Cilt 4 Bölüm 103 [ Sığınağın Başlangıcı & Çöküşün Başlangıcı ] (1/3)

avatar
4316 2

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 103 [ Sığınağın Başlangıcı & Çöküşün Başlangıcı ] (1/3)


Çevirmen : Clumsy 

 

[Theta: Anılar parça parça ama onları bir kronolojiye oturtmak için elimden geleni yaptım. Sanırım… sıralama aşağı yukarı bu şekilde……]

 

[Subaru: …………]

 

Subaru Theta’nın netlik taşımayan sözlerini sessizlikle karşılamıştı.

 

Yapabileceği tek seçim sessizlikti. Bilgi yüklemesi çok ağır olmuştu ve bir şey söylemeden önce aklındakileri düzenlemesi gerekliydi.

 

Sığınağın temelleri… Ve Lewes Meyer isimli kızın hala yaşamakta olduğu tarih―― yani 400 yıl öncesinden, “Cadıların” özgürce dolaştığı tarihten bahsediliyor olsa gerekti.

 

Ve “Açgözlülük Cadısının”, Echidna’nın, hala dünyada yer aldığı tarihten.

 

[Subaru: Dürüst olmak gerekirse Echidna’nın normal bir insan gibi ortalıkta dolaştığı bir zamanı hayal edemiyorum.]

 

[Theta: Cadı-sama’nın varlığı sana çok uzak geliyor olmalı, Su-bo, çünkü o çağda yaşamadın. Gerçi ben bile onunla geçirdiğim onca zamana rağmen onu gerçekten tanıyor gibi hissettiğimi söyleyemem.]

 

[Subaru: Ehh, eğer duyduğum hikâyeleri kendim yaşamışım gibi anlatmaya başlasaydım bu bunadığımın ilk işareti olurdu, bilirsin. Her neyse…… Echidna Sığınağı sıkça ziyaret eder miydi?]

 

[Theta: Bunlar benim gerçek anılarım değil ama tanık olduğum sahnelere ve geçen konuşmalara bakılırsa ziyaretleri son derece sık olmalı.]

 

Tüm anıları görmüş olan Theta’nın aksine onları birinden işiten Subaru, gerçeklik hissiyatında eksiklik çekiyordu.

 

Ve Theta’nın hikayesinde canını sıkan bir detay varsa o da――

 

[Subaru: Beatrice ve Roswaal… 400 yıl önce Sığınakta mıydı……?]

 

[Theta: Daha önce de söylediğim üzere Beatrice-sama Echidna-sama’nın kızı gibiydi. Benim hikayemdeki Ros-bo ise Mathers Hanesinin kurucusu…… yani Mathers Hanesinin yükselişini sağlayan birinci jenerasyon Roswaal. Roswaal adı nesilden nesle geçiyor.]

 

[Subaru: …… Peki o Beako’yla yakın mıydı?]

 

[Theta: Bana kalırsa aralarında etkileyici bir ilişki vardı.]

 

Theta’nın fikrini dinleyen Subaru’nun düşünceleri Beatrice’e kaymıştı.  

 

O kız koca dört yüz yıl boyunca hiç değişmemiş olabilirdi, hala hisleri konusunda dürüst davranmıyor, kabalığı elden bırakmıyordu.

 

Hiç kimsenin dünyasına girmesine izin vermiyor, her şeyi o minik bedeninde gizliyordu.

 

Yasaklı Kütüphanede bir başına zaman öldüren kızı düşünmek Subaru’nun göğsüne keskin bir acı saplamıştı.

 

O acıyı bastırmak adına elini göğsüne koyarak başını salladı.

 

[Subaru: Echidna’nın Beatrice’i de beraberinde gezdirmesine şaşırdım. Konuşmalarımıza dayanarak Beatrice’e yönelik herhangi bir evlat sevgisi beslediğini sanmıyorum.]

 

[Theta: Cadı-sama ile bizzat tanışma şansım olmadı. Ama Lewes Meyer’in anılarına şahit olduğum kadarıyla büyük Cadı-sama’da bir insanlık olduğunu hissediyorum.]

 

[Subaru: Her nasılsa sana katılıyorum.]

 

Aslında Subaru’nun Echidna hakkındaki izlenimi bundan oldukça farklıydı. Ancak o günle bugün arasında dört yüz yıl ve ölüm vardı.

 

Echidna’nın Rüya Kalesinde geçirdiği süreçte hayata yönelik bakışının değişmesi çok da garip olmayabilirdi.

 

[Subaru: Vedamızın temelli olduğunu düşünmüştüm… ama hala ona yönelik bir umudum varmış ha……]

 

Bir kez daha kendi çaresizliğini anımsamıştı.
Bu durum Rem ve Ram’dan farklıydı. Echidna Subaru’nun his ve umutlarını biliyor ve onları bile bile ezip geçiyordu. Subaru'nun onun elini tutacağı bir gelecek olamazdı.

 

[Subaru: Her neyse, hikâyelerin şu ana dek geçmişin etkileyici bir anımsatıcısından ibaretti. Hiçbiri kulağa herkesten gizlemeye çalışacağın korkunç bir sır gibi gelmiyor.]

 

[Theta: ――――]

 

[Subaru: O yüzden lütfen devam et. O sözde cennetvari Sığınakta ne halt yaşandı?]

 

Subaru sesini kısıp bu soruyu yöneltirken Theta soğumuş çayını dudaklarına götürmüştü.

 

Ve hafifçe, [Tadı korkunç……] diye mırıldanarak devam etti.

 

[Theta: Ne mi yaşandı……?]

 

[Subaru: ――――]

 

[Theta: Yaşananlar yıkım ve çöküştü. Ve Sığınağın yaratılışının gerçek sebebini öğrenişim.]

 

[Subaru: Gerçek… sebep mi……?]

 

Subaru bu sözler karşısında istemsizce yutkunurken Theta başıyla onay verdi.

 

Ve anılarının kapağını kaldırmışçasına gözlerini kısarak başladı.

 

[Theta: Cadı-sama ve ilk Roswaal aynı anda Sığınaktaydı. Garip ve uğursuz bir şey yaklaşmaktaydı ve bunu yalnızca ben değil, Sığınaktaki herkes hissedebiliyordu.]

 

※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※

 

――Ağır ve gergin hava Lewes’e boğazının kuruduğunu hissettiriyordu.

 

[Roswaal: Buradan hemen çıkmamız lazım. Hazırlıklar tamamlanmadı. ――O şey Sığınağın konumunu bulacak olursa planlarımız güme gider.]

 

[Echidna: ――――]

 

[Roswaal: Sensei! Kıymetli zamanımızı harcıyoruz! O şey……. O şey her an burada olabilir!]

 

Elini küçük kulübedeki masaya gergin bir şekilde vuran cılız genç bağırmıştı.

 

Genellikle sakin ve zarif olan ifadesinin yerini telaşlı bir tutum almıştı.

 

Onun ricasını işiten Cadı Echidna ise sessizce gözlerini kapatmış, kollarını bağlamıştı. Genç adam bu sessizlik karşısında kollarını sallayıp talebinde ısrarcı olmadan edemedi.

 

[Roswaal: Tereddüt edecek zaman yok! O şey çok güçlü! Henüz seni koruyabilecek kadar güçlenmedim, Sensei……! Sana kalkan olmamı istersen seve seve olurum. Ama o şeyle savaşmamızın bir anlamı yok. Seni canım pahasına savunsam dahi tamamen nafile olur……]

 

[Echidna: Bir yolu var. ――Bir bakıma buna hazırlanmıştım.]

 

Gencin―― Roswaal’ın sözünü kesen Echidna gözlerini açıp ahşap masanın üzerindeki çizgileri incelemeye başladı.

 

[Gh……] Bunu işiten Roswaal’ın hayret dolu iç çekişi Echidna’nın başını sessizce sallayışıyla karşılandı.

 

[Echidna: Sığınaktaki düzenli incelemelerime dayanarak Bariyeri büyük olasılıkla başarılı kılacak şartlara eriştiğimize inanıyorum.]

 

[Roswaal: O-o zaman……!]

 

[Echidna: ――Ama Bariyeri aktive edecek Bağa sahip değiliz.]

 

[Roswaal: ――――]

 

Roswaal’ın yüzünde bir anlığına beliren umut ışıltısı Echidna’nın üzgün sesiyle söndürülmüştü.

 

[Echidna: Bağ olmazsa Bariyer aktive edilemez. Ve Bariyer olmadan da o şeyi püskürtemeyiz. Güvenli bir limanımız olmadıkça bulunduğumuz anda imha edileceğiz.]

 

[Roswaal: Sığınağı hazırlamak için onca zaman harcadık…… bu noktaya kadar geldik ama…… tek bir adım kala tökezledik!]

 

Canı fazlasıyla sıkılan Roswaal bir kez daha yumruğunu masaya geçirdi.
Eski masanın bacakları çatırdarken Roswaal’ın elinden kanlar sızmaya başladı. Ardından ufak kulübeye bir sessizlik çöktü.

 

Zaman adeta durma noktasına gelinceye dek yavaşlamış, odayı ağır bir atmosfer teslim almıştı.

 

Bu esnada bir kız çekine çekine elini kaldırdı.

 

[Lewes: Um, acaba ben…… Bariyerin Bağı olarak işe yarar mıyım?]

 

[Echidna: ――――]

 

[Lewes: Bunun mümkün olduğunu, Bariyerinizin şartlarını karşıladığımı duymuştum, Echidna-sama.…… Bana bu yüzden özel ilgi gösteriyordunuz galiba?]

 

[Echidna: ――Bunu sana Beatrice mi söyledi?]

 

[Lewes: Evet.]

 

Lewes Meyer uzun, pembe saçları süzülürken başını sessizce sallayarak onayını verdi. Kararlı ve gergin yüzü doğruca ifadesiz Echidna’ya bakmaktaydı.

 

[Lewes: Beatrice-sama benim mükemmel bir eşleşme olduğuma onay verdiğinizi söyledi. Son aylardaki mana çıkarımı tam da bu yüzdendi, değil mi?]

 

Echidna kısa bir sessizlikten sonra çenesini kaldırıp Lewes’in sorusunu onayladı.

 

[Echidna: Evet, Bariyer için son derece uygunsun. Seni Sığınakta tuttuğumuz sürece Bariyeri aktif kılmamız mümkün. Bu kadarı yerli yerine oturuyor. Sığınak arazileriyle senin manan arasındaki adaptasyon için biraz daha vakit geçtiğinde bu mümkün olabilir.]

 

[Lewes: Başka bir deyişle şu an mümkün değil mi?]

 

[Roswaal: Yalnızca basit bir Bariyerden bahsetmiyoruz. Bu yıkılamaz bir Bariyer olmalı. Maksimum tedbir ve ihtiyatla ilerlemeliyiz. Bariyerin şartlarını sağlamak için Sığınağı yarım kanlarla toplamak adına yıllarca çabaladık. Ve sen… bu planın temel taşısın. Ama……]

 

Bu noktada duraklayan Roswaal acınası bir şekilde dişlerini sıktı.
Lewes detayları bilmese de dahi Echidna-Roswaal ikilisinin engeller karşısında çaresiz konuma düştüğünü görebiliyordu.

 

Gerçekten yapabilecekleri hiçbir şey yok muydu?

 

――Mutlaka bir şeyler olmalıydı: Lewes’in kısa ömründe edindiği tecrübeler ona böyle söylüyordu.

 

[Lewes: Deneyebileceğimiz daha etkili bir şey yok mu?]

 

[Echidna: ――――]

 

[Lewes: …… Siz beni kurtardınız Echidna-sama ve Roswaal-sama. Bu araziye gelerek zulme uğramaktan ve dışlanmaktan korkmadan yaşayabilmemi sağladınız. Bana verilen zamanın bedelini size ödeyebilmek hayatımın amacıdır.]

 

Kalbindekileri bu şekilde usulca dışarı vurmuştu.

 

Ufak, beyaz ellerinin konuştukça daha da beyazlaşışı Echidna’nın kara gözbebeklerini donduruyor, tüm sıcaklığını götürüyordu. Yanındaki Roswaal ise karmaşık duyguların seliyle kuşatılıyordu.

 

[Roswaal: S-Sensei……]

 

Bu Echidna’nın kararını sorgulamaya yönelik bir çağrı değildi. Farklı bir nüans barındırıyordu.

 

Ne olursa olsun tetikleyici rol oynamıştı…

 

[Echidna: ――Eğer Od’unu kristalize edip Sığınağın Bağı haline getirebilirsek mananın araziyle adapte olma sürecini büyük oranda kısaltabiliriz. Ve Bariyer de tamamlanmış olur.]

 

[Lewes: Bunu yaparsak Sığınak kurtulacak mı?]

 

[Echidna: Bize yaklaşan tehditten kurtulma şansı tanıyacak. Bu şekilde biraz zaman kazanabilirsek karşıt önlemler geliştirebileceğim.]

 

[Lewes: ――――]

 

Echidna rahatlatıcı bir yanıt vermeye çalışmamış, herhangi bir umut vaat etmemiş veya teselli sözleri sunmamıştı.

 

Ama o yapılabilir diyorsa bahsettiği şey kesinlikle yapılabilir demekti.

 

Başka bir deyişle Lewes kendi canını teklif ederek bu mekânı koruyabilecekti. Borçlarının bedeli olarak kendisini feda ederse herkesin kurtulacağı kesindi.

 

[Lewes: …… Ne zaman başlıyoruz?]

 

[Echidna: ――Mümkünse hazırlıklara hemen başlamak isterim. Kristalize etme süreci için gerekli noktayı hazırlayacak ve büyüyü gerçekleştireceğim. Yaklaşan tehdidi geciktirmeye gelince……]

 

[Roswaal: O işi bana bırak. Onu oyalamak adına tüm gücümü kullanacağım.……Ve Lewes-kun…]

 

Roswaal trajik bir kararlılıkla dolan yüzünü kaldırmıştı. O suratta en ufak bir zayıflık veya tereddüde yer kalmamıştı. Gözlerini Lewes’in kararlı gözlerine dikerek devam etti.

 

[Roswaal: Üzgünüm. Lütfen Sensei’ye yardım et ve benim yapamadığım şeyi yap.]

 

[Lewes: Üzülme Roswaal-sama, bana yeri doldurulamaz mutluluklarla dolu bir hayat verdiniz zaten. Bunun için minnettarım, size nasıl içerleyebilirim ki?]

 

Elini göğsüne götüren Lewes başını sallamış, Roswaal ise ufak bir nefes alıp iç çekerek Echidna’ya dönmüştü.

 

[Roswaal: Ben gidiyorum. Lütfen hazırlıkları yap…… ve Beatrice’i buraya çağır Sensei.]

 

[Echidna: … Beatrice’in bunu bilmemesi daha iyi olmaz mı?]

 

[Roswaal: Onu çağırmazsak ömrünün sonuna dek bize dargın kalır, Sensei.…… Gerçi muhtemelen çağırsak bile dargınlığı değişmeyecektir.]

 

[Echidna: Öyle mi…… Anlıyorum. Birazdan çağıracağım.]

 

Echidna’nın başıyla verdiği onayı gören Roswaal kulübenin çıkışına yöneldi. Ve çıkmadan önce elini Lewes’in omzuna yerleştirip hafifçe kavradı.

 

Bu kavrayışın içerisinde Roswaal’ın tüm pişmanlıklarının ve gönülsüzlüğünün donuk acısı mevcuttu. Bunu sezen Lewes gözlerini sıkıca kapatmıştı.

 

[Lewes: ……Beatrice-sama…]

 

Usulca mırıldandı.
Orada olmayan kızın düşüncesi Lewes’in kalbine işkence etmekteydi.

 

#Koşuşturmalı bir haftasonu olduğu için bölüm bugüne sarktı, kusura bakmayın :) 
Lewes'in anılarında gezinmeye devam ediyoruz ve üzülerek onunla vedalaşacağımız sahnelere yaklaşıyoruz. Ufacık bir kızın yaşadığı huzur dolu birkaç yıl için canını feda etmeye razı gelmesi çok üzücü. Beatrice'in bu fedakarlık yüzünden bir ömür dargın kalacak olmasıysa ikilinin arasındaki ilişkinin sağlamlaştığını gösteriyor. 
Tabii en önemli soru: Sığınağa yaklaşan ve Roswaal-Echidna ikilisinin savunmak adına Bariyeri yapmak zorunda kaldığı şey neyin veya kimin nesi? Bilen varsa lütfen spoiler verilmesin, zaten bir sonraki bölümde aynı konudan devam edeceğiz. Orada görüşmek üzere!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47018 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr