Cilt 4 Bölüm 2 [hakaret ve minnettarlık] (1/3)

avatar
6148 5

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 2 [hakaret ve minnettarlık] (1/3)


                         Çevirmen : Clumsy

 

—Oy, Subaru, burda ölmek çok acınası.


Yine eline yüzüne bulaştırıp yattığı yerde kafasını sallayan Subaru, kalktı ve etrafına baktı.


Genellikle uyanmakta iyiydi ama bu sefer pek başarılı olamamasının nedeni basitçe tam olarak “uyuyor” olmamasıydı. Bilincini kaybetmeden önce neler olduğunu hatırlamaya çalıştı, ama ilk fark ettiği o tanıdık salonda olduğuydu.


[Subaru: Burası köşkün salonu… değil mi?]


[Oh, Subaru, uyandın mı?]


Bir ses sanki emin olmaya çalışıyormuş gibi mırıldandı, sonra kapı açıldı ve Emilia'nın yüzü göründü.


Örgülü gümüş saçlarıyla, kanepede yatan Subaru’ya yaklaşıp eğildiğinde yüzünde parlak bir ifade vardı. Büyük, yuvarlak gözleriyle öyle dikkatlice bakıyordu ki Subaru olduğu yerde küçülmüştü.


[Subaru: Uhm, Emilia-tan, ne oldu?]


[Emilia: Köşke girdiğin anda çığlık attığını duyduk. Otto ve ben gerçekten şok olduk. Sonra görmek için içeri girdiğimizde…]


[Subaru: Ben, uyuyor muydum?]


[Emilia: Böyle söylemek biraz aldatıcı olsa da……teknik olarak yanlış değil galiba?]


Emilia bir parmağını dudaklarına koydu ve hafifçe kafasını çevirdi. Yanıt vermek için acele etmemişti.


Subaru çırpınarak uyansa da kızın rahat tavırlarını görünce acil bir durum olmadığını anlamıştı. Yine de titreme hissini üzerinden atamadı.


Bilincini kaybetmeden önce sivri dişleri olan bir canavar gördüğüne emi—–


[Bayan Emilia, bir dakikanızı alabilir miyim?]


Bir kadın, kapıyı tıklatarak Emilia’ya seslenmişti. Emilia o yöne bakarak [Tabii ki] diye onayladığında da kapı yavaşça açıldı.


Gayet sıradan bir şekilde açılan kapıya bakarken Subaru, gizemli bir şeyler hissedişine engel olamadı.

 

—Bu sesi daha önce duyduğumu sanmıyorum.


Kapının dışında duran şeyi gördüğünde, düşünceleri doğrulanmış oldu.


[Size ekstra bir havlu ve içecek bir şeyler getirdim —Oh, görüyorum ki uyanmışsınız bile.]


Gülümseyen kadının formu Subaru'nun gözlerine takıldı.


Uzun, neredeyse yarı saydam sarı saçlı, sırt çizgileri mükemmel bir duruşa sahip bir kadındı. Görünüşü ve davranışları her yönden nazik ve akıcıydı. Gereksiz hiçbir hareketi yok gibiydi.


Roswaal köşkündekilerin giydiği tanıdık üniformayı giyiyordu —üzerinde hiçbir kırışıklık olmayan sevimli ve kullanışlı hizmetçi üniforması.


Elindeki tabakta bir sürahi ve el havlusu vardı. Elindekileri hiçbir ses çıkarmadan odanın ortasındaki standa yumuşak bir şekilde yerleştirdi.— Eğer puan verilecek olsa, uçan renklerle sınıfı geçmiş olacaktı…


… yani, vahşi görünüşlü vücudunu ve sinsi gülücüğünü göz ardı ederseniz.


Üniformayı gayet iyi taşısa da Subaru’dan daha uzun, onun kadar atletik görünümlüydü. Eğer bir erkek olsaydı sağlıklı ve güçlü görünebilirdi ama bir kıza göre biraz garipti.


Dahası, kusursuz akıcı hareketinin sonundaki gülümseme, ağzının köşesinden bakan keskin diş kümesi ile tamamen mahvolmuştu. Daha da yakından bakıldığında, bakışlarındaki keskinlikte doğal olmayan bir şeyler vardı. Yeşil göz bebekleri avını izleyen etobur bir canavar gibi parlıyordu.


[Frederica: Sizinle tanışmak bir zevktir. Ben, Margrave Roswaal L. Mathers’ın köşkünün hizmetçisi, Frederica Baumann…]


[Subaru: Korkunç bir surat—!?]


Onun saygılı tanıtımı, Subaru'nun ağzından kaçan aşırı dürüst sözler tarafından kesilmişti. Bunu duyduktan sonra, kadının ifadesi kasıldı ve sızlayan gözleri birkaç kez yanıp söndükten sonra gözyaşları birikmeye başladı.


[Frederica: …ühü ühü…]


[Subaru: Ne…?] 


[Emilia: Subaru seni ahmak!!]


Kadın bir kelime bile etmeden yüzünü çevirirken Subaru bile şok olmuştu. İşittiği bu sinirli sese kulaklarının çekilişinin acısı eklendi. [Of, of!] Bir çığlık patlatıp döndüğündeyse Emilia’nın normalde nazik olan kaşlarının sinirle kalktığını gördü.


[Emilia: Bu bir kıza söylemek için ne korkunç bir şey! Frederica sana bakmak için o kadar şey yaptı ve sen…]


[Frederica: Ben-ben, onu bırakmanızı istiyorum Bayan Emilia. Sorun değil. Ben… Sonuçta hatalı olan bendim. Köşke döndüğüm için çok heyecanlanmıştım ve abarttım sanırım…görünüşümün pek çok yönden hoş olmadığını unutmuşum…]


Frederica denen kadın, Emilia’nın kolunun kenarından tutarak kafasını salladı. Diğer eliyle de ağzını kapatıyordu.


[Frederica: Sizi ürküttüğüm için özür dilerim. Ayrıca az önce de çok uygunsuz bir şey yaptım. Natsuki Subaru-sama’yı eve zorla giriyor sanmıştım.]


[Subaru: Zorla girmek mi… ah, bir dakika. Galiba ne olduğunu şimdi anlıyorum.]


Emilia’nın gazabından bir anlığına kurtulan Subaru, acıyan kulaklarını ovuşturdu. Olanların ana fikrini anlamıştı.


Anlaşılan, salona girdiğinde gördüğü o gizemli figür—


[Subaru: Ben köşke döndüğümde, Frederica-san benim zorla girdiğimi sanıp beni kovmaya çalıştı. Ardından, Emilia-tan arkamdan geldi ve yanlış anlaşılmayı düzeltti ve bu ana geldik…değil mi?]


[Frederica: Tamamen haklısınız… siz gerçekten her şeyi çabucak çözüyorsunuz sanırım.]


[Subaru: Duruma bakıp da çözemediğim bazı şeyler oluyor ama...]


Frederica’nın düşüncelerini teyidinden sonra Subaru, gözlerini Frederica’nın arkasında duran ve çenesiyle Frederica’yı işaret eden Emilia’ya çevirdi. Emilia’nın bu hareketle ne anlatmak istediğini anlamıştı. Böylece Subaru, koltuktan kalktı, Frederica’ya döndü ve dedi ki :


[Subaru: Tanıştığıma memnun oldum, bir anda böyle düşüncesizce bir şey söylediğim için özür dilerim. Biliyorum, uyanır uyanmaz bahaneler uyduramam ya da böyle şakalar yapıp affedilmeyi bekleyemem. Beni kaynatsan mı kızartsan mı sen karar ver… yine de çok acı verici olmazsa memnun olurum.]


Erkek gibi davranmaktan ziyade gevşek bir özürle kafasını eğmişti.


Kesinlikle yanlış bir başlangıç yapmışlardı. Yalnızca eve giriyor sandığı için ona saldıran kızın aksine Subaru gerçekten kırıcı ve kaba bir şey söylemişti. Bu yüzden az önce de söylediği gibi, kızın öfkesini atması için her türlü cezalandırmayı kabul edecekti.


Tercihen fiziksel acı olmaksızın. Fizikseldense duygusal istismarı yeğliyordu…


Subaru'nun oldukça yumuşak özrü bunları içeriyordu...


[Frederica: —-Haha, sen gerçekten komik bir çocuksun.]


Bu sözlerle Frederica’nın elleriyle kapattığı ağzından bir kahkaha patladı.


Subaru’nun kafasında beliren soru işareti eşliğinde Frederica, transparan sarı saçları yüzünün çevresinde uçuşarak eğildi.


[Frederica: Gerçekten özür dileyen ben olmalıyım. Bayan Emilia’nın ricasıyla sizi test ediyordum.]


[Subaru: Test etmek mi?]


Frederica’nın sözleri karşısında Subaru ve Emilia aynı anda kafalarını kaldırdı. Onun ne söylediği hakkında hiçbir fikirleri yoktu.


Yalnızca Subaru’nun kafası karışsa tamamdı. Ama Emilia bile olayı idrak edememişken onun doğru söylediğine inanmak saçma olurdu. Frederica, onların bu eşzamanlı tepkilerine bakınca gülümsemesi daha da derinleşti.


[Frederica: Ne kadar yaptıklarımın sebebi köşkü koruma görevim olsa da Subaru-sama’ya yaptığım şey yine de kabaydı.]


[Subaru: Hayır, bu sonuca çok çabuk atladın. Ben bir şeyleri konuştukça anlayan biriyim, tamam mı?]


[Frederica: O zaman, Bayan Emilia kendini çok iyi ifade etmiş. Gerçekten çok çaba sarfetti, Subaru hakkında söylediği o süslü sözler karşısında benim suratım bile kızaracaktı  neredeyse…]


[Subaru: Nee!?]


Söylenenlerden şok olan Subaru, Emilia’ya bakarak boğuk bir çığlık attı. Emilia orada dikilirken suratındaki siniri saklamak için ciddi bir mücadele veriyordu.


[Emilia: Fre–de–ri–ca–!]


Emilia, elleri kalçalarında, kendisinden beklenmeyen histerik bir sesle hizmetçisine sertçe bağırdı. Bunun karşısında Frederica sakince karşılık verdi.


[Frederica: Aman tanrım, çok korkunç… Bayan Emilia’nın pek değişmediğini görüyorum, hala sevimsiz. Normalde, söylediklerim doğru olsa da olmasa da utanıp kızarmak en tatlı yanıt olurdu.]


[Emilia: Eh, gerçekten mi…? Bekle, bugün kandırılmayacağım. Benim gibi sürekli kandırılan biri bile kendini geliştirmek zorunda! Bu doğru, yalan söylediğin zaman gözlerinin birini devirdiğini biliyorum!]


[Frederica: Konunun bu olduğunu bilmiyordum. Bu arada Bayan Emilia, ne zaman yalan söyleseniz kulaklarınızın uzadığını biliyor muydunuz?]


[Emilia: Yok artık!?]


Emilia’nın kollarını kavuşturup bir parmağını Frederica’ya uzatırkenki galibiyet ifadesi kızın kulaklarını kavramak için yaptığı hareketle bozuldu. Bu yanıtla Frederica’nın galibiyeti kesinleşmişti.


Emilia kaybettiğini fark etmese de başından beri olanları izleyen Subaru, iç çekiyor ve omuz silkiyordu.


[Subaru: Öyle görünüyor ki ben tamamen yenildim… İsmim Natsuki Subaru ve… kendimi tanıtmam gerekiyor mu ki?]


[Frederica: Evet, tabii ki. Duymaya can atıyorum. Hadi baştan alalım ve bu sefer birbirimizi doğru düzgün tanıyalım.]


Bu sözlerle, Frederica ağzını örten elini kaldırdı ve sivri dişlerle kaplı bir gülümsemeyi açığa vurdu. Onun korkutucu gülüşünü görünce, Subaru’nun ciğerlerindeki hava ortadan kaybolur gibi olmuştu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44266 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr