“ーーーー”
Subaru’nun dengesini kaybederek spiral merdivenlerden aşağı düşmesini sağlamaya çalışan kızーー Meili, şaşkınlık içerisinde bakakalmıştı.
Kara gözlerini kapatan Subaru’ysa olayların yarısında tahmin ettiği fakat şüphelendiği bu durum karşısında homurdanmadan edemiyordu.
Er ya da geç『Ölümden Dönüşü』kullanarak bu trajediyi önlemeyi başardığı için mutluydu. Bu, farklı döngülerde kendisini iki defa iten kişinin bu genç kız olduğunun da kanıtıydı.
Subaru’yu yükseklerden felaketine iten suçlununーー daha önce bizzat 『Natsuki Subaru’nun』 ellerinde ölmüş Meili Potroute olacağı kimin aklına gelirdi ki!
Meili: “……Beni öldürme sorumluluğu ha, işte yine tu~haf şeyler söylüyorsun, onii-san.”
Meili’nin gözlerinin irileştiği, dudaklarının gevşediği sırada Subaru’nun kolu hızla döndü ve parmağı gövdesinin üzerinde gezinir halde gülümsemeyi sürdürdü.
Spiral merdivenlerle arasına belli bir mesafe koymuş olan Subaru’yla yüzleşen Meili’yse bir adım geri çekildi.
Meili: “Belki de hafızanla birlikte aklından ba~şka şeyler de kaybetmişsindir. Bu yanlış anlaşılma ancak bu şekilde mümkün olabilir.”
Subaru: “Yanlış anlaşılma mı?”
Meili: “Evet, sen de öyle düşünmüyor musun~? ーーBenim onii-san’ı öldürmeye kalkışmam ko~rkunç bir yanlış anlaşılma olurdu.”
Adım adım gerileyen Meili, gülümseyerek böyle söyledi. Onun sahiden ağırbaşlı bu yaklaşımına tanık olmak, Subaru’nun beklentilerinin bile ötesinde bir şeydi.
Bu aksilikten asla kaçınamayacağına inanıyordu. Fakat mücadele ettiği kişi『Bendeniz』ーー yo, Meili olunca onu ikna etme ihtimali olabilirdi.
Yavaşça ve inatla, fazlasıyla elverişiz şekilde hareket ediyordu.
O an için en uygun görünen çözüme yönelmek, onun yaşam tarzıydı.
Açıkçası bu, tam da『Canavarlara』 layık bir yaşam tarzıydı.
Meili: “Şüphelenmeye lüzum yok. Gerçekten onii-san’ı öldürmek isteseydim kum tepeleri bu kuleden çok daha iyi bir seçim olmaz mıydı? Ah, onii-san hiçbir şey hatırlamıyordu, yani bilmi~yor olabilirsin.”
Subaru: “Sanırım öyle. Tuhaf bir durum. Başından beri beni öldürmeye niyetli olsaydın eline sayısız fırsat geçmiş olmalıydı. Ama bunu yapmadın.”
Meili: “Öyle değil mi~? Demek ki…..”
Subaru: “Ama beni öldürme motivasyonunun bu sabahtan itibaren filizlenip gelişmiş olması bambaşka bir mevzu. Bunun dün gece yaşananlardan kaynaklı zincirleme bir reaksiyon olduğunu söylemekte haklı mıyım?”
Meili: “ーーーー”
Subaru’nun açtığı konuyla birlikte Meili’nin yüz ifadesi değişti. Dudaklarını mühürledi, gülümsemesini sildi, derince bir iç çekti.
Ve sonra da nahoş bir tavırla, görünüşüne uymayacak şekilde omuz silkti.
Meili: “Acaba, oyuna getirilip bu tuhaf duruma sürüklenmiş olabi~lir miyim?”
Subaru: ““Tuhaf durumdan” kastın nedir?”
Meili: “Denediği~n şey bu değil miydi? Onii-san’ı itecek miyim diye görmek için…… yoluna çıkabilecek tüm engelleri elemek için, bu kulede ne denli işe yarayacağımı görmek için, hafıza kaybı numarası yapmadın mı? Bunu yapmak için mükemmel bir zaman ve fırsat olurdu doğrusu.”
Durumun gerçekliğini yeniden teyit etmek isteyen kız, düştüğü dezavantajlı konumdan memnun değildi.
Bu noktaya dek kendi adına herhangi bir kötülük sergilemediği kesindi ama Subaru’nun Meili’nin nasıl hareket edeceğini önceden bildiği de doğruydu. Yani inkar etse bile aleyhindeki kanıtlar değişmeyecekti.
Bununla birlikte net olarak söylenebilecek bir şeyler vardı. O şeyler deーー
Meili: “Ee, tam olarak ne yapmalıyım~? İşler bu noktaya geldiğine göre karşı koyup buradan kaçmayı mı denemeliyim? Özellikle de o kötü hayvan-chanlar burada değilken ben bile kendi başı~ma onii-san’dan kaçabilirim.”
Subaru: “Beni yanlış anlama, Meili. Hafıza kaybım seni aldatma amaçlı bir yalan değil. Gerçek bu, bu yüzden de olmam gerektiği gibi ciddi davranıyorum.”
Meili: “Demek öyle, açıkçası yalan söyleyip söylemediğinden şüpheliydim a~ma…… Neticede onii-san’ın yapmak istediği şey ne? Sırf misilleme~ yapmıyorum diye buna inandığımı mı sanıyorsun?”
Subaru: “ーー~hk.”
Genç kız, ellerini ince boynuna götürüp dil çıkartarak böyle söyledi.
Ve o saniyede Subaru’nun kalp atışları hızlandı. Tabii -ironik bir şekilde- bu yalnızca öldürmeye yönelik bir mecazdı, kendi ölümünü hatırlaması gibi saçma sapan bir şey yaşanmıyordu.
Genç kadın suikastçı, bu kanaatle Subaru’nun kalbine ciddi bir hasar verebilecek olduğunu ifade etmişti.
İşte bu yüzden Subaru, onun bu kanaatle hareket etmesine izin vermemeye niyetliydi ancakーー
Meili: “Aslına bakarsan u~zun zaman alan öldürme şekillerini kullanmaktan hiç hoşlanmıyorum. Fazla acı çektirmeyen yöntemlerim var ama onii-san bir şeyler gizlemekte bayağı kötü……”
Subaru: “ーーBenim, seni öldürmek veya yaralamak gibi bir niyetim yok. Bu olaydan sonra bile, yarın bizi ne beklerse beklesin, sana şu ana kadarki gibi davranmaya niyetliyim.”
Meili: “……Ha?”
Subaru’nun yanıtını işiten Meili’nin ifadesi bir kez daha değişti.
Ancak bu, o an için en uygun çözüme yöneldiğinde yaşadığı değişiklikten farklıydı. Subaru’ya ne söylediğini algılayamayan gözlerle bakarken büründüğü ifade bariz bir dehşetle doluydu.
Subaru, o bakışlar karşısında başını sallayarak onay verdi.
Subaru: “Neyse ki suçun gerçekleşmeden önlendi ve bunu bir sır olarak saklayacak olursak her şey yolunda gider. Beni farklı bir yöntemle öldürmeyi düşünsen de tek yapmam gereken o teşebbüsü de önlemek olur. Tabii bunun ağzımda kötü bir tat bırakacağı kesin. Gerçekten kötü.”
Meili: “Ah…… S-sen neden……”
Subaru: “Ama hiç değilse bu sefer anladın mı? Bana bir şey yapmak senin için inanılmaz büyük bir risk. “Ama yine de” deyip devam edeceksen, öyleyse, bilirsin ya, en azından oturup adamakıllı konuşalım. Hala tatmin olmadıysan elimden geldiğince dinleye……”
Meili: “Tatmin olmadıysam mı? Tatmin olmamak mı dedin sen……”
Meili ansızın titrek ve kısık bir sesle bu cümleleri mırıldandı.
Sonra da dudakları keskinleşerek,
Meili: “Esas tatmin edici olmayan şey bu duru~m! Buna inanamıyorum!”
Subaru, tüm bu cümleleri Meili’yi makul bir karar vermeye ikna etmek amacıyla kuruyordu. Ancak Meili, bunu takiben inanılmaz bir şeyle karşı karşıyaymışçasına Subaru’ya bakarak bağırmaya başladı.
Meili: “İnanamıyorum, inanamıyorum, buna inanamıyoru~m……”
Bunu ilan ederken elleri, örgüsüyle oynamakla meşguldü.
Bu da Subaru’nun gözünde kendi zihinsel savunması bağlamında kafasının karıştığının ve deーー aynı saç şekline sahip birine olan bağlılığının bariz bir kanıtıydı.
Meili: “Onii-san’ın az önce ne yapmaya çalıştığımla ilgili hiçbir fikri yo~k! Eğer bu yanlışsa, bir tuha~flık var demektir. Eğer bu yanlışsa……”
Sözleri hüsranla dolup taşan Meili’nin tavrı doğal denilemeyecek bir çaresizlik çerçevesindeydi.
Bu, Subaru’nun Meili’yi bu denli rahatsız gördüğü ilk seferdiーー yo, aslında ilk sefer『Ölü Kitabının』içerisindeydi.
Dün gece yaptığı şeyden sonra『Taygeta’da』Subaru’ya denk gelmiş ve『Natsuki Subaru’yla』yaptığı konuşma sonrasında hafızasını yitirmiş Natsuki Subaru’yu öldürmekte karar kılmıştı.
Fakat bu cinayet planı, böylesine apar topar gerçekleştirmesiyle iki ucu keskin bir kılıca dönmüştü.
Her şeyden bihaber Subaru’yu iterek öldürse bile onun ölümünden sonra üzerine yüklenebilecek cinayet ithamından nasıl kurtulmayı planlıyordu ki?
Muhtemelen bu ölümü yalnızca bir kazaydı şeklinde örtbas etmek mümkün olurduーー ya da belki de olmazdı.
Emilia, Beatrice, Ram veya diğerlerinden tek bir tanesi bile -artık Subaru’nun bildiği üzere- onun 『Ölümünün』ardındaki gerçeği açığa çıkarmayı bile denemeden geride kalmasına izin vermezlerdi.
Durum bu olunca Meili’nin suçunun er ya da geç açığa çıkması kaçınılmazdı.
Ram, Julius veya Echidna Subaru’dan çok daha zekiydi ve ölümünün ardındaki gerçeği tek seferde çözebilirlerdi. Meili’nin bunu hesaba katmamış olduğu düşünülemezdi.
İşte bu yüzden buーー
Subaru: “Bu yalnızca senin vahim bir dürtün. Sen yalnızca cinayeti alışkanlık edinmişsin. Problemleri çözmek için diğer faktörleri hesaba katmıyorsun bile. Bu, senin hatan değil.”
Meili: “ーー~hk! Anlarmış gi~bi konuşma! Onii-san beni…… sen beniーー! Sen beni ne kadar tanıyorsun ki!?”
Subaru: “ーーSeni tanıyorum.”
Meili: “ーーーー”
Dişlerini sıkan Meili, soğuk suya batırılmışçasına kaskatı kesilmişti.
Gözlerini dosdoğru ona diken Subaru’ysa iddialı bir şekilde konuşmayı sürdürüyordu.
Subaru: “Meili. Seni tanıyorum. Bunun kulağa epey ürkütücü gelebileceğini biliyorum ama seni bu dünyada senin hakkında bir şeyler bilen iki kişiden daha çok tanıyor bile olabilirim, anlıyor musun?”
Subaru’nun omuz silkişi, Meili’nin endişelerini yoğunlaştırmıştı.
Bunun tamamen aşikar olduğuna inanan Subaru’ysa bununla birlikte bu inkar edilemez gerçeği aktarmanın bir yolunu arıyorduーー göğsünün ardındaki çarpık『Öz Sevgiyle』mücadele ediyordu.
『Benim』sonu gelmez ayartmalarımı hatırlayacaktır.
Bir ses, harekete geçeceği anların hemen öncesinde Natsuki Subaru’nun dibinden sesleniyor, onu sorunlarını cinayet yoluyla çözmesi, ağzına kadar korkaklık dolu o en kötü rotayı izlemesi için teşvik ediyordu.
Ölü Meili Portroute’in『Ölü Kitabını』okuması yoluyla açığa çıkan hayaleti ve ayartmaları, Natsuki Subaru’ya musallat olmak için geri dönüyorduーー
Subaru: “ーーYo, öyle değil.”
Kafasını sallayan Subaru, öldürmüş olduğu kızın yaptığı şeyi düşündü.
Tüm bu süre içerisinde bir şeyler yaşanmıştı. Bu, önünde duran kızın kafa karışıklığı ve hayal kırıklığından belli oluyordu. Hepsinden öte Subaru, Meili hakkında『Ölü Kitabında』gördüğü şeyleri anımsıyordu.
Çektiği onca çileden sonra Meili’nin öylece katil olmayı seçtiği söylenemezdi.
Karşısındaki Meili’yle, 『Ölü Kitabındaki』 Meili birebir aynı değildi.
Bu, Subaru’nun yumuşak kalbinin emin olduğu bir şeydi.
Sonuçta o sesin sahibi olan kız, o kanıt üzerine Subaru’ya kendisini göstermemişti.
“ーーーー”
Fena halde açıkça ifade etmek gerekirse Subaru, 『Ölü Kitabı』yoluyla Meili’nin hayatını yaşamıştı. Bu, Meili’nin normal, günlük hayatındaki düşünce yapısıydıーー bir izlenim yaratır, bir hareket şekli belirlerdi. Bununla birlikte bir kez olsun adaletsiz ve sebepsiz şekilde bir insanın canına son vermeyi düşünmemişti.
O günlerde Meili’nin kalbinde sorgusuz sualsiz bir boşluk vardı ve tecrübeleri içerisindeki『Korkuyu』arttırıyordu ancak içinde parıldayarak varlığını koruyan bir şey mevcuttu.
O şeyin adı daーー
Subaru: “ーーElsa Granhiert.”
Meili: “ーー~hk.”
Subaru: “O, beni öldürmeye çalışmanın sebebi o, değil mi?”
#Meili de hakkında emin olamadığım karakterlerden. E defalarca başımıza bela açıp köşke suikastçı olarak gönderildikten, şimdi de Subaru’yu öldürmeye kalktıktan sonra normal tabii. Ama geçmişini okuduktan sonra gerçekten korkunç şeyler yaşadığı ve bir benlik duygusu olmadığı, nasıl davranılacağını bile bilmeyip yalnızca insanları taklit etme yoluyla hareket ettiği anlaşılıyor. Yani biraz da acınacak bir karakter. Bakalım bu sohbet sorunsuzca sonlanacak ve o karakter yeniden grubun arasına katılacak mı, hadi okumaya devam!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..