Haru internette bir süre aradı ve bir twitter buldu.

"Yuri Nakamura," Haru onu bulmuş ve profilini görmüştü. Okulu hakkında herhangi bir bilgi olmadığı için resmine baktı. Fotoğraflarından birine baktı ve üniformasını gördü. Oldukça sevimli olduğunu söyleyebilirdi ama bu kızla flört etmeye çalışmak yerine büyük bir şeyi olduğu için onun için gerçekten önemli değildi.

Haru nerede çalıştığını öğrenmiş ve yarın onu ziyaret etmeye karar vermişti. Sohbet grubunu açtı ve sonucunu bildirmeye karar verdi, "Onu buldum, yarın onu ziyaret edeceğim, umarım orası hakkında kötü bir anısı olduğu için beni takip eder."

Gintoki: "İyi şanslar!"

Kuroneko: "İyi şanslar! +1"

Yajima: "İyi şanslar! +1"

Tsunade: "İyi şanslar! +1"

Haru başını salladı ve bir süre internette aramaya karar verdi. Kılıç ustalığını yeniden eğitmek istedi ama beş dakika ara vermesi gerekiyordu. İlginç bir şey bulana kadar internette rastgele gezindi.

'Önümdeki yüksek bir dağı yenmek istiyorum, nasıl yapabilirim?'

Haru bu konuya çok ilgili görünüyordu. Bir süre düşündü ve bu konuya cevap verdi, "Önünüzdeki dağdan daha yüksek bir dağı yenmeye çalışın." Yazdı ve internette oynamanın yeterli olduğuna karar verdi. Gelecekte bir görev alacağından emin olduğu için kılıç ustalığını geliştirmesi gerekiyordu.

Haru gömleğini çıkardı ve masanın üzerine tahta bir kılıç aldı. Kılıcını sallamaya başladı ve Işık Büyüsü ile bir kılıç yapması gerektiğini düşünmeye başladı. Havalı olacağını ve etkisinin Star Wars'daki ışın kılıcına veya Gundam'daki ışın kılıcına benzer olacağını düşündü. Light Magic'in gerçekten güçlü olduğunu biliyordu ve bu büyüyü eğitmeye odaklanmaya karar verdi.

Haru, Flat Magic, Chakra ve herhangi bir tıbbi bilgi gibi diğer şeyleri daha sonra deneyecekti. En normali olduğu ve Işık Büyüsü ile birleştirilebileceği için kılıç ustalığı da eğiteceğini düşündü.

"124,125,126..."

Haru, içeride antrenman yapmak yerine biriyle dövüşmek için deneyime ihtiyacı olduğunu biliyordu. Henüz emin değildi ama bu dünyada mantıkla açıklanamayacak çok şey olduğunu biliyordu. Onun büyüsü ve daha önce evde bir hayalet bu şeylerin örnekleriydi.

---

Haru antrenmanını bitirmişti ve banyoya gitti. Her iki fiziksel eğitimi de büyü eğitimi ile birleştirdiğinde daha enerjik hissetti. Vücudunu iyileştirmek için hafif büyü kullanmaya çalıştı ve başarılı oldu. Işık büyüsünün harika olduğunu ve çok yönlü olduğunu biliyordu. Banyoya girdi ve kıyafetlerini çıkardı. Bu sesi duyana kadar duşa girdi.

"Beni görmezden gelmen rahatsız edici."

Haru şaşırdı ve başını çevirdi, "Kato!" Aşağı baktı ve nȧkėd olduğunu gördü. Duşu kapattı ve bir havlu aldı. Bu kıza baktı ve bu kızın bir ninja olduğunu düşündü, "Neden buradasın?"

Kato biraz sinirli bir sesle, "Az önce tuvaletteydim ve sen banyoya girdin ama beni fark etmedin ve duş almaya başladın," dedi.

Haru ona baktı ve kızarmış bir yüz gördü. Gözlerini birkaç kez kırptı ve yüzünün normale döndüğünü gördü, 'Bu benim hayal gücüm mü?' Başını salladı ve "Neden dışarı çıkmıyorsun? Benimle banyo yapmak ister misin?" dedi.

Kato başını salladı, "Hayır, dışarıda Sora var, çıkamam."

Haru, Sora'nın dışarıda olduğunu duyunca aniden sarardı.

"Kato, içeride misin?" Sora kapının dışından sordu.

"Evet," diye yanıtladı Kato.

"Haru'yu görüyor musun? Onu odasında bulamıyorum," diye sordu Sora.

Kato ona garip bir ifadeyle baktı. Aşağı baktı ve daha önce her şeyi gördüğü için kızardı. Ancak zihinsel gücü çok güçlüydü ve her duruma uyum sağlayabilirdi. Onun suçu olmadığını biliyordu ama içeride kimin olduğunu fark etmeden banyoya girdiği için sinirlendi. Hiçbir şeye aldırmadan kıyafetlerini çıkardığını görünce birkaç saniyeliğine afalladı. Bacaklarının arasındaki canavarları görünce daha da şaşırdı.

Kato zihnini sakinleştirdi ve sadece Sora'yı orada gördüğünde dışarı çıkmak istedi. Dışarı çıkamadı ve bir süre beklemesi gerekiyordu. Onu fark etmeden duş aldığını görünce de çok sinirlendi. Onu fark etmediği için onu aramaya karar verdi.

Sora'nın sesini duyan Haru, Kato'ya yalvarır bir ifadeyle baktı, 'Lütfen ona söyleme, ben buradayım.'

Kato başını salladı ve "Bilmiyorum belki markete gidiyor," dedi.

"Hmm, tamam," dedi Sora ve geri döndü.

Haru rahatlayarak içini çekti ve Kato ile bu banyoda tek başınayken gerçekten gergin hissetmiyordu. Ona baktı ve "Sen sapıksın" dedi.

Kato dudaklarını seğirdi ve ona garip bir ifadeyle baktı. Ona sapık demesini beklemiyordu ama ona bakmaya devam ettiği için yanılmıyordu.

"Tamam, neden dışarı çıkmıyorsun Kato? Bir süre burada kalacağım, burada olanları unutmalısın," dedi Haru.

Kato başını salladı ve "Vücudunuz oldukça güzel" dedi. Bir haydut olmaya karar verdi ve banyodan çıktı.

"....Teşekkür ederim," Haru'nun dili tutulmuştu ve ihlal edildiğini hissetti. Ona bakmanın sorumluluğunu almak isteyip istemediğini merak ediyordu.