Gelen kişi Üçüncü Prens Ned'den başkası değildi. Gelir gelmez Aiden'in işareti ile sandalyeye oturmuş ve çevresine bakınmıştı. Onun bu hareketlerini gören Aiden, ise hissettiği auralar ile bakışlarını düşürmüş ve yüksek sesle bağırmıştı.
"Sizde gelin..."
Aiden'in bağırmasıyla karanlıklar içinden çıkan iki dünyalar güzeli kız, Ned'in yanında belirmişti. Gelen kişiler Skyler ve Ashley'den başkaları değildi. Her ikisi de ortaya çıktıktan sonra kendilerine birer sandalye çekerek oturmuşlar ve sessizce dinlenmeye başlamışlardı.
"Neden geldiniz ?"
Aiden'in sakin ve bir o kadar da umursamaz sorusunu gören Ned, gülümseyerek "Çünkü ortak paylaştığımız bir kaç konu var ve senin de merak ettiğin olgular... Bunları konuşmak istemez misin ?" derken çevresine bakınmıştı.
"Özellikle dünyamızdan alınalı ve hiç tanımadığımız bu gezegene getirildiğimizden beri geçen üç yılda..."
Ned'in sözlerinden sonra Aiden'in aklına Ruh Lordu Slade'in sözleri gelmişti. Kendi Yggdrasil Tohumu dışında bu gezegende var olduğunu duyduğu ilk Tohum, Ned'in sahip olduğu Çağırıcı Tohumuydu ve bu tohumun sahibi de onun eski dünyasından buraya gelmişti.
Tabi ki arada ki Göklerin ayarlamaları sayesinde Aiden gelişim merkezi olmayan bir köle haline gelirken, Ned, yüce bir imparatorluğun prensi olmuş, gelişim merkezini elde etmiş ve Yggdrasil Tohumlarından birisine sahip olmuştu.
Aiden tüm bunları düşündükçe Göklere olan nefreti kat ve kat büyüyordu. Ne kadar küfür etse de bağırsa da çağırsa da üç yılın acısı kolay kolay geçecek gibi görünmüyordu.
Fakat merak ettiği şeyler olduğu doğruydu. Özellikle Tohumlar ve diğer konular arasında kendisinden bilgili oldukları için kitaplardan bile bulamayacağı bilgiler açısından karşısında üç kişi onun tek şansıydı.
Aiden düşünürken onun ilgili bakışlarını gören Ned, çevresine bakınarak mutfağa ilerlemiş ve herkese şarap doldurarak geri dönmüştü.
"Eh, şu anda bir bardak soğuk kolayı tercih ederdim ama bununla da idare edeceğiz artık." diyerek herkese bardakları uzatmıştı. Bu sözlere Ashley ve Aiden, tebessümle gülerken, Skyler kafa karışıklığı içerisindeydi.
"Kola dediğin şey nedir ?"
O anda Aiden'in zihninde bazı şeyler açıklığa kavuşmuştu. Ned ve Ashley ikizdi. Bu yüzden Ned buraya dünyadan geldiğine göre Ashley de dünyadan gelmiş olmalıydı. Ama Skyler... Tamamen bu dünyanın yani yetişimci dünyasının insanıydı.
"Her şeyden önce ormanda neden o tehlikeli ortamda beni öyle bırakıp gittiğinin sebebini öğrenmek istiyorum. Ondan sonra istediğiniz şeyleri konuşabiliriz."
Aiden'in sorusundan sonra bakışları donuklaşan Ned, bir süre tepkisiz kaldıktan sonra yutkunmuş ve kafasıyla onaylayarak söze girmişti.
"O gün her hafta yaptığım gibi Ruh Tohumunun muhafaza edildiği kalıntıyı ve Ruh Lordu Slade'i ziyaret etmek için kalıntıların olduğu bölgeye gelmiştim."
Ned'in tek cümlesiyle Aiden'in yüzünde şaşkınlık ibareleri uyanmıştı.
"Nasıl yani ?! Sen en başından beri tohumun orada olduğunu biliyor muydun ?"
Ned yüz ifadesiyle Aiden'i onaylarken şarabından bir yudum daha aldı.
"Üçümüz dahil gezegende ki tüm tohum sahipleri, kalıntının içerisinde güçlü bir tohumun varlığını hissediyordu. Tabi ki üçümüz dışında orada yatan tohumun Ruh Tohumu olduğunu bilen yoktu. Zaten bizde kalıntıları araştırırken, Ruh Lordu Slade ile tanışmamız sayesinde hem tohumun Ruh Tohumu olduğunu öğrendik hem de birbirimiz ile tanıştık."
"Üç yıl boyunca Slade ile küçüklü büyüklü sohbetlerimiz oldu. Muhafaza ettiği tohumun, en güçlü tohum olduğunu ve benim dünyamdan gelen birisinin 3 yıl içerisinde buraya gelerek tohumu alacağını söylerdi. Görünüşe göre yanılmamış. Karşılaştığımız o gün, kalıntının yok olduğu haberi geldi. İşte o anda senin tohumu aldığını anladım ve kontrol etmek amacıyla oraya geldim. Ama haftalık ziyaretlerim, imparatorluğun düşmanları tarafından fark edilmişti. Vermillion İmparatorluğu... Kalıntılara vardığım da beni tuzağa düşererek zehirlediler. Zaten o yüzden Genişleme Alemi 6. seviyesinde olmama rağmen Temel Kurma Aleminde ki zayıf kurtlara karşı bile gelemedim. İşin özünde sen orada olmasan ciddi hasarlar alabilirdim. Neden terk ettiğime gelirsek... Yggdrasil'in en güçlü tohumu olan Ruh Tohumunun sahibinin orada ölmeyeceğine emindim. Özellikle benim gezegenimden gelen birisi isen, çakma köpeklere karşı ölmeyeceğine iddiaya bile girerdim ki öyle de oldu. O sürü artık senin ruh ordunun bir parçası."
Ned'in sözlerinden sonra biraz düşünen Aiden, aslında mantıklı şeyler söylediğini kabul etmek zorunda kalmıştı. Hafif yollu da kendisi övüldüğü için ikna olarak Ned'e bakmıştı.
"Gezegende bizim tohumlarımız haricinde bir çok tohum olduğundan bahsettin. Üç yıl boyunca yetişim ile alakalı okumadığım kitap kalmadı. Nasıl olurda tohumlar böylesine gizli kalabilir ?"
Aiden'in sorusu karşısında Ned bu sefer Ashley'e bakmıştı.
"İçinde bulunduğumuz yetişim dünyası, önceki dünyamızda okuduğumuz novel ve mangalara göre daha spesifik bir yer Aiden."
Ashley'in sözlerinden sonra bu ikilinin de novel ve manga okuduğunu anlamıştı.
"Demek aynı türde şeyleri okuyormuşuz. En sevdiğiniz hangisiydi söylesenize ?"
Aiden'in dikkatinin hemen dağılmasının karşısında Ashley ve Ned'de farklı değildi.
"Bir çok var! Burada saymaya çalışsam, akşama kadar novel konuşabiliriz yani."
"Aynen manga kısmı daha da geniş. Hatta..." derken Skyler boğazını temizleyerek konunun dağılmasını önlemişti. Bunun üzerine Aiden'e dönen Ashley, göz kırparak "Bunu bir ara konuşuruz. Şimdilik devam edelim." diyerek cilveli bir bakış atmıştı ki bu durum hem Ned'in hem de Skyler'in bakış açısından kaçmamıştı.
Ashley hareketlerinden sonra sağ elini kaldırarak beyaz kaynak enerjisini ortaya çıkarmıştı. Beyaz kaynak enerjisi, etrafa yayılarak bir tür görüntü oluşturmaya başlarken, ortamda birden yüzlerce Yggdrasil Tohumunun yansımasını oluşmuştu. Rengarenk kristalimsi yapıda olan tohumlardan binlerce var gibiydi.
"Oha! Bunu nasıl yaptın ?"
Aiden enerjiyle böyle bir şey yapılabildiğinden habersizdi ki, Ashley'in Ateş Büyücüsü olduğu kesindi. Nasıl beyaz bir enerji ortaya çıkarabiliyor. Aiden'in hafif meraklı halinin hoşuna gittiğini düşünen Ashley, gülümseyerek sol elini kaldırmış ve turuncu bir şekilde ateş enerjisini ortaya çıkarmıştı.
"Çevreden yada doğadan artık ismine ne dersen çektiğimiz enerjiye kaynak enerjisi ismi verilir. Kimisi bu enerjiye doğa enerjisi de der. Büyücü olan kişilerin gelişim merkezleri ile bu enerjiyi nitelikli enerjilere dönüştürür. Ama gelişim konusunda uzman olan kişiler gelişim merkezi üstündeki kontrolleri yüksektir. Böylelikle gelişim merkezleri üzerindeki kontrolleri sayesinde hem gelişim merkezinin nitelikli enerjisini hemde çevrede olan kaynak enerjisini kullanılabilir. Çevrede olan kaynak enerjisi niteliksiz olduğu için Simya, Formasyon, Rün gibi birçok sanat içerisinde kullanılabilir. Aynı burada yaptığım görüntü oluşturmak gibi... Tek gereken iyi bir enerji kontrolü."
Ashley'in açıklamalarından sonra anlamış bir ifadeyle görüntüye odaklanan Aiden, başıyla işaret ederek devam etmesini istemişti.
"Evrenin oluşumunda ortaya çıkan bir faktör, binlerce Yggdrasil Tohumunu evrenin dört bir köşesine dağıttı. Her bir Yggdrasil Tohumu, kozmik bir hazine olarak yaratılışın bir faktörünü nihai bir şekilde kontrol etme yeteneğine sahip. Fakat bazı tohumlar var ki, güçleri diğer tohumların çok üzerinde..."
Ashley'in cümlesinin sonunda binlerce tohum birden kaybolmuş ve yerine sadece 10 tane farklı renklerde tohum gelmişti. Aiden kalan tohumlara büyülenmiş gözler ile bakıyordu.
"Bilinen bilgilere göre 13 tohum, diğer Yggdrasil Tohumları arasında en güçlü sayılan tohumlardır." derken ismini söylediği tohum parlamaya başlamıştı.
"Yıldırım."
"Toprak."
"Hava."
"Karanlık."
"Işık."
"Su ve... Ateş." derken sağ elini açarak Ateş Tohumunun gerçekçi bir yansımasını göstermişti.
"Evrenin yedi temel elementinin tohumları, kişiye o elementler ile alakalı nihai güçler verir." Hemen ardından Ned devam etmişti. İlk önce taşlar arasında mor olan parlamıştı.
"Canavar."
Ardından siyah olan;
"Uzay."
Ondan sonra ise yeşil renkte olan parlamıştı.
"Zaman."
Son olarak ise gri renkte olan parlayarak son kristali de anlatmıştı.
"Habis."
Görüntü de 9 kristal olmasına rağmen ilk başta 13 demesine şaşıran Aiden;
"Devamı ?" diye sormuştu. Bunun üzerine Ned elleriyle değişik bir işaret yaparak enerji salınımı yapmış ve siyah renkte ki çağırıcı tohumu parmaklarını ucunda ortaya çıkmıştı.
"Çağırıcı Tohumu."
Hemen ardından Skyler aynı işareti yaparak rengarenk bir tohumu sağ elini üstünde oluşturmuştu.
"Mutlak Tohum."
Skyler'dan sonra tüm gözler ona dönmüştü. Bu yüzden Aiden emin olmasa da Ruh Tohumunun yansımasını çıkarması gerektiğini düşünmüştü. Bu düşünceyle birlikte sağ elinin üstünde yoğun bir Ruh Enerjisi ortaya çıkmış ve kan kırmızı renginde kristalimsi tohum, tüm gücüyle ortaya çıkmıştı.
"Ve Yggdrasil Tohumlarını en güçlü ve gizemli olanı. Ruh Tohumu."
Açıklamalardan sonra herkes şaraplarından birer yudum alırken, görüntü geldiği gibi bozulmuştu.
"Sizler benim tohumu nasıl aldığımı az çok biliyorsunuz. Fakat ben sizinkileri bilmiyorum."
Aiden'in sorusu ile Ned, Ashley'i işaret etmişti.
"İkimiz bu dünyaya gelir gelmez gelişim merkezlerimizin içerisinde tohumların olduğunu keşfettik. Ruh Lordu ile sohbetlerimiz ışığında da Yggdrasil Tohumları olduğunu öğrendik."
Ned'in açıklamasından sonra Skyler konuşmuştu.
"Mutlak Tohum benim Pendragon Klanımın binlerce yıllık hazinelerinden birisiydi. Ne olduğu bilinmese de yaydığı aura ve zengin enerji sayesinde klanımın ölümsüz boyutunda güçlü bir klan ve güçlü yetişimcilere sahip olmasına yaradı. Ben doğduğumda ise Mutlak Tohum, muhafaza edildiği yerden kendi kendine kaçarak benim yanıma gelmiş ve ben daha bebekken benimle birleşmiş. Ek olarak Habis Tohum da Ölümsüz Boyutunda Pendragon Klanının düşmanı Bloodfall Klanında. Henüz bir sahibi var mı emin değilim."
Skyler'in da açıklamalarından sonra elini çenesine koyan Aiden;
"Pekala... Ders için teşekkürler. Şimdi bunca şeyden ne gibi bir sonuç çıkarmalıyım ? Yani bunca konuşmayı sanırım bir yere bağlamayı düşünüyorsunuzdur."
Aiden'in hafif küstah sözlerine hiç bir karşılık vermeyen üçlüden Skyler donuk bakışlar ile Aiden'e bakmıştı.
"Artık tehlikeli zamanlardayız. Siz üçünüzün başka gezegenden geldiğine ve yetişim ile alakalı şeylerin sizlerin okuduğu hikayelerde olduğuna inanmak güç olsa da bu durum içinde olduğumuz tehlikenin gerçekliğini değiştirmiyor. Yggdrasil Tohumlarının varlığı hiç ulaşamadığı bir hızla tüm yetişimci boyutlarına yayılıyor. Tohumların saf güçleri o kadar yüksek ki, tohumları duyan her bir yetişimci onlara sahip olmak isteyecek ve bunun için gerekirse alemleri bile yok edeceklerdir. İlk başta çok sorun olmasa da iş zaman geçtikçe en güçlü tohumların sahiplerinin de başını derde sokacak derecede büyüyecek ve eğer birlik olup bir an önce güçlenmezsek, bu felaketten en güçlü Yggdrasil Tohumunun sahibi bile kurtulamayacağını düşünüyorum."
Bilinen Gelişim Alemleri;
Temel Kurma Alemi -> Genişleme Alemi -> Yükselme Alemi -> Enerji Alemi -> Enerji Çekirdek Alemi -> Dünya Çarkları Alemi -> Kadim Dünya Alemi -> Yeraltı Ölümsüzü Alemi -> Gökyüzü Ölümsüzü Alemi
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..