Cilt 4 Bölüm 52 [ Hemen göze çarpmayan değişiklikler ] (2/2)

avatar
4104 3

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 52 [ Hemen göze çarpmayan değişiklikler ] (2/2)


Çevirmen : Clumsy 

 

[Emilia: Şimdi sakinleştin mi?]

 

[Subaru: Aa, e-evet……um, özür dilerim. İçime ne kaçtı bilmiyorum…]

 

Sarılışları, Subaru’nun titremesi geçene dek devam etmişti.

 

Emilia’nın sorusu ise Subaru’nun kıpkırmızı bir suratla özür dilemesine yol açmıştı.

 

Bu cevabı alan Emilia, [Peki.] diyerek başını salladı.

 

[Emilia: Sorun yok. Son zamanlarda Subaru’ya fazla bel bağladığımı hissediyordum. Eğer sen de bana zayıf yanlarını gösterirsen …… Kendimi biraz daha rahat hissedebilirim.]

 

[Subaru: Buna karşı çıkamam…… Ama kendim halledebilecek olduğum sürece bu yanımı Emilia’ya göstermemeyi tercih ederim.]

 

[Emilia: Nedenmiş o?]

 

[Subaru: Çünkü Emilia-tan’ın sadece benim güçlü ve gösterişli yanımı görmesini isterim. Benim ne kadar zayıf, acınası ve çaresiz biri olduğumu bilmeni istemiyorum.]

 

[Emilia: Subaru’nun küçücük zayıf yanlarını görsem bile senin böyle biri olduğunu düşünmem, bunu bilmiyor musun?]

 

Emilia’nın sözleri nazikti, ancak Subaru’nun gururu bunu kabullenmesine izin veremezdi.  

 

“O böyle değil” ya da “senin zayıflığını görünce hayal kırıklığına uğrayacak”. Kalbindeki problemler bunlar değildi.

 

Bu yalnızca Subaru’nun――erkeklik meselesiydi.

 

[Subaru: Zayıflığını gizlememek, daima kendini doğru tanıtmak……Ben öyle acıklı şeylere pek düşkün değilim.]

 

[Emilia: Acıklı…… şeyler mi?]

 

[Subaru: Bu evimde var olan bir şey. Yani Emilia-tan’a yalnızca güçlü yanımı göstermek istiyorum. Bu bir erkeğin kanısıdır, bilesin.]

 

Konu dakikalar önceki gariplikten kayarken, Subaru, başını eğmiş olan Emilia’ya buruk bir şekilde gülümsedi. Ancak hızlıca ifadesini katılaştırarak lafa girdi,

 

[Subaru: Ee, o zaman… Sana Yargılamaları sormak istiyorum……]

 

[Emilia: ――peki.]

 

Subaru’nun dolaysız sorusunu duyan Emilia, başını sallayarak yanıt vermeden önce bir anlığına duraklamıştı.  

 

Bu tepkiyi alan Subaru, neredeyse hazırlıksız yakalanacaktı.

 

Çünkü Emilia'nın “Yargılama” kelimesine verdiği tepki eski seferlerden oldukça farklıydı.

 

Emilia, genellikle uyandıktan sonra Yargılamadan geçemeyişinin etkisiyle afallar―― Subaru’nun istemsizce ortaya çıkan acınası performansı da araya kaynardı.

 

Bu defaki kucaklayışları kısa sürmüştü, ancak Emilia bu süreçte başarısızlığının şokunu üzerinden atacak vakit bulabilmişti. Muhtemelen bu yüzden sakindi.

 

[Subaru: Ağlaklığımın işe yarayacağını hiç düşünmezdim……]

 

[Emilia: Ama Subaru, neden buradasın? Buraya tek başıma geleceğimi sanıyordum……]

 

[Subaru: Yo, ben……]

 

Dürüst bir cevap verecek olan Subaru, bir anda konuşmayı kesti.

 

Ve düşünmeye başladı. ――En doğru cevap ne olurdu?

 

Gerçeği söylemeyi seçerse, aldığı nitelik sayesinde yargılamayı geçtiğini rahatlıkla anlatabilirdi. Ama bunu söylerse, Emilia’nın kendi yargılamasını geçemediği için suçluluk duyacağını, kendisini başarısız göreceğini hissedebiliyordu.

 

Sonra o başarısızlık hissi strese dönüşecek ve Emilia suçluluk ve kendini hor görme hisleri arasında kıstırılmış olacaktı. Eğer böyle olursa, şu anki sakinliği hiçbir anlam ifade etmeyebilirdi.

 

Eğer Emilia’nın farklı bir şekilde yargılamalarla yüzleşme imkânı olsaydı, Subaru bu olasılığa saygı duyabilirdi.

 

Gerçi Emilia’nın “geçmişin” üstesinden gelip gelemeyeceği farklı bir mevzuydu.

 

――Denemeye değer, diye düşündü Subaru.

 

[Subaru: Emilia-tan dışarı çıkmayınca endişelendim ve kendimi tutamadım. İlk başta bilincimi yitirmemeyi başarmıştım……ama bu noktaya ulaşınca geçen sefer olanlar tekrarlandı.]

 

[Emilia: Anladım …… seni endişelendirdiğim için üzgünüm.]

 

[Subaru: Aah, aslında düşününce, öylece içeriye dalmıştım ve dışardaki insanlar ölümüne endişelenmiş olabilir.]

 

Subaru içeri koştuktan sonra çıt çıkmamış olması dışarıdakileri gerçekten de germiş olmalıydı. Bunu fark eden Emilia, yüzünü çevirerek [Ah] dedi.

 

[Emilia: Ya-yani bir an önce dönmezsek …… Subaru hakkında da çok endişelenecekler, değil mi?]

 

[Subaru: Benim ölmem ya da yaşamam çok fark yaratmaz, ancak Emilia-tan’ın güvende olduğunu bir an önce iletmezsek kötü şeyler olabilir.]

 

[Emilia: ……Böyle bir şeyi nasıl söyleyebilirsin?]

 

Subaru’nun abartışı Emilia’nın hoşuna gitmemiş, tasvip etmeyen bir bakış atmasına yol açmıştı. Bu bakışları yiyen Subaru ise [Üzgünüm] diyerek hafifçe omuz silkti ve ikili mezardan çıkmak için ilerlemeye başladı.  

 

Subaru yürürken [Ee peki] dedi,

 

[Subaru: Bana anlatabilir misin? Şeyi, umm, yargılamayı.]

 

[Emilia: ……Üzgünüm. Ben.. başaramadım gibi görünüyor.]

 

[Subaru: Öyle mi……mn, tepkinden bir nebze anlamıştım aslında.]

 

Emilia özür dilercesine bakmış ve Subaru da bu bilgiyi yeni edinmiş gibi davranmıştı.

 

Subaru, içi biraz suçlulukla dolsa da kararının arkasında durarak başını salladı.

 

[Subaru: Ee yani…… bitti mi?]

 

[Emilia: Sanırım henüz bitti diyemeyiz…… İstediğin kadar deneyebiliyormuşsun. Sebebini bilmiyorum, ama bu bilgiden eminim. Şey…]

 

Echidna yargılamanın doğasını Subaru'ya bariz bir şekilde açıklamıştı. Subaru bunu bilse de, Emilia yalnızca bilinçsizce fark etmiş gibi görünüyordu.

 

Emilia’nın sesi sonlara doğru kısılmaya başlamıştı ve en sonunda ufak bir tereddütle devam etti,  

 

[Emilia: Boşver, bir şey yok. Galiba bugünlük şansım tükendi, yarın tekrar deneyeceğim.]

 

[Subaru: Emin misin? Eğer ağır geldiyse birkaç gün bekleyebiliriz……böylece olup bitenleri kavramış oluruz ve şansımızı yükseltiriz.]

 

[Emilia: Teşekkürler……ama bunun sorunu çözmeyeceğini biliyorum. Kesinlikle çözmeyecek.]

 

[Subaru: ……Bu konuda konuşursan kendini daha iyi hissedebilirsin… tabii neler olduğunu bildiğimden değil.]

 

Subaru, konuşurken Emilia’ya kaçamak bir bakış atmış ve bakışları buluştuğunda kızın dudaklarının titrediğini fark etmişti. Ancak Emilia, tam karmaşık duyguları taşmak üzereyken gözlerini kapattı, aklındaki fikirden vazgeçmiş gibiydi.

 

[Emilia: ――Üzgünüm. Ben… Subaru’nun şu anki hislerimi öğrenmesine izin veremem.]

 

[Subaru: Emilia-tan’ın hangi kısmını görürsem göreyim hoşuma gideceği kesin, bunu biliyorsun.]

 

[Emilia: Mevzu Subaru’nun ne düşündüğünden korkmam değil. Yo, belki birazcık korkuyorum……ama daha çok korktuğum bir şey var.]

 

Emilia bu noktada sessizleşti. Ama Subaru, kızın menekşe gözlerinin titreşmediğini, izlediği stratejinin işe yaradığını görebiliyordu.

 

Emilia’yı bu şekilde teşvik etmeye devam ettiği müddetçe, eninde sonunda zayıflıklarını anlatacaktı.

 

Her şeyi biliyor gibi davranmak, Emilia’nın kalbiyle oynamak, tüm bu pislikler, kusmak istemesine yol açıyordu. ――Bunun gerekli olduğunu bilse de, içindeki hislere engel olamıyordu.

 

[???: ――Emilia-sama!]

 

Kendisine olan nefretini bastıran Subaru’yu gerçekliğe çeken, ay ışığının altında mezarın dışından seslenen kız oldu.

 

Soluk mavi ay ışığı mezarın girişinde parlıyor,  buna serin, ferahlatıcı bir rüzgâr eşlik ediyordu.

 

Emilia’nın dönüşünü bekleyen yüzlerdeki rahatlama da çok barizdi.

 

Az önce Emilia’ya seslenen kişi Ram olmalıydı. Emilia’nın güvende olduğunu görünce bir oh çekmiş, sonra da Emilia’nın yanındaki Subaru’ya dönmüştü.

 

[Ram: Ve Barusu, iyi işti.]

 

[Subaru: OOooohhh…… Bana iyi bir şey söylemeni hiç beklemezdim, şaşırdım doğrusu. Bu takdir edilesi tavır da neyin nesi, sana hiç benzemiyor gibi?]

 

[Ram: Nadiren de olsa iyi bir iş başarırsan seni takdir ederim. En azından Emilia-sama’yı güvenli bir şekilde geri getirebildin, bu da uygun göründü. Roswaal-sama da memnun olacak.]

 

Ram’ı esas sevindiren efendisine güzel bir haber verebilecek olmaktı, ama yine de ondan takdir alabilmek Subaru için yeni bir neşe kaynağı olmuştu. Aptal gibi sırıtan Subaru, gözlerini Ram’ın yanındaki kişiye çevirdi ――herkesten bir tık uzak duran altın saçlı gence.

 

Bir ağaca yaslanmış olan Garfiel, kollarını çaprazlamış bir şekilde ilerlemeye başladı. Subaru, onun hareketlerinde veya tavırlarında şüpheli bir şey sezemiyordu, ancak Garfiel'in istese bu mesafeyi bir anda kapatabileceği kesindi.

 

Bu mezardan ilk çıkışı olmayan Subaru’nun endişelenmesi son derece normaldi. Şu anki ‘’cadı kokusunun’’ miktarını tahmin edemese de düşüncesi bile Subaru’yu olabildiğince tedbirli davranmaya itiyordu.

 

Katılaşmış Subaru’nun önüne varan Garfiel’in ağzından ilk çıkansa şu oldu:

 

[Garfiel: Ben de salağın teki gibi içeri koştuktan sonra noldu diye merak ediyodum. Sağ salim döndüünü görmek güzel. Tüm bu süre boyunca “Gafugaron fındıkları rüzgârla düşmez” diye düşündüm ama beni gerdiğin kesin.]

 

[Subaru: Ow! Oy, st-, ow! Acıdı!]

 

Gülümseyerek konuşan Garfiel, bir yandan da acımasız bir şekilde Subaru’nun omzunu tokatlıyordu.

 

Bu kemik uyuşturucu darbeleri yiyen Subaru, kendi kendine “Garfiel beni kaza eseri öldürmeye mi çalışıyor acaba!?”diye düşünse de, Garfiel’in tüm dişlerini göstererek gülümseyişinin altında bir düşmanlık sezmiyordu.

 

Gerçekten de güvenli bir şekilde döndüklerine sevinmiş gibiydi. Beklenmedik bir tepkiyle daha karşı karşıya kalan Subaru, kuşkularını daha fazla gizleyemedi.  

 

[Subaru: Bu……bu kadar mı?]

 

[Garfiel: Hah? Ne? İyi iş yaptın diye kafanı okşamamı da mı istiyon?]

 

[Subaru: Emilia yapsa neyse, ama kim senin tarafından okşanmak ister ki? Yo, demek istediğim……]

 

Subaru kafasını kurcalayan şeyleri sorgulamak üzereydi, ancak uyuyan ayıyı dürtmenin anlamı yok diye düşünerek kendisini durdurdu. Garfiel’in gerçek hisleri ne olursa olsun, şu anda ona saldıracak gibi görünmemesi iyiydi.

Subaru, Garfiel’in hangi koşullarda dişlerini gösterdiğini düşünmeye başladı. Eğer Garfiel’i düşman kılacak mevzulardan kaçınabilirse sıkıntı çıkmazdı.  

 

[Subaru: Bilirsin, seninle nasıl anlaşacağını düşünmek insanın biraz başını ağrıtıyor.]

 

[Garfiel: Ne bok demeye çalışıyon, oy?]

 

[Subaru: Bu bizim oralarda söylenirdi. Her neyse, hadi geri dönelim, detaylara sonra gireriz. Emilia’nın biraz dinlenmesini istiyorum. Sonrasında planımızı tartışabiliriz.]

 

Subaru’nun teklifini reddeden olmadı.

 

Emilia herkese [Özür dilerim] dedikten sonra, Ram onu elinden tutarak Sığınaktaki evine yönlendirdi――yani Lewes’in evine.

 

Emilia bu kez paramparça değildi. Ve Garfiel de Subaru’nun ölümden dönüşüne rağmen ona arkadaşça davranıyordu.  

 

Öncekinden tamamen farklı koşullarla karşı karşıya kalan Subaru, en iyi hareket şeklini bulmak için beynini çalıştırıyordu, tabii bugünden sonra kendisini bekleyen “Ölüme” nasıl yaklaşacağı da merak konusuydu.

 

Öğrenmesi ve test etmesi gereken çok fazla şey vardı.

 

En uygun geleceği bulabilmek için kaç fedakârlıkta bulunması gerekecekti?

 

Hesaplamalara boğulan Subaru, kendi canını denkleme katmıyor olduğunu hiç fark etmemişti.  

 

[Lewes: ――――]

 

Lewes’in kendisini izlemekte olduğunu da fark etmiş değildi.

 

Ve bunları hiç fark etmeden ilerlemeye devam etti.

 

 #Emilia her zamankinden daha sakin, Subaru yepyeni bir taktik deniyor ve Garfiel Subaru'ya oldukça samimi davranıyor. 
Anlaşılan farklı bir döngü okuyacağız. 
Acaba Subaru'nun yargılamalara girip geçtiğini bilmeyen Emilia bu kez başarılı olabilir mi?
Ve Garfiel, bizzat Kıskanç Cadıyla karşılaşmış olan Subaru'dan cadı kokusu almıyor mu? 
Öğrenmek için, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr