Subaru: “Ram!!”
Ram: “Seni duyabiliyoruz, her saniye bağırmana gerek yok. İnsanın tadı kaçıyor.”
Ram, kendisi için korkan Subaru’nun seslenişine son derece acımasızca bir yanıt verdi.
Koridorun ortasında bir başına Louis’le yüzleşiyordu. Sırtı Subaru’ya dönük şekilde muazzam bir baskı yayan iri yapılı rakibiyle kafa kafaya çarpışıyordu.
Elbette Emilia’nın çekilişiyle savaşın seyri kötüye gitmişti, Subaru bunu görebiliyordu amaーー
Ram: “Kh ~hk.”
Louis: “Higyahah ~tsu! Nee-sama çok sert, çok sert!”
Yüzüne bir gülümseme yapışıp kalmış Louis, iri cüssesiyle kafasını sallayarak sıçramak yerine geriye doğru tek bir adım attı.
Geri çekilişi, karşılaştığı ters tavırların etkisini dağıtmaya yönelikti. Bunu yapan iri cüssenin karşısındaki Ram ise vücuduna keskin bir dönüş yaptırarak kendisini『Yumruk Kralı』olarak adlandıran uzmanla kararlı ve fazlasıyla yakın bir dövüş başlattı.
Louis’in kullandığı silahsız dövüş sanatlarıyla『Yumruk Kralı』adına dökülen kanların haddi hesabı yoktu. Ancak Ram, boşlukları yakalayarak ekstrem seviyelere ulaşan o tekniklere ve münasip izlerine bir şekilde ayak uyduruyordu.
Şu saniyede bile kendisini serbest bırakışıyla güzelim yumruğu düşmanın orta eksenine merhametsizce savruluyordu.
Louis: “Ne harika! Çok harika! Harika değil mi, çok harika değil mi! Nee-sama çok güçlü, bizim bildiğimizden çok daha güçlü ~tsu! Bu da nesi bu da nesi, neden bir anda böyle hareket edebilmeye başladın!?”
Ram: “Bir şey biliyormuş gibi konuşma, çeneni kapat ve öl lütfen.”
Ram’ın şiddetli darbelerine maruz kalan Louis, acı içerisinde kıvranırken bir şekilde yorum yaptı.
Sağ kolu kırılmış ve kol köklerini tıkamış durumdaydı. Bu durumda da silahsız dövüşte uzmanlaşmış bir adamın bedenine sahip olsa bile uzmanlığını tam anlamıyla sergilemesi mümkün değildi.
『Yumruk Kralı』bünyesinde geliştirilen dövüş sanatları tecrübelerine düşük fiziksel formundan kurtarılmış olan Ram tarafından meydan okunuyordu.
Öyle ki Ram’ın doğuştan sahip olduğu içsel becerileri, düşmana ayak uydurmasına yetiyordu.
Ancak Ram zorlu bir mücadele vermeyi sürdürdükçe, sıkı bir şekilde çarpıştıkçaーー
Subaru: “Gh, bhöğh.”
Subaru, sınırsız bir sıcaklık artışıyla birlikte mide bulantısı çekiyordu. Kulaklarının içerisinde lanet misali gong sesleri çalınıyor, buna baş ağrısı eşlik ediyor, tüm bunları tecrübe ederken de dikkati dağılmasın ve gardı inmesin diye mücadele ediyordu.
Tüm bunlar Ram’ın normal şartlarda hissettikleri ve tattıklarıydı.
Şimdi de Subaru’nun zihni ve bedenini merhametsizce törpülüyorlardı. Buna alışmak mümkün olsa da olmasa da ürperişleri her geçen saniye ağırlaşıyor ve Ram voltajı yükselttikçe Subaru’nun hissettiklerinin ağırlığı da yükselişe geçiyordu.
“ーーーー”
Yine de Subaru, o mide bulantısını, o baş ağrısını, o bitkinlik hissini azı dişlerinin ardında tutuyor ve sabırla direniyordu.
Bu Otorite sayesinde Ram’ın ıstırabını üstlenebiliyor ve ona savaşma gücü bahşedebiliyordu. Bu noktada Subaru’nun acı çekişi, kabullenmeleri ve ödemeleri gereken bir bedeldi.
Tüm bedeni ağırlaşmıştı, uzuvları gıcırdıyor, kulakları sesten acıyor, yırtık baldırları ağrıyor, çarpılarak hasar görmüş alt karnı ıstırap çığlıkları atıyor, tüm gücünü kullanması nedeniyle nefes alma hızı yükseliyor ve görüşü kırmızı ile beyaz arasında gidip gelerek titreşiyordu.
ーーİşte tüm bunlar karşısında basitçe blöf yapması ve bir önemleri yokmuş gibi davranması gerekiyordu.
Ram: “ーーAptalsın, gerçekten.”
İşte bu sırada Beatrice’in arkasında diz çökmüş olan Subaru’ya göz ucuyla bakan Ram’ın dudaklarından buna benzer bir mırıltı döküldü.
Subaru’nun Otoritesi yalnızca yükleri üstlenmeye yarıyor, söz konusu partnerle ilgili her şeyi iletmiyordu.
Dolayısıyla hafifçe fısıldanan o sözcükler işitilmemiş ve tek sonucu, Subaru’nun kaşlarının çatılması olmuştu.
Ancakーー
Ram: “Lütfen yıkıl artık. Bu işi çok fazla uzatırsan ev işlerimizle sorumlu herkes bayılacak.”
Louis: “Ne soğuk, çok soğuk, soğuk değil mi, çünkü çok soğuk! Nee-sama, nee-sama! Hadi biraz daha oynayalım! Hadi eğlenelim! Biz iki kız kardeş olmamıza rağmen bir kez olsun böyle kavga etmemiştik, değil mi ~tsu!”
Ram: “ーーÖyleyse dileğin yerine getirilecek.”
Diyerek soğuk gözlerini kısan Ram, avcunu gülüp oynayan Louis’in suratının yanına indirdi.
Aynı hızla, bir akış içerisindeymişçesine sayısız darbeyi Louis’in bedeninin bütünlüğüne indirerek aynı doğrultuda cevabını verdi.
Louis tamamen savunmaya geçerken ve çenesi hemen altındaki avuç tarafından yukarı itilirken Ram, rakibini yakasından kaptığı gibi suratını zor kullanarak yan taraftaki duvara geçirdi ve sonra da güzel dizlerini kafasına dayadı.
Louis: “Püğh, aaağh.”
Yüzü duvarla Ram’ın dizi arasında sıkışan Louis, burnu ezilmiş kanar halde yere yığıldı. Ram ise avcunu merhametsizce Louis’in çıplak ensesine götürdü.
O avuçta fırıl fırıl dönen şey, inanılmaz ufak bir rüzgar bıçağıydı. Lakin gücü hafife alınabilecek bir şey değildi. Ram’ın avcunda şekillenen rüzgar bıçağı anaforu, bir bedendeki tüm hayati organları yerinden çıkartmaya yetecek güce sahipti.
Büyük bir yıkıma gerek yoktu, bedenden organları çıkartacak ve düşmanı çökertecek minimal bir saldırı kafiydi. O saldırı boyuna ulaşacak olursa『Yumruk Kralının』ensesi ne denli kalın olursa olsun herkes gibi çaresiz kalırdı.
Ancak tam da Ram’ın saldırısı savaşı bitirecekkenーー
???: “ーーTanrım, dai~ma biri uyurken canının istediği şeyleri yapıyorsun. İşte bu yüzden, küçük kardeşler bencil olamıyor. Bir abla olarak nee-sama da buna katılıyor olmalı, öyle değil mi?”
Ram: “ーー~hk.”
Tam da darbesi rakibinin ensesine inmek üzereyken, 『Yumruk Kralının』formu değişti ve Ram’ın avcu hedefini ıskaladı.
Hemen sonrasındaysa Ram’ın minyon gövdesine ön tarafından isabet eden şey, çarpıcı kısalıkta bir boya sahip Louis’inーー yo, Ley Batenkaitos’un gaddar tekmesi oldu.
Subaru: “Değişim mi……!?”
Ley: “Yo yo yo yo yo yo size söylüyoruz ya ~tsu! Hedeflediğimiz veya uğruna harekete geçtiğimiz bir şey değildi, tamamen şans eseri kız kardeşimizin nahoş bir durumda olduğu anda gözlerimizi açtık, hepsi bu. Onii-san bunu anlayabilir, değil mi? Kardeşinin oynanan oyunda çok kötü olmasına katlanamama ve kontrolü ele geçirme hissini?”
Şüphe uyandırıcı uzunluktaki koyu kahve saçlarını savurarak dilini çıkartan Ley, Subaru’ya gülümsedi.
O şeytani bir şekilde gülümserken doğrudan bağırsaklarına şiddetli bir tekme yemiş olan Ram, muazzam bir uzaklığa itildi. Ve o eşsiz saldırı karşısında yanakları kasıldı, ifadesi değişti, kaba ve derin bir nefes aldı.
Aynı saniyede Subaru, Otorite aracılığıyla onu durduran şeyi üstlendi.
Veーー
Subaru: “Gu, gya~a~a~a~a ~hk!”
Pes ettirmeye yetecek güçte bir acı karnına sıçrarken katlanılması zor, kavurucu bir sıcaklıkla birlikte bağırmaya başladı.
Bağırsakları alev alev, sıcacık bir demir çubukla karıştırılıp yaralanmışçasına ekstrem bir acı tarafından işkence görüyordu. Darbenin etkisiyle görüş alanı beyazlamış, iç organlarının hep bir ağızdan feryat etiğini anlamıştı.
Evet, bu yolla anlamıştı. ーーEsasında Ley’in indirdiği bu darbe savaşın tek ve gerçek belirleyici darbesiydi ve Ram ile yaptığı mücadeleyi sorgusuz sualsiz sonlandırması gerekiyordu.
Ley: “Ha? Tam da düşündüğüm gibi. Demek ki kımıldaması imkansız olması gereken nee-sama, onii-san sayesinde kımıldayabiliyormuş, demek öyleymiş ~tsu! Tanrım nee-sama, kız kardeşinin yokluğunda onun bir şeyler hissettiği adamla ilişkini mi derinleştirdin, yaşananlar bu anlama mı geliyor!?”
Çığlıklar atan Subaru’ya bakarak bu saçmalıkları geveleyen Ley, topuğunu yere geçirdi. Ayaklarının dibinde, topuk noktasında gizli kısa bir bıçak bulunuyordu ve keskin ucu Ram’ın kanına bulanmıştı.
Ram bıçaklanmıştı. Subaru ise o acıyı üstlenmişti ve şu anda onunla mücadele ediyordu.
Bunun yanı sıra kavurucu ısının anlattığı üzere bıçağa zehir gibi bir şey sürülmüş olabilirdi. Subaru’nun vücut sıcaklığı öyle şiddetli düşüyordu ki titriyor, tüm bedeninden çılgınca terler dökülmeye başlıyordu.
Beatrice: “Subaru!?”
Ram: “Barusu, dur lütfen!”
Subaru’nun çığlığı ve Ram’ın bağırışı üzerine Beatrice de olup bitenleri tahmin etmiş gibi görünüyordu.
Bıçaklanmıştı, karnındaki yaradan, bağırsaklarından muazzam miktarda kan dökülüyordu. Kan kaybından rahatsızlık duyması doğal olsa da bunun hareketleri üzerinde herhangi bir etkisi yoktu. Fakat Subaru, çaresizce kafasını salladı.
Bu ıstırabı Ram’a geri veremezdi. Bunu yaptığı saniyede Ram hareket edemez hale gelirdi.
Bariz bir akıştı. Acılarını Subaru’ya vermeleri en iyisiydi. Bu yapıldığı takdirde hiç kayıp vermeden devam edilebilirdi. Subaru’nun savaşan kişilere yardım etmesi gerekiyordu.
Subaru: “Daha değil……”
Ram: “Beatrice-sama! Lütfen Barusu’yu al ve geri çekil! Yalnızca ayak bağı oluyor!”
Subaru’nun sesi tutarsız bir mırıltı gibi gelirken Ram, derhal hükmünü verdi.
Üzerinden çıkarttığı tuniği bağırsaklarındaki yaraya dolayarak kan akışını durdurmaya çalıştı ve savaşmaya devam etme kararı aldı. Karşılığında da Beatrice’i Subaru’yu oradan götürmeye teşvik etti.
Beatrice de Ram’ın hükmüne sadık kalarak Subaru’yu kolundan çekti.
Beatrice: “Subaru, aynen Ram’ın söylediği gibi, sanırım! Şimdilik buradan uzaklaşalım ve……”
Subaru: “Ha-hayır olmaz……! Eğer ben, buradan gidecek olursam……”
Kolunu çekiştiren Beatrice’e doğru kafasını sallayan Subaru, olduğu yerde kalmaya teşebbüs etti.
Şu anda bu sahneden uzaklaşacak olursa『Cor Leonis』etkisi kesilebilir ve Ram’ın vermeyi başardığı mücadele bir anda sonlanabilirdi.
Bu yaşanırsa Subaru’nun çekilmesinin ne anlamı kalırdı ki?
Ram: “Kağh……! Emilia-sama! Birazcık, buraya gelmelisin!”
Emilia: “Eh? Ah, hm! Tamamdır!”
Geride kalmaya çalışan Subaru’ya bakan Ram, Emilia’ya seslendi.
Devasa akreple savaşına odaklanmış olan Emilia da bu sesleniş karşısında büyük bir güçle geriye uçtu. Akrep ise onu takip etmeye çalışsa da koridoru örtüyormuş gibi görünen muazzam buz duvarı tarafından engellendi.
Elbette ki o duvar, devasa akrebin kıskaçları karşısında bir saniyeden fazla direnemezdi ama o bir saniye, Emilia’nın geri çekilmesi için yeterliydi.
O noktadaーー
Ley: “Voahvoahvoah, birsaniyebirsaniyebirsaniye! Bu enerjiyle geri dönsen bile, ah demek öyle deyip seni görmezden geleceğimizi mi sanmıştın……”
Ram: “Kes sesini!”
Ley: “Uuupss.”
Dilini şapırdatan Ley, hançerini geri çekilmekte olan Emilia’nın sırtına doğru savurdu. Yere yakın bir pozisyonda yaklaşan Ram ise onu bacaklarını enerjik bir şekilde savurarak püskürttü.
Ve Emilia, bir engelin üzerinden atlarcasına saldırısı geri püskürtülen Ley’in kafasının üzerinden uçtu. Bunun sonucunda da Ley koridorda dikilirkenーー
Shaula: “ーーーー~hk!”
Ley: “Tch~! Hahaha ~tsu! Bak bak, bu işi beceriyorsunuz ha ~tsu!”
Emilia’yı yakalamaya çalışan devasa akrep, büyük bir hiddetle sahnede tek başına bırakılmış olan Ley’le çarpıştı. Akrebin bileşik gözleri esasında Subaru’ya dönük olsa da önünde bir engel olarak duran kişiyi es geçip rahatça ilerleyebilmesi mümkün değildi.
Böylece devasa akrebin kıskaçları savruldu ve Ley, hançerleriyle sergilediği mucizevi bir teknikle onları savuşturdu. Kırılgan bıçakları tek darbede rahatlıkla dağılabilecek olsa da Ley’in yeteneği, bunu inanılmaz bir kolaylıkla başarmasını sağlıyordu.
Bu esnada göz ucuyla geriye bakıp düşmanın diğer düşmanla çarpıştığını gören Ram,
Ram: “Emilia-sama! Barusu’yu al!”
Emilia: “O işi bana bırak!”
Ram’ın bağırışını işiterek koridordan bir hışımla yaklaşan Emilia, yere çömelmiş Subaru’yu bir bebek gibi kollarına aldı. Emilia’nın ince kolları tarafından sırtlanan Subaru’ysa şaşkın bir “Vuaaa!” sesi çıkarttı ancak,
Emilia: “Üzgünüm, bir saniye sabit dur, tamam mı!”
Subaru: “Bir kız tarafından sırtlanmak, gururumu incitti……”
Ram: “Bu noktada incinecek bir gururunun kalmış olması mümkün değil. Sabit dur ve valiz muamelesi gör lütfen!”
Böyle düşüncesizce yorumlar yapan Subaru’yu sırtlanan Emilia’nın hızı zerre kadar düşmemişti.
Arkalarında Ley ile devasa akrebin çarpışması gerçekleşiyordu ve sonuç ne olursa olsun o ikisinin bir müddet birbirlerinin yoluna çıkacağı kesindi.
Bununla birlikteーー
Beatrice: “ーーShaula Subaru’yu hedefliyor olmalı, doğrusu. Gözlerinizi ayırır ve nereden gelebileceğinin takibini yapamazsanız tehlikeli olabilir, sanırım!”
Ram: “Sorun da bu ya, Beatrice-sama. ーーPeki o şey, gerçekten Shaula mı?”
#Ram’ın boynuzunu yitirmemiş ve mütemadiyen acı çekmeyen haliyle yaşayacağı bir çarpışmayı okumak/izlemek isterdim. Bayağı rakibi indirirdi herhalde o haliyle. Şimdi bile Subaru acısını aldığında harikalar yaratabiliyor. Şansları yaver gitseydi Louis’in icabına bakabileceklerdi ama bu da gol olmadı. Bu arada Subaru’nun sırtlanışına ve Ram’ın soktuğu lafa çok güldüğümü söylemeden de edemeyeceğim. Hadi bakalım bizi neler bekliyormuş, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..