Sayısız yıl önce evren Büyük Patlama ile oluştu.

 Evren, Evirenden türedi. Eviren ise her Büyük Patlama'da doğan varlıkların, insan efsanelerindeki adıydı.

 Onlar her hareketiyle gök cisimlerini hareket ettiren, evrendeki düzeni etkileyecek kudretteki varlıklardı. Bu tür varlıkların çok bilineni olan ejderha soyu da bir Eviren'in soyuydu.

 Dünya'nın oluştuğu çağın Büyük Patlama'sı herhangi bir Eviren doğurmadı. Bu defakine Son Büyük Patlama denirken ardınsaki çağa da Evirenlerin Bittiği Çağ denir.

Bizim hikayemiz de son Eviren ile başlıyor. Ebediyeti Yutan Evren.

 İlk Evren, İkinci Evren ile kavga etti ve karşı kutupları oluşturdular. İlk, sadeliği savunup herhangi bir teknoloji ve bilime karşı çıktı. O, Eviren'in kudretini savundu. İkinci ise tersiydi, araştırma ve bilim uğruna yaşadı.

 İlk ile ikinci, zıtlıklarına yıllarca sabretti. Ara sıra sürtüştülerse de büyük bir olay ancak sıradaki çağa yakınken gerçekleşti.

 Kavgaları, Üçüncü Büyük Patlama zamanına dek sürdü. Kavganın etkisiyle Üçüncü Büyük Patlama, ilk ikisini çok aşan bir şekilde gerçekleşti. Böylece üçüncü Eviren, nötr ve güçlü bir şekilde doğdu. Tarafsızlık, üçüncünün kanında varken içgüdüsü "denge" oldu.

 Bu savaş taraflar arasında sürüp giderken yeni Nötrler doğdu. Nötr Evirenler, savaşlarıyla ortaya çıkmaktaydı ve onlar doğmasın diye iki taraf ateşkese girdi, taraftar biriktirdi.

 Ayrıca ne zaman ki bir taraf savaşta baskın çıkar, doğaları gereği Nötrler araya girerdi.

 Araştırma tarafı, çareyi araştırmalarında buldu. Sayısız çağ boyunca galibiyeti sağlayacak şeyi aradılar. Sonunda "bir olmak"ta karar kıldılar ve Nihai Büyük Patlama'yı oluşturmak için planlar kurup düşmanlarını tuzağa çektiler.

 İki taraftaki herkesi, sonraki Evireni oluşturmak için sentezleyip kendi hedeflerini sonraki nesle aktarmayı planladılar. Düşmanları, sonrakinin eti ve kanına adak oldu. Ruhuna da kendi ruhlarını sundular.

 Son Eviren, Evren Yutan'ın doğumu bu şekilde belirlenmiş oldu.

 Nötr Evirenler bilim taraftarlarının bir şeyler planladığını anlayınca hazırlanmaya başlamıştı ama planlarının bu kadar ani ve büyük olacağını kestirememişlerdi. Dolayısıyla tuzağa müdahale edemeden her şey bitmişti.

 Savaş bittiğinde ilk işleri ne yaptıklarını öğrenmek oldu. Evirenler, kendilerini herhangi bir kazanç olmadan feda etmeyecek kadar duygularını kontrol edebilen bir ırktı. Amaçlarını az çok kavrayabilmişlerdi. Bu bir fedakarlıktı ve Eviren ırkının kendisiyle alakalı bir fedakârlık idi. Kesinlikle kendi amaçları olan bilim araştırmaları için arkada bir şey bırakacaklardı. Ya gelecek büyük patlama ile doğan bilim taraftarına bir araç ya da gelecek bilim taraftarını değiştirecek, etkileyecek bir şey.

 Araştırmalarını sürdürürken geleceğe de hazırlanmaya başladılar. Böylelikle son Evirenle savaş için hazırlanmışlardı.

 Evirenlerin yok olmasından sonra uzunca bir süre geçti. Bu süre zarfında evrende büyük değişimler meydana geldi. Gerek Nötrlerin hareketleri, gerek savaşın ardından gelen artçı etkiler, gerekse fedakârlığın oluşturduğu değişimler.

 Evren hiç olmadığı kadar dengesiz ve aktifti. Bu defaki büyük patlama, 100 çağ kadar gecikti. Öyle ki evrende bozulmalar gerçekleşmeye başlamıştı.

 Nötr Evirenler bu süreçte o kadar evrenle uğraşıyorlardı ki esas problem olan Büyük Patlama'dan sonrasında olacaklara hazırlık planlarında bazı noktalara dikkatsizlik etmeye başladılar.

 Evrenin durumu artık baş edemeyecekleri düzeye geldiğinde Büyük Patlama'yı tetikleme denemesini 50. kez gerçekleştiriyorlardı ve bu defaki denemeleri başarılı oldu.

 Bu başarılarını kutlayamadan sonraki Eviren'e dikkat etmekte gevşediklerini fark etmek zorunda kaldılar, Evren Yutan hızla oluşmaktaydı.

 Geciken çabaları ancak yeni Eviren'in aç olmasını, dolayısıyla güçten düşmesini sağladı; onu engelleyemedi.

 Evren Yutan, diğerlerine kıyasla anormal olsa da bir Eviren idi. Esasında Evirenler yiyip içmezken onlardan farklı olarak buna ihtiyacı vardı. Onun besini Evirenler olacaktı. Maalesef ki sadece birkaç nötr Eviren kalmıştı.

 Doğumundaki açlığından dolayı Nötrleri avlayacak gücü olmayan Evren Yutan, çareyi evrenin kendisini yutmakta buldu. Nötrlerin karşı çıkması sebebiyle büyük bir çaba harcadı lakin tüm evreni yutmayı başardı.

 Nötrler ise kendilerini savunacak kadar hazırlanmış ve koruyabilmiş olsalar bile maalesef bu hazırlıkları evreni korumaya yönelik değildi ve tüm çabalarına rağmen engel olamadılar.

 Artık tek seçenekleri kalmıştı, o da tüm güçlerini birleştirerek daha güçlü bir hamle yapmak.

 Her Eviren farklı güçlerde nihai uçlar idi. Bu Evirenlerden birinin uzmanlığı, dış güçlerdeki kontrol idi. Uzmanlığının getirdiği yeteneklerinden biri de gönüllülük esasıyla birçoklarının gücünü, tek kişiyi aşırı güçlendirmek için birleştirebilmekti.

 Bu birleştirilen gücün etkisi, hedefin yeteneğini güçlendirmeye ek olarak destek verenlerin fedakârlıkları kadar kendi güçlerinden bir kısmını kullanmaya izin vermesiydi. Mesela manyetizma alanı oluşturabilen bir güç, ışık oluşturabilene destek veriyorsa aşırı güçlü manyetik alana sahip ışık oluşabilirdi ya da manyetizmaya direnci artmış bir ışık gibi sayısız şey.

 Evren Yutan, birçok açıdan kendilerini aşıyordu. Öyle ki Evren Yutan'ı mühürlemek, elde edebildikleri en iyi plandı. Hem mühür gücü, tüm desteklerle de aşırı uyumlu bir güçtü.

 Sonuç olarak, tüm güçlerini Mühür Eviren'in gücünü teşvik etmeye kullandılar.

 Bu sırada beklemedikleri kadar kendilerini zorladılar. Hatta mühür neredeyse başarısız oluyordu. Bu amaç uğruna o kadar fedakârlıkta bulundular ki tamamen mührün bir parçası olmak zorunda kaldılar.

 Evren Yutan mühürlenirken, karşı koyamayacağını anlayınca "karşı gelemiyorsam kabullenirim" diyerek hamlesini değiştirdi ve yuttuğu her şeyin kader bağlarıyla etkileşime geçmeye karar verdi.

 Fiziksel bedeni ile sonraki Büyük Patlamayı oluşturdu; ruhunu, parçalayıp evrene dağıttı. Dağılan ruhu yavaşça söndü. Bu sırada tüm gücünü, Mühür Eviren'inin mührünü yutmaya harcadı.

 Mühürü dönüştürdü, kendi kader bağlarını mühürledi.

 Dönüştürdü, anılarını mühürledi.

 Ve dönüştürdü, kendi varlığını mühürledi.

 Bir Eviren'in mührü nasıl zayıf olabilir? Evirn tüm gücünü harcadığı mühür, nasıl tüm evreni mühürleyemez? Evirenlerin içinde kudretlilerin de kudretlisi olan Nötr'lerin ortak çabası, nasıl evrenin kanunlarını etkilemez? Ve tüm taraflı Evirenlerin kudretiyle oluşan "Yutan Eviren"in gücüyle değişime uğrayan eşsiz mühür, evrende nasıl bir etki oluşturur?

 Bu mühür, Ebedî Reenkarnasyon Mührü oldu. Yutan Eviren'in ruhunu kısmen koruyarak kendi ebedî reenkarnasyonunu oluşturmasını sağladı.

 Yutan Eviren, yıllarca farklı canlılara reenkarne oldu. Normal her canlı, dünyada ölüp arşa gitmek için kabirde beklerken o yapmadı. Sonuçta reenkarnasyona kendini mühürlemişti. İstese bile artık mühürden çıkmak için nviren kudretine sahip değildi ki zaten bunu planlamamıştı, henüz mührü açmayacaktı.

 Her türden canlı hayatını deneyimlerken ruhuna, eskiden sönen ruhunun parçaları karıştı. Parçalar biriktikçe akıllanıp anılar kazandı. Bu anılar asla önceki yaşamlarına ait sıradan anılar değildi, araştırma ve bilime ait anılardı. Mühür ile yalnız kendi reenkarnasyonunu mühürlememiş, üç şey daha mühürlemişti.

 İlki, sönmüş ruhu. Dağılıp yok olmayacak, tamamen toplanana kadar ebedî kalacaktı.

İkincisi, araştırma ve bilim anıları. Tüm yaşamlarında biriken bilim ve ilim, her reenkarnesinde ruhuyla birleşecekti.

Üçüncüsü, benliğinin anıları. Buna ancak yeterli olduğunda erişebilecekti. Her hayatındaki yaşamına ait anılarına ek, kendi varlığına bağlanan tüm varlıkların anı ve bilgileriydi bunlar.

 Zaman zaman hayvan, zaman zaman bitki oldu. Bu canlıların sıradan davranışlarının çok dışına çıkmadı, tabii ki diğerlerinin gözünde. Yoksa pek çok araştırma ve uğraşı vardı, bu onun özel içgüdüsüydü.

 Yıllar yılları kovaladı, insanoğlu ortaya çıktı. O, zaman zaman insanların inançları sebebiyle kötülenirken zaman zaman da kahraman gözüyle bakıldı. Araştırmaları sürekli gelişirken birçok teknolojisi tahribat ve felaketlere uğradı, insan arzu ve kibri sebebiyle tarihin tozlu sayfalarına karıştı.

 Sıkça insanlardan soyutlanmayı tercih ederek eski yaşamlarında gittiği yerleri tekrar tekrar keşfetti, inziva için kullandı. Kimi yaşamındaysa aynı yerler yerine yepyeni yerlerde devam etti...