1. Bölüm: Metresin Dönüşü

avatar
396 0

Siyah Akademi - 1. Bölüm: Metresin Dönüşü


Odanın kapısının çalınmasıyla belgeleri inceleyen adam doğruldu. Tok sesiyle seslendi,

“Girin.”

Odanın geniş kapısı yavaşça açıldı. Gelen uzun boylu ve kürk giymiş bir kadındı. Başında cenazelerde giyilir türden bir tül vardı. Üstündeki beyaz kürk dizlerine kadar uzanıyordu. İçindeki kısa siyah elbiseyle el yapımı oyuncak bebeklere benziyordu. Kadın topuklu botlarına rağmen büyük odada hızlı bir şekilde yürüdü. Adam onu izliyordu ama herhangi bir harekette bulunmadı. Ama yüzü aydınlanmıştı. Güzel kadını gördüğüne sevinmiş gibiydi. Kadın adamın karşısındaki sandalyelerden birine oturdu. Elini başındaki tüle attı. Onu çıkarıp yere attı. Saçını açıp elleriyle dağıttı. Adama dönüp tebessüm etti.

“ Bu ruhsuz yeri özleyeceğim aklıma gelmezdi. Özellikle de Rusya’dan sonra.”

Adam beyaz dişlerini gösterecek şekilde güldü.

“Evine hoş geldin. Bir şeyler içmek ister misin?”

Kadın kafasını salladı. Adam masasındaki telefonu kaldırıp bir şeyler söyledi. Birkaç dakika sürdü. Belli ki tek söylediği şey içecek bir şeyler değildi. Kadın o konuşurken etrafı inceledi. Botlarını çıkardı. Çıplak ayakla odada gezmeye başladı. Odanın bir tarafı tamamen kitaplıkla kaplıydı. Kadın ellerini eski ciltli kitaplarda dolaştırdı. Eli kırmızı ve kalın bir kitapta durdu. Onu bulunduğu yerden çıkardı. Eline alıp ortasından bir sayfa açtı. Boştu . Gözlerini kıstı. Kitabı kapatıp yerine koydu. Diğer duvardaki pencereye doğru yürüdü. Pencerenin önündeki ağır siyah perdeyi uzun parmaklarıyla kenara itti. Güneş yüzüne ve odanın tamamına dağıldı. Arkasında bir homurdanma duydu. Adam güneşin az olmasına alışmış gözlerini kapatıyordu.

“Açmasan olmaz mı?”

Kadın dışarıyı izliyordu. Adama dönüp baktı.

“Gel de dışarı bak mağara adamı. Öğrencilerin voleybol oynuyor.”

Adam gönülsüzce kalktı. Üstündeki beyaz gömlek kaslarını zor tutuyor gibiydi. Ayağa kalkınca korkunç bir canavar gibi gözükmeye başlamıştı. Kadının yanına yürüdü. Beraber geniş pencereden dışarıyı izlemeye başladılar. Etrafı ormanla çevrili geniş bahçede 100 kadar genç kadın ve erkek vardı. Bazıları basketbol oynuyor bazıları başlarındaki hocalarla talim yapıyordu. Sağ tarafta ellerindeki arbaletleriyle ağaçların önündeki hedefleri vurmaya çalışanlar, onun yanındaki alanda engelli parkur alanında çalışanlar, atış alanında silah deneyenler, basketbol sahasında oynayanlar ve cezalı olup şınav çekenler vardı. Kadın hepsine göz gezdirdi. Adam da yan gözle onu izliyordu.

“Sevgilinin cenazesi nasıldı?”

Kadının yüzüne sıcak bir gülümseme yayıldı. Adama döndü.

“ Keyifliydi. Metres olmanın iyi yönü kimse cenazede ağlamanı beklemiyor. Eski eşleriyle dikilip onun ölü bedenine baktık.  Sonra sarhoş olduk ve yaramazlık yaptık. Merhum arkasından konuşulanları hayattayken duysaydı hiçbirimize bir şey bırakmazdı.”

Kadın yaramaz bir çocuk gibi heyecanlı ve gözleri parlayarak anlatıyordu bunları.

“ Tabi ertesi sabah avukattan tüm mirasın bana kaldığını duyunca eski sevimlilikleri kalmadı.”

Adam beyaz dişlerini gösterecek şekilde gülümsedi.

“ Para planın bir parçası değildi.”

Kadın güldü ve adamın kolunu tuttu.

“ Biliyorum. Ama ben bir şey yapmadım. O Rus ayısı her şeyini uğrumda feda etmeye hazırdı.”

Kadın uzun kirpiklerini kırpıştırdı. Kürkü omuzlarından attı. Narin omuzları ortaya çıkmıştı. Pencerenin yanındaki koltuğa rahatça oturdu. Kapı çalındı. Adam yerdeki kürkü alıp kadının açıktaki bacaklarını kapattı. Kapıya gidip açtı. Elinde tepsi olan hizmetçi içeri adım attı. Adam onu durdurup tepsideki içecekleri aldı. Hizmetçi eğilerek selam verdi. Sonra geldiği yere doğru yürüdü. Kadın güldü.

“ Yoksa Akademi’de benim geri döndüğümün duyulmasını istemiyor musun?”

Adam elindeki bardaklardan birini kadına uzattı. Koltuğun boş tarafına oturdu ve kadına baktı.

“ Hayır. Tam tersine sana Akademi’de görev vermeyi düşünüyoruz.”

Kadın biçimli kaşlarını şaşkınca kaldırdı.

“ Bana? Akademi’de görev vermek? Gerçekten ilginç. Kuruldaki ihtiyarlardan böyle bir hareket beklemezdim.”

Adamın kaşları söylediğini tasvip etmezcesine çatıldı.

“ Sanırım beni gözlerinin  önünde tutmak istiyorlar. Evcil bir kedi gibi. Ama ben onların kafeste tutamayacağı kadar vahşiyim. Bunu onlara söylemişsindir eminim.”

Adam ahenkli bir kahkaha attı.

“Evet, hatta tırnak izlerini bile gösterdim. Ama onlar bu kısa süreli görevin senin için iyi olacağını düşünüyor. En azından 20 yaşına basana kadar. Yeteneğin bu sene ortaya çıkacak biliyorsun.

Kadın bu konuyla ilgilenmediğini belli edercesine gözlerini devirdi. Elindeki içecekten bir yudum aldı. İçeceğin tadını aldığı anda yüzü buruştu. Bardağı hızla adama uzattı.

“ Ciddi misin? Limonata mı? Aylardır sudan çok alkol tüketiyorum. Alkolsüz içeceklerin tadı hatırladığımdan da kötü.”

Kadın kalkıp uzun kürkü kucağına aldı. Masanın önündeki botları ayağına geçirdi. Matem tülünü adamın masasına koydu ve gülümsedi.

“ Ben odama gidiyorum. Ben gidince takarsın artık bunu. “

Kadın kapıya yöneldi. Kapıyı açtı.

“ Döndüğüne sevindim Belle.”

Kadın adama dönüp tebessüm etti.

“ Ben de sevindim Chris.”

Şımarıkça gülümsedi Belle. Ve çıkarken bağırdı.

“Odama beklerim. Ama bu sefer gerçek bir içkiyle gel.”






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44798 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr