Bölüm 101: Titre, Long Ailesi

avatar
6311 7

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 101: Titre, Long Ailesi


 

Çevirmen: madShy

 

Tüm krallıkta Long Zhaofeng’i kabul etmiş ve etmemiş olanların ikisi için de tek seçenek vardı ki bu da hakimiyetini kabul etmekti.

 

Krallık içerisindeki tüm güçler içinde Long Ailesini tehdit edebilecek neredeyse hiçbir güç yoktu ki daha azı onlarla uğraşacak türden bir güç için geçerliydi.

 

Sonuçta Long Ailesi gökleri kazanmıştı. Varlıkları tüm düklerin üzerinde gezmeye yetecek üstün bir düzeydeydi.

 

Tabii ki birkaç kişi Jiang Chen’in istisna olduğunu biliyordu.

 

Long Zhaofeng büyük ordusunu dikenli çalı Jiang Chen’i budamak için kendi tarafında toplamıştı.

 

Bunun dışında kimse Jiang Chen’in tüm krallığın kudretine karşı dövüşecek yeterlilikte olduğunu düşünmüyordu.

 

Doğu Lu o kadar güçlüydü ve yine de zorlukla birkaç gün dayanabilmişti.

 

Jiang Chen konusunda ise Long Zhaofeng’in bu kadar üzerine düşmesi ne kadar güçlü bir hükümdar olduğunu vurgulamak için değildi. Daha çok Long Ailesi ile Jiang Ailesi arasındaki düşmanlığın derinliğinden kaynaklanıyordu. Bu kin denizdeki tüm suyla bile yıkansa temizlenemeyecek türdendi.

 

Jiang Chen’den böylesine vahşi sözler duyması üzerine üç ordunun askerlerinin hepsi doğal olarak Jiang Chen’in kendi kafasında kurduklarını duyurduğunu düşünüyordu.

 

“Haini kim benim için yakalayacak? Bir milyon altınla mükafatlandırılacak ve Jiang Han Dükü olacaksınız.”

 

Long Zhaofeng uzun kırbacını savurdu ve Jiang Chen’i işaret etti.

 

Şuan ulusun hükümdarı olmasına rağmen Long Zhaofeng de Jiang Chen’in kibirli tutumu karşısında öfkelenmiş ve çileden çıkmıştı.

 

Bir milyon altın, Jiang Han Düklüğü…

 

Bu onurlar sancağı altındaki tüm uzmanları cezbetmişti. Uğruna eğitim yaptıkları şey servet ve onur değil miydi?

 

Bir dövüş daosu uygulayıcısı ruhsal daoya giremiyorsa o halde bunların tümü temelsiz, fani ve hayal hükmündeydi. Kuşkusuz bu hyatta kazanmak istedikleri şey refah ve servetti.

 

Dük veya general olmak, kral veya imparator olmak dışında en yüksek düzey zenginlikti.

 

Kısa sürede Long Ailesi tarafındaki uzmanların tümü ileri atıldı. Hepsi daha yeni gerçek Qi ustalığına terfi etmiş kraliyet uzmanlarıydı.

 

“Majesteleri, şahsınız bu haini yakalamak ve öldürmek istiyor.”

 

Long Zhaofeng büyük ölçüde memnundu. “Hepiniz bir akılsınız ve onu öldürdüğünüzde hepiniz ödüllendirileceksiniz.”

 

“Minnet duyarız Lordumuz.” Altı gerçek qi ustası geçidin üzerindeki noktaya bakarken gözleri şevkle parlıyordu. Jiang Chen’i öldür, düklüğü ele geçir ve bir milyon altın kazan.

 

Kimse bu koşullara dayanamazdı.

 

Şaşırtıcı şekilde Long Zhaofeng’in tarafındaki Long Juxue onları ciddiyetle uyardı, “Düşmanınızı hafife almayın. Jiang Chen uzak mesafeden atış yapma konusunda ustadır ve Altın Kanatlı bir Kılıç Kuşuna biniyor. Bu aşırı sıradışı bir durum.”

 

“Prensesin hatırlatmalarını anlıyoruz.”

 

Long Zhaofeng elini salladı ve Long Er ileri yürüdü. “Majesteleri.”

 

“Long Er, tüm gerçek Qi ustası okçulara kendilerini hazırlamalarını söyle. Jiang Chen Altın Kanatlı Kılıç Kuşunun üzerinde kaçmaya çalışırsa ona ateş etmeliler.”

 

“Kulunuz emrini anladı.” Long Er emri alırken eğildi.

 

Büyük ordu tüm bu süre boyunca hiçbir hazırlık yapmadan ilerlememişti. Long Ailesinin Jiang Chen’in Altın Kanatlı Kılıç Kuşları için özel hazırlıkları vardı.

 

Altın Kanatlı Kılıç Kuşunun gerçek Qi ustası düzeyinde yırtıcı bir kuş olduğunu onlar da biliyordu. Sıradan okçular hiçbir şekilde zarar veremezdi.

 

Yalnızca gerçek Qi ustası düzeyindeki uzmanlar güçlü ve yırtıcı oklarla gelişigüzel saldırarak Altın Kanatlı Kılıç Kuşunu havalanmaktan alıkoyabilirdi.

 

“Long Er, bu Jiang Chen yüksek konum avantajını elinde tuttuğunu düşünüyor ve Altın Kanatlı Kılıç Kuşunun üzerinde değil. Bu onu öldürmek için en iyi zaman. Altın Kanatlı Kılıç Kuşuna bindiğinde ve tekrar gökyüzüne ulaştığında gerçek Qi ustalarının okları bile onun hızıyla boy ölçüşemez.” Long Juxue bir kere daha hatırlattı.

 

Long Er bir şeyler tasarladı ve belirsizce onaylayarak kendilerini hazırlamakta olan altı gerçek Qi ustasına söyledi. “Altınız onu yerde tutmalı ve Altın Kanatlı Kılıç Kuşuna binmesine müsaade etmemelisiniz.”

 

Altı gerçek Qi ustası Jiang Chen’e doğru atılmakla görevliydi ve sekiz gerçek Qi ustası okçunun hepsi hazırdı.

 

Bu hamle neredeyse Long Zhaofeng’in elindeki tüm çekirdek gücü harekete geçiriyordu.

 

“Öldürün!”

 

Jiang Chen’e atılma görevinde olan Altı gerçek Qi ustası oklara karşı savunabilen hafif zırhlar ve kasklar kuşanmışlardı. Tamamen zırhlanmış ve dağ geçidinin yukarısına doğru harekete geçmişlerdi.

 

Gerçek Qi ustaları hiçbir aşırı varlık göstermedi.

 

Devasa toz bulutlarının döndüğü bir manzara zeminden belirerek altı toz fırtınası oluşturmuş, toz denizinden fırlayan altı ejderha gibi geçidin üzerindeki gökyüzüne doğru uçuyordu.

 

Süzüldükleri gibi hepsi silahlarını çekti ve doğrudan geçidin en üst noktasına saldırdı.

 

Bu saldırı düşmanı yaralamak için değildi. En iyi savunma iyi bir saldırıydı ve bu saldırı geçidin en üstünden gelecek bir pusuya karşı savunabilecek bir saldırıydı.

 

Jiang Chen geçidin tepesinde dururken gözleri netti ve zeka parıltıları saçıyordu. Gözleri ışıldadı ve soğuk ışık patmalası huzmeleri ateşlendi.

 

“İyi alındı.”

 

Güçlü kolları art arda hareket ederken altı Tüylü Fırlatma Bıçağı gökyüzünü ateşlenen yıldızlar misail parçalayarak görkemli ve kurnaz eğriler çizerek doğrudan yukarı doğru saldırıya geçen altı gerçek Qi ustasına doğru ateşlendi.

 

Aynı zamanda Jiang Chen uzun bir ıslık öttürdüğü gibi isimsiz bıçak yukarı geldi. Yüksek konumdan kolları bir defa titrediği gibi gerçek Qi akıntısı tayfun misali kabardı.

 

Engin Okyanus Akıntısı Ayracı bir kahramanın gerçek renklerini sergiliyordu.

 

Bu bıçak gerçekten engin bir okyanus akıntısını gözler önüne seriyor ve gerçekten bir kahramanın bendinden geliyordu.

 

“Engin Okyanus Akıntısı Ayıracı, dalga kıran formu, yar geç!”

 

Şuan gerçek Qi ustalığına yükseldiğinden Jiang Chen’in Engin Okyanus Akıntısı Ayıracı doğal olarak yarıp geçişiyle birlikte gelişmişti. Bu son derece bilgece hamleyle şuan önceki aşamaların hepsini geçmiş ve böylece sağlam bir düzeye ulaşmıştı.

 

Yeteneklerinin zirvesindeki vuruşuyla, tek vuruşu nehirleri ve okyanusların akıntısını tersine çevirmeye yetecek güçteydi. Dağın tepesinden gelen bir tsunami gibi çökerek, tüm geçidi kaplamış ve yukarı doğru atılmış altı figüre doğru yuvarlanmıştı.

 

Bıçağın aurası avını belirlemiş yırtıcı bir yaratık gibi konsantre bir gerçek Qi oluşturarak altı gerçek Qi ustasının nefes alıp verişini bir anda hızlandırdı.

 

Altı korkutucu fırlatma bıçağı beraberinde gizemli bir gücü getirdi ve en can alıcı ve acımasız noktalarına ulaştı.

 

Kısa sürede altı gerçek Qi ustasının hepsi aynı anda belli bir varlığın kokusunu almıştı...

 

Ölümün kokusunu..

 

Bu korkutucu baskı tayfun misali durdurulamazdı. Geri çekilmezlerse öleceklerine dair bir içgüdü veriyordu.

 

Tereddüt tam da o kritik anda gerçekleşti.

 

Fakat altı kişinin kaderleri tamamen farklıydı.

 

Üç kişi endişeyle geri çekildi. Fırlatma bıçakları tarafından vuruldular ve göğüslerine şok verilmiş gibiydiler. Kan ağızlarından ve sırtlarından fışkırıyordu ancak canlarını kurtarmışlardı.

 

Anında geri çekilmeyerek akıntıya karşı devam edenler fırlatma bıçaklarının hedefi oldu. Engin Okyanusunn Akıntı Ayracının güçlü Qi’si onlarla aynı anda birleşirken iç organlarını kan saçtılar ve öldüler.

 

Tek harekette altı gerçek Qi ustası. Üçü ölmüş üçü ağır yaralanmıştı.

 

Jiang Chen bıçağını çekti ve aşağıda uzaktaki Long Zhaofeng’i işaret etti. Görkemli, otoriterdi. “Long Zhaofeng, oğlunu öldürdüm ve şimdi ölmesi için değersiz çöplerini gönderiyorsun. Tüm bunlar ulusun hükümdarı olma yolların mı?”

 

Duruşu öyle heybetliydi ki, çelik kadar cüretkardı. Sanki Tai Dağı üzerine yığılsa gözünü bile kırpmayacaktı.

 

Jiang Chen konuştuğunda dağlar ve nehirler rengini değiştiriyor, dereler ters akıyor okyanuslar suyunu çekiyordu sanki.

 

Bu milyonluk güçlü ordu üzerine bir anda sessizliğin hakim olmasına neden oldu. Büyük dağ geçidi ve milyonluk güçlü ordu bir olmuş gibi hiçbir yaşam veya ses izi duyulmuyordu.

 

Long Zhaofeng bile Jiang Chen’in o anki şaşırtıcı duruşu karşısında sersemlemişti.

 

“Bu Jiang Chen, ne zaman o… ne zaman…” Yanmen Dükü mırıldandı. Neredeyse gözlerine inanamıyordu.

 

Bilindiği üzere yalnızca birkaç ay önce Jiang Chen daha temel sınavlarını bile geçemiyordu.

 

Long Zhaofeng çileden çıktı ve bağırdı, “Long Er, emirlerimi ilet. Tüm gerçek Qi ustaları öne çıkıp onu öldürmek zorunda. Öldürün onu!! Öldürün! Öldürüüün!!”

 

“Anlaşıldı!”

 

Long Juxue’nin ince kaşları hafifçe çatılırken soğukça Jiang Chen’in olduğu yöne doğru baktı, “Jiang Chen, biraz potansiyelin ve yeteneğin olduğunu kabul ediyorum. Lakin burası senin için yolun sonu.”

 

“Öyle mi dersin?” Jiang Chen’in ifadesi kazık gibiydi. “Fakat haklısın. Burası yolun sonu. Yeterince eğlendim.”

 

Ansızın Jiang Chen sesini yükselterek haykırdı, “Gouyu, Doğu Lin, Doğu Zhiruo gözlerinizi açın ve Long Zhaofeng’i nasıl öldürüyorum iyice izleyin, şu hain gaspçıyı.”

 

“Jiang Chen, rahat konuşman işe yaramaz. Bu dağ geçidi milyonluk ordumun ayakları altında ezilerek dümdüz olacak. Long Ailem Jiang Han bölgeni çiğneyecek ve Jiang Aile üyelerinin hepsini katledecek.” Zehirli bir engereğin kötülüğünü andıran bir duruş Long Juxue’nin güzel görüntüsüne yayıldı.

 

“Hahaha, önce yapabilmen lazım. Milyonluk güçlü ordu mu? Jiang Han bölgemi yok etmek ve aile üyelerimi katletmek mi? Fazla geri kafalısın Long Juxue, Long Ailenin kökünü kazıma kararımı daha da sağlamlaştırdın.”

 

Jiang Chen konuşmasını bitirdiğinde ayaklarının altındaki kil bebek misali milyonluk orduyu görmezden geldi.

 

Long Juxue cesur insanlar görmüştü, ölümden korkmayanları görmüştü.. Fakat hayatında ilk defa milyonluk güçlü bir ordu kapısına dayanmışken bu kadar umursamaz ve rahat davranan birini görüyordu.

 

Bunun dışında Jiang Chen’in özgüveni ve kendinden emin tutumu belirsizce Long Juxue’yi şaşırtarak huzursuz ediyordu.

 

Neden rahatsızdı? Arkasında milyonluk güçlü bir ordu, ona destek olan yüzlerce gerçek Qi ustası ve komuta ettiği krallığın en seçkin güçleri bulunuyordu.

 

Fakat rahatsız bir duyguyla sarsılıyordu.

 

Long Zhaofeng yüzü kararırken bunu daha fazla düşünmedi, "Xue’er, onunla tartışmanın artık bir manası yok. Derhal geçide saldırın, Jiang Chen’i öldürün, Jiang Chen ailesini katledin ve Jiang Han bölgesini ezip geçin!”

 

Milyonluk ordu ahenk içerisinde gürleyen kaplanlar gibiydi.

 

Politik durumdaki sert değişim, bağırmalar ve çığlıklar milyonlarca kişinin etkileyici bir atmosfere bürünmesini sağlarken dağlar çöküyor, yer yarılıyor gibiydi. Bu bir anda asık suratlı ordunun moralini bir şekilde yükseltmişti.

 

“Jiang Chen’i öldürün!”

 

“Jiang Klanını katledin!”

 

“Düklüğü ele geçirin ve Jiang Han Dükü olun!”

 

“Öldürün!”

 

Dağ rüzgarları gürlerken savaş davulları yırtıcı biçimde çalınıyordu. Savaş çığlıkları gökleri sarsarken askerler silahlarını çekti.

 

Milyonluk güçlü ordunun önünde İkinci Geçit ince ve kırılgan görünüyordu. Milyonluk ordu sanki tek nefeste onu alaşağı edecekti.

 

O sırada Jiang Chen bir şeyler mırıldandı ve aniden uzun bir ıslık çaldı. Bunu birkaç keskin kısa ıslık takip etti.

 

Islıklar arasında dağın iki tarafındaki geçitte çöküyormuş gibi muazzam gümbürtü sesleri yankılandı. Sayısız kaya aşağı düşerken dağ her an patlayacak gibiydi. Sanki dağın vadisi içerisindeki uyuyan antik bir yaratık uyanıyordu.

 

“Ne?”

 

Masmavi anka bedenle Long Juxue’nin potansiyeli fazlasıyla yüksekti. Belli belirsiz dağların ve nehirlerin rengini değiştirdiğini, göklerin ve yerin karanlık, kasvetli bir hal aldığını tespit edebiliyordu.

 

O sırada korkutucu bir manzara ortaya çıktı.

 

Dağ geçidinde….

 

VııınnnVııınnnVııınnnVııınnnVııınnnVııınnn..

 

Sayısız Kılıç Kuşu ve sayılamayacak kadar fazla kanat dağ vadisinden ok yağmuru misali atılırken gizlendikleri yerden fırladılar.

 

Tek nefeslik zamanda gökyüzünü kaplayarak güneşin önünü kapattılar. Gökyüzü biri nasıl bir göze sahip olursa olsun simsiyahtı. Her yerde Kılıç Kuşları vardı. Sayısız Kılıç Kuşu tüm göktüzünü muazzam bir gök kubbe misali kaplıyordu.

 

Bir anda gökyüzü ışığını kaybetmiş ve öğlen güneşinin yakıcı sıcaklığı dağ vadisinden tamamen kaybolmuştu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr