"Xiao Hui!"
Ling Chen hızlıca yanına doğru yüzen Xiao Hui'ye bakıp yüzündeki su damlalarını sildi ve aniden kalbinde çok yabancı, karışık ve açıklaması zor bir şey hissetti. Daha sadece 22 yaşında olmasına rağmen hayatındaki yıpratıcı fırtınalar cidden çok fazlaydı. Sıradan insanların hayal edemeyeceği kadar. Bu yıllarda tek başına yüzleştiği, tek başına katlandığı, göğüs gerdiği sayısız ölüm kalım durumu, sayısız zor durum... Gerçek dünyada ya da oyun dünyasında olması fark etmeden. Şu anda bu umutsuz durumun içinde bu ufak yaratık onu takip etmeye başlamış, onu takip ederek aşağı atlamış ve yanına yüzmüştü. Hiç eşlikçisi olmayan o, Xiao Hui'nin yüzerek yaklaşmasını izlerken aniden daha fazla yalnız olmadığını, bu umutsuz durum içinde güvenebileceği bir şey olduğuna dair bir hisse kapıldı... Ve bu his oldukça güzel görünüyordu.
Cik~~~
Şiddetli bir tehlike hissi tepesinden yaklaşmıştı. Kanyona düşmüş olabilirdi ama Zefir kuşu aşağı dalıp sanki ölmediğini biliyormuş gibi onu takip etmişti. Direkt ona doğru şiddetli bir rüzgâr taşıyarak saldırmış ve gözle kaş arasında kafasının üstüne varmıştı.
Suyun içindeyken vücudunun hareket kabiliyeti karadakine kıyasla oldukça düşüktü. Devasa kuşun vücudu giderek gözlerinde büyüdü. Düşünmek için zamanı yoktu ve en yüksek hızını kullanarak elindeki Kutsal Su Pulu'nu yukarı kaldırdı...
Bam!
Zefir Kuşu'nun saldırısı bir kere daha Kutsal Su Pulu'na takılmıştı. Çarpışma sesiyle birlikte vücudu daha önceki gibi oldukça uzağa doğru sekti. Ling Chen'in vücudu da çarpışmanın gücüyle suyun altına itildi.
-43, -43, -43…
Ling Chen'in vücudu suya batmış, her saniye kafasının üzerinde süzülen kırmızı bir sayı vardı. Batışını takip ederek Xiao Hui de su altına dalmıştı. Güzel bir su izi çizdikten sonra çoktan Ling Chen'in bedenine doğru ilerlemiş, ufak, küçük vücudunu kullanarak alttan Ling Chen'in batışını engellemek ister gibi altından desteklemişti.
Ling Chen dişlerini sıkıp yukarı baktı. Berrak suyun içinden tepesindeki durumu açık bir şekilde görebiliyordu. Zefir Kuşu'nun havada daireler çizdiğini ama aşağıya saldırmadığını gördü.
İşte bu, Zefir Kuşu'nun zayıflıklarından biri yüzememesiydi! Bunun diğer bir anlamı eğer suyun altına dalarsam, bana saldırmayacak!
Bunu düşündüğünde ruhu kıpırdanmış, hafif bir umut ışığı görmüştü... Tabii ki, bu kesinlikle Zefir Kuşu'nu yenebilme umudu değil, pençelerinden kaçabilme umuduydu. Öldüğü takdirde seviyesi direkt olarak sıfıra düşecekti. Zefir Kuşu'nu yenemese bile, pençeleri altında ölmesine kesinlikle izin vermeyecekti.
K.N: Savaş Tanrısı büyük ihtimalle bu yolu planlamış. Diğer türlü imkansız olurdu.
Vücudu dengesini suyun içinde zar zor kazanmıştı. Silahlarını ortadan kaldırıp, iki eliyle suyu itiyor ve suyun akış yönünü izleyerek yüzüyordu. Aynı zamanda sessizce azalan can barına bakıyordu.
Oyuncuların destek yeteneklerinden biri "Yüzmek" idi. Yüzmeyi öğrendikten sonra belli bir dereceye kadar su içinde hareket kabiliyeti kazanabiliyorlardı. Seviyesi yükseldikçe, su içindeki hareket özgürlüğü de artıyordu. Aynı zamnada su altındayken değişik türde yenilenme iksirleri kullanabiliyorlardı. Fakat bu yeteneğe sahip değilse, uzuvlarını kullanarak su altında hareket edebilse bile vücudu tamamen su altındayken her beş saniyede bir can düşmeye devam ediyordu. Sığ sularda can her saniyede %10 düşüyordu. Derinlere gittikçe can kaybı da artıyordu. Dahası yüzme yeteneği olmadan su altında kullanılan herhangi bir yenilenme iksiri etkisiz oluyordu!
Şu anda Ling Chen'in canı saniyede %10'luk bir hızla düşüyordu. 15 saniyelik bir süre içerisinde kesin bir şekilde ölecekti... Buna göre Ling Chen su altında en fazla 14 saniye kalabilir, sonrasında can yenilemek ve nefes almak için kafasını sudan çıkarması gerekecekti.
Kanyon suyunun akışı hızlı değildi. Ling Chen azalan canına dikkat ederken bir yandan da kafasını çeviriyor ve Zefir Kuşu'nun havadaki pozisyonunu kontrol ediyordu. Su altındayken su üstündeki her şeyi net bir şekilde görebiliyordu ama havadan suyun derinliklerindeki herhangi bir şeyi görmek zordu. Yani su altında akışı takip ediyor olsa bile Zefir Kuşu hâlâ aynı noktada daireler çiziyordu. Ling Chen birkaç saniye sonra su akışının onu Zefir Kuşu'nun fark edebileceği mesafeden uzaklaştırması için sessizce dua ediyordu. Ve nefes aldıktan sonra suyu izleyerek daha uzağa yüzebilecek ve Zefir Kuşu'nun onu tekrar bulması zor olacaktı.
10 saniye... 11 saniye... 12 saniye...
Ling Chen aniden nefesini tuttu. Vücudu yukarı ulaşmak için elinden gelenin en iyisi yapıyordu ve sıçrayan su sesiyle sonunda sudan dışarı çıktı. Uzun bir nefes alırken aynı zamanda hızlıca canı maksimum seviyeye çıkaran sarı bir iksir içmeyi unutmadı. Su altına tekrar dalmadan önce kafasını kaldırıp Zefir Kuşu'nun olduğu yöne baktı ve Zefir Kuşu'nun o tarafa doğru uçtuğunu fark etti. Aslında hâlâ Zefir Kuşu'nun tepki alanından kaçabilmiş değildi!
Ling Chen'in vücudu suya yıldırım gibi daldı. Kafasının üzerinde Zefir Kuşu'nun devasa gölgesi su yüzeyine dokundu ve su yüzeyine yakın kalıp ters bir parabol çizerek tekrar havaya yükseldi.
Suya girmeye isteksizdi. Suyun altındaki Ling Chen sessizce düşünüyordu ama aniden gözleri kısılıp vücudunu hızlı bir şekilde daha derinlere inmek için zorladı... Çünkü suyun içinden Zefir Kuşu'nun vücudunun suya dönük olduğunu ve kanatlarını hızla çırptığını görmüştü.
Huu…
Vahşi bir rüzgâr fırtınası olmuş ve kükreyerek az önce Ling Chen'in belirdiği noktaya doğru ilerliyordu... Zefir Kuşu'nun alan etkili saldırısı - Soğuk Rüzgâr Dişi!
Normal şartlar altında Soğuk Rüzgâr Dişi anında önündeki 20 metrelik alanı ve yanlara doğru 10 metrelik alanı kaplayabiliyordu. Fakat rüzgâr fırtınası su yüzeyine çarptıktan sonra Ling Chen gizlice bir rahatlama nefesi verdi. Çünkü su altında iki metre derine işledikten sonra tamamen dağılmaya başlayıp su içinde tamamen kaybolmuştu.
Diğer bir deyişle, suyun iki metre altında olduğu sürece Soğuk Rüzgâr Dişi ona zarar veremezdi.
Fakat durum bu olsa bile... bir düzine saniye boyunca suyun akış yönünü takip etmişti ve yine de Zefir Kuşu tarafından anında fark edilebilmişti. Zefir Kuşu'nun gözünden nasıl kaçabilirdi?
Görünüşe bakılırsa sadece suyun akışını izleyecek ve şelale ya da o tarz bir şans için bakınacağım.
Kafasında bu düşünce belirdiğinde nefesini tuttu ve vücuduyla suyun akış yönünü izlemeye devam etti.
Eğer başka biri olsaydı, sonuç almanın imkânsız olduğu böyle bir durum altında çoğu insan daha dazla zaman harcamaz ve bu işkencenin altında direkt olarak vaz geçmeyi seçerdi. Fakat Ling Chen... Bu hayatta tecrübe ettiği ölüm kalım durumları çok fazlaydı ve azrail elini ona doğru sayısız kere uzatmıştı. Fakat sonuçta azraili yenmişti... Gerçekten ölmek istemediği takdirde, neyle yüzleşirse yüzleşsin, ne tarz bir durum içine düşerse düşsün asla vazgeçmezdi. Savaşacak gücü kalmayana kadar mücadele etmek için tüm gücünü kullanırdı. Tıpkı daha önceleri inandığı gibi... Hayatında asla "vazgeçmek" kelimesi olmamıştı! Öncesinde yoktu ve özellikle sonrasında da olmayacaktı!
13 saniye sonrasında bir kere daha nefes almak için su yüzeyine çıktı. Canı tam maksimum seviyeye çıktığı anda tehlike bir kere daha yaklaşıyordu. 100 ya da daha fazla metre arkasında bıraktığı Zefir Kuşu öncesinde olduğu gibi kanatlarını açtı ve ona doğru uçtu. Devasa kanatlarını çırpmasıyla 100 metrelik mesafe göz açıp kapayıncaya kadar kapanmıştı. Ling Chen sessizce iç çekerek derin bir nefes aldı ve ardından suya dalarak Zefir Kuşu'nu tekrar seçeneksiz bırakmıştı.
Dağlarda akan bu nehrin uzunluğu ve nereye doğru aktığı belirsizdi... Ling Chen onuncu kere nefes almak için su yüzüne çıktığında bu yerin hâlâ Savaş Tanrısı'nın sınav alanına dâhil olup olmadığını ya da diğer yaratıklar ya da tehlikelerin önünde belirip belirmeyeceğini bilmiyordu. Fakat hayatta kalabilmek için sadece suyun aşağı doğru olan akışını takip edip, tekrar tekrar çaresizce aynı hareketleri yaparak daha da uzağa doğru suyun akışını izliyordu...
Fakat çevresindeki manzara hiç değişmiyor gibi duruyordu. Zefir Kuşu da hedefini hiç kaybetmiyordu.
Yirminci kere nefes almak için su yüzeyine çıkan Ling Chen'e saldırmış ve ıskalamış, Zefir Kuşu sonunda öfkeden patlamıştı.
Cik~~~~
Bu ötüş daha öncekilerden daha uzun ve daha güçlüydü. Suyun altında olan Ling Chen kafasını kaldırıp gökyüzüne doğru baktı. Zefir Kuşu'nun vücudunun koyu yeşil bir ışıkla kaplandığını, belli bir halka yörüngesini takiben hızlıca daireler çizdiğini ve giderek daha da hızlandığını gördü... Sonunda, ortaya sanki havada sayısız Zefir Kuşu'nun olduğu koyu yeşil renkli bir halka çıkarmıştı.
Huu…
Aşırı şiddetli bir rüzgâr ortaya çıktı. Rüzgâr havaya yükseldi ve ardından suya ulaştı ve sonrasında su altında olan Ling Chen'e... Tüm varlıklar rüzgâra doğru sürüklendi.
Siktir!
Öfkeli Rüzgâr... Ling Chen'in zihninde iki kelime belirdi.
Ling Chen içten içe şok olmuştu. Sert rüzgârın getirdiği akım basitçe karşı koyamayacağı bir şeydi. Dönen sert rüzgâr tarafından azar azar havaya yükselen büyük miktardaki nehir suyunu takip ederek suyun dışına çıkarıldı. Vücudu baş döndürücü bir dönüşle fırtınanın merkezine doğru sürükleniyordu. Rüzgâr fırtınası durduğu sırada çoktan oldukça yukarıya fırlatılmış ve ardından havadan serbest düşüş...
Zefir Kuşu'nun daireler çizen vücudu durdu ve keskin bir ötüşle havada olan Ling Chen'e doğru hücum etti.
Öfkeli Rüzgâr hasar vermiyor olabilirdi ama maruz kalan kişi beş saniye boyunca sersemleme durumu etkisi altına giriyordu. Şu anda hareketsiz bir şekilde düşen Ling Chen'in zihni koca bir boşluktu.
Düşüşünü takiben Zefir Kuşu da giderek daha da yakınlaştı. Tam saldırısı Ling Chen'in vücuduna inmek üzereyken, Ling Chen'in gözleri aniden berraklaştı. Beyninin tepki vermesine gerek olmadan inanılmaz bir hız kullanarak sağ elini uzatıp Kutsal Su Pulu'yla önünü kapatmıştı...
Şu anda Ling Chen'in sersemleme etkisine maruz kalmasından beri üç saniye bile geçmemişti.
Bam!!
Eğer Zefir Kuşu Hava Hücumu değil de Soğuk Rüzgâr Dişi'ni kullanmış olsaydı Ling Chen ardında soru kalmayacak şekilde ölmüş olurdu. Çünkü Kutsal Su Pulu sadece yakın saldırılara karşı koyabiliyordu ama Zefir Kuşu da Ling Chen'in sersemleme etkisinden bu kadar kısa sürede çıkacağını aklına getirmemişti.
Zefir Kuşu'nun saldırısı bir kere daha Kutsal Su pulu tarafından bertaraf edilmişti. Çarpışmanın gücüyle Ling Chen suya düşmüş ve tekrar güvendeydi.
Sersemleme, kafa karışıklığı, uyku... Bu tarz etkilerin hepsi sistem tarafından tetiklenerek zihni etkiler ve bu şekilde kendilerine has etkileri yaratırdı. Fakat kişinin zihninin gücü belli bir noktaya ulaştıktan sonra sistem tarafından verilen zihinsel uyarım büyük ölçüde etkisizleştirilirdi. Ling Chen'in kuvvetli zihinsel gücüyle, Öfkeli Rüzgâr’ın sersemletme etkisi vücudunda sadece iki saniye için etkili olmuştu.
Fakat bu süre bile Ling Chen'in soğuk terlerle kaplanması için yeterli olmuştu. Elindeki Kutsal Su Pulu'nun da sadece iki kullanımı kalmıştı.
Tam olarak bir dönüş noktası var mıydı... Eğer varsa tam olarak neredeydi?
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..