BÖLÜM 28(PART 2) (+16)
Gulp!
Gulp!Gulp!
Gulp!Gulp!Gulp!
‘’Öğretmenim, sana bir şey sormam lazım.’’
‘’N-nedir?’’
Sonunda onu rahat bırakınca Shizukuda ağır ağır konuşmaya başlayabildi. İstapha da yatağa oturarak sorusuna devam etti.
‘’Aramızdaki ilişki nedir?’’
‘’Ne demek istiyorsun?’’
Bu soru Shizukuyu çok şaşırtmıştı, İstaphanın ne demek istediğini çözemedi.
‘’Aramızdaki ilişki nedir diye sordum.’’
‘’Öğretmen-öğrenci.’’
‘’Gerçekten, sadece biraz gaza geldin diye öğrencinle yatacak mısın?’’
Shizuku o anda ne demek istediğinin farkına vardı. Bir öğretmen ve öğrencinin birlikte olması büyük bir tabuydu, mesela bir erkek öğretmen kız öğrencisiyle ilişki yaşar ve evlenmezse öldürülürdü. Zaten evliyse öldürülürdü. Yani öldürülürdü. Kadın bir öğretmense eğer evliyken bir öğrenciyle ilişki yaşarsa cezasına kocası karar verirdi, ölmesine ya da başka cezaya. Eğer evli değilse, öğrencisiyle evlenmek zorunda kalırdı, tabii ki görevden uzaklaştırılırdı ve öğrenci mezun olana kadar beklemeliydi. Kadınlar için cezalar daha hafif görünse de sonuçta söz hakkının başkasında olması bile yeterli bir cezaydı.
‘’B-ben ne yapmalıyım, yapmamam gerek ama, durmak da istemiyorum.’’
Shizuku İstaphaya karşı romantik hisler beslemiyordu, bir kadının his beslemediği bir adamla birlikte olması onursuzca bir hareketti, üstelikte kendi öğrencisi, hele bir de normal bir öğretmen değil, bir Ulu olduğu düşünülünce, onunla birlikte olması çok yanlıştı.
İstapha bir anlığına şehvete kapılıp gitmişti, ancak bir anda zorla kendine geldi, bu onursuzca hareket ona ağır gelmişti, nasıl bir anlığına şehvetten gözü döndüğünü anlamamıştı ancak hiçbir his beslemediği bir kadınla birlikte olamazdı, onu yargıladığından falan değil, kurallar da umurunda değildi ancak birbirlerine karşı bir şeyler hissetmeleri gerekirdi, yoksa hayvanlardan ne farkları kalırdı?
‘’Üzgünüm ama bu yanlış, belki zamanla birbirimize ısınıp bir şeyler yapabiliriz ancak şu anda birlikte olmamız hiç doğru bir şey değil. Bu yüzden burada kesmemiz gerek, ayrıca biraz daha ilerlersek kendimi artık tutamayacakmış gibi hissediyorum, geri dönüşü olmayan şeyler yapabiliriz. Bu yüzden hemen bırakıp gidelim, üstelik senin de sınavla ilgilenmen gerek değil mi? Bu yüzden hadi gidelim.’’
Ardından kalkıp fırsat vermeden, hızla üstünü giyindi. Kapıya doğru yöneldi, Shizukuya dönüp sordu.
‘’Gelmiyor musun?’’
Shizuku duydukları yüzünden şaşkına dönse de biraz düşününce İstaphanın haklı olduğunu fark etti, hem bu yaptıkları çok yanlıştı, üstelik aşık olmadığı birisi için neden bu kadar büyük tabuları yıkmak istiyordu ki? Yapmamalıydı, ayrıca ya o burada eğlenirken öğrencilerden birisine bir şey olursa, vicdan azabından bir daha uyku uyuyabilir miydi? Tabii ki hayır, bu yüzden o da çabucak üstünü giydi.
‘’Peki ne yapacaksın şimdi, diğerlerinden daha dezavantajlısın. Uzun bir süre kaybettin.’’
‘’Merak etme, sadece 1 saat bile olsa hepsini yetişebilirim. Sana bir soru sormama izin ver.’’
‘’Tabii ki.’’
‘’Bu yarışma her sene yapılır mı böyle?’’
‘’Canavar yarışması yapılıyor, ne kadar çekirdek topladığına bağlı olarak ödüllendiriliyorsun ancak öğrenciler arası yarışma ilk defa yapılıyor, bu yüzden ödülleri farklı olacaktır. Ödüle gelince ne olduğuna müdür yardımcısı karar verir. Çoktan yaşlanmış bir kadın, yüzünde kırışıklıklar var ama hala işine 4 elle sarılıyor, pehh, sırf bu yüzden kocası bile ondan ayrılmış- ah pardon konu bu değildi. Neyse kısacası çok dikkatli olman gerek, canın tehlikeye girmemesinin sebebi öğrencilerin canavarlardan kaçabilmesi ancak sen hiçbir teknik kullanamıyorsun değil mi? Ayrıca vücudundan da hiçbir güç sezemiyorum, tekniğinle ilgili şeyleri duydum ancak yine de bu iş hoşuma gitmiyor, al bakalım bunu.’’
Bunu söylerken İstaphaya doğru bir tılsım uzattı.
‘’Nedir bu?’’
‘’Çağırma tılsımı, bana bağlı, eğer başın belaya girerse bunu parçalaman yeterli, hemen yanında olacağım.’’
‘’Bundan diğer öğrencilerde de var mı?’’
‘’Eğer olsaydı sana da verirdik değil mi?’’
Shizuku sinirli bir şekilde ona baktı.
‘’İşte bundan bahsediyorum, öğrencilerine karşı adil olman gerek değil mi? Bunu bana verirken öğrenci kayırmış olmuyor musun?’’
‘’Ne alakası var be?’’
‘’Ne demek ne alakası var? Diğer öğrencilerin sahip olduğu bir ayrıcalığa sahip olmam adaletsizliktir. Sen ise adaletsizlikleri yok etmelisin.’’
‘’Ama diğerlerinin sahip olmadığı bir zayıflığında var değil mi? O da adaletsizlik değil mi?’’
‘’Buraya isteğimle geldim bu yüzden bu konuda sızlanamam, lütfen al bunu.’’
Aslında İstaphanın bunu geri vermek isteme sebebi, yanlışlıkla dövüşürken filan yırtılacağından korkmasıydı, ya öyle bir şey olur da geldiğini fark edemeseydi. Shizuku da onun gücünü görseydi, durumu ona nasıl açıklardı, ajan filan olduğundan şüphelenmez miydi?
Bang!
Tam bu sırada Shizuku hep yanında taşıdığı sopasını İstaphanın kafasına sertçe vurdu, gücünü tahmin edemese de az önce kendine yaptıklarından dolayı normal öğrencilerin çok ötesinde bir gücü olduğunu zaten biliyordu. Bu yüzden kendini tutarken aşırı cömert davranmadı, sadece %95 civarı.
‘’Neden kafama vurdun?’’
Elbette canı acımamıştı ancak vuruş yüzünden ayakları 5 santim toprağa girmişti, normal bir öğrenci ya ağır yaralanır ya da ölürdü.
‘’Gerizekalı, kendini bir öğretmenler tartışabilecek bir konumda mı görüyorsun he? Sana rica değil, EMREDİYORUM! Al şu soktuğumun tılsımını, dediklerimden de çıkma, beyinsizi.’’
Bağırıp çağırırken küfürler ediyor ve emirler yağdırıyordu, tamamen eski Shizukuya dönmüştü. Bu İstaphayı mutlu etti, onu değiştirmekten korkmuştu.
‘’Ayrıca, sen,sen,sen bana neler yaptı, ağzıma neler yaptın? Seni öldürmeden ölmene izin veremem, hele bir reşit ol geberteceğim seni. O-o zamana kadar sakın ölme, öylece ölmene nasıl izin verebilirim ki salak daha işimizi bitirmedik bile.’’
Son cümleyi o kadar sessiz söylemişti ki İstapha hiçbir şey anlamamıştı, ancak yine de Shizukunun değişmesine dair düşünceleri değişmişti. Galiba biraz da olsa bu kadını değiştirmiş olabilirdi.
‘’Şimdi kaybol velet, unutma her sene en azından 4-5 çekirdek almayanlar listeye giremez, il 3 için ise nereden baksan 20 tane toplaman gerek, rekor ise 23 sen önce kırılan rekor,36 tane. Yani epey topla öyle gel, şimdi gözüm görmesin seni.’’
İstahanın kıçına sertçe bir tekme atıp hıza uzaklaştı, İstapha ise değişmekle ilgili düşüncelerini tekrardan geri aldı, ancak aklı hala şehvetle ilgili kısımdaydı, neden sadece zevk yüzünden kontrolünü kaybetmişti ki? Hatta bir anlığına ruhunun emildiğini hissetmişti. Ancak her zamanki gibi fazla düşünmenin bir şey kazandırmayacağını bildiğinden üstüne çok düşmemişti, tılsımı da yanına alıp öğrencilere doğru gitmeye başladı. 5 dakika sonra öğrenci değil ancak bir canavara denk gelmişti.
Sarı Boynuzlu Dev Öküz
Henüz İlk Alemin 7. Seviyesinde olan bu canavar çok güçlü sayılmazdı, İstaphaya göre olay şuydu.
Hmph, sen daha kazandığım turnuvayı bile kazanamazsın.
Dev Öküz tank gibi savunmasıyla ün salmıştı, son derece yavaş olan bu 2 metre yüksekliğindeki öküzün savunmasını 2.Alemdeki birisi bile eğer daha yeni girmişse zorlukla kırabilirdi. İsstapha izleniyor olma ihtimaline karşı fazla güç kullanmak istemiyordu, ağır ağır Öküze yaklaştı.
DEVAMI GELECEK. ABONE OLMAYI VE YORUM YAZMAYI UNUTMAYIN
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..