[Subaru: Kişilik nakletmek…… böyle bir şey gerçekten mümkün mü ki?]
Belli bir rolü yerine getirebilmesi için boş bir kaba kişilik nakletmek.
Bu, bir bilgisayara insan gibi davranabilmesi adına yapay zekâ aktarmak gibi değildi ―― Subaru’nun dünyasında böyle bir şey hayalden öteye gidemezdi.
Lewes başını sallayarak onayladı.
[Lewes: Bunun kolay bir görev olmadığına hiç şüphe yok. Başarılı olmasının tek sebebi benim boş ve ruhsuz bir kap oluşumdu. Ve buna rağmen deney aşamasında yalnızca temel komutları yerine getirebiliyordum.]
“Zorlu bir başlangıç yaptım” der gibi bir gülümsemeye sahipti.
[Lewes: Hafızan yokken bir rolü sahiplenmek oldukça garip bir his. Günler yavaş geçse de işler inanılmaz bir ivmeyle süregeliyordu. O zamanlar tüm bu gizemlerin karmaşasıyla yoğrularak geliştim.]
[Subaru: ……Peki diğer taklitlere ne oldu? Sığınakta senden ve Pico’dan başkasını görmedim.]
[Lewes: Lewes rolünü üstlenen dördümüz dışındakiler Sığınağın farklı noktalarına dağıtıldı. Yabancıları izliyor ve röle görevi görüyorlar. Biz taklitler, ilginç bir şekilde düşüncelerimizi birbirimize aktarabiliyoruz.]
Garfiel bir keresinde Sığınağın ‘’Gözlerinden’’ bahsetmişti. Eğer o zaman gözcü Lewes-taklitlerinden bahsediyorsa bu, köylülerin tahliyesini hızlıca öğrenişini açıklardı. Subaru bu esnada başka bir kısma takıldı.
[Subaru: Du-dur bir dakika, az önce duymazdan gelemeyeceğim bir şey söyledin… Lewes rolünü üstlenen dört kişiden kastın neydi?]
[Lewes: Hmm, o mesele. Gayet basit. Bir bedeni düzenli olarak taşımak biz taklitler için büyük bir yük oluyor. Eğer manam tükenirse bu beden de silinir. Ve bir kez ortadan kaybolduğum takdirde ruhlar gibi yeniden maddeleşebileceğimi sanmıyorum. Belki bir çıkış yolu vardır ama benim bu konuda bilgim yok.]
Anılarla birlikte kaybolmak ve yeniden biçimlenmek düşüncesi, Subaru’ya defalarca kez görmüş olduğu ruhu hatırlattı. Puck’ın dönebileceği bir ‘’ev’’ olsa bile, onun tam anlamıyla ortadan kaybolduğu söylenemezdi. Ama Leweslerdeki işleyiş bu şekilde değildi ve manalarının tükenmesi tam anlamıyla ölmeleri anlamına gelirdi.
[Lewes: Hiçbirimiz uzun süre aktif kalamıyoruz. Bedenlerimiz limitine ulaşıp daha fazla hareket edemez hale geldiğinde üç gün kadar dinlenerek manamızı toparlıyoruz. Bu süreçte de Lewes Meyer’in yokluğunun ortaya çıkartabileceği tatsız durumlardan kaçınmamız gerekiyor.]
[Subaru: Yani dört Lewes-san var…]
[Lewes: Her gün birimiz Lewes Meyer oluyor ve dört günde bir başa dönülüyor. Bunun dışında diğer kaplardan bir farkım yok.……Lewes Meyer’in yüzünü taşıyan bir fıçıdan ibaretim. Bu şekilde tarif edilebilir.]
Lewes’in alaycı tabirini dinleyen Subaru, bir müddet ne diyeceğini bilemedi.
Şu anda ne dese boş ve anlamsız olacaktı. Sessizliğiyle Lewes’in alaycılığını onayladığının farkındaydı ama dudaklarının ucundan kelimelerini çıkartamıyordu.
[Lewes: Kendini kötü hissetme, Su-bo. Ben ve diğer taklitler bu durumu kabul etmiş durumdayız. Aynısı ilk Lewes Meyer için de geçerliydi.]
[Subaru: İlki…… Doğru, onun hakkında sormak istediğim şeyler de var.]
[Lewes: Mn?]
[Subaru: Lewes-san’ın ve diğer Lewes taklitlerinin Cadıya itaat etmek ve Sığınağı korumak için yaptığı şeylere anlam verebiliyorum. Ama orijinal Lewes Meyer neden Cadıya yardım etmeyi seçti?]
Kristalin içerisine yerleştirilen ve her şeyi elinden alınan kız.
Konuşmanın gidişatına bakılırsa, boş kaplardan hiçbiri Lewes Meyer’in kendi ruhuyla doldurulmamıştı. Yani Lewes Meyer deney için kendini feda etmiş ve ruhunun sonsuza dek kristalin içerisine hapsedilmesine izin vermişti.
Karşılığında ise vücudu düzenli olarak doğmaya devam edecekti. Ama ruhunu kendi elleriyle öldürmüş sayılırdı.
Küçük bir kız neden bu kararı verirdi ki?
Acaba Cadı onu kendi rızası dışında deney masasına atmış olabilir miydi?
Subaru, içten içe bunun gerçek olmamasını dileyerek sorusunu yöneltti.
[Subaru: Lewes Meyer deneye katılmayı seçerken ne düşünüyordu?]
[Lewes: ……Lewes Meyer Cadıya bir şart sunmuş ve bu şartı kabul edildiği için deneyin parçası haline gelmiş. Böyle duydum. Endişelenmene gerek yok, kız buna zorlanmadı.]
[Subaru: Bir şart…… Peki bu şartın ne olduğunu söyleyebilir misin?]
[Lewes: Söylesem bile anlayabileceğinden şüpheliyim.]
Bunu duyan Subaru, ağzını açmadan, sessizce bekledi. İnatçı bir çocuğun gözleriyle karşı karşıya olan Lewes ise kaşlarını kaldırarak derince bir iç çekti.
[Lewes: Lewes Meyer’i şartı, Sığınağın mevcudiyetinin devam edişiydi.]
[Subaru: Sığınağın…… mevcudiyetinin devam edişi mi?]
[Lewes: Lewes Meyer, Cadının deneyleri için yaratmış olduğu bu arazide yaşamın devam etmesini istedi. Tabii ki Sığınağa ihtiyacı olan Cadı da bunu memnuniyetle kabul etti. Şimdi bile Lewes Meyer’e tuttuğu söz yerine getiriliyor. Biz bu anlaşmanın sağlam kalmasından sorumluyuz.]
[Subaru: Yo, ama bu…… çok ters geliyor.]
Deneyleri için Sığınağa ihtiyacı olan kişi Echidna’ydı ve Lewes Meyer de bu deneyler için Sığınaktan alınan bir kızdı. Peki neden deney masasına getirilen küçük bir kız Cadıdan Sığınağın var olmaya devam etmesini isterdi ki? Bu anlaşma hiç mantıklı gelmiyordu.
[Lewes: Burası deneyler için kullanılıyor olsa bile…… zulüm gördükleri topraklardan daha iyi bir ortamdı. Sence de öyle değil mi?]
[Subaru: ……Bu basit bir kazanımdan daha büyük bir mesele gibi geliyor.]
[Lewes: Lewes Meyer burada kurtuluşunu bulmuştu. Bu yüzden deneyler için kendisini feda etti. Sonunda bir şey elde edip etmediğini ise yanındaki kızı ve beni gördükten sonra yargılayabilirsin diye düşünüyorum.]
Lewes, soğumuş çayından bir yudum aldı. Subaru bir yanıt vermemişti.
Kendisiyle ilgili konuşmanın sonuna gelindiğinde dahi Pico’dan en ufak bir tepki gelmemişti. Subaru’nun koluna tutunarak sessizce oturmaya devam ediyordu.
[Subaru: Bana neden bu kadar bağlandı? İçinde hiçbir şey olmadığını düşünmüştüm, ilk başta ben yokmuşum gibi davranıyordu.]
[Lewes: Sebebi Su-bo’nun Lewes Meyer’in kristaline dokunmuş oluşu. Komuta yetkisi sana geçti.]
[Subaru: Komuta yetkisi mi……?]
Subaru, kaşlarını kaldırarak bu terimi düşündü. Bunu gören Lewes ise başını sallayıp onayladı ve bir parmağını kaldırarak [Öyle] dedi.
[Lewes: Hadi ona bir emir vermeyi dene. Oh, ama uygunsuz bir şey olmasın. Tıpatıp bana benziyor sonuçta.]
[Subaru: Söylemesen bile Loli bedenli tiplere ilgim yok tamam mı!? Ben yalnızca kendi yaşımdaki kızlara sağlıklı bir çekim duyuyorum! ……Pico, omzuma birazcık masaj yap.]
Lewes’i azarlayan Subaru, yanındaki Pico’ya dönmüştü. Onun sesini işiten kızsa bu emri başıyla onayladı. Sonra da yatağa tırmanıp Subaru’nun arkasına geçti.
[Subaru: Ooh, oohoooh, çok iyi, çok iyi……auh? Du-dur, Pico-san? Biraz sert olmadı mı? Biraz azalt, biraz hafiflet…… Aoww, yo yo, Pico-san, aaaaaaahhhh!!]
[Lewes: Masaj yapma konseptinden haberdar olabilir ama ne kadar güç uygulayacağını bilmiyor. Onu doğru düzgün eğitmeyince böyle şeyler olabiliyor.]
[Subaru: O zaman denememi niye söyledin!?]
Kendisini Pico’nun omuz masajından kurtaran Subaru, kıza az önceki yerine dönmesi emrini verdikten sonra omzunu birkaç tur döndürerek rahatlamaya çalıştı. Pico’nun kemik kırıcı masajının dehşeti hala tazeyken de lafa girdi. [Ama, şöyle bir şey var],
[Subaru: Bir dokunuşla komuta yetkisi bana geçtiyse güvenlik biraz fazla gevşek değil mi? Ya kristale dokunan kişi kötü niyetli bir Loli-manyağı olsaydı?]
[Lewes: O tesise kaza eseri ulaşmak neredeyse imkânsız ve komuta yetkisi de öyle kolaylıkla transfer olmuyor. En azından Açgözlülüğün bir havarisi olman gerekli.]
[Subaru: ……Hnn?]
Lewes’in bir yudum çay sonrasında sarf ettiklerini dinleyen Subaru, bu konuşma içerisinde kaç kez şaşkına döndüğünü hatırlayamıyordu. Kollarını çaprazlayarak bir [Uhh…] sesi çıkardı.
[Subaru: Pardon ama ben Açgözlülüğün havarisi falan olduğumu hatırlamıyorum.]
[Lewes: Echidna’nın takdirini kazanan kişi bir havari olma yetkisi kazanır. Mezardayken herhangi bir şey kazandın mı? Bir hediye aldın mı ya da bedenine giren bir şey oldu mu?]
[Subaru: Mezardayken……]
Echidna’nın kalesindeki buluşmalarını hatırlayan Subaru, Lewes’in söylediği kadar ciddi bir şey yaşandı mı diye anılarını yokluyordu. Ancak arayışları yanıt vermedi.
Echidna’nın ona verdikleri biraz bilgi, biraz rahatlama ve birtakım korkunç tecrübeden ibaretti. Aslında bir şey daha vardı.
[Subaru: ……Dona-çayı olamaz, değil mi?]
[Lewes: Hmm, Dona-çayı mı?]
[Subaru: Echidna kendi bedensel sıvıları olduğunu söyleyerek bana çay ikram etti ve iki kez içmek zorunda kaldım……]
[Lewes: Kesinlikle odur.]
[Subaru: O piç bana ne içirdi!!??]
Subaru’nun ani öfkesiyle yüzleşen Lewes, onu [Çok ayıp] diye azarlasa da Subaru’nun sakinleşmeye niyeti olmadığını çözerek konuşmayı sürdürdü.
[Lewes: İçtiğin şey her neydiyse bizi şu anda bulunduğumuz noktaya getirdi. Yani çok da fena değilmiş, haksız mıyım?]
[Subaru: Habersizce içime bir şeyler sokmuş olması sinirime dokunuyor ama! Ne bok yaptı bana? Açgözlülüğün Havarisiymiş yok artık daha neler! Zaten Cadılardan gına geldi, bu kadarı kâfi. O lanet olasıca Cadıların hepsi aynı……]
Kıskançlık Cadısı tarafından habersizce Ölümden Dönüş bağıyla bağlanmıştı. Bir de üstüne Açgözlülük Cadısının Havarisi olarak ilan ediliyordu, bu Cadılar karşısındaki insanların ne düşündüğünü hiç takmıyordu anlaşılan.
[Lewes: Her neyse, Su-bo, bu sayede Sığınaktaki Lewes taklitlerine komut verme yetkisine kavuştun. Benden de sana itaat etmemi isteyebilirsin.]
[Subaru: Senin üzerinde bile işe yarıyor mu, Lewes-san?]
[Lewes: İradem diğer kızlardan daha güçlü ama nihayetinde sana karşı çıkamam. Ee, bu senin gibi genç bir erkeği çok mutlu etmiş olmalı, değil mi?]
[Subaru: Sana bir Loli-manyağı olmadığımı söylemiştim……]
Kendisine baştan çıkarıcı bakışlar atılsa bile tepki vermeyecekti.
Lewes’in göz kenarlarını kırıştıran gülümsemeyi fark eden Subaru, Sığınağın gizemlerinin çözülmeye başladığını hissediyordu.
Ormanın derinliklerinde gizli bir tesis. İçinde mühürlü Lewes Meyer ve bedeninin taklitlerini yaratan bir sistem. Buranın yıkımı altı gün içerisinde gerçekleşecek ve beraberinde yeni problemler getirecekti.
Ve mevzu tesisin varlığı olduğunda göz ardı edilemeyecek bir mesele daha vardı ――
[Subaru: Lewes-san, ani olacağı için üzgünüm ama…… bir konuda yardımına ihtiyacım var.]
[Lewes: Neymiş? Edepsiz bir şeyse daha saf olan kızlara sorabilirsin.]
[Subaru: Bana böyle davranmayı keser misin artık!]
Lewes’in ergenlik çağına yönelik fikirlerini bir kenara bırakan Subaru, ayağa kalkarak gerindi ve kafasını tavana doğru kaldırdı.
[Subaru: Bu komuta yetkisi… buna sahip olan en az bir kişi daha olmalı, değil mi?]
[Lewes: ――――]
[Subaru: Ona sormak istediğim çok şey var ama şu anda beni rahatsız eden farklı bir durum söz konusu.]
Zihninde iki kişi vardı.
Biri, yirmi küsür Lewes taklidine emir verişine şahit olduğu kişiydi ―― Yani Sığınağın büyük kaplan gardiyanı, Garfiel.
Ve diğeri,
[Subaru: Kapı Geçişi beni neden o tesise gönderdi… Bu sorunun yanıtını alma vaktim gelmiş olmalı……]
Artık bukleli saçlı kız hakkında uygun bir soru sorma zamanının geldiğine karar vermişti.
#Son bölümlerde bayağı aydınlanma yaşadık valla. Bu kadar kolay bir şekilde her şeyin anlatılacağını hiç düşünmezdim.
Ayrıca Subaru'nun bu komuta yetkisi işi de çok iyi oldu. Bu sayede hem istediği bilgileri edinir hem de gerekli durumlarda rahatça yardım alır. Zaten kendisini bekleyen problemleri çözmek için bol miktarda bilgiye, yardıma ve şansa ihtiyacı olacak.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..