Bölüm 118: Yun Meng Xin (3)

avatar
3638 4

Shura’s Wrath - Bölüm 118: Yun Meng Xin (3)


 

Bölüm 118: Yun Meng Xin (3)

 

"Büyük kardeş Yun Feng, çok hızlı döndün." Mavi Elemental cübbesi giyen güzel kız yürümeye başladı. Kız giderek yakınlaşırken hafif bir soğuk hissediyordu... Açık bir şekilde bu kız bir Su Elementaliydi. Meraklı bir şekilde Ling Chen'e bakarak: "Kalbin Rüyası'nın yeni üyesi mi?", dedi. 

 

"Hı hı!" Yun Feng kafasıyla onaylayıp ardından bu eşsiz iki güzellik karşısındaki tepkisini görmek için Ling Chen'e baktı. Bu iki kıza bakan çoğu insan transa girer ve başka bir yöne bakamazdı. Fakat Ling Chen maske taktığı için Yun Feng yüzündeki ifadeyi göremiyordu. Ling Chen kafasını çevirdi ve: "Meng Xin nerede? O neden burada değil?", diye sordu. 

 

"Büyük kardeş Meng Xin ve Bing Yao bazı işleri halletmek için gitti ama yakında dönerler. Büyük kardeş Yun Feng, hâlâ yeni üyemizi tanıştırmadın... Kalbin Rüyası'na hoş geldin büyük kardeş! Büyük kardeş Yun Feng seni buraya getirdiğine göre oldukça güçlü olmalısın değil mi? Benim adım Xiao Qi ama bana Qi Qi diyebilirsin. Senin adın ne?" Kızın kristal kadar berrak gözleri parladı. Hiç çekinmeden kendini gerçek adıyla tanıtmıştı. Bundan yola çıkarak Ling Chen bu kızın şen şakrak ve neşeli olduğunu ve entrika yapan ya da arkadan bıçaklayan biri olmadığını söyleyebilirdi. Ayrıca bu Yun Feng'e olan güvenini de gösteriyordu. 

 

"Benim adım Su'er, bana Su Su diyebilirsin. Hoş... Kalbin Rüyası'na hoş geldin." 

 

Xiao Qi'nin hemen yanında duran nazik ve küçük kız kendini tanıtırken dudaklarını hafifçe aralamıştı. Sesi net ve bir esinti gibi nazikti ve konuşurken kafasını aşağı eğmişti. Ling Chen'in gözlerine bakabilmek için çok utangaçtı. Birkaç kelime söylemesinin ardından çoktan kızarmaya başlamıştı. Utangaçlığı aşırı şekilde tatlı görünmesine sebep olmuş ve Ling Chen kalbinin daha sert atmaya başladığını hissetmişti.

 

Bu inanılmaz iki güzelle karşılaştığında Ling Chen nazikçe gülümsedi... Böyle iki güzel kızla tanışabilmek çoğu erkeğin sadece hayal edebildiği bir şeydi. Tam konuşmak üzereydi ama Yun Feng çoktan bağırmaya başlayarak: "Hehe! Benim, Yun Feng'in getirdiği bu adam öyle alelade biri değil. Adına gelirsek... Kendinizi hazırlamanız için size biraz zaman vereyim, aksi halde ödünüzü koparabilirim.", dedi. 

 

Xiao Qi'nin kaşları kalktı ve dudak kenarları yukarıya doğru çıkarak: "Ha? Büyük kardeş Yun Feng yine böbürleniyor! Xiao Qi daha önce hiç ünlü ya da güçlü birini görmemiş korkak bir kedi değil! Hatta abim Cennet Sıralaması'nda! Abimden daha güçlü olabilir mi?", dedi. 

 

Abisi Cennet Sıralaması'nda olan bir uzman mı? Ling Chen tekrar ona döndü ve kafasının üzerindeki oyundaki adına baktı. 

 

Tatlı Qi Qi. 

 

Su'Er diye anılan kızın oyundaki adı çok daha basit, sadece iki kelimeden oluşuyordu... Su Su. 

 

Cennet ve Dünya Sıralaması'ndaki herkes adları tüm Çin'de yankılanan kişilerdi. Eğer Cennet Sıralaması'ndan biri toplum içinde belirirse, tıpkı bir ünlü gibi anında kalabalıklar tarafından çevrelenirdi. Bu beklenmedik bir şey değildi. Yüz milyonlarca oyuncunun arasından sıyrılıp ilk ona yerleşen oyuncular kelimenin tam anlamıyla milyonda birlik dahilerdi. 

 

"Hıh!" Yun Feng küçümsemeyle burnunu kırıştırdı ve: "Cennet Sıralaması'ndaki uzmanlar kesinlikle çok güçlü. Her ne kadar Cennet Sıralaması'nda yer almasa da oradaki herkesten daha güçlü.", dedi.

 

Xiao Qi bi kaç saniye ona baktıktan sonra: "Böbürleniyorsun!", dedi.

 

Yanındaki Su'Er bile başını hafifçe kaldırmıştı ve yüzünde inanmayan bir ifade vardı. Sadece diğer oyunculardan oluşan bir dağın tepesinde duranlar Cennet Sıralaması'na girebilirdi. Cennet Sıralaması'nda yer alan insanlar efsanevi uzmanlardı. Yani her kim "Cennet Sıralaması'ndaki herkesten daha güçlü" ifadesini duysa inanmaması gayet doğaldı. 

 

"Gerçekten mi?" Yun Feng kıkırdadı. "O zaman bana söyler misin, şu anda Çin'deki en güçlü oyuncu kim?"

 

"Tabii ki [Yan Huang Birliği'nin] "Kılıç İmparatoru" ya da [Karanlık Gece'den] "Shinigami!", Xiao Qi tereddüt etmeden cevapladı. Bu Çin'de herkes tarafından bilinen bir şeydi. Biri Eve dışındaki kimseye kaybetmemiş olan savaş imparatoru, diğeri karanlıklar içinde sayısız insanın hayatını kolaylıkla sonlandırmış olan Shinigami'ydi. Bu ikisi Çin’deki herkes tarafından en güçlü iki oyuncu olarak kabul edilen iki kişiydi. Dahası, bu iki oyuncu sırasıyla Çin'deki en büyük üç Lonca'dan ikisine dâhildiler. Kılıç İmparatoru, [Yan Huang Birliği'nin] generaliydi ve sadece Lonca efendisinin altındaydı. Shinigami, adını duyan herkesin kalbine korku salan bir Lonca olan [Karanlık Gece'nin] Lonca efendisiydi.

 

"Ha... Diyorsun ki... O Kılıç İmparatoru mu? Olamaz, olamaz! Kılıç İmparatoru büyük kız kardeş Meng Xin'e kesinlikle yardım etmez. Shinigami olabilir mi?", diye bağırdı Xiao Qi.

 

"HAYIR! HAYIR!" Yun Feng bir yandan parmağını sallarken bastıra bastıra konuştu. "Kılıç İmparatoru ve Shinigami'nin ikisi de çok güçlü ve sırasıyla Cennet Sıralaması'nda Numara 1 ve Numara 2 şeklinde sıralanıyorlar. Ancak, bunların hepsi geçmişte kaldı. Düşün biraz, Mistik Ay'da Acemi Köyü'nden ilk ayrılan kişi ve tek başına Ekipman Sıralaması ve Evcil Hayvan Sıralaması'nı işgal eden kim?"

 

"Tabii ki Ling Tian! Bunu kim bilmiyor ki? Değil mi?"

 

Xiao Qi anında farkına vardı ve tatlı gözleri iyice genişledi. Ling Chen'i işaret etti ve zayıf bir sesle Yun Feng'e: "Büyük kardeş Yun Feng... O...", diye sordu.

 

"Benim adım Ling Tian." Ling Chen konuşmak için çok uzun zamandır bir fırsat bekliyordu. Konuştuktan sonra, oyundaki adı kafasının üzerinde belirdi. 

 

"Aahh!"

 

Kafasının üzerindeki iki kelimeyi "Ling Tian" gördüklerinde Xiao Qi ve Su'Er birlikte hayran kız çığlığı attılar. Xiao Qi'nin bakışları tamamen Ling Chen'e odaklanmıştı. Bakışları merak, tutku, heyecan ve inanamazlıkla dolu, sanki aşırı nadir bir hayvana bakıyor gibiydi. Sessiz Su'Er bile kafasını kaldırmıştı ve gizlice Ling Chen'e bakıyordu. Gözleri kafasının üzerinde parlayan iki kelimeye sabitlenmişti.

 

"Ling Tian... Sen o Ling Tian'sın! Dünyada Acemi Köyü'nden çıkan ilk kişi, iki Kutsal sınıf ekipmana sahip olan, bir Kutsal sınıf evcil hayvan ve bir Cennet Sonu sınıfı evcil hayvana sahip olan kişi! Aman Tanrı'm! Seni kendi gözlerimle görüyorum!"

 

Xiao Qi'nin merakı, kişiliğiyle birlikte inanılmaz derecede heyecanlanmasına sebep olmuştu. Bu adam oyun dünyasını tekrar ve tekrar sarmıştı ve Kılıç İmparatoru ve Shinigami'yi bile gölgede bırakmıştı... Ayrıca şu anda "Kalbin Rüyası'nın" bir üyesiydi ve gelecekte onun lonca arkadaşı olacaktı. Neredeyse heyecanını sınırlayamıyordu. Onun iyi ya da kötü biri olup olmayacağından endişelenmiyordu, çünkü Yun Feng'in getirdiği birinin kötü biri olmayacağına inanıyordu. Xiao Qi, Ling Chen'e odaklanan meraklı bir bebek gibiydi. Sesinin tizi konuştuğu her kelimeyle daha da yükseliyordu.  

 

Yun Feng oldukça memnun olmuş bir şekilde: "Bu doğru! O Ling Tian! Ne düşünüyorsunuz, sizi kandırmamışım değil mi? Kılıç İmparatoru ya da Shinigami'den çok daha güçlü!", diye cevap verdi.

 

"Bu tam olarak doğru değil." Xiao Qi tamamen ikna olmamıştı. Ancak gözleri birçok küçük yıldızın ışığıyla parlıyor gibi görünüyordu. "Her halükarda, büyük kardeş Ling Tian gerçekten de çok güçlüsün! O Kutsal sınıf ekipmanları nasıl aldın? Birçok süper, süper güçlü Boss'u öldürmek zorunda mı kaldın? Abim gerçekten güçlü ama sadece iki Gümüş sınıf ekipmanı var! Ve, ve bir Kutsal sınıf ve bir de Cennet Sonu evcil hayvanın olduğunu duydum, bu doğru mu? Ah, tabii ki doğru! Evcil Hayvan Sıralaması yanlış olamaz! Bize gösterebilir misin? Lütfeeeen? Kutsal sınıf ve Cennet Sonu sınıfı evcil hayvanı görmeyi çok istiyorum! Ve abim Acemi Köyü'nde tek başına otuz kişiyi ve bir Seviye 10 Altın sınıf Boss'u yendiğini söyledi. Hatta senin korkunç biri olduğunu söyledi. Hâlâ seninle tekrar karşılaşmak için seni bulmaya çalışıyor! Mükemmel! Efsanelerdeki Ling Tian'la gerçekten tanıştım. Eğer arkadaşlarım bunu bilseydi kıskançlıktan ölürlerdi... Ve, ve neden o maskeyi takıyorsun? Çabuk çıkar, böylece neye benzediğini görebiliriz. Şu andan itibaren lonca arkadaşı olacağız, yani bizim yanımızda o maskeyi takmana gerek yok..."

 

Xiao Qi hızlıca bir dizi soru ve bağırış sıralamış, Ling Chen'in başının döner gibi hissetmesine sebep olmuştu... Kafasına kazınan sadece birkaç cümle vardı. Abisi Cennet Sıralaması'ndaydı ve Acemi Köyü'nde onu otuz kişiyi yok edişini görmüştü... Acemi Köyü'nde tanıştığı ve Cennet Sıralaması'nda yer alan sadece tek bir kişi vardı.

 

Soğuk Yargıç, Xiao Qiu Feng.

 

Xiao Qi olarak bilinen kızın soyadı da Xiao... Xiao Qiu Feng'in küçük kız kardeşi mi?

 

Bu onun Savaş Birliği'nin "Prensesi" olduğu anlamına mı geliyor?

 

Böyle etkileyici bir çevreye sahipti, yani ne diye böylesine sönük ve neredeyse geleceği olmayan "Kalbin Rüyası'na" katılmak istemişti?

 

"Abi, gelmişsin."

 

Ling Chen tam Xiao Qi'nin merak dolu sorularını cevaplamak üzereyken arkasından duman kadar nazik bir ses geldi. Bu ses Ling Chen'in ruhunun sallanmasına ve kalbinde dalgalar oluşmasına sebep olmuştu... Kızın ses tonu inanılamayacak kadar güzeldi. Sesinin tonu ve inceliği açıklanamayacak bir şekilde aşırı güzeldi. O anda Ling Chen bu sesin tüm hayatı boyunca duyduğu en güzel ses olduğu sonucuna varmıştı. Bu inanılmaz ses Ling Chen'in aniden sesin sahibinin neye benzediğini görmek için yoğun bir istek duymasına sebep olmuştu. Sanki vücudu kontrol ediliyormuşçasına Ling Chen anında arkasına dönüp, ince ve zarif bir figür gördü.

 

Kız buz beyazı ipek bir peçe takıyordu. Bu tarz peçeler eşya dükkânında kadın oyunculara bedava sağlanıyordu. Peçe kızın hatlarını kapatıyordu ama yüzünün bir kısmı hâlâ açıktaydı. Teni beyaz bir yeşim kadar pürüzsüz ve figürü nefes kesici ve unutulmazdı. Uzun, beyaz eteğinin altında bir çift ince, uzun ve narin bacak görünüyordu. Orada öylece dururken bile vücudu dünya dışı bir gurur aurası yayıyordu. Parlak siyah saçları bir şelale gibi dökülerek güzel beyaz tenini kapatıyordu.

K.N: Yeşim teni asıl kıza saklamış yazar :D

 

Ling Chen dönüp ona baktığı anda, o da dönüp ona bakmıştı. Hafifçe karanlık olan odanın içinden dışarıdaki parlaklığa bakıldığında kız sıcak bir ışıkla yıkanmış gibi duruyordu. Etrafındaki bu "aura" onun efsanelerde geçen çeşitli tanrıçaların onunla kıyaslanamayacağı kadar güzel görünmesine neden oluyordu.  Sanki bir rüyadan fırlayıp gelmişti. Ling Chen tanrısal güzelliği karşısında bir an için dona kalmıştı. Kafasında iki kelime belirdi, "güzel tanrıça."

 

Her ne kadar yüzünü göstermese de sadece sesi, aurası ve figürüne bakıldığında inanılmaz şekilde güzel olduğu açık bir şekilde ortadaydı.

 

O... Yun Feng'in küçük kız kardeşi, Yun Meng Xin miydi?

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46894 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr