Çevirmen: Clumsy
— Yatakta yatarken ifadesi sakindi. Subaru’ya göre uyuyor gibi görünüyordu.
Kirpikleri çok uzun… diye düşündü kızın kapalı gözlerine büyülenmiş bir şekilde bakarken. Genellikle yüzünü ifadesiz tutmak için uğraşırdı, ancak uyurken, yanaklarında yaşına uyan bir yumuşaklık beliriyordu. Bir düşününce, Subaru onu uyurken hiç görmemişti.
Kız her zaman ondan erken uyanır, ondan geç uyurdu. Subaru onun kendisini cesur ve dirençli göstermek için her zaman çocuksu yanını gizlemeye çalıştığını biliyordu. Ama onun bu inatçı yüzü, Subaru’nun gözleri önünde pek çok kez çökmüştü de.
Şaşırsa da utansa da somurtsa veya ağlamak üzere de olsa gözyaşlarının altında parlayan gülüşüne kalplerini açtıktan sonra onları tekrar görmek için çok fazla, çok fazla şansları olacaktı—
[—Rem]
Adını söylemesine, beyaz, yumuşacık yanaklarını okşamasına rağmen kız hiçbir tepki vermiyordu.
Yatağında, uykusunun derinliklerinde, omuzlarındaki tanıdık hizmetçi üniforması, gökyüzü kadar mavi ve güzel saçlarını donatan beyaz saç bandı, hepsi gitmişti.
Çalışırken ve savaşırken giydiği kıyafet - şimdi onlara hiç ihtiyacı yoktu.
[İşte buradasın.]
Zaman durmuşçasına sessiz ve durgun odada biri, Subaru’ya seslendi.
Subaru ise yavaşça dönerek, gönülsüzce arkasına baktı. Bu kişi uzun ve hafifçe sallanan saçları olan bir genç kızdı. Basit ama zarif koyu mavi bir gece elbisesi giyiyordu ve ona doğru yürürken bile zarafetle dolup taşmış gibi görünüyordu.
Ancak bütün hareketlerinde bir tereddüt vardı. Bu, zarafeti ile birleşince tuhaf bir izlenim bıraktı. Subaru kız yaklaştığında hissettiği garipliğe engel olamadı.
[Uzun saçlı kız: O…]
[Subaru: Hala değişiklik yok. Hiçbir şey yapamayacak olsam da… En azından burada onunla kalabileceğimi düşündüm. Ama bunu söylemek ne kadar da korkakça.]
[Uzun saçlı kız: Yine de bu… onu mutlu ederdi, değil mi?]
Subaru'nun çökmüş ifadesini gören kadın, çekinerek onu rahatlatmaya çalıştı. Ama bunu duyan Subaru kızgın, acı ve zalim bakışlarla karşılık verdi. Onun hisleri sözleriyle keskinleşti, gözleri kızınkilere kilitlendi. İstemeden, kendi kontrolü dışında olmuştu. Onun tepkisini fark eden genç kadın ellerini dudaklarının üzerine koydu. [Üzgünüm] diyerek özür diledi.
[Uzun saçlı kız: Söylememem gereken bir şey söyleyip seni kırdım, değil mi?]
[Subaru: Hayır… Hayır, özür dilemesi gereken kişi benim. Sadece içimdeki öfkeyi dışa vurdum… Eğer böyle davranmaya devam edersem Rem bana gerçekten, ama gerçekten kızar değil mi ? “İnsanların kalbini bu şekilde kırmamalısın Subaru-kun” veya buna benzer bir şey derdi.]
Omuz silkti ve bunları Rem'in yumuşak sesiyle söyledi.
Aklında, onun bu sözleri söyleyişini duydu. Yalnızca onun duyabileceği bir sesti.
Etkisi onunkine pek benzemiyordu, ama dünyada bunu belirtebilecek kimse kalmamıştı.
Subaru'nun boş sözlerine ve jestlerine karşı kadın, üzülerek gözlerini indirdi ve sağ eliyle sol bileğini tuttu.
Sanki aralarında bir gölge varmış gibi, oda sessizliğine geri döndü.
…Bu tanıdık his… Natsuki Subaru böyle kalmamalıydı, değil mi? Subaru kalbinden onaylayarak başını salladı.
Sadece delici acıyı yok edecek olsa bile bir çaresizlik okyanusuna dalmak kolaydır. Ama bu ona yakışmazdı – onun inandığı adam, bütün dünyada en çok sevdiği adam olan Natsuki Subaru bunu yapmamalıydı.
Asla.
[Subaru: …Beni arıyordun galiba?]
[Uzun saçlı kız: Evet, mevcut herkesle bir toplantı yapmak istiyorum, bu nedenle herkesin salonda bir araya gelmesini istedim, eğer sorun yoksa.…]
Kurtulmuş gibi görünen ifadesiyle başını sallayarak, doğruca sadede geldi. Ancak sonra yarı yolda durdu ve kaşlarını garip bir şekilde kaldırdı. Subaru’nun bunu fark etmesi biraz vakit aldı.
[Subaru: Benim adım Natsuki Subaru.]
[Uzun saçlı kız: …Üzgünüm, Natsuki Subaru-sama. Hatırlayacağımdan emin olacağım. Sana ne kadar borçlu olduğum söylense de… Lütfen beni bağışla, özür dilerim!]
[Subaru: İsteyerek yapmadın değil mi ? Şu aralar hatırlaman gereken çok şey olmalı, problem değil.]
Genç kadın, çok üzgün olduğunu söylemek istercesine başını indirdi.
Sonra onun mükemmel bir zarafetle, hatta kadınsılıkla toparlanışını gören Subaru, göğsünü delen yersiz ve gerçeküstü bıçaklanma hissine engel olamadı. Fakat Subaru bile bunu yüksek sesle söyleyecek kadar küstah değildi.
Kafasını sallarken şimdilik bunu bir kenara bırakmaya karar verdi ve ayağa kalktı. Yataktaki kıza dönerek alnındaki saçlara hafifçe dokundu.
[Subaru: Geri döneceğim, Rem.]
Yavaşça nefes alıyor, gerçekten yaşıyordu.
—Bütün dünya tarafından unutulmak, onun varlığından geri kalan tek şey buydu.
Arkasında Rem’le Subaru, yüzünü genç kadına döndü.
[Subaru: Salona gidiyoruz değil mi? Onları bekletmeyelim, hadi gidelim.]
[Uzun saçlı kız: Evet, hadi gidelim, Natsuki Subaru-sama.]
Kafası hafifçe öne eğik, yumuşak bir şekilde gülümserken, bir düşten farklı görünmüyor, uzun, yeşil saçları her hareketiyle sallanıyordu.
Subaru, bunu itiraf etmekten nefret ederek yüzündeki hakiki gülümsemeyi gizlemek adına başını çevirdi.
[Subaru: Beni almaya geldiğiniz için teşekkürler, Bayan Crusch.]
Bu isimle Subaru, eskisine göre bambaşka bir insana dönüşen uzun saçlı kıza teşekkür etti.
// Rem'in hayatta olduğunu görmek içimizi rahatlatsa da henüz başına ne geldiğini veya düzelip düzelemeyeceğini bilmiyoruz. Ve tanıdığımız güçlü kadın Crusch'ın değişimi de merak uyandırıcı. Daha fazlasını öğrenmek için okumaya devam :)
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..