Bölüm 85: Ruo Ruo Chen'i Seviyor

avatar
4169 5

Shura’s Wrath - Bölüm 85: Ruo Ruo Chen'i Seviyor


 

Çeviri: Aan'allain Düzenleme: Kharsmi

 

 

"Dr. Ma, Ruo Ruo şu anki durumunda sanal gerçeklik oyununa dokunabilir mi?"

 

"Şu anki durumuna bakıldığında sorun olmaz. Şu anki sanal gerçeklik dünyaları çoktan aşırı mükemmel ve insancıl hale geldi, şu anki "Mistik Ay" gibi. Oyuna girdikten sonra kişinin zihnine binen yük inanılamayacak kadar küçük, neredeyse uyuklama durumuna yaklaşıyor. Bu yüzden biri günde 24 saat boyunca içeride kalsa bile yenilenmek için sadece gerekli besinleri zamanında alması gerek ve insan vücuduna çok büyük bir etkisi olmaz. Şu anda Ruo Ruo tamamen iyileşmese de günde sekiz saat oyunda kalmasında hiç sorun yok."

 

"Tamam, teşekkürler Dr. Ma."

 

"Rica ederim. Aslında onu porselen bir bebek gibi korumana gerek yok. Daha fazla egzersiz yapmasına ve zihnini eğitmesine izin vermek daha hızlı toplamasına yardım eder. Ayrıca... İsteklerini yerine getirmek için elinden gelenin en iyisini yap... Demek istediğim, eğer iyi bir ruh halinde olursa vücudunun ve zihninin iyileşmesine daha yararlı olur."

 

"Tamam, biliyorum."

 

"Hey!" Ling Chen'in telefonu kapattığını görünce, Ling Shui Ruo bir yandan gülerken bir yandan da eliyle bir zafer işareti yaparak: "Abi, bu sefer ben kazandım!", dedi.

 

"Tamam." Ling Chen çaresizce omuzlarını silkti ama aslında içinde sıcak bir şekilde kahkaha atıyordu. Çünkü bu en azından Ling Shui Ruo'nun zihninin gerçekten de oldukça iyileştiğini gösteriyordu. Shui Ruo'nun oyun cihazını çıkarttı - Bu su mavisi renkli kristal bir bilezikti. Shui Ruo'nun yumuşak, pürüzsüz elini tutup, nazik bir şekilde bileğine taktı. Shui Ruo'nun teni kar beyazı ve narindi, Ling Chen tenine her dokunduğunda canını yakmaktan korkarak her zaman çok dikkat ediyordu.

 

Ling Shui Ruo elini kaldırıp bileğindeki güzel oyun cihazına bakarak mutlu bir şekilde gülümsedi. Bu şekilde ona diğer dünyada da eşlik edebilirdi.

 

"Ama unutma, günde sekiz saati geçiremezsin."

 

"Biliyorum abi." Ling Shui Ruo pembe dilini dışarı çıkarttı. Sıradan yaramaz bir hareketti ama o kadar tatlıydı ki Ling Chen'in başını döndürdü.

 

"O zaman Ruo Ruo hangi sınıfı seçeceksin?"

 

"Abimin mesleği saldırı, tabii ki ben de bir rahibim. Bu şekilde önde kendinden emin bir şekilde savaşacak ve ben de arkadan onu koruyacağım... Her zaman abim tarafından korunduğum için bir kere de ben onu korumak istiyorum."

 

"Tamam, rahip... O zaman Ruo Ruo kullanmak için hangi ismi hazırladın?"

 

"Bu... bir sır!"

 

Kapıyı kapatıp büyük yataklarında Shui Ruo'yla birlikte yattı. Oyun dünyasına ilk kez beraber girdiler. Ling Chen gözleri kapalı şekilde yanına sıkışan kıza baktı, onun için gülümseyen yüzü her zaman dünyadaki en değerli şey ve en güzel manzaraydı... Shui Ruo'nun gülümsemesinden daha değerli hiçbir şey yoktu. Bugün gerçekten çok mutlu bir gündü. 

 

 Eli oyun cihazına bastı, kısa bir sessizlikten sonra Ling Chen çoktan oyun dünyasına dönmüştü.

 

"Ding... Mistik Ay dünyasına hoş geldiniz, eğlenceli bir deneyim yaşamanızı umuyoruz."

 

Ling Chen Kahraman Ruhların Salonu'na çok yakın bir yerde belirmişti, burası ayrıca dün çıkış yaptığı yerdi. Direkt olarak sınıf değiştirme salonunun olduğu yere doğru koştu.

 

Ling Chen Gök Mavisi Ejderha Şehri'nde belirdiği andan beri sınıf değiştirme salonuna giren ikinci bir kişi olmamıştı. Geç aşamalardaki seviyeler meslek, ekipman, yetenekler, eşyalar ve diğer çeşitli açılardan giderek ayrılıyordu fakat erken aşamalarda herkesin tam olarak aynı başlangıç noktası vardı ve böylesi büyük bir farkı ayırmak kesinlikle biraz abartılıydı. Sınıf değiştirme salonu ıssızdı, hâlâ sadece yedi sınıf eğitmeni vardı. Ling Chen'in içeri girdiğini gördüler ve yüzlerce yıldır et yememiş aç kurtlar gibi hemen etrafını çevirdiler. 

 

"Beni başkanı görmeye götürür müsünüz?" Ling Chen direkt konuya girdi.

 

Gök Mavisi Ejderha şehri çok büyüktü, içerisinde sayısız NPC vardı ve bu sayısız NPC'ler kesinlikle her türden görevi barındırıyorlardı. Fakat direkt olarak kabul edilebilen bu sıradan görevler tarafından verilen ödüller normal olarak biraz sıradan ödüllerdi... İksirler ya da para ya da deneyimdi. Daha cömert olanları düşük sınıf enerji kristalleri ya da düşük sınıf ekipman vereceklerdi. Bu şeylerin sıradan oyunculara karşı büyük bir çekiciliği vardı. Onlar için görevleri yapmak kasılmak ve seviye atlamaktan çok daha önemliydi. Fakat Ling Chen'in şu anki ekipmanlarıyla gerekli olmayan o ödüller için bir ton zaman harcayacak kadar aptal değildi.

 

Başkanın rezidansının yeri Gök Mavisi Ejderha Şehri'nin hafifçe kuzeyindeydi ve oyuncular için yasak bir bölgeydi. Eğer özellikle onu götüren olmasaydı, Ling Chen'in girmesine izin verilmezdi.

 

Ve bu yüzden de yapacak hiçbir şeyleri olmayan sınıf eğitmenleri Ling Chen'i başkanın rezidansına getirdi. Bu yedi sınıf eğitmeni açıkça Gök Mavisi Ejderha Şehri'nde oldukça ünlü kişilerdi.  Yedi sınıf eğitmeninin oluşturduğu bir grubun bir gence kılavuzluk ederek Gök Mavisi Ejderha Şehri sokaklarında yürümesi çok fazla dikkat çekiyordu. Sayısız insanın bakışlarına katlandıktan sonra sonunda başkanın rezidansının kapısına varmışlardı. Savaşçı eğitmeni bir adım ileri atıp, burayı koruyan şehir koruyucularına doğru: "Lütfen başkanı bilgilendirin, sadece ilk diğer dünyalı kişinin çoktan vardığını ve Kahraman Ruhların Salonu'ndan güç mirasını elde ettiğini söyleyin. Çoktan onu başkanı görmesi için getirdik.", dedi.

 

Kapıyı koruyan şehir koruyucularının bakışları anında Ling Chen'e odaklanırken, yüzlerinde derin bir hayranlık ve saygı belirmişti. Kahraman Ruhların Salonu'nun güç mirasını elde edebilen kişilerin hepsi yüz yılda bir gelen dâhilerdi. Olgunlaştıktan sonra hepsi ünlü kişiler olmuşlardı. Şehir koruyucularının ifadeleri anında saygılı bir hale gelip, kafasıyla onaylayarak hızlıca başkanın rezidansına girdi. Az sonra aceleyle geri dönüp, onlara doğru: "Başkan sadece Kahraman Ruhların Salonu'nun sınavını geçen oyuncuyu görmek istediğini ve yedi sınıf eğitmeninin beklemeye devam etmelerini ve öylece ayrılmamalarını söyledi. Diğer dünyadan gelen kahraman, lütfen beni takip et." dedi.

 

Yedi sınıf eğitmenin hepsi anında mahcup olurken, sadece Ling Chen başkanın rezidansına tek başına girerken onu izleyebildiler. 

 

Başkanın rezidansı sıradan oyuncuların hiçbir şekilde girebileceği bir yer değildi ama güçlü bir yetenek ve kabiliyete sahip kişiler nereye giderlerse gitsinler her zaman özel muameleden keyif alırlardı. Gök Mavisi Ejderha Şehri'nin başkanı bir keresinde yedi sınıf eğitmenine eğer çok yetenekli bir oyuncuyla karşılaşırlarsa Kahraman Ruhların Salonu'na girmesine izin vermelerini özellikle söylemişti... Eğer o kişi Kahraman Ruhların Salonu'nun güç mirasını elde ederse direkt olarak onu görmeye getirmelerini söylemişti. Oyuncuların güç sıralamaları çok düşüktü ama devasa sayılarından dolayı ve gerçekten ölmemek gibi bir hediyeyle şüphesiz bir şekilde devasa bir güçtüler ve Unutulmuş Kıta normal olarak onları küçük görmeyecekti. Aralarındaki süper dâhileri kazanmak için her tür yöntemi kullanacaklardı. Gerekli olduğunda büyük bir rol oynayabilirlerdi.

 

"Lütfen biraz bekleyin, başkan hemen geliyor." Şehir koruyucusu onu cömert bir şekilde dekore edilmiş bir kabul salonuna getirip kibarca konuşmuştu. Sonrasında birkaç adım geri çekilip onu selamladıktan sonra gitmişti.

 

Kabul odası geniş ve büyük, değişmezliğinin içerisinde bir parça modern çağ atmosferi vardı. Ling Chen nezaketen oturmadı. Ortaya yürüdü ve orada durup sessizce Gök Mavisi Ejderha başkanının gelmesini bekledi. Gök Mavisi Ejderha Şehri'ne geldikten hemen sonra Gök Mavisi Ejderha Şehri'nin en yüksek seviyeli NPC'sini görebilmek göreceli olarak bir onur sayılabilirdi.

 

"Abi, duyuyor musun?"

 

Tatlı, yumuşak bir ses iletişim cihazından yükseldi. Ling Chen hemen sol kolunu kaldırıp iletişim cihazında görünen isme doğru baktı...

 

Ruo Ruo Chen'i Seviyor.

 

Ling Chen gülümsedi, olağanüstü nazik bir şekilde gülümsüyordu. Dudaklarını iletişim cihazına yaklaştırıp nazikçe: "Ruo Ruo, çoktan acemi köyüne vardın mı?" dedi.

 

"Evet! Ve Acemi Köyü numara 49554, abimle aynı acemi köyü!" Ling Shui Ruo'nun sesinde büyük bir mutluluk vardı. Bu kadar kolay bir şekilde tatmin olmuştu Onunla aynı acemi köyüne yerleştirilmekle çok mutlu olabilmişti.

 

Ling Chen bir gülümsemeyle: "Haha, çünkü Ruo Ruo ve benim kalplerimiz ve kaderlerimiz her zaman yakından bağlı, aynı Acemi Köyü'ne yerleştirilmek o kadar da şaşılacak bir şey değil." dedi. Acemi Köyü'nde bu kadar erken ayrıldığı için ilk defa üzülmüştü, diğer türlü Ruo Ruo'yla birlikte dolaşabilir ve görev yapabilir, kasılabilir ve birlikte seviye atlayabilirdi... Ne kadar da güzel bir şey olurdu. Şu anda Acemi Köyü'nde sadece o vardı. O ve Shui Ruo tanıştıktan sonra neredeyse her zaman yanı başında olmuştu. Şimdi onu tek başına bırakmak ve ayrıca aşırı derecede güzel olması dürüstçe rahatlamasına engel oluyordu.

 

"Hee... Abi, burada çok fazla insan var ve birçok kişi bana bakıyor. Biraz korktum, ne yapmalıyım?"

 

Ling Shui Ruo'nun güzelliği ve karizmasıyla nereye giderse gitsin her zaman tüm gözlerin odağı oluyordu. Ling Chen'in ifadesi biraz soğuklaşarak nazik bir sesle: "İlk olarak Acemi Köyü'ndeki ikinci küçük eve git, orası Acemi Köyü'nün eşya dükkânı. Eşya mağazasında Satıcı Wang'a bak ve bir maske iste. Maskeyi aldıktan sonra giy, bu şekilde insanlar seni tanıyamayacaktır. Bu şekilde kimse benim Ruo Ruo'ma gözlerini dikemez. Ve ardından git köy reisini bul, sana oyun dünyası hakkında bazı temel bilgileri anlatacak. Söylediği her şeyi sonuna kadar dinlemeyi unutma, eğer anlamadığın bir şey olursa dikkatli bir şekilde ona sormalısın, Sana anlatmak için oldukça mutlu olacaktır. Her şeyi anlattıktan sonra ek bir ödül de olacak ve ondan sonra da..."

 

Ling Chen, Shui Ruo'ya Acemi Köyü'nde takip etmesi gereken bazı süreçleri büyük ayrıntılarla anlattı. Ardından dikkat etmesi gereken bazı şeyler hakkında konuştu... Tıpkı Acemi Köyü'nün ortalarındaki odanın yakınına kesinlikle gitmemesi gerektiği ve bunun gibi şeyler. Uzun bir süre konuştuktan sonra aramaları sonunda bitti. Ling Shui Ruo merak dolu bir kalp taşıyordu ve sayısız erkek ve kadın oyuncunun sanki bir melek görmüş gibi sersemlemiş bakışları altında eşya dükkânına doğru koştu. Ling Chen'in tarafındaysa, başkan hâlâ gelmemişti. 

 

Kabul salonunun bir köşesine giderek Ling Chen iletişim cihazını dudaklarına kaldırıp aşırı alçak bir ses kullanarak: "Hayalet Fang, konuşmak için müsait misin?", dedi.

 

"..."

 

"Acemi Köyü numara 49554, orada kaç kişi var?"

 

"..."

 

"Oradakilerin gizlice "Ruo Ruo Chen'i Seviyor" isimli kızı korumalarını sağla, kim olduğunu biliyorsun. Unutma, gizlice koru, seni fark etmemeli ve özellikle de onu rahatsız etme. Ama gerekli olduğunda, tehlikeyle karşılaştığı bir durum gibi, yoldan geçen biri gibi davranıp yardım edebilirsin. Ayrıca ona tecavüz etmek isteyen kim olursa direkt olarak öldür, bir şey söylemeye gerek yok. Eğer biri onu korkutursa ya da azıcık bile incitirse, gerçek hayattaki kimliklerini bul... Onları parçala ve köpeklere yedir!"

 

"..."

 

İletişim cihazı kapanırken Ling Chen buz gibi bakışlarını geri çekti. Kollarını yukarı kaldırıp sessizce onlara baktı.

 

Çok yıl olmuştu... Ruo Ruo'yla tanıştığımdan beri kimseyi öldürmedim. Öldürmek istediğim kişiler hep başkalarının elleriyle öldürüldü.

 

Çünkü, benim ellerim Ruo Ruo'ya sarıldığı ve vücuduna dokunduğu için nasıl olurda tekrar kanla lekelenebilir. Ve nasıl kanla lekelenmiş ellerin gidip, bir melekten bile daha saf ve nazik olan Ruo Ruo'ma sarılmasına ve dokunmasına izin verebilirim.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr