta olan Sigma olsa gerekti.

 

[Subaru: Sadece içeri adımını attın…… ama girdikten sonra bir şeyler görmüş olmalısın, değil mi? Mesela senin…… geçmişini, belki...]

 

[Sigma: ――――]

 

[Subaru: Eğer Mezar senden de Roswaal’dan ettiği gibi nefret ediyor olsaydı içeri adımını attığın anda dışarı fırlatılırdın. Roswaal neredeyse patlayacaktı ve Patrasche de beni dışarı çıkartmak isterken yara bere içinde kalmıştı. Yani niteliğin olmadan içeriye girmek de Yargılamaya meydan okumak kadar kararlılık gerektirmiş olmalı.]

 

[Sigma: İçeriye girerken yaralanmaya hazırlanmış olmam tamamen mümkün, değil mi?]

 

[Subaru: Bu güzel bir hikaye olabilirdi…… ama o zaman Sigma-san’ın Sığınağın özgürleştirilmesine karşı olma durumunu nasıl açıklayacaksın? Bu pek anlamlı değil.]

 

[Sigma: ――――]

 

Bu, kızın daha önce hiç itiraf etmediği bir şeydi―― ne Lewes Sigma ne de Theta Sığınağı özgürleştirmeye olan karşıtlıklarını açıkça ifade etmişti. Ama Sigma şu anda bu fikri reddetmeyerek, sessizlikle cevap vermeyi seçmekteydi. Ve teknik olarak sessizlik de onaylamaya bedeldi.

 

[Subaru: Mezarın içinde geçmişini gördün. Ve bu yüzden Sığınağın özgürleştirilmesi ihtimalinden tiksinir oldun. Peki tam olarak ne görmüştün?]

 

[Sigma: …………]

 

[Subaru: Olasılıklar dahilinde… doğum şartlarını görmen olabilir mi? Kristalde doğuşun veya belki de……]

 

[Sigma: Lewes Meyer’in geçmişini mi kastediyorsun?]

 

Subaru lafının sonunu getiremeden Sigma meselenin özüne inmişti. Subaru bu sözleri dudaklarını kapatarak sessizce onayladı.

 

Dört Lewes taklidi, Lewes Meyer ismini alarak doğdukları günden beri Sığınağın temsilciliği rolünü üstlenmiş durumdaydı. Subaru’ya kalırsa, eğer geçmişlerinde pişmanlık duyabilecekleri bir şey varsa o da bu hayattan öncesine ait olmalıydı―― yani onların Lewes oluşundan öncesine.

 

Ve Sigma’nın tepkisini görmek de Subaru’nun düşüncesinde yanılmadığını ispatlıyordu.

 

[Subaru: Eğer gördüğün geçmiş kristalin içerisindeki orijinal Lewes-san’a aitse…… neden korkmuş olabileceğini anlıyorum, Sigma-san. Bunların ardındaki sebep aynı zamanda onun kristalin içerisinde mühürlenme sebebi, değil mi?]

 

[Sigma: …………]

 

Lewes Meyer’i kristalin içerisinde mühürleyen kişi Açgözlülük Cadısı Echidna idi.

 

Cadı tarafından mühürlenme “Olayını” anımsamak da Sigma’nın Yargılamalardan vazgeçmesi için fazlasıyla yeterli olmalıydı. Ama-

 

[Sigma: Aman aman, Su-bo, olanların ne kadarını biliyorsun?]

 

[Subaru: …………]

 

[Sigma: Kristaldeki Lewes Meyer’in başına gelenleri yalnızca Sığınaktaki birkaç seçili kişi biliyor. Ve onların da bunu sana açıklamış olacağından fazlasıyla şüpheliyim, Su-bo.]

 

Sigma’nın ifadesinde belli bir tereddüt vardı. Bakışlarını sessizleşen Subaru’ya çevirmiyor, tavanda tutuyordu.

 

[Sigma: Ros-bo’nun veya Mezardan haberdar olan diğer Leweslerin sana anlatmış olacağını sanmıyorum. Peki bunu nereden duydun, Su-bo?]

 

[Subaru: ――――]

 

Subaru nasıl cevap vereceğinden pek emin değildi.

 

Oldukça temel bir soruydu ancak basit olmaktan çok uzaktı. Subaru, ensesindeki tüylerin ürperdiğini hissediyordu. Bu daha önce de defalarca tecrübe ettiği tehlikeli bir atmosferdi―― ve bir ölüm kalım meselesi söz konusu olmasa da bu “An” sıradaki ölümcül meselelerin sonucunu belirleyecekti.

 

Crusch’ın Köşkünde Beyaz Balina savaşı için yardım istediği andakine benzer bir hissiyat yaşıyordu.

 

Başka bir deyişle, bu sohbetin sonucu Sığınağın tüm geleceğini belirleyecekti.

 

[Subaru: ――――]

 

Bir kez daha sessizliğe boğulan Subaru, acı verici bir şekilde yanıtını düşünüyordu.

 

Sigma’nın talep ettiği yanıt bundan sonra olacakları şekillendirecekti. Subaru başkalarının duygularını okumakta asla iyi olmamıştı. Hatta bu konuda bunaltıcı bir şekilde cahildi. Yani zihninde birkaç çark döndürmekle kalmıyordu, onun için normal bir insan seviyesine erişmek dahi her beyin hücresini yakacak bir zihinsel görev anlamına geliyordu.

 

Neticede Subaru’nun vermeyi seçtiği cevap――

 

[Subaru: Echidna’dan duydum. Mezarda.]

 

[Sigma: ――Cadı-sama’dan mı?]

 

Cadının ismini işitmek Sigma’nın ifadesini hafiften gerginleştirmişti. Subaru, Sığınakta geçirdiği zamanlar içerisinde Echidna isminin ağırlığını acı tecrübelerle anlar olmuştu. Roswaal ona “Açgözlülük Cadısı” denilmesinden nefret ederken Garfiel ve Lewes ise “Echidna” demekten kaçınıyordu.

 

Büyük ihtimalle Echidna ismi onlar için bir tabuydu. Bunun iyi veya kötü yollu oluşuysa geçmişte tattıkları şaşkınlığın türüne bağlı olmalıydı.

 

Subaru tabuyu ihlal ederek şansını zorlamış olsa da seçimini yapmıştı.

 

[Subaru: Ehh, artık niteliğim alındı ama bir ara Yargılamalara meydan okumak için niteliğe sahiptim. Yani Yargılamalarla ilgili bir iki şey biliyorum. Aynı şekilde Echidna’nın planlarından, Sığınağı yaratma sebebinden ve Sigma-san gibi taklitleri neden ürettiğinden de haberdarım.]

 

[Sigma: …… Ros-bo’dan duyamayacağın kadar çok şey bildiğine dair bir hisse kapılmıştım.]

 

[Subaru: Bu yüzden beklediğinden daha çok bilgi sahibiyim, Sigma-san. Artık sana bildiğim her şeyi söylemişken bunun bana neleri açıklayıp benden neleri saklayacağına karar vermek konusunda sana yardımcı olabileceğini umuyordum.]

 

[Sigma: Her zamanki pohpohlayışın...]

 

Sigma, Subaru’nun ifadesi karşısında burukça gülümsedi. Sonra da küçük avcunu alnına yerleştirerek uzunca bir iç çekti. Bu zihnini toparlaması için gerekli bir ritüeldi.  

 

[Sigma: Madem Cadı-sama’nın Sığınakla, benimle ve Lewes Meyer’le olan bağlantısından haberdarsın, o zaman senden bunu gizlemeye çalışmam garip olur……]

 

[Subaru: O zaman……]

 

[Sigma: Aceleye getirme. Nasıl hissettiğini anlıyorum, Su-bo…… ama o kadar basit değil. ―― Bana sormak istediğin şey “Lewes Yargılamada ne gördü” idi, doğru mu?]

 

Subaru “Evet” şeklinde onay vermek üzereydi ancak cevabını duraklatacak ani bir farkındalık yaşadı.

 

Sigma az önce “Ben” yerine “Lewes” demişti. Ama Subaru tam kaşlarını çatıp kızın gerçek niyetini sorgulamaya başlayacakken Sigma mırıldandı.

 

[Sigma: Eğer soru “Benim Mezarda gördüğüm geçmiş” olsaydı yanıtım “Bilmiyorum” olurdu. Sonuçta Mezardaki Yargılamayı almadım. Ama Mezardan dönen kişi kesinlikle benim.]

 

[Subaru: ……ve bu… ne demek oluyor?]

 

[Sigma: Basit. Sence de garip değil mi, Su-bo? Lewes’in Mezara girip Gar-bo’yu çıkartması için tek fırsat olmalı. Ama Mezara giren iki Lewes Meyer taklidi var. Fırsat ve insan sayısı uyuşmuyor.]

 

[Subaru: a……]

 

Subaru en sonunda nasıl bir aptallık ettiğini fark edebilmişti. Sahiden de kız tamamen haklıydı. Mezara giren iki Lewes varken Mezara girmek için tek fırsat doğmuştu―― bu çelişkiyi ortadan kaldırmak için de tek bir açıklama yapılabilirdi.

 

[Subaru: İçeri giren Lewes-san… dışarı çıkan Lewes-san değil……]

 

[Sigma: Aynen öyle. Bu ayarlama gereği…… dışarı çıkan Lewes ben oluyorum, yani Lewes Sigma. Ve içeri giren Lewes ise Lewes Theta. Onun geçmişini gören kişi Lewes Theta idi, bense yalnızca Gar-bo’yu dışarı çıkartmakla yetindim. Fikrime gelirsek,  Sığınağın özgürleştirilmesine karşı olmaktan ziyade süreç hakkında nötr olduğumu söyleyebiliriz.]

 

Ve bu yüzden diyen kız, morali bozulan Subaru’ya dönerek devam etti:

 

[Sigma: ――Sana söyleyebileceğim bir şey varsa o da Gar-bo’nun neyi çaresizce gizliyor olduğu. O çocuğun gördüğü geçmişi… ya da hiç değilse parçalarını…]

 

 #Sahiden de tek bir olay söz konusuyken nasıl iki Lewes'in mezara girdiğini hiç sorgulamamışız. Bu bölümü okurken ben de Subaru gibi afalladım. Peki Theta'dan cevapları almak için bir gün daha geçmesini beklemek zorunda mı kalacağız, yoksa 3. gün verimli bir şekilde ilerleyebilecek mi? Malum, 5. günün gecesinde her şey sona eriyor, çok az vakit kaldı!
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr