Cilt 4 Bölüm 48 [ Çay partisinin bedeli ] (1/4)

avatar
4625 6

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 48 [ Çay partisinin bedeli ] (1/4)


Çevirmen : Clumsy 

 

Bir kükreme duydu.

 

Subaru sağ elinden dökülen kanları yalamak için dilini uzatmaya çalışırken, uzaklardan bir kükreme duymuştu. Öfkeliydi, tamamen öfke doluydu. Hiddetliydi. Birinin tepesi atmıştı. Biri küplere binmişti. Delilik seviyesinde bir kızgınlıktı.

 

――Önemi yoktu. Şu anda tek istediği şey açlığını geçirmekti.

 

Çiğniyor, çiğniyor, çiğniyor ama yetmiyordu.

 

İki parmak neye yeterdi ki? Ve susuzluğunu geçirmek için ne kadar kan gerekti?

 

Yetersiz. Yetersiz. Azıcık bile yetmez.

 

Bütün sağ elini ve sonra sol elini yese, hatta tüm bedenini bile yese yine de yetmezdi. Açlığının sınırı yoktu. Basitçe ne bulursa tüketecekti. Ve ――

 

[???: ――HNNGYAAAaa!!]

 

[Subaru: ――――NE BO!?]

 

Çimlerin üzerinde yatmışken, doğrudan üzerine gelen darbe tam kafasının yanına düştü ve vücudunu zıplattı. Yıkıcı güç, Subaru’nun merkezinde olduğu küçük bir krater oluşturmuştu.

 

Ardından, yumruğu hala Subaru’nun kafasının arkasında olan saldırgan, düzensiz bir nefes aldı.

 

[???: Yeter artık! Neden herkes sürekli dövüşmek zorunda……? Şiddete başvurmak en kötüsü……en kötüsü……hg]

 

Yarı ağlamaklı ses ve toprak tadı Subaru’nun bilincini yerine getirmeye başladı. Aynı anda, yüzüne düşen bir damla onun yukarı bakmasına sebep oldu.

 

Genç, sarışın bir kızın gözyaşları içindeki silik görüntüsüyle karşılaştı.

 

――Ona az önce ne olmuştu? Kendisini kalkmaya zorlarken, iyileşmiş sağ koluna baktı ve anladı.

 

Hızlıca, kaybolmakta olan kıza gözlerini çevirdi.

 

[Subaru: Be- beni iyileştirdiğin için teşekkürler……!]

 

[Minerva: ……Hmpf]

 

Cadı, yüzünü çevirerek uzaklaştı.

 

Ama tamamen silinmeden önce, Subaru kızın yanaklarında bir kızarma ve gizlemeyi başaramadığı bir gülümseme yakaladı.

 

Sarışın kız―― Öfke Cadısı kaybolduğunda, yeniden tabuttaki kız belirdi.

 

[Daphne: Neru-Neru tam bir işgüzar, tanrımm… En azından bir şeyler öğrendin mi? Ööğrendin mi? Subaruu~un?]

 

Tabutun içinden gelen bu soğukkanlı sözleri duyan Subaru, ayaklarının üzerine kalktı ve Daphne’ye bakarak, az önce açılan kraterden uzaklaştı.

 

Bunu gören Daphne homurdandı.

 

[Daphne: Tabi~tabi, dikkatli olmalısın… Sonuçta, yemek veya yenilmek dünyadaki tek ilişki... ]

 

[Subaru: Dünyayı böyle kana susamış bir yer olarak görmek istemiyorum……! Ayrıca ne oldu az önce !? Kısa süreliydi ama…… I gerçekten kafayı yedim.]

 

[Daphne: Bu delirtici açlıktı… Böyle bir açlık insanı canavardan kötü hale getirebilir. Eğer sağ gözüme de baksaydın, her şey daha da ilginç olabilirdi, bilirsin. ]

 

[Subaru: ……ciddi olamazsın.]

 

Büyülü göz ya da öyle bir şey.

 

Gerçi Ram’ın keskin gözlülüğü de bir göz-gücü olarak sayılabilirdi, onun kabiliyeti pek fazla saldırı gücü taşımasa da Daphne’ninki oldukça korkutucuydu.

 

Belki ‘’Açlık Gözü’’ ya da ‘’Açlıktan Ölme Gözü’’ falan denilebilirdi.

 

Subaru onun sol gözüne baktığı anda kendi parmaklarını yemiş ve bunun farkına bile varmamıştı.

 

Acısının varlığını unutacak kadar açtı ve görüş alanındaki her şeyi açlığını tatmin edebilecek besinler olarak görüyordu. Başka bir deyişle ――

 

[Subaru: Büyük Tavşan… dünyayı böyle mi görüyor……?]

 

[Daphne: O Çocuklar Daphne geeeeeeerçekten çok açken doğdular ve benimle ilgilendiler…… birbirlerini yeme isteğinin nasıl bir şey olduğunu gerçekten anlıyorlar, bilirsin. ]

 

[Subaru: Bunu nasıl rahatça söyleyebilrsin…… kendin yarattığın şeylerin bu hale gelmesi seni üzmüyor mu? Bana pek havalı ve bilmiş bir şekilde ders verdiğine göre açlığın nasıl hissettirdiğini biliyor olmalısın. Kendi çocuklarının…… çocukların… böyle olması……]

 

[Daphne: ――? Ama, Büyük Tavşanın karnının acıkması, Daphne’nin de acıkması anlamına gelmiyor ki?]

 

[Subaru: ……Sorarak aptallık ettim.]

 

Paralel çizgiler gibilerdi. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın bu Cadıyı anlama imkanı yoktu.

 

Çocukları olarak sahiplendiği büyülü canavarlar onun için sadece çok acıktığında tüketebileceği acil durum besinleriydi.

 

Kendi vücudundan doğurduğunu yine kendisi yiyecekti, kendine yetmenin nihai şekliydi bu.

 

[Subaru: Eğer kimseyi rahatsız etmeden başka bir boyuta gidip orda kendi kendine yetseydin kimse şikayetçi olmazdı sanırım, huh. ]

 

[Daphne: Söyle, Subaruun, Daphne’ye esas sormak istediğin neydi? Eğer tek isteğin Daphne’yi taşlamaksa, şimdiden uzun süre uyanık kaldığım için acıkmaya başladım … ve biraz kestirmek isterim…]

 

Yüzünü tabuta doğru çeviren Daphne’nin bedenindeki tüm güç çekilmişti, uyuyakalmak üzere gibiydi.

 

Subaru, sonunda neden kendisini o mobil tabutta, bağlı halde tuttuğunu anladı. Dünyanın iyiliği için kendisini  kapalı tutmak ―― değildi bu sebep.

 

Onun yerine, hareket ederek harcayacağı kalorilerden tasarruf ediyor, böylece aç hissetmiyordu.

 

Muhtemelen gözlerini bağlamasının sebebi de, büyülü gözlerinin gücünün azalmaması içindi.

 

Bu kızın varlığı tamamen kendisine yönelikti.

 

Katıksız bir “Yeme Arzusu”―― isminin, “Oburluk Cadısı”nın, hakkını veriyordu.

 

[Subaru: Dürüst olmak gerekirse, sormamın hiç anlamı olmadığının farkındayım ama……. Büyük Tavşanı nasıl yok ederim?]

 

#Öfke Cadısı çok orijinal bir karakter değil mi ya? Allah herkesin belasını versin niye dövüşüyorsunuz falan diyip herkesi döverek iyileştiriyor. Hakikaten yazarın kafası ilginç bir kafa.
Neyse ki Subaru'yu kendine getirdi. Peki bu 'aç' kızdan bir şeyler öğrenebilir miyiz dersiniz?
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr