Cilt 4 Bölüm 25 [ Buz ormanı ] (1/3)

avatar
4342 3

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 25 [ Buz ormanı ] (1/3)


Çevirmen : Clumsy 

 

[Garfiel: Ağlayacak gibi görünmen bi şeyi değiştirmez. Çoktan kararımı verdim. Karar verdikten sonra da sözümden dönmem. “Donmorakin’i itersen sıkışır.” gibi olurum.]

 

Yine bir ifadesini anlamayıp aptalca bakan Subaru’yu izleyen Garfiel, konuşmaya devam etti.

 

O konuşmaya devam ettikçe――onu duyan Subaru’nun kalbi şok ve kargaşa doluyordu. Çünkü,

 

[Subaru: Onca insanın arasında neden sen bunu söylüyorsun……?]

 

[Garfiel: Huh? Katılmamam çok mu garip? O kadar saf mısın sen? Daha önce sadece bikaç kez konuştuk, beni anladığını falan sanıyosan tepem atacak.]

 

Subaru’nun sözlerine karşılık Garfiel’in dudaklarının kenarları sinirle gerilmişti, aynı ifade Subaru’da da vardı.

 

Sonuçta Garfiel, en başta kendi önerdiği şeye, şimdi karşı çıkıyordu.

 

Bir önceki dünyasında Garfiel, Emilia’nın bu kadar acı çekmesini izlemeye dayanamadığını söylemiş ve Subaru’nun onun yerine yargılamalara girmesini önermişti. Subaru ısrarla yargılamaların üstesinden gelecek kişinin Emilia olması gerektiğinde diretse de sonunda bu fikre sıcak bakmıştı. Ama şimdi,

 

[Subaru: İçimde tutmakta zorlandığım pek çok duyguyla boğuşuyorum ama …… Şimdilik onları unutacağım. Neden bana karşısın? Sığınağı serbest bırakma şansının artması nasıl senin kötülüğüne olabilir?

 

[Garfiel: Yani diyosun ki ben ninenin planlarının tamamen arkasındayım, bu yüzden senin fikrinin daha iyi olacağını bilmeliyim, öyle mi?—Ama hala, fikrinden kesinlikle hoşlanmıyorum.]

 

[Subaru: Neden burnu havada bir velet gibi bunları söylüyorsun……!]

 

Kollarını çaprazlayan Garfiel yüzünü çevirdi. Söylediklerinde hiçbir mantık yoktu ama uzatmaya devam ediyordu.

 

Subaru, şu anki iletişimlerine dayanarak Garfiel’in duygusal biri olduğunu ―― daha doğrusu önceliklerinin o anda hissettiği şeylere bağlı olduğunu anlamıştı. Eğer o anda hisleri bu yöndeyse, ne yapabileceğini bilmiyordu.

 

[Subaru: Lewes-san……]

 

Garfiel’le konuşmanın bir anlamı olmadığı, onu ikna edemeyeceğinin belli olduğu için küçük bir kızın bedenindeki yaşlı kadınla konuşmaya karar verdi. Ama Subaru’nun kendisine döndüğünü gören Lewes, sadece uzun kıyafetinin altındaki kollarını çıkartarak ona ellerini salladı.

 

[Lewes: Gar-bo böyleyken, onun fikrini değiştirebilecek bir şey olmaz. Ne yazık ki, ne kadar uğraşırsan uğraş bu sığınakta ona fikrini değiştirtecek bir şey yok. Su-bo yine de denemek istiyor mu? ]

 

[Subaru: Beni ejder vagonundan fırlatıp atan bir adamı ikna etmeye çalışarak intihar girişiminde bulunmaya niyetim yok …… Kahrolsun, sizin neyiniz var böyle?]

 

Lewes, Garfiel’in sözlerine karşı çıkmamıştı, ama onu düzeltmek için bir çabası da yoktu. Muhtemelen derinlerde bir yerde o da Garfiel’e katılıyordu.

 

Görünen o ki Lewes de yargılamaları geçen kişinin Emilia olması gerektiğine inanıyordu. Roswaal’a ne kadar saygı duyduğunu bilmiyordu, ama ortak bir paydada buluştuklarını düşünmek uygun olurdu.

 

Subaru, her şeye rağmen, Garfiel kendi tarafında olsaydı yaşanabilecekleri düşünmeden edemedi.

 

[Emilia: ……Subaru]

 

Emilia, açıklayamadığı hisleriyle boğuşan Subaru’ya endişeli gözlerle bakıyordu.

 

[Emilia: B-ben elimden geleni yapacağım. O yüzden sorun yok, kendini böyle zorlamana gerek yok. Birazcık…… yeah, sadece birazcık aniydi, o yüzden şaşırdım, ama artık ne olacağını bildiğim için……]

 

[Subaru: Hayır, Emilia-tan, asıl kendini zorlamaması gereken sensin. Ben bu inatçı piçi bir şekilde ikna edeceğim. Bunu yapınca da yargılamalar……]

 

[Emilia: Subaru y――]

 

Emilia, Garfiel’in sözlerine teslim olacak gibi görünüyordu. Subaru ise buna izin vermemenin yollarını arıyordu. Ama o bu düşüncelerle boğuşurken, Emilia, 

 

[Emilia: Subaru…… sen bile, başarabileceğime inanmıyor musun?]

 

[Subaru: …….Huh?]

 

[Emilia: Be-ben biliyorum faydasız tarafımı görmene izin verdim, şimdi de böyle düşünüyorsun …… yargılamaları bana bırakamıyorsun, onun yerine...]

 

[Subaru: Yanlış düşünüyorsun. O şekilde değil.]

 

[Emilia: Eh, endişeli olduğunu biliyorum, Subaru. Subaru yargılamayı geçti ama ben yanına bile yaklaşamadım..........Henüz yüzleşecek bir sonucum bile yok…… yargılama, geçmişim...]

 

Ne kadar Subaru reddetse de, Emilia kendi yenilgisini anlatarak başını sağa sola sallıyordu.

 

Gözlerinde tüm negatif duyguların yansıması vardı, dudakları kurumuş, yüzü solgunlaşmıştı. Subaru bu konuşmanın arkasındaki şeyin geçmişinin verdiği yara olduğunu biliyordu.

 

――Başka bir deyişle, çok kolay kırılabileceği bir noktaya geldiğini biliyordu.

 

[Subaru: Bunu düşünmene gerek yok――!]

 

[Emilia: Ama bununla yüzleşmediğim sürece asla yargılamayı geçemem! Evet, bu doğru…… Yargılamaları geçmeliyim, geçmişimin üstesinden gelmeliyim….. yoksa asla kral olamam. Ve köylülerle sığınağın insanları asla buradan ayrılamaz ……]

 

Subaru onu omuzlarından tutarak ona seslense de, Emilia onu duymuyor gibiydi. Subaru onu ne kadar durdurmaya çalışırsa, Emilia o kadar inatçılaşıyordu.

 

[Emilia: Bana sonuna dek bakıcılık yapmana izin veremem, Subaru. Yapamam. Daha çok kısa bir süre önce Subaru benim yüzümden ciddi şekilde yaralandı …… Benim yükümü daha fazla taşımana izi……]

 

[Subaru: Bu şekilde olmasında bir sorun yok. Bunu ifade etmek için kötü bir yöntem olabilir ama sen zaten bana, benim sana yardım ettiğim kadar yardım ediyorsun. Her şey doğru malzemeleri kullanmakla alakalı sonuçta, değil mi? Konu yargılamalara gelince benim onlarla ilişkilerim daha iyi. Sadece bu, başka bir şey yok. Bu benim yapabileceğim bir şey gibi, daha hızlı olabileceğim bir şey gibi. Ben iyi olduğum şeylerle çok sık karşılaşmıyorum. Emilia-tan’ın önüneyse daha çok fırsat çıkacak.]

 

[Emilia: Bu önümüzdeki çok büyük bir fırsat değil mi? Ben sürekli kötü şeylerden uzaklaşırsam, kaçarsam…… o zaman neye dönüşürüm?]

 

――Keşke ‘’kaçmanın nesi yanlış’’ diye bağırabilseydi.

 

Eğer sevmediğin şeylerden kaçmak, acı verici şeylerden gözlerini kaçırmak, zorluklara arkanı dönmek sana barışçıl bir hayat sağlayacaksa bunda yanlış bir şey görmüyordu. Subaru’nun kendisi bu şekilde yaşamıştı, tüm zorluklarla arasına mesafe koymuştu.

 

O yüzden biliyordu――ne kadar korkakça bir yaşama şekli olsa da onu suçlaması için bir sebep yoktu.

 

Ama şimdi bile, tam şu anda, Emilia’nın inatçı kalbinde yüzleştiği zayıflığı anlarken bile ――

 

[Subaru: ――――]

 

Neden en ufak bir şey söyleyemiyordu?

 

Subaru’nun sesizliği karşısında Emilia gözlerini kapattı ve yüzünü eğdi. Subaru’nun elleri hala Emilia’nın omuzlarındaydı, kızın vücut ısısının artışını hissediyordu, ama ne yapacağını bilemiyordu.

 

Ve onları izleyen,

 

[Garfiel: Hah. İstediğin kadar didişmekte özgürsün ama gördüğüm kadarıyla Emilia-sama haklı. Yargılamalar Emilia-sama’nın katılması için yapıldı. Bi anda kendini araya sokuşturman ……]

 

[Subaru: Kes sesini! Sen…… henüz hiçbir şey bilmiyorsun……!]

 

[Garfiel: Huh?]

 

Subaru Garfiel’e bir anda patlamıştı. Subaru’nun öfkesiyle yüzleşen Garfiel’den tehlikeli bir aura yayılmaya başladı.

 

Ama Subaru onun yaydığı tehlikeyi görmezden gelerek bir kez daha bağırdı.

 

[Subaru: Onu böyle zorlarsak neler olacağı hakkında en ufak bir fikrin var mı ? Sence ben sadece sakince onun yaralanışını, çöküşünü, parçalanışını izleyebilir miyim? ……Eğer buna izin verirsem ben ne olurum…]

 

[Garfiel: ……Bi anda nereye varmaya çalıştığını anlamıyorum.]

 

[Subaru: Sen şu an şartları düşünüyorsun, ama hiç Emilia’nın kendisini düşündün mü ? Ben onun yargılamaları geçerse büyük bir bedel ödeyeceğinin farkındayım. Ama sen onun dökeceği gözyaşlarını hesaba katmıyorsun …… ya da ne istediğini!]

 

Subaru, bir önceki dünyada, Emilia’nın ne kadar zayıfladığını, kırgınlaştığını herkesten çok görmesine rağmen onu durdurmak için tek kelime etmemişti. 

 

Eğer o Emilia’ysa üstesinden gelirdi. Bu yüzden onu sıkıştırmışlar, sınırlarını zorlamaya itmişlerdi ve ancak en sonunda fark etmişlerdi. Bunu tecrübe etmemiş birine bu hissi anlatmanın imkanı yoktu.

 

Şu anda Subaru’yu sırtından bıçaklayan şey, ölümden dönüş gücüydü.

 

Bu yaşanacakları şu anki dünyada bilen tek kişi kendisiydi. Çekilecek acıları bilmedikleri için tek yapabileceği onlara bu sözleri söylemekti.

 

[Emilia: Sen…… ne biliyorsun, Subaru?]

 

[Subaru: Emilia?]

 

Kollarının çekildiğini hisseden Subaru kafasını kaldırıp kendisine bakan Emilia’yı gördü. Menekşe rengi gözlerinde duygular titreşiyordu, gözlerinden yaşlar akmak üzereydi.

 

Küçücük hareketlerle kafasını iki yana sallayıp [Hayır,hayır.....] diye mırıldandı, bir şeyi reddeder gibiydi.

 

[Emilia: Biliyor musun? Subaru, sen……benim geçmişimi… biliyor musun?]

 

 

#Gerçekten Subaru'nun yerinde olmak istemezdim. Her şeyi bilip kimseye anlatamamak, sürekli aynı acıları yaşamak zorunda kalkmak korkunç bir şey.
Bir de Emilia kızımızın geçmişi var tabii. Bölüm isminin hafif bir spoiler olduğunu söyleyebilirim.
Öğrenmek için okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr