[Ferris: Anlaşmamızı hatırlayın, Subaru-kyun! Aksi takdirde vücudunuzdaki tüm mana sizi öldürene dek beyninizi kızartmaya devam eder nyan.]
[Subaru: Sırıtarak neler söylüyorsun sen!? Ayrıca müttefikine niye böyle korkutucu şeyler söylüyorsun!?]
[Ferris: Korkutucu mu? Daha ziyade öldürücü şeyler nyan.]
[Subaru: Bu düşündüğümden daha kötü!]
Subaru, Ferris’in ellerinden kendininkileri ayırdı. Bütün bu karmaşada, kısacık bir an için,
—Rem’in tepki vereceğine dair ufacık bir umut beslemişti.
Hafifçe iç çekerek içindeki umut kırıntılarını uzaklaştırdı.
Ejder vagonunun dışındaki bagajın yakınlarında, Emilia ile Crusch'ı konuşurken buldu.
[Emilia: Ah, Subaru. Rem-san’ın yatağı hazır mı?]
[Subaru: Yeap, Ferris her şeyi güzelce halletmiş. Dikkat! Bu benim ve Patrasche’nin MUHTEŞEM KOMBO NUMARASI! Size büyük Kinoshita sirkinde bile olmayan bir şey göstereceğiz!]
[Emilia: Neden bahsettiğini bilmesem de bu konuda içimde kötü bir his var… En iyisi bu büyük numarayı yapmayalım.]
[Subaru: Ah gökyüzü! Bu çok kötü! Ama kalbim zaten Emilia-tan’ın uyarışı yüzünden deli gibi atıyordu!]
Subaru, kendi kendini yöneten savaş planını şu şekilde adlandırmıştı: “Bu hızlanan vagonda hayatım tehlikede, kalp atışlarımı bu kadar hızlandıran şey AŞK olabilir mi!?”
Ama Emilia’nın “Rem-san” deyişini duymak… Subaru’nun kalbinde beliren kusursuz derecede delici acı kaybolmayı reddetti.
Bir an için, Emilia’nın gözleri, Subaru’nun bir anda konuşmayı kesip kapanan ağzına takıldı. Ama Emilia konuşmaya fırsat bulamadan, Ferris arkalarında belirdi.
[Ferris: Ejder vagonu hazır nyan. Bu kadar uzun sürdüğü için üzgünüm nyan. Veda etmek zor — Crusch-sama, söyleyecek bir şeyin var mı?]
[Crusch: En, evet.]
Ferris, Crusch’ın yanına, Subaru da Emilia’nın yanına gitti. Crusch, karşısındaki ikiliye bakıp derin bir nefes alarak bir elini kalbinin üzerine koydu.
[Crusch: Öncelikle, defalarca söylememe rağmen, size yürekten minnettarım. Ne kadar artık hatırlayamasam da, hafızamı kaybetmeden önce sizinle işbirliği yapmayı, arkadaş olmayı istediğimi biliyorum. Bir kez daha teşekkür ederim.]
[Emilia: Hayır… Ben, Crusch-sama, bana teşekkür edeceğiniz hiçbir şey yok. Ben yalnızca karanlıktaydım, her şeyden uzakta bırakıldım…]
[Subaru: En, Emilia-tan’ın hiçbir şey yapmadığı doğru. Ama ben her şeyi hallettim, bu yüzden endişelenme. Sonuçta benim başarılarım Emilia-tan’ımın da başarıları!]
Emilia’nın utanıp sıkıldığını gören Subaru, göğsünü kabartarak bunu ilan etti. Subaru’ya kaçamak bir bakış atan Emilia sessizce kafasını salladı.
[Emilia: Teşekkürler Subaru… Ne kadar ne zaman “senin” Emilia’n olduğumu bilmesem de…]
[Subaru: Be – benim savaş planım “dinleyen 3. kişilere, çaktırmadan romantik bir ilişki fikrini aşılamak” yoluyla işliyor…!?]
[Emilia: Ben dikkatli dinlediğim için… oh, özür dilerim.]
Subaru, gögsüne giren nefesin basıncıyla adeta batarken, Emilia sessizce onları gözlemleyen Crusch’tan özür diledi.
[Crusch: Hayır, aranızdaki ilişki mükemmel görünüyor. Ben de bir an önce Ferris ve Wilhelm’le eski halime dönmeliyim.]
[Ferris: Ferris, Crusch-sama’ya daima tüm bedeni ve ruhuyla açık olacak nyan!]
Ferris, iki eliyle yanaklarını örterek sağa sola sallandı. Ferris arkasında bir ahtapot gibi her yöne sallanırken Crusch, bunu olduğu gibi kabul etti ve yüzünde sıcak, hatta kadınsı bir ifade belirdi.
[Crusch: Çok yakında yeniden karşılacağımızı düşünüyorum Emilia-sama ve Subaru-sama. Umarım sonsuza dek arkadaş kalırız.]
Bu bir yalan değil, onun gerçek düşünceleri olmalı… diye düşündü Subaru.
Hafızasını kaybetmesine rağmen kalbindeki asillik hala yerinde duruyordu.
Onu dürüstlüğü aydınlatıyordu, dalkavukluk ve yalanlar ona göre değildi.
Belki de kendini bu kadar açıkça ifade ettiği için, Emilia’nın gözleri şaşkınlıkla açıldı ve dudakları hafifçe titremeye başladı.
[Emilia: Ben… Crusch-sama için bir rakip adayım. İttifak… Aramızdaki ittifak bir gün mücadeleye dönüşecek.]
[Crusch: En, bu doğru. Emilia-sama rakibim olduğunda, geride kalmamaya özen göstereceğim, elimden geleni yapacağım.]
[Emilia: Hem bunun da dışında, ben bir yarıelfim. Gümüş saçlı bir yarıelf… Bu sizi korkutmuyor mu?]
[Subaru: Emilia-tan bu…]
Bunu sorması gerekmiyordu diye düşündü Subaru. Emilia'nın yüzündeki umutsuz kararlılığı görünce bu konuşmanın devam etmemesi gerektiğini biliyordu.
Emilia sorusunu sorarken ciddiydi. İçten içe biliyordu ki bu konuyu bu kadar kolayca ortaya atmamalıydı.
Her şeyden önce bunu Crusch Karsten’in önünde dile getirmek. Subaru devam etmesine izin vermenin uyg…
[Crusch: Ruh, kendi varlığının değerini belirler. Kendim için de başkaları için de Ruh’un tüm parlaklığıyla, utançsız yaşamak, işte yapmamız gereken bu.]
[Emilia: —-]
[Crusch: Nedense bunu daha önce defalarca kez söylemiş gibi hissediyorum. Nasıl söylesem…. Şimdi kendimi dinleyince, bu sözlerim bayağı sofistikeydi, değil mi?]
Crusch kahkasını engelleyemedi ve ağzını kapattı. Bunu duyan Emilia afalladı, hiçbir şey söylemedi.
[Crusch: Emilia-sama, taşıdığın hayattan utanıyor musun?]
[Emilia: …Ben, hayır. Ne kadar çevremdeki herkes rahatsız olsa da ben kendimden nefret etmediğim sürece bu hayatı yaşamaya devam edebilirim.]
[Crusch: Öyleyse hiçbir şeyden pişman olma. Kendini geliştir, elinden gelenin en iyisini yap, dürüst olarak benliğine sadık kal —Çok güzel bir Ruh’un var.]
Crusch, gülümseyerek göğsündeki elini Emilia’ya uzattı.
[Crusch: Seni daha iyi tanımaktan mutluluk duydum. Korku? Azıcık bile yok.]
Emilia dudaklarını ısırarak kalbini acıtan bu duyguları hafızasına kazıdı. Kendisine uzatılan ele baktı. Crusch sabırla bekliyordu. Ardından, Emilia Crusch’ın parmaklarını kavradı ve kibarca el sıkıştılar.
[Crusch: Ne olursa olsun, yeniden görüşeceğimizi umuyorum.]
[Emilia: Be-ben…… hayır. Ben de, o zaman Crusch-sama’nın önünde daha güçlü durmalıyım, değil mi? O zamana kadar size her şeyin en iyisini diliyorum.]
Bu şekilde, kraliyet seçiminin iki adayı, birbirlerine iyi dilekleriyle sözlerini mühürlediler.
Kenardan izleyen Subaru’nun kalbi başarı hissiyle dolup taşıyordu. Subaru’nun bitip tükenmek bilmeyen mücadelelerinden biri sonuçlanmıştı… Sonunda her şeyin mükemmel olması imkânsız olsa da …
[Subaru: ….Başardığımız onca şeyden sonra… Neden hala yüzümde bu mutsuzluk var? Seni suçlamak istemiyorum… İstemiyorum……]
Derken Subaru’nun gözleri ejder vagonunun içinde uyuyan kıza kilitlenmişti.
Rem bu kadar mutlu bir olayda böyle davranmamı bağışlamazdı… Rem bunu istemezdi… Çok bencilim değil mi?
[Crusch: Natsuki Subaru-sama, lütfen kendine iyi bak. Bir dahaki hareketini merakla bekliyorum… ve onun iyileşmesini.]
[Subaru: Benden gelecek yeni hareketler… Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum… Dürüst olmak gerekirse, son çare olarak her şeyi yapmak için koşturan ama her halükarda tamamen faydasız olan bir adamım. Rem’e gelince… Bayan Crusch, siz yabancı değilsiniz. Ne pahasına olursa olsun, o iyileşecek. Söz veriyorum iyileşecek.]
Crusch elini Subaru’ya uzattı. Ama bu durumda el sıkışmak çok utanç verici olmaz mıydı? Subaru utancını gizlemek için ona bir beşlik çaktı.
Küçük bir ses çıktı ve Subaru’yla Crusch’ın elleri ayrıldı. Elleri hafiften titreşen Crusch, kibarca göz kırptı.
[Crusch: Kesinlikle bir daha görüşeceğiz.]
Bu sözler eşliğinde efendi ve yardımcısı, Subaru ve Emilia’yı eğilerek uğurladı.
##Crusch ve Emilia'nın ilişkisi hep böyle dostça devam edecek mi?
Subaru bu kadar önemli insanlarla konuşurken beşlik çakmaktan daha uygun yollar bulabilecek mi?
Ve son olarak, Rem'in iyileştiği günleri görebilecek miyiz?
Hepsini öğrenmek için yapmamız gereken şey: Ruh’un tüm parlaklığıyla, utançsız yaşamak ve tabii ki okumaya devam etmek! :)
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..