Bölüm 96: Dehşetli Topraklar

Ay Felaketi'nin mesafesi Ling Chen'in seviyesiyle doğru orantılıydı. Yi Que'nin söylediği gibi, eğer Ling Chen'in seviyesi 50'den yüksek olursa o zaman Ay Felaketi'nin mesafesi de 50 metreden fazla olacaktı. Böyle olduğu zaman Ling Chen Şanslı Kedi'nin 50 metrelik farkındalık alanının dışından onu bastırabilecekti. Bu şekilde eğer o sırada hareket hızı 50 metreyi beş saniyenin altında kat edebilecek kadar yüksekse Şanslı Kedi'yi yakalama ihtimali gerçekten de vardı.

Ling Chen'in kalbi heyecanla atmaya başladı. Şanslı Kedi'yi yakalayabilirse en azından bir hazinesini elde edebilirdi. Daha önce hiç yakalanmamış olan Şanslı Kedi'yi yakalamak büyük bir başarı hissi verecekti. Diğer yandan, Yi Que Şanslı Kedi'nin çok fazla insanın olduğu yerlere gitmediğini ve çoğu insanın onu bir kere bile görmediğini söylemişti. Bu yüzden söz konusu olan başarıyla yakalayabileceğim değil, onu tekrar görüp göremeyeceğim.

Ling Chen kısa bir süre düşündükten sonra: "Şanslı Kedi'yi nasıl bulabilirim?" diye sordu. 

"Şanslı Kedi'yi bulamazsın. Eğer ona rastlamak istiyorsan şanslı olman gerek, ki demek gerekirse kişi ne kadar şanslı olursa onu görme şansı o kadar fazla olur. Genç Efendi'nin bugün onu görebilmesi şansının oldukça iyi olduğunun bir ispatı. Neyse, daha fazla dayanamıyorum. Şimdi uyumaya gidiyorum. Burası oldukça korkutucu, dikkatli ol."

K.N: Her yerde şanslı kediyi görecek bizimki desene :D

Ardından Yi Que daha fazla konuşmadı. Şu andaki durumuyla günde çok az bir süre uyanık kalabiliyor ve sadece ön dakika boyunca maddeleşebiliyordu.

Şansın ne kadar yüksekse karşılaşma şansın o kadar yüksek mi olur? Ling Chen şans istatistiği baktı - 9 puan. Eğer Xiao Hui'nin seviyesi üç kere daha yükselirse kendi şans istatistiği on puana yükselip ortalama bir oyuncunun sınırına ulaşacaktı. Eğer Xiao Hui seviye 40'a ulaşırsa kendi şans istatistiği 15'e yükselecekti. Bu oldukça korkutucu miktardaki bir şanstı.

Gizemli Kırmızı Güneş Altını'nı gizledikten sonra Ling Chen Bulut Adımlayan Kısrak'ı çağırdı ve doğuya doğru devam etti.

Yarım saat sonra...

"Ding... Dehşetli Topraklar'a girdiniz."

Açık bir şekilde hâlâ gündüz vaktiydi ama burada hava akşamüstü gibiydi. Hava görüşü oldukça düşüren kalın gri bir gazla kaplıydı. Soğuk rüzgâr esiyordu. Rüzgârın kokuşmuş bir tadı vardı. Ara sıra insanın tüylerini diken diken eden hayaletimsi sesler yankılanıyordu.

Burası gerçekten de Dehşetli Topraklardı. Eğer daha az cesareti olan biri buraya adım atmış olsaydı tek bir adım daha atmaya cüret edemezdi diye sessizce içinden geçirdi. Aşağı inip Bulut Adımlayan Kısrak'ı geri çağırıp iki silahını çıkardı ve her an tetikte bir şekilde sisle kaplı ürkütücü dünyaya doğru yürümeye başladı.

“ahvooo…”

“yiii yiii yii” 

“hee hahahahahahaha”

İnsanı dıştan içe ürpertecek her türden ses her bir yandan geliyordu. Cesur bir adamın bile dişlerini birbirine vurdurabilirdi. Daha da ileri gittikçe görüş daha da etkilenip, kokuşmuş tadı olan gri duman giderek daha da kalınlaşıyordu. Bu tarz bir çevrede tek başına olmak onu bile az da olsa korkutuyordu.

-100，-100，-100...

Ling Chen'in başı üzerinde birbiri ardında parlak kırmızı sayılar uçuşuyordu. Her saniye biri belirirken Ling Chen'in canı hızla azalıyordu. Bunu fark ettikten sonra Huzur Kenti'nden aldığı bir kâse pirinç lapasını çıkardı. Bir Yutkunamıyorum sesiyle birlikte hepsini yedi. Aniden vücudundaki soğukluk ve zihnindeki hafif baş dönmesi çok daha iyi bir duruma geldi.

"Ding... "pirinç lapası" kullandınız. Can yenilenmesi +10, Ölüm Nefesinin Etkisi 10 dakika boyunca zayıfladı."

-10，-10，-10…

Pirinç lapasını tadı idare eder olsa da etkisinin hiç de zayıf olmadığı ortaya çıktı. Ölüm Nefsinin Etkisi aniden %10'a azaldı. Pirinç lapasının etkisi Ling Chen'i şaşırtmıştı. Arkasından gelen Xiao Hui'ye baktı. Hortlak gazının içerisinde yalpalayarak yürüyordu. Bu durum içerisindeki ruh normalden çok farklı değildi. Kafasının üzerinde can kaybını simgeleyen hiçbir numara yoktu... Hiç etkilenmemişti! 

Xiao Hui, seni ucube! Ling Chen hafifçe mırıldandı. İlerlemeye devam etti ve birkaç metre sonra durdu.

İlerideki karanlığın içinde birbiri ardına yavaşça hareket eden gölgeler belirdi.

[Zombi]

Kategori: Hortlak.

Seviye: 15.

Can: 638.

Ölümün Nefesi'nin etkisi altında olan ölülerin vücudu hortlaklara dönüşmüştür. Artık yaşayan her şeyden nefret etmektedirler. Yaşayan herhangi bir canlıyı parçalamak için ellerini kullanır.

Yetenekler: 

Yüksek saldırı ve savunma, aşırı düşük hareket hızı ve karanlık bazlı saldırılara karşı %70 direnç gösterir.

Saldırı Teknikleri: 

Hedefe vurabilmek için kollarını sertçe sallar. Tek bir darbede oldukça fazla hasar verebilir.

Siyah sisin içinde yavaşça hareket eden bir gölge yaşamın kokusunu takip ederek Ling Chen'e doğru ilerlemeye başladı. Vücutları koyu yeşil ve siyahtı. Yıpranmış kıyafetler giyiyorlar ve vücutlarının çoğu çoktan çürümüştü. Hatta bazılarının gözleri dışarı sarkmış şekildeydi. Hareketleri her iki saniyede bir adım atacak kadar yavaştı.

Zombilerin korkutucu halleri ve bu ürkütücü çevreyi oyuncular bulmuş olsaydı kaç tanesinin buraya gelecek cesareti bulabileceğini bilmiyordu. Ling Chen'in kaşları seğirdi. Ardından ileri doğru atıldı. Tam hedefe ulaştığı sırada bir sağdan bir de soldan iki eliyle birden "Ling Tian Kesişi'ni" kullandı.

Pat pat pat pat...

-642，-647，-784，-1292…

Yükselen Bulut ve Zefir Bıçağı'ndan salınan patlama zombinin bedenine isabet etti. Çıkan ses bir kayaya vurmuş gibi tok bir sesti.

Zombilerin vücutları oldukça sert olmasına rağmen ve Ling Chen'in Ling Tian Kesişi kritik vurması ile yine de kolayca öldürebilmişti. Cehennemden gelmiş gibi duran bir çığlık artarda yankılanmaya başladı. Ardından beş metre içerisindeki tüm zombiler bir anda yıkıldı. Düşen her bir zombiden bakır bir sikke düşmüştü.

Xiao Hui anında hareket etmeye başladı. Topladığı beş bakır sikke anında Ling Chen'in sırt çantasında belirdi. Ardından cesetlerin yanında durdu... İki saniye hareketsiz durduktan ve iki adım geriye attıktan sonra üzgün bir şekilde Ling Chen'in yanına geri döndü. Zombilerin durumu Xiao Hui'nin onları yemek istememesine neden olmuştu.

-15，-15，-15…

Daha da derinlere ilerledikçe Ling Chen'in can kaybı oranı da ufak ufak artmaya başlamıştı. Ling Chen başının üzerine baktı ve daha hızlı koşmaya başladı. Birkaç yüz metre  daha ilerledikçe sonra gri sis görüşün on metreye kadar düşmesine sebep olmuştu. Ek olarak, Ling Chen'in can kaybı saniyede otuz yükselmişti...

Her defa koca bir kâse pirinç lapasını yedikten sonra Ling Chen derin bir nefes alıyordu. Önünde tamamen yeşil dumanlı bir figür belirmişti...

[Zehir Zombi]

Kategori: Hortlak.

Seviye: 15.

Sınıf: Bir Yıldız Elit.

Can: 1500.

Vücudu çok fazla çürüğünden dolayı bedeni zehirli bir zombi olacak şekilde mutasyon geçirmiştir. Yaşamdan iğrenir ve hayatta olan herhangi bir canlıyı parçalamak için ellerini kullanır.

Yetenekler: 

Yüksek saldırı ve savunma, aşırı düşük hareket hızı ve karanlık bazlı saldırılara karşı %70 direnç gösterir. Her saldırı %30 ihtimalle on saniyelik "zehirlenme" etkisi ekler. Zehirlenildiğinde her saniye 30 canlık hasar verir ve Zehir Zombi'nin vücuduna dokunulduğunda zehirlenme ihtimali %100'dür. 

Saldırı Teknikleri: 

Hedefe vurabilmek için kollarını sertçe sallar. Tek bir darbede oldukça fazla hasar verebilir.

Zehir Zombi'nin görünüşü Ling Chen'i rahatsız etmişti. Sıradan zombilere aralarındaki tek fark vücutlarının fazlaca zehirli olmasıydı. Bu yüzden de savaş yetenekleri oldukça artıyordu. Fakat Ling Chen karşısına 19 gölgemsi figürün çıktığını fark etti ve hepsi de zehir zombisiydi. Yani hepsi bir yıldız elitti!

Bir yıldız elitlerden oluşan koca bir grup!

Bu baskının altında midesi bulanıyormuş gibi hissetti. Bedenlerine zehir barındırıyor olsalar da hareket hızları sıradan zombilerle tamamen aynıydı. Ling Chen'e tehlike teşkil edecek hiçbir şey yoktu. İleri doğru atılıp Ling Tian Kesişi'yle hepsini silip süpürdü. Birbiri üzerine yığılan iki Ling Tian Kesişi çevresini saran Zehir Zombilerine hasar verip kanlarını akıtabilirdi. Eğer kritik vurursa tek atabilirdi. İkinci bir sefer daha gelen Ling Tian Kesişi'yle saldırı mesafesindedir tüm zehir zombileri yenilmişti.

"Ding... Başarıyla bir yıldız elit "Zehir Zombi" öldürdünüz. Prestij +15, YP +15."

"Ding... Başarıyla bir yıldız elit "Zehir Zombi" öldürdünüz...

"Ding... Başarıyla bir yıldız elit "Zehir Zombi" öldürdünüz...

……

……

Öldürülen her Zehir Zombi 15 prestij ve 15 yetenek puanı vermişti. Ling Chen'in hızı rakipsizdi. Eğer bir grup bir yıldız elit bir anda ortaya çıksa, bu herhangi bir oyuncunun kontrolünü kaybedecek kadar şaşırmasına sebep olurdu. Zehir Zombilerinin düştüğünü gördüğü sırada Ling Chen aniden Zehir Zombilerinin normal yaratıklar gibi tekrar doğup doğmayacaklarını düşündü...

Bu burada sınırsız prestij ve yetenek puanı olduğu anlamına gelmiyor muydu?

Fikir çok güzeldi ama açıkça bu tarz bir durum asla gerçek olamazdı. Otuzuncu Zehir Zombi de düştüğünde Zehir Zombilerinin gölgemsi figürlerini daha fazla göremez olmuştu. Ling Chen olduğu yerde kalıp beş dakika bekledi ve buna rağmen yeni bir Zehir Zombi tekrar belirmemişti. Ve yerdeki düşmüş Zehir Zombileri de beş dakika geçmesine rağmen hâlâ yok olmamıştı.

Ling Chen'in tahmini doğruydu. Dehşetli Topraklar'da öldürülen yaratıklar çoktan ölü oldukları için kaybolmuyorlardı. Bu ölümcül çevrede belli bir süre geçtikten sonra düşen bedenler tekrar ayaklanacaktı.

Ling Chen etrafta dolanması ve ileri doğru hareket etmeye devam etti. 30 Zehir Zombi öldürdükten sonra 450 prestij ve yetenek puanı kazanmıştı. Bu oldukça büyük bir kazançtı ve tamamen tatmin olmuştu.

Bu sırada, Dehşetli Topraklar'da yarım saattir ilerlemeye devam etmiş, çoktan Dehşetli Topraklar'ın merkezinden geçmişti. Huzur Kenti'ne göre Sessiz Ruh Sırtı'nın kenarındaki Dehşetli Topraklar'ın karanlık derinliklerine giren kimse asla geri dönmemişti... Şu anda herkesin hakkında konuştuğu yer oldukça yakınlaşmıştı.

-50，-50，-50…

Ölümün Nefesi'nin içinde Ling Chen'in can kaybı giderek daha da hızlanmıştı. Adımları giderek yavaşlıyor, dikkati de iyice artmıştı.