İki grup teknik salonunun önünde şiddetli auralar saçmaya başlarken, en önde duran vampir Aiden'e doğru yaklaşmıştı.
"Benim adım Zane Parker. Tüm tarikat seni konuşuyor kurt çocuk. Özellikle de sözde vampirlere verdiğin ufak ayar herkesin dilinde. Bugün buraya bu efsanevi çocuğun benim türüme verdiği ayarı görmeye geldim. Özellikle de bizden sorumlu olan kişiye karşı yaptığın ısırıktan sonra sanırım bunu biraz hak ediyorum."
Zane adında ki çocuğun Temel Kurma Aleminde 7. seviyesinde ki aurasını hisseden Aiden, tedbiri elden bırakmak istemiyordu. Ayrıca hem vampir olması hem de Hava Elementinin yoğun aurasını ondan hissetmesi de işleri zora sokuyordu. Yine de bu kıdemlilik olayından anlayamadığı kısımlar yok değildi.
"Geçen ısırdığım vampirin Temel Kurma Alemi 4. seviyede bir gücü vardı. Üstelik kendini tüm tarikatta ki vampirlerin kralı falan ilan etmişti. Sen açıkça ondan daha güçlü olmana rağmen bu kıdemlilik olayı nasıl işliyor ? Ondan güçlü olduğun halde ona biat etmek zorunluluğun felan mı var ?"
Aiden'in söylediklerini duyan Zane'in gözünde bir küçümseme belirmişti. Gözleri bir Aiden'e bir de kalabalık yüzünden toplanmaya başlayan öğrencilere kayan Zane, umursamaz bir ifadeyle Aidene geri odaklanmıştı.
"Aklının almadığı şeylere burnunu sokma köpekçik. Kökenlerimizin işlerine akıl sır ermez. Böyle bir emir verdiklerine göre vardır bir hikmeti. Şimdi senin olayına geri dönelim. Maalesef ki kıdemlime söylediğin ve yaptığın şeyler yüzünden sana ufak bir ceza kesmek zorundayım."
Zane'in kendine has bir üslup ile söylediği şeylerden sonra gülmeye başlayan Aiden, "Hayırdır lan ? Siz tüm vampirler kendinizi tarikatın ceza kesici infaz memurları falan mı zannettiniz ? Önüne gelen bana bir ceza kesmeye çalışıyor. Hatırlatırım önce ki girişimleriniz pek bir işe yaramamıştı." derken William ve Billiam ikilisini gözleri ile işaret etmişti.
Bu durumla vampir grubu dahil etrafa toplanmaya başlayan tüm öğrenciler, acınası gözler ile iki kardeşe bakmış ve onları resmen bakışları ile küçümsemişlerdi. Bu durum en çok Zane'i rahatsız etmişti.
"O iki salağın başarısızlığının cezası olacak elbet. Ama ilk önce sen varsın köpek dostum."
Zane sözlerinden sonra vampir güçlerini aktif etmişti. Tüm gözü siyah bir renge bürünürken, göz altlarında kılcal damarlar çıkmış ve keskin vampir dişleri ağzında belirmişti. Vücudundan yayılan kaotik hava akımları, Aiden'e bu işin ciddi olduğunu gösteriyordu.
Dışarıdan rahat gibi görünse de içeriden oldukça sıkıntıda olduğunu bilen Aiden, bir çözüm yolu düşünmüştü. Bu sırada tam Zane saldıracakken, Aiden küçümseyici dolu bir bakış atmıştı.
"Siz vampirlerde amma korkak çıktınız. Hem kendinizden daha güçsüz bir yetişimciye saldırıyorsunuz hem de görmemiş gibi bu olaya 20 kişi getiriyorsunuz." derken ilk gruba sonra da Zane'e odaklanmıştı.
"Yoksa olur da William ve Billiam gerzeklerinin durumuna düşersin diye mi bunca vampiri buraya sürekledin ?"
Aiden'in sözleri ile daha da kışkırtılan vampir grubu, etrafta ki öğrencilerin de Aiden'i destekleyen sesler çıkarması ile hepten kudurmuşlardı. Aiden vampirlerin yanan öfkesini gördüğünde ateşle mi oynadığını yoksa doğru yolda olduğundan emin değildi. Fakat şu durumda kafasında ki plandan başka çıkar yolu yoktu. Arkasında ki Kurt Sürüsü ile birlikte karşısında ki 20 vampiri imkanı yok yenemezdi.
Vampirler öfkenin getirdiği düşüncesizlik ile Aiden'in üzerine atlayacaklarken, Zane elini kaldırarak hepsini durdurmuş ve Aiden'e doğru bakarak gülümsemişti.
"İstediğin gibi olsun."
Sözlerini bitirdikten sonra sağ elinden çıkan muazzam bir hava akımı, doğrudan Aiden'e doğru ilerlemişti. Direk element ile saldıracağını zaten tahmin eden Aiden ise vücudundan Karanlık Elementini ve Ruh Enerjisini aynı anda çıkarmış ve kollarını çapraz bir şekilde önünde tutarak hava akımını karşılamıştı.
Aiden'den yayılan ruh ve karanlık enerjilerin gücü Temel Kurma Alemi 3. seviyesiyle alakası bile olmasa da Zane'nin 7. seviye gücü karşısında zayıf kalıyorlardı. Yine de hava akımı karşısında bozulmadan durabilmesi bile etrafta ki izleyenler için oldukça kayda değer bir şeydi.
Hava akımının baskı yapması karşısında adım adım geri çekilmeye zorlanan Aiden'i gören Zane ise kaşlarını çatarak kendisinden dört seviye zayıf bu çocuğun neden hala daha uçmadığını düşünmüştü. Zihninde gerçekten de söylentilerde ki kadar gücü varmış diye düşünürken, gözleri William ve Billiam'da ki hasara gitmişti.
"Anlaşılan onu küçümseyemem."
Düşüncelerinden sonra sol elini de kaldırarak sağ eliyle birleştirmiş ve şiddetli bir hava akımını daha Aiden'e göndermiş ve hava akımının çıkış çizgisini küçülterek daha şiddetli bir hava akıntısı oluşturmuştu.
Bu durumla Aiden dengesini zar zor korumaya başladığında oda hava akımının daha küçük bir çizgide geldiğini fark etmişti. Fakat bunu fark etmesi durumu çevirmesine yetmiyordu.
"Büyücülük kısmında onunla bu halimle yarışamam. Belki onu fiziksel mücadeleye zorlayabilirsem bir şansım olabilir."
Bir süre daha sürüklenme işlemi devam ettikten sonra Aiden vücudundan çıkardığı şiddetli karanlık enerji ile üzerine gelen hava akımının yönünü birkaç saniyeliğine değiştirebilmişti.
Hava akımının yönünün değiştiğini fark eden Zane, daha şaşıramadan Aiden'in boşta kaldığını ve adımını atmasıyla hemen önüne geldiğini fark etmişti.
"Demek fiziksel mücadele istiyorsun!"
O anda gaza gelen Zane'de yakın mücadele için forma girerken, Aiden'in kan kırmızı enerji ile parlayan yumruğunu tam yanağına yemişti. Yumruğu yemesiyle beş metre sola uçan Zane'in yanağında Aiden'in yumruğunun izi çıkmıştı. Resmen yanağı içine göçmüş gibiydi.
Fakat bu durum Zane'i durdurmak yerine daha da heyecanlandırmıştı. Ağzından gelen kanı silerken "İşte ruh diye buna derim. Gel bakalım!" diyerek Aiden'i beklemeden saldırıya geçmişti.
Sağ yumruğunu Aiden'e savurduğunda, Aiden yumruktan kaçınarak Zane'in yumruğunu tutmuştu. Zane ise hemen tepki vererek sol yumruğu ile saldırıya geçse de Aiden o yumruğu da tutarak Zane'in iki kolunu da yana doğru açtırmıştı. Bu sırada herkes karşılaşmayı inceliyordu.
"Zane büyücülükte Aiden'i ezebilir ama fiziksel olarak kesinlikle Aiden'in eşiti değil. Arada ki dört seviye farkına rağmen Aiden fiziksel güç ile farkı kapatabiliyor."
"Fakat işin sıkıntısı gelişim merkezlerinin büyüklükleri. Zane kesinlikle daha üst bir yetişimde olduğu için savaşta daha fazla dayanabilecektir. Kısaca bu eşitlik uzun süre gitmeyecek."
Aiden'in ruhsal yetişim merkezinin bu seviyede bile Zane'den büyük olmadığını bilmedikleri için kendilerince yorum yapıyorlardı. Özünde Aiden bu tip bir savaşa Zane'den daha fazla dayanabilirdi.
Bu sırada ikilinin kavgası doruk noktasına ulaşmıştı. O anda Aiden'in ellerinden yayılan yoğun karanlık elementi, Zane'in kollarına geçerek adamın kollarını resmen çürütmeye ve yıpratmaya başlamıştı. Sadece saniyeler içerisinde Zane'in kolunun bir kısmı çürümüştü. Bu durumu gören Zane'in gözleri küçülürken, ellerinden saldığı şiddetli hava elementi ile Aiden'in geri savurmuş ve kurtulmuştu. O anda hava akımından dolayı sersemleyen Aiden'e bakan Zane öfkeyle Aiden'in boğazına saldırmış ve vampir dişlerini saplayarak Aiden'in kanını içmişti.
Aiden'in kanı Zane'e geçerken, Aiden'in kanında bulunan ruhsal enerji de Zane geçmiş ve Zane'in vücudunun birden kan kırmızı enerji ile parlamasını ve aşırı bir şekilde güçlendirmesi ile sonuçlanmıştı.
Zane bile buna şaşırarak dikkati dağılmışken, Aiden, Zane'in saçlarından tutarak dişleri boğazından çıkarmış ve hızla reaksiyon verip kafa atarak Zane'in sersemlemesine sebebiyet vermişti.
Zane sersemler sersemlemez kurt dişlerini ortaya çıkararak Karanlık Zehir ile kaplı dişlerini Zane'in boğazına geçirmişti. Dişlerin ve zehrin boğaza geçmesi ile kendine gelen Zane, öfkeyle bir kez daha tüm vücudundan hava akımı çıkarmış ve Aiden'i 5 metre uçurmuştu.
O anda ikili ayrılmışken, Zane bir Aiden'in vücudunda ki kan kırmızı enerjiye bir de Aiden'in kanını içerek elde ettiği kendi vücudunda yayılan kan kırmızı enerjiye ve kuvvete bakıyordu.
"Bu oldukça ilginç... Bu kan kırmızı enerji oldukça güçlü gözüküyor. Belki de fiziksel kuvvetinin sırrı buradadır." derken elleri bir hafif çürüyen ellerine bir de boğazında ki zehir ile kaplı iki deliğe gitmişti.
"Neyse ki yetişimin benden düşük. Yoksa bu zehir sıkıntı çıkarabilirdi."
Kendi ruhsal enerjisinin Zane'in vücudunda gören Aiden ise hepten öfkelenerek birden dikkati dağılmış olan Zane'in üzerine zıplamıştı. Zane bile böyle bir şeyi beklemiyorken, Aiden ilk önce Zane'in sırtına vurarak onu diz çöktürmüş, ardında da kafasına vurarak dengesini bozmuştu.
Öfkesinin getirdiği iradeyle tüm vücudunda şelaleler gibi ruhsal enerji akıyordu. Fiziksel gücü neredeyse tavan yaparken, Zane'i tek eliyle kaldırarak ters takla attırmış ve sırt üstü yere çakılmasına sebebiyet vermişti.
İçtiği kan yüzünden hiç olmadığı kadar güçlenen Zane bile karşısında ki kan kırmızı gözlü çocuğa fiziksel gücünün yetmediğini bir kez daha anlamıştı. Sırt üstü bir şekilde Aiden'e bakarken, Aiden'in kan kırmızı yüklü avucunun sağ kolunun çürüyen kısmına indiğini fark etmişti.
Farkındalığın getirdiği acele ile sağ elini kaldırmış ve bir tekniğin ismini fısıldamıştı.
[Keskin Spiral Dalga]
Aiden tam yumruğunu Zane'in sağ koluna indirdiğinde sağ koldan çıkan keskin bir hava spirali, Aiden'in tam yüzüne vurmuştu. Zane darbenin etkisiyle zemine daha da gömülürken, Aiden ise 15 metre havalanmış ve patates çuvalı gibi zemine çakılmıştı.
İkisi ayrıldığında ortamda bir sessizlik oluşmuştu. İkisinden de ses çıkmıyorken, ilk kalkan Zane'di. Darbenin etkisiyle zaten çürüyen sağ kol hepten paramparça olmuş ve kanlı damarlar bile dışarıya çıkmıştı. Sağ kolunun yer çekiminin etkisi ile gelişi güzel sallanması, izleyenlere sağlam bir iyileştirme olmadan daha fazla sağ kolunu kullanamayacağını söylüyordu. Buna rağmen en ufak bir acı gösterisi olmadan Aiden'e bakıyordu.
Zane'in ardından Aiden'de ayağa kalkmıştı. Zane'in saldırısı onun tam yüzünden vurmuştu. Bu sayede Keskinlik taşıyan hava spirali, sol kaşının üstünden başlayarak kaşların ortasına oradan da çapraz bir şekilde aşağıya inerek burnunun yanına varan derin bir çizik oluşturmuştu.
Yara hala daha taze olduğu için kan aksa da Ruhsal enerji yaranın üstünü kapatarak stabilize etmişti. Her ikisi de birbirine öfkeyle bakarak bir daha saldırıya geçeceklerken, ortamda patlayan şiddetli bir aurayla ikisi de hareket edememişti.
"Teknik salonunu önünde savaşmak yasaktır! Şimdi derhal defolun ve işlerinizi Dış Sahanın Mücadele Arenasında halledin!"
Gelen kişi Aiden'in kitaplarını aldığı kıdemliden başkası değildi. Normalde istese karışmayabilirdi. Fakat Aiden gibi birisinin bu kadar erken solup gitmesini istememiş ve işler daha da kötüye gitmeden olayları durdurmuştu.
O anda birbirlerine bakan ikiliden Aiden öne çıkmıştı.
"Ceza mı kesmek istiyorsun! Öyle olsun. 1 ay! Eğer cesaretin varsa bir ay sonra bana ceza kesmek için Mücadele Arenasına gelirsin."
Aiden'in önerisinden sonra gözlerini kısan Zane;
"Ölümüne olacak Aiden... Buna hazırlansan iyi edersin."
Anlaşma sağlandıktan sonra arkasında ki vampirlere işaret ederek ortamdan hiç bir şey demeden ayrılan Zane'in ardından Aiden'de sürüsünü geri göndererek ortamı terk etmiş ve ölümsüz mağarasına dönmüştü.
Mağaraya döndükten sonra aynada yavaş yavaş iyileşen yarasına bakan Aiden, ruhsal enerjiyi bozarak iyileştirmeyi durdurmuş ve kan kırmızı gözleri ile yaraya bakarak teknik salonun da ki kıdemlinin sözlerini hatırlamıştı.
"Yeni aldığın kitaplara sahip çık ve vampirlere karşı da... Eh, acımasız olmanı tavsiye ederim genç yetişimci."
Bu anıdan sonra yumruklarını sıkan Aiden;
"Bir ay... Bir ay sonra dış saha bana karşı gelen en ufak bir vampir kalmadığından emin olacağım!"
Aiden'in iradesi tüm zihnini ele geçirmişken, sağ elinde ki Eternal Mührünün sonsuzluk işaretinin kan kırmızı bir formda parladığını fark etmemişti.
"Bu konuda için sana yardımcı olabilirim... Patron."
Bilinen Gelişim Alemleri;
Temel Kurma Alemi -> Genişleme Alemi -> Yükselme Alemi -> Enerji Alemi -> Enerji Çekirdek Alemi -> Dünya Çarkları Alemi -> Kadim Dünya Alemi -> Yeraltı Ölümsüzü Alemi -> Gökyüzü Ölümsüzü Alemi
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..