Cilt 7 Bölüm 15 [ Korumak İstediklerim ] (2/2)

avatar
1807 18

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 7 Bölüm 15 [ Korumak İstediklerim ] (2/2)


Çevirmen : Clumsy



Subaru'nun sözlerini duyan Rem'in halihazırda kocaman olan gözleri şaşkınlıkla daha da irileşti.

 

Ona büyük bir bilgi veren Subaru’ysa önce daha mı sabırlı olmalıydım diye düşündü, sonraysa kendi kendisine doğru karar verdiğini söyledi.

 

Rem, daha az önce Subaru’ya güvenebileceği zamana dek bekleyeceğini söylemişti. Onu kötüleyecek olursa elden bir şey gelmezdi.

 

Subaru Rem’in gerginliğini anlayabiliyordu ama buna rağmen o da sınırlarına ulaşmış durumdaydı.

 

Onu hiç değilse Ram’ın varlığından haberdar edebilirdi.

 

Muhtemelen şu anda bile uzak mı uzak Lugnica topraklarında kardeşi için endişeleniyor olan Ram’ın. ――Sinestezi aracılığıyla Rem’i hissediyor olan Ram’ın.

 

Subaru: [Ben anlayamıyorum ama gözlerini kapatıp hayal etmeye çalışırsan belki sen hissedebilirsin. Buna ikizlerin Sinestezisi deniliyor.]

 

Rem: [Sinestezi mi…]

 

Biraz tereddüde düşen Rem, çekinerek elini göğsüne götürdü ve gözlerini kapattı.

 

Hareketsiz kalarak aynı günde ve aynı anneden doğmuş olan diğer yarısını――ikiz kardeşini arayan Rem’in bilinci, karanlık bir gece denizine elini uzattı.

 

Ancak――

 

Rem: [… Hiçbir şey hissedemiyorum.]

 

Subaru: [Demek, öyle… Sanırım gözünde canlandıramayınca epey zor bir iş.]

 

Kafasını ağır ağır sallayan Rem, Sinestezideki başarısızlığını rapor etti.

 

Subaru’ysa bir an için Ram iletişim kurmalarına mani olan bir şey yaşamış olabilir mi diye endişelendi. Ancak aralarındaki mesafenin ― hem fiziksel hem de zihinsel olarak, daha büyük bir problem teşkil ettiğine hükmetti.

 

Açıkçası Sinestezinin gerçekten etki ettiği bir senaryoda pek çok şey iyiye gidebilirdi. Büyük bir hayal kırıklığı olmuştu ancak Subaru, bunun dışarı yansımasına müsaade edemezdi.

 

Çünkü esas hüsrana uğrayan taraf Rem’di.

 

Şu an için Rem’in hüsranını teselli etmeli ve――

 

Rem: [――a]

 

Louis: [Uu―?]

 

Ancak tam da Subaru teselli sözcükleri aranırken Rem’in dudaklarından hafif bir iç çekiş sesi kaçtı.

 

Bunun nedeniyse Louis’in Rem’in eline yerleştirdiği eliydi. Kucağına kafasını yerleştirmiş olan Louis, Rem için endişelenmiş ve elini tutmuştu.

 

İşte bu hareket karşısında Rem’in dudakları hafifçe kıvrıldı.

 

Rem: [Teşekkür ederim. Ben iyiyim.]

 

Louis: [Aa―]

 

Rem cesurca bir gülümsemeye bürünürken bunu gören Louis, neşeyle kahkaha attı.

 

Subaru’ysa onların çizdiği bu iç acıcı manzara karşısında dişlerini sıktı. Çok geç kalmış ve rolünü kaptırmıştı.  

 

Subaru: [Kahretsin… Biliyordum! Hala benim düşmanımsın, değil mi..!?]

 

Rem: [Yine mi, neden sürekli aynı şekilde sonlanıyor? Sence de çocuksu bir tavır değil mi?]

 

Louis’e pis bakışlar atan Subaru’ya dönen Rem, bir kez daha ona olan inancını yitirmişti.

 

Bu durumdan bihaber olan Louis ise Subaru’nun bakışlarının muhatabı olarak neşeyle kolları ve bacaklarını çırptı.

 

Sonra da Subaru’nun grubu arasındaki katı atmosferi fark eden――

 

Holly: [Tamamdııır~!]

 

Kuna: [Hala çiğ!!]

 

Ve yerleşik bir ilişkisi olan ikilinin sesleri yükseldi.

 

△▼△▼△▼△

 

――Subaru’nun grubu toplamda dört günlük bir yolculuğun sonunda sağ salim Guaral’a ulaşmıştı.

 

Subaru: [Demek Guaral burası… Sağlam görünen duvarlarla çevrelenmiş.]

 

Uzaklardan görülebilen yüksek duvarlarla çevrili, korunaklı bir şehirdi.

 

Subaru tahmininde ıskaladığı için şaşkındı ve şans yüzüne gülmüş gibi hissediyordu. Karşısındaki yapının görünümüyle “en yakın şehir” tabirini duyduktan sonra karşılaşmayı beklediği şey arasındaki farklılık nedeniyle iki duyguyu aynı anda yaşıyordu.

 

Subaru: [Şehir bayağı sağlam duruyor… Ortaya bir dev falan mı çıkacak?] 

 

Kuna: [Dev mi? Uzun zaman önce nesillerinin tükenmeye çok yaklaştığını duymuştum.]

 

Subaru: [Cidden mi? Öyleyse tanıdığım o ihtiyar herif bir dev miydi acaba…]

 

Subaru, Kuna’nın ciddi yanıtı karşısında amaçsızca bir yorumda bulundu.

 

Subaru'nun tanıdığı tek dev olan Rom-ji'nin bu kadar nadir bir konumda olduğunu öğrenmek şaşırtıcıydı. Gerçi Rem’den oni ırkının da fazlasıyla nadir bulunduğunu duymuştu, yani belki de bu dünyada bile ırklar arasındaki hayatta kalma mücadelesi bir hayli acımasızdı.

 

Subaru: [Sakince düşününce Emilia-tan dışında bir elfle de tanışmamıştım, elflerden de çok fazla kalmamış olabilir.]

 

Fantezi türünün bir klişesi olarak, uzun ömürlü türlerin ömür uzunlukları karşılığında düşük doğurganlığa sahip olmaları ve bu nedenle sayılarını kolayca artıramamaları yaygındı.

 

Bunun yanı sıra Kıskançlık Cadısına duyulan korku nedeniyle bu dünyada yarı-elfler de nefret konusuydu. Gerçekler bu şekildeydi. Doğal olarak Subaru, yarı-elflerin doğumunun kaynağı olarak safkan elflerin de aynı baskıya maruz kalma olasılığını aklına getirebiliyordu.

 

Subaru: [Yokluğunda Emilia-tan’ı düşünüyorum. Lanet olsun, bayağıdır Beako’yla da görüşemedim. Emiliase ve Beatromin eksikliğimin ciddileştiğini hissediyorum.]

 

Bu iki yetersizlik vakası nedeniyle reçete edilen ilaçlar için Emilia ve Beatrice’le temasa geçmesi gerekecekti.

 

Aslına bakarsanız, mütemadiyen endişeli veya gergin olmaktan kaynaklanan zihinsel yorgunluk da önemliydi, bu yüzden huzuruna katkıda bulunan Emilia ve Beatrice'in seslerini duymak bile Subaru’nun kendisini çok daha rahat hissetmesini sağlayacaktı.

 

Subaru: [Ram, Petra, Frederica ve diğerlerinin de seslerini özlüyorum… Lanet olsun, şu durumda Roswaal’ın sesine bile razıyım.]

 

Rem: [Affedersin ama anlamsız duygusal çatışmalarına bir ara verebilir misin?]

 

Subaru: [Ah, pardon.]

 

Hala sırtında olan Rem, bitmek bilmeyen konuşmaları için Subaru’yu azarladı.

 

Subaru, başka birine emanet etmeden Rem’i tahta oturağında taşıma işinin üstesinden muazzam bir şekilde gelmişti. Birinci ve ikinci günde taşıma işini kavrayamadığı için epey enerji harcamıştı. Ama üçüncü günden itibaren temposunu ve denge tutturmayı kavramış, dolayısıyla yürürken daha çok ilerleme kaydedebilir hale gelmişti.

 

Subaru: [Söz konusu Rem’i sırtımda taşımak olunca bugüne dek hiç geride kalmadım zaten.]

 

Rem: [Böyle onursuzca bir şeyde yarışmaya çalışmasana. Ayrıca, o ikisi…]

 

Subaru ve Rem sırt sırta vermiş durumdaydı, dolayısıyla Rem, Subaru’nun arkasında bir noktayı işaret ediyordu. Onu dinleyip arkasını döndüğündeyse Holly ve Kuna’yı gördü.

 

Ve bu sırada tembelce kafasını kaşıyan Kuna’nın yanındaki Holly, Subaru ve Rem’e doğru bir adım atarak,

 

Holly: [Ehh, sağ salim geldiğinize göre artık veda vakti sanırım~.]

 

Subaru: [Ah… Siz ikiniz şehre girmeyecek misiniz…?]

 

Kuna: [Bizim girmemiz anlamsız olur. Rolümüz size eşlik etmekti.]

 

Subaru: [Anlıyorum… Gerçekten çok yardımınız dokundu.]

 

Bu ani veda karşısında Subaru, bunun bariz olduğunu düşünerek kendisini tembihledi.

 

Kuna ve Holly onları yalnızca Shudraq Halkının nezaketinden ötürü takip etmişti. Subaru’ysa onlara bağımlı olduğunu hissediyordu, çünkü yolculukları esnasında birçok kez hayatını kurtarmışlardı.

 

Avcılık becerisi ve neşeli kişiliğiyle havayı dağıtan Holly.

 

Beklenmedik derecede geniş bir bilgi haznesine ve Subaru'nun sorularına yanıt verme konusunda ciddi bir iradeye sahip olan ve güvenilir biri çıkan Kuna.

 

Bu ikiliyle yollarını ayıran Subaru, bu defa kesinlikle Rem’le seyahat ediyor olacaktı ― Rem ve Louis’le birlikte üç kişilik bir yolculuk yapacaktı.

 

İmparatorluk kampında da Shudraq köyünde de yanlarında başkaları olurken bu defa işler değişecekti.

 

Kuna: […Tanrım, şu acınası suratına da bir son versene.]

 

Subaru: [Pardon. “Acınası surat”, derken kastettiğin şey… voah!?]

 

Subaru’nun az önce tedirginlikle titreşen kara gözlerine bakan Kuna, ona bir şey fırlattı.

 

Subaru’ysa o şeyi içgüdüsel olarak eliyle yakaladı ve beklenmedik ağırlığı nedeniyle sendeledi. O şey uzun ve ince, beyaz bir ambalajdı. Holly’nin yolculuk boyunca sırtında taşıdığı bir nesneydi.

 

Subaru, onun Holly ve Kuna için önemli bir şey olduğunu varsaymıştı.

 

Subaru: [Şimdi düşünüyorum da bu şeyi hiç açmamıştınız sanırım… Ne ki bu?]

 

Holly: [O senin~. Şef bize sağ salim kasabaya ulaştığında sana vermemizi söylemişti~.]

 

Subaru: [Benim ve bana kasabaya ulaştığımda verilecekti, öyle mi…?]

 

Holly’nin sözlerinin ardındaki gerçek manayı çözemeyen Subaru, bu belirsizlik karşısında kaşlarını çattı. Fakat Kuna, kabaca “Aç işte” diye teşvik etti.

 

Bu sözcükleri işiten Subaru da sırtındaki tahta oturağı indirerek beyaz ambalajı açtı.

 

İçerisindeki şeyse――

 

Subaru: [Ah…]

 

Rem: [Bu bir… boynuz mu?]

 

Subaru'nun kollarında, zar zor sığdırabileceği büyüklükte beyaz bir yumru vardı. Rem’in o yumruya baktıktan sonra mırıldandığı şeyse bir boynuz oldu ― yani bir Cadı Yaratığı boynuzu.

 

Subaru o boynuzu tanıyordu. Onu iki kez görmüş, Yaşam Kaynağı Ritüelinde de iyice inceleme fırsatı bulmuştu.

 

Subaru: [Acaba bu, Elgina’nın boynuzu olabilir mi?]

 

Holly: [Hı hı~. Onu kıran sendin, o yüzden senin oldu~.]

 

Kuna: [Değerli bir nesne. Bu ebatla epey para edecektir.]

 

Subaru: [――hk!]

 

Boynuzun çok para edeceğini duyan Subaru, Holly ve Kuna’nın düşünceli davranışı karşısında nefesini tuttu.

 

Başka bir deyişle söyledikleri şey, Subaru’nun grubunun Lugnica Krallığına dönme masraflarını karşılamak adına Cadı Yaratığı boynuzunu satabilecekleriydi.

 

O ikisi sırf bu amaçla o yükü taşımıştı.

 

Subaru: [Bayağı ağır olmalı…]

 

Kuna: [Sen de yolculuk boyunca Rem’i taşıdın.]

 

Holly: [Ayrıca, ayrıca! Ben çok güçlüyüm~. Yani, hiç sorun olmadı~.]

 

Hem Kuna hem de Holly’nin yüzleri önemsiz bir şey yapmışlar gibi görünürken Subaru’nun sesi, onların art niyeti nedeniyle titriyordu.

 

Düşüncelilikleri kelimesi kelimesine nutkunun tutulmasına yol açmıştı.

 

Subaru: [――――]

 

Guaral’a giderken Subaru’ya yardım etmiş ve hatta grubunun seyahat masraflarını bile karşılamışlardı.

 

Subaru tüm bunlara rağmen onlarla yollarını ayıracak ve ülkesine geri dönecekti. ――Holly ve Kuna ikilisiyse Shudraq müttefikleriyle buluşacak ve Abel’le birlikte İmparatorluk Başkentini geri alma mücadelesi verecekti.

 

Yol boyunca pek çok kişinin ölümü veya yaşamı ipin ucunda olurken――

 

Subaru: [Ben…]

 

Kuna: [――Aptalca bir şey düşünme.]

 

Subaru: [――――]

 

Kuna: [Sen korumak istediğin kişileri korumak için mücadele edeceksin. Bizim için de aynısı geçerli.]

 

Subaru’nun ağzından düşüncesizce kelimeler dökülmesine ramak kala Kuna, onlara sert bir şekilde son verdi.

 

Ve her zamanki kayıtsızlık hissini vererek Subaru’ya sıkkın bir bakış attı.

 

Bir sürü şikayeti vardı ve sürekli Holly’den rahatsızlık duyuyormuş gibi görünüyordu. Ancak ne kendisini Shudraqlardan ayrı tutuyor ne de Holly’den hoşlanmadığına dair bir belirti veriyordu.

 

Shudraqların bir üyesi olarak Abel’le birlikte çarpışmanın gayet doğal olduğunu düşünüyordu.

 

――Bu da kendi kelimeleriyle “korumak istediği kişileri” çoktan seçmiş olduğunu kanıtlıyor olsa gerekti.

 

Kuna: [Hadi oyalanma. Benim gözlerim iyi görür. Aptalca bir şey yaparsan hemen fark ederim.]

 

Holly: [Ve Kuna bana bunu söyleyince ben de yayım ve okumla güüüm yapabilirim~!]

 

Subaru: […Aynen, bu korkutucu oldu.]

 

Subaru, bu sözlerle nazikçe ötelendiğini hissetti.

 

İçgüdüsel olarak hareket etseydi onların ― yo, Shudraq Halkının nezaketini hiçe sayardı. Ama kendisini yoldaşları olarak gören kadınlara böyle bir şey yapamazdı.

 

Subaru: [Bunu yolculuğumuz için büyük bir minnetle kullanacağım. Bizimle ilgilendiğiniz için teşekkürler, kızlar!]

 

Kuna ve Holly’nin niyetini anlayan Subaru, aklına gelen düşünceleri yuttu.

 

Ve bunu kendilerine has tavırlarla kabullenen ikili, kafa sallayarak onay verdi.  

 

Rem: [Bize eşlik ettiğiniz için teşekkürler, Holly-san ve Kuna-san. Siz ikinize de Shudraq Halkına da duyduğum minneti asla unutmayacağım.]

 

Kuna: [Öyle yap lütfen. Belli ki pek çok şeyi unutmuşsun zaten, o yüzden…]

 

Holly: [Bence biraz fazla ileri gittin~.]

 

Hiç değilse bir veda edebilmek isteyen Rem, onlardan ayrılmaktan yana çekinceliymiş gibi görünerek tahta oturağın üzerine tırmandı.

 

Louis de beklenmedik bir şekilde Holly ve Kuna’dan ayrılma konusundaki gönülsüzlüğünü gösteriyordu. Bilhassa dobra ve çekincesiz biri olan Holly ile yakınlaşmıştı. Ondan ayrılmayı reddederek bir müddet Holly’nin karnına yapışıp kaldı.

 

Kuna: [Güle güle, Subaru. Unutma, izliyor olacağım.]

 

Holly: [Aynen~!]

 

Subaru: [Peki! Çok teşekkürler! Sağ olun!]

 

Böylece abartılı bir şekilde el sallayan ikiliye arkalarını dönen Subaru’nun grubu, üç kişilik yolculuklarına devam etti.

 

Subaru, kendisine verilen boynuzu tekrar sararak sırtında taşıması için Louis’e verdi. Bu acı verici kararın sebebi Subaru’nun ellerinin dolu olmasıydı ama Holly ve Kuna’nın sözleri de etkili olmuş olabilirdi. Her halükarda Louis, ambalajı düşürmemeye dikkat ederek sessizce Subaru ve Rem ikilisini takip ediyordu.

 

Rem: [Demek ki o da pek çok şeye dikkat ediyormuş.]

 

Subaru: […Tam bir merak küpü olduğunun farkındayım.]

 

Rem, Subaru’nun sırtından bu noktaya değinirken Subaru da acı bir hissiyatla yanıt verdi.

 

Oburluk Günahı Başpiskoposu, Louis Arneb, kendisine en uygun hayatı bulma amacıyla çok sayıda hayatı tüketmişti. Olumlu bir çerçeveye oturtulursa bir araştırmacı, olumsuz bir çerçeveye oturtulursa bir hepçil olarak görülebilirdi.

 

İşte bu yüzden Louis az da olsa takdir edilesi bir yanını sergilese de Subaru’nun onun hakkındaki izlenimi değişmeyecekti.

 

Evet, değişmeyecekti.

 

Subaru: [Hadi gidelim.]

 

Rem’in arkasından gelen iç çekişini işiten Subaru, yürümeye başladı.

 

Louis’in kendisini takip edermişçesine yaklaşan adım seslerini de işitti.

 

Tıpkı Vollachia İmparatorluğuna düştükleri ilk günkü gibi üç kişi kalmışlardı.

 

Nihayet hepsi aynı yöne bakıyormuşçasına buluşmayı başarmıştı.

 

İşte bu şekilde, korunaklı şehrin ― Guaral’ın kapıları aşıldı.

 

#Shudraqlarla vedalaştıktan sonra yeni bir maceraya atılıyoruz. Bu arada Abel, Subaru’yu da mücadelesine dahil edeceğini söylemişti ama ne ses ne soluk çıktı, vedalaşırken de görmedik. Bu mesele biraz kafama takıldı. Her neyse, şimdilik önümüze bakıyoruz ve yeni şehrimize adımımızı atıyoruz. Bakalım başımıza neler gelecek, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr