Haru kaşını kaldırdı ve Moria'ya baktı. Bu kadar zayıf olmasını beklemiyordu.

Onun savaşını gören herkes şaşkına döndü. Bu genç adamın bu kadar güçlü olmasını beklemiyorlardı.

"Moria anında yenilir!!!"

"Bu bir fermuar mı?"

Sengoku ona ağırbaşlı bir ifadeyle baktı. Moria'nın Shichibukai'deki en zayıf üye olduğunu biliyordu. Yine de bu isimsiz genç adama bu kadar yakında kaybedeceğini beklemiyordu. Gücünün bir fermuara benzediğini gördü, 'Fermuarı tezahür ettirecek bir güç mü?'

Doflamingo, Moria hakkında hiçbir şey hissetmiyordu ama isimsiz bir kişiye kaybetmesi için ona kızgındı. Moria'nın Shicibukai pozisyonu için fazla utanç verici olduğunu düşündü, "Furfurfur, bu kim?"

"Lanet olsun korsanlar!!!" Sigara içen ona sinirli bir ifadeyle bakarak söyledi.

Hancock ona baktı ve Luffy'nin bir mürettebat üyesi olup olmadığını merak etti.

"Tamam, bu iyi, Haru!!" Luffy infaz platformuna doğru koşmaya başladı.

"Gurara," diye güldü Beyazsakal, dövüşüne bakarak.

"Kim bu?" Marco, onu hiç görmediği için bu kişinin kim olduğundan emin değildi.

---

Haru, etrafındaki zombinin de Moria'nın yenilmesiyle yenildiğini gördü. Orada daha fazla kalmak istemedi ve olacak başka bir olay olduğunu bildiği için geri döndü. En kalabalık yere gitti ve kendini görünmez kılmak için ışık büyüsünü kullandı. Orada bir şey bekleyerek Moby Dick'e gitti.

---

Ivankov ona bakmak istedi ve onun Moria'ya karşı savaştığını görünce şaşırdı. Rahatlayarak içini çekti ve Moria'ya karşı kazandığını görünce şaşırdı. Ondan Devrimci Ordu'ya katılmasını isteyip istemeyeceğini merak ediyordu.

Ivankov onu bulamadı ama eski arkadaşını gördü. Onu selamladı ama aniden saldırıya uğradı. Ona sormaya çalıştı ama Kuma onu görmezden geldi ve ona saldırmaya devam etti.

"Furfurfurfur, o bir siborg oldu, seni unuttu," dedi Doflamingo aniden ortaya çıktı ve ona dedi.

"Piç!" Ivankov buna inanmadı ve onu birkaç kez aramaya çalıştı. Gerçek olduğunu görünce dişlerini sıktı. İnanmak istemiyordu ama arkadaşı onu unutmuştu. İlk defa biri onu unutacağı için çok kızgındı. Onu hatırlayana kadar döverdi.

Ivankov, "Mutlaka hatırlamanı sağlayacağım," dedi.

---

Luffy de Ace'e doğru koşmaya başladı. Koşarken birçok adamla dövüştü. Yanağına bir şey çarpana kadar birçok denizciyi dövdü.

"Öf!!!" Luffy yere yığıldı ama tekrar ayağa kalktı. Bu tanıdık kişiye baktı, "Smokey!" Elindeki jitte'ye baktı ve bunun çok zahmetli olduğunu biliyordu.

Smoker, "Senin işini kendim halledeceğim," dedi.

"Kauçuk Lastik Jet Gatling!" Luffy ona birkaç kez vurmaya başladı ama yumruğu onu delip geçti.

Vücudu duman olmuştu ve ona saldırmak imkansızdı, "Beyaz Fırlatıcı!" Arkasındaki dumanın gücüyle çok hızlı hareket etti. Jitte'yi itti ve yere düşmesine neden oldu.

"Guargh!!" Luffy boğazına vuruldu ve canı acıdı. Yere yatırıldı ve bu deniz taşı dalgalanması nedeniyle hareket edemedi.

"Dragon'un neden Logue Kasabası'nda seni kurtarmaya çalıştığını anlayabiliyorum," Smoker onu hapishaneye geri getirmeye hazırdı ama biri tarafından kafasına tekme atıldı.

"Uff!!!" Sigara içen atıldı.

"Öksürük, Öksürük," Luffy öksürdü ama kardeşini kurtarması gerektiğinden aceleyle ayağa kalktı. O kadar zamanı yoktu. Onu kurtaran kişiye baktı ve çok mutlu oldu, "Hancock!!!"

Hancock, Smoker'a baktığında ama onun adını seslendiğini duyduğunda hâlâ öfkeliydi. Yüzü çok mutlu oldu ve ona büyüleyici bir ifadeyle baktı, "Gerçekten."

İkisi de kendi aralarında konuşmaya başladılar.

Hancock ona kardeşinin kelepçelerini açması için anahtarı verdi.

"Hancock, sen en iyisisin, teşekkür ederim, sana borçluyum." Luffy gerçekten mutluydu ve ona sarıldı.

Hancock bunu beklemiyordu ve zayıf düşmüştü. Derin bir nefes aldı ve "E - kardeşini kurtarmalısın, acele et" dedi.

"Tamam, teşekkürler." Luffy tekrar koşmaya başladı.

Hancock yere düştü ve daha önce olanları hatırlamaya başladı. Evlilik randevusu ya da başka bir şey olup olmadığını merak ediyordu. Hâlâ hayalindeydi ama bu birinin ona saldırmaya çalıştığını bilmediği anlamına gelmiyordu.

"Parfüm Femur!" Hancock ona bir şans vermedi ve silahını tekmeledi.

Sigara içen silahının taşa dönüştüğünü gördü ve kaşlarını çattı, "Boa Hancock ne yaptığını sanıyorsun?" Şu anda ona bakarken çok kızgın ve sinirliydi.

Hancock ona bakarken her zamanki pozunu verdi, "Ne yaparsam yapayım affedeceğim."

---

Beyazsakal arkasında birinin durduğunu fark etti. Kafasını çevirdi, "Squard? Demek güvendesin, seninle daha önce iletişime geçmeye çalışıyorum."

"Evet, bunun için üzgünüm ihtiyar," dedi Squard.

Bmov md ovuq oficut om ufhv movuz fgmpo ovu jfz.

Squard onun önüne geçti ve "....Beyazsakal Korsanları uğruna canımızı seve seve veririz!!!" dedi. Kılıcını alıp Beyazsakal'a sapladı.

Beyazsakal'ın bunu durdurmak için zamanı yoktu ama yanında saklanan figürü hatırladı. Orada olduğunu biliyordu ama bir şey yapacağını hissetmiyordu. O ana kadar orada ne yaptığını merak ediyordu.

"Yapışık parmaklar!"

Bu kılıcı kendisine saplamak isteyen Squard, aniden kendisine bir şeyin çarptığını hissetti. Kılıcının keskin kısmının bu kılıcın sapından ayrıldığını gördü. Aceleyle gözlem hakisini kullandı ve orada birinin olduğunu hissetti ama figürünü görmedi.

"SQUARD!!!!!"

O anda Beyazsakal Korsanları'nın her üyesi onun bu davranışına öfkeliydi.