Cilt 4 Bölüm 119 [ O Zaman Ve Şimdi, Değişmeyen Sevgi ] (1/3)

avatar
4032 2

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 119 [ O Zaman Ve Şimdi, Değişmeyen Sevgi ] (1/3)


Çevirmen : Clumsy 

 

Ter ve kan döken, dişlerini sıkan Juice çığlık atmaktaydı.

 

Emilia ise omurgasından yayılan ürpermeyi durduramıyordu.

 

Az önce siyah BİR ŞEY Juice’in bedenini kapsamaya çalışmıştı, şimdiyse dışını tüketmeyi bırakmış ve içinde kıvranmaya başlamıştı.

 

Juice'in siyah kıyafetlerinin altındaki bedeni spazm geçiriyor, yalpalıyordu.

 

Kalın kumaştan sızan kan, durumunun korkunçluğunu gösteriyor ve içinde sergilenen hayal edilemez kabusu anlatıyordu.

 

Emilia: “Juice...”

 

Juice bedenine ne halt sokmuştu öyle?

 

Ve yere devrilen Regulus’a saldıran şey neyin nesiydi? Olanları görememiş gibiydi ve bu durum Emilia’ya bir dejavu hissi veriyordu.

 

Sanki kısa bir süre önce de tam olarak aynı şeye şahit olmuş gibiydi—

 

???: “Kararlılığını muazzam bir şekilde kanıtladın Kardinal Petelgeuse Romanée-Conti.”

 

Durağan bir kadın sesi Emilia’nın düşüncelerini bölmüştü.

 

Bu sakin sesin sahibi olan Pandora’nın gözleri kesik kesik nefes alan ve kan tüküren Juice’e çevriliydi. Durgun çehresi Regulus’un gökteki fırlatılışını izlerken bile hiçbir sarsılma belirtisi göstermemişti.

 

Pandora: “Niteliksiz olmana rağmen o cadı faktörünü özümsemek konusunda iyi iş çıkardın. Pandora ismimle seni, kararlılığın ve sertliğinden ötürü TEMBELLİK koltuğuna oturtuyorum.”

 

Juice: “Herhangi bir KOLTUĞU arzuladığıma mı inanıyorsun gerçekten? Benim şu anda tek bir arzum var. O da yaptığım fedakarlıktan bir an olsun pişmanlık duymadan ailemi güvene kavuşturmak!”

 

Fortuna ve Emilia savaş alanından uzaklaşmaktaydı.

 

Juice ise onların kaçmasını sağlamak adına kendi canını riske atmakta kararlıydı. Pandora'nın kaşları bu durum karşısında şaşkınlıkla çatıldı, ardından yanaklarına bir kırmızılık yerleşti ve mest olmuş bir gülümseme sundu.

 

Pandora: “Sevgi. Ne harika.”

 

Juice: “Bu senin ASLA ANLAMAYACAĞIN bir duygu!”

 

Pandora hala baskın ve ilgisizdi. Juice ise son ana dek dövüşmeye hazır…

 

Kendisini acı verici bir şekilde tek dizinin üzerinde doğrultan Juice titreyen kolunu kaldırıp kanlı gözlerini açılmaya zorlayarak devam etti.

 

Juice: “TEMBELLİĞİN otoritesi—Görünmez El!!”

 

Ve bulunduğu konumda boğucu bir baskı patlak verdi.

 

Ama Emilia'nın gözleri bu gücün doğasını ayırt edemiyordu. Onun gözünde Juice kolunu uzatıp bağırmış ama dünyada görünür bir değişikliğe sebep olmamıştı.

 

Buna rağmen,

 

Emilia: “Orman paramparça oluyor!?”

 

Juice’i çevreleyen alan görünmez yaratıkların istilasına uğramışçasına yıkım izleri sergilemeye başlamıştı. Ağaçlar yerlerinden çıkıyor, toprak dağılıyor, toz ve çim öbekleri havaya yayılıyordu.

 

Juice: “Aaau... aaaaAAAAAAAAAA!!”

 

Juice’in çevresindeki her şey ayrım güdülmeksizin hırpalanırken çığlıklarının yanıt bulduğu yıkım Pandora’ya doğru ilerliyordu. Pandora ise yaklaşan bir devi andıran yıkımın ağaçları devire devire gelişine rağmen en ufak bir kımıldama belirtisi sergilemiyordu.

 

Bu gidişle yıkım rotasında ilerlemeyi sürdürecek, ufak Pandora’yı yakalayacak ve—

 

???: “Söylesene.”

 

Juice: “—!?”

 

???: “Ben buraya geldim, buradayım, peki ne düşünüyorsun da bana en ufak bir şekilde dikkat etmeden bu durumu sürdürüyorsun? Bağışlayıcı ve isteksiz olmama rağmen öfkelenmek için uygun bir vakit olduğunu düşünmek durumundayım.”

 

Görünmez kıvrımların Pandora’ya ulaştığı saniyede saldırı rotası beyaz bir figür tarafından kesilmişti.

 

Saçları dalgalanan Regulus'un kalkık eli şok dalgasını durdurmuştu. Sıradan insanları öldürebilecek bir güçle karşılaşmıştı ama en ufak bir zarar görmemiş şekilde, dimdik duruyordu. Aslında bu tarif bile yetersizdi. Zemini parçalayacak bir kuvvetle yere fırlatılmıştı, bedeni toprağa gömülü olmalıydı. Ama bırakın yaraları, üzerinde en ufak bir toz dahi yoktu.

 

Emilia: “Yok artık...”

 

Elini ağzına götüren Emilia’nun nutku tutulmuştu.

 

Regulus'un Fortuna'nın sürpriz saldırısından güvenle kurtulmasını anlayabilirdi. Fortuna’yı aşan bir savaş gücü olduğu takdirde onun saldırısına karşı kendisini savunmuş olması mümkündü.

 

Ama Juice'in görünmez saldırısı farklı bir hikayeydi. Bu defa Emilia’nın görüşünü engelleyen beyaz bir sis yoktu—Regulus’un havaya fırlatılışına ve tekrar yere toslayışına alenen şahit olmuştu. Kendisini savunamamış, öylece toprağa çakılmıştı.

 

Buna rağmen yaralanmamış olması milyonda bir ihtimal de olsa mümkündü.

 

Ama üzerinde hiçbir toz toprak olmamasını açıklamak mümkün değildi.

 

Gelen saldırıları—yo—dışsal etkileri önleyen bir tür hilesi olmalıydı.

 

Juice: “Regulus Corneas!”

 

Regulus: “Bunun ne kadar nahoş olduğunu belirtebilir miyim? Faktör seni kabul etmedi ama sen gelmiş bedensel çöküşünü hiçe sayarak o şeyi boyun eğmeye zorluyorsun. Bunun uygun süreçlerle koltuklarına yerleşen bizler için bir aşağılama olduğunu düşünmüyor musun? Kendime yönelik sarsılmaz gururumu yaralamıyor mu sence?”

 

Juice’in kolunu savuruşuyla Regulus’un yüzü savruldu.

 

Boynu yumruklanmışçasına döndü ama başını uygun pozisyona çevirdiğinde suratını lekeleyen darbeden eser kalmamıştı. Sadece kendisini mağlup etmeyi başaramayan ardışık yumruklar karşısında kaşları hoşnutsuz bir şekilde çatılmıştı.

 

Echidna: “Burada kalmanın bize bir ilerleme sunacağını sanmıyorum.”

 

Juice'in saldırıları Regulus’un defansıyla acımasızca çarpışıyordu.

 

Emilia eski dostunun canını ortaya koyuşunu izlerken Echidna arkasından seslenmişti. Gözlerini arkasına çeviren Emilia ifadesiz cadıya karşılık verdi.

 

Emilia: “Gitmemizi mi söylüyorsun? Ama Juice’e olanlara bak, nasıl da delice çabalıyor!”

 

Echidna: “Çabalarının arzulanan sonucu verip vermeyeceği tartışmaya açık. Ve ne yazık ki seninle tartışmaya niyetim yok. Güçsüzlere eziyet etmekle ilgilenmiyorum, ayrıca ağzından çıkan konu dışı tek bir hece duymak bile olabildiğince nahoş.”

 

Emilia: “O zaman burada kalıp sessizce izlememiz iyi olacaktır. Ben...”

 

‘Burada kalıp Juice’in kararlılığının sonunu göreceğim’ diyecekti.

 

Ama tam bu cümleyi kuracakken kendi kalbi böyle bir şey söylemesinin önüne geçti.

 

Eli göğsünde bir dokunuş bulamamış, bu da aklına buraya gelme sebebini anımsatmıştı. Yargılamaya meydan okumalı ve geçmişinin üstesinden gelmeliydi.

 

Emilia şu anda unutmak istediği meşru geçmişine tanık oluyordu.

 

Juice'in dövüşünün gerçekleştiği kesindi ve Fortuna ile genç Emilia’nın başına gelenleri izlemektense bunun sonucunu izlemesi gerekiyor olabilirdi.

 

—Ama bununla hem kendisini gönderen Subaru’nun hem de Fortuna ile birlikte kaçışlarını garantilemeye çalışan Juice’in hislerini çiğnemiş, ikisine de ihanet etmiş olurdu.

 

Juice’in kaçışlarını sağlayışının ardından Fortuna ve Emilia’ya ne olmuştu?

 

Emilia daldığı uykuyu ve toparlanmamış geçmişini daha çok açığa çıkarmalı, yanıtını bulmalıydı.

 

Echidna: “Görünen o ki yetersiz beynin hangi kararın daha akıllıca olduğunu anlayabilmiş.”

 

Emilia: “... Haklısın. Hadi beni ve annemi takip edelim. Peki Juice...?”

 

Echidna: “Endişelenme, bu Günah Kardinalleri arasında bir mücadele. Ucu ikisine de kolay kolay dokunmaz. Mücadeleye başka birinin katılacağını varsaymaksa farklı bir hikaye… ama o kızın dahil olması akıl almaz olurdu.”

 

Juice ve Regulus'un mücadelesinin yoğunluğu artıyordu.

 

Juice’in gözlerinden, burnundan ve ağzından kanlar sızıyordu. İçerisindeki zararın artışıyla uyumlu olarak verdiği görünmez yıkım da daha isabetli ve güçlü oluyordu.

 

Fakat Regulus anormal bir şekilde hala aynıydı. Bir savunma sergilemez duruşunda yüzleştiği yıkıma rağmen canı sıkılmış bir ifadeyle öylece dikiliyor, Juice’in kararlılığını küçük görüyordu.

 

Saldırıya geçmeyi seçtiği saniyede durumun gidişatını değiştirebilecekmiş gibi hissettiriyordu.

 

Pandora: “Hauauh...”

 

Echidna'nın bakışlarının Pandora’yı delip geçişiyle kalbi küt küt atmaya başlamış ve ifadesi değişmişti.

 

Kız sahiden de mücadeleye dahil olmayacak gibi görünüyordu. Anormal bir mücadeleyle yüzleşen güzel kız oldukça seksi bir şekilde nefes alıp veriyordu—tüm bu garipliği bir yana bırakırsak,

 

Echidna: “Sahneyi değiştiriyorum. —Ormana kaçan annen ve sana…”

 

#Bu Pandora cidden bir acayip. Regulus ise akıl almaz bir güce sahip gibi görünüyor. Gerçekten zorlu bir ikili... 
Bu bölümde Juice'in nasıl ve neden değiştiğini iyiden iyiye görmüş olduk. Ve bir sonuç vermeyecek gibi görünen mücadelesini bir kenara bırakarak Emilia-Fortuna cephesine gidiyoruz. Bakalım Emilia'nın ve köydekilerin uyuma sebebini öğrenebilecek miyiz, yoksa henüz bunun için çok mu erken... Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr