SOTR 6: Kâhya Jiang Zheng’in Endişeleri

avatar
9531 11

Sovereign of the Three Realms - SOTR 6: Kâhya Jiang Zheng’in Endişeleri


 

Jiang düklüğün hane halkı bu acımasız yarışmadan dolayı zor durumdaydı.

 

Saklı Ejderha Sınavlarına sadece 6 ay kalmıştı ve Jiang Chen’in şimdiye kadarki performansı tek kelime ile “Felaket” idi. Bu sınavlara girebilmek için birçok testin tamamlanması lazımdı ancak neredeyse hiç birine başlanmamıştı.

 

Jiang Chen’in bu testleri geçme şansı son yaşanan olayları göz önüne almazsak sadece %30-40 dı. Ailesinin çöküşüne sebep olacak gözüyle bakılanlardan biriydi. Ancak Jiang Chen’in şevki kırılmamıştı, hatta oldukça heyecanlıydı.

 

“Güçlü sonsuza kadar hüküm sürer. Görünen o ki vahşi doğa kanunu yüksek rütbelerden sıradan yığınlara kadar istisnasız işliyordu. Önceki hayatımda yetişimci olamadığım için bunu tecrübe edememiştim, ancak şimdi hayatımın en görkemli zamanlarında yaşıyorum, bu fırsatın kaçmasına izin vermem!”

 

Geçmiş hayatında Kutsal İmparatorun oğlu gibi yüce bir pozisyondaydı. Bu yüzden kimse ona saldırmaya cesaret edemiyordu. Ancak yin yapılı beden yüzünden yetişimci de olamıyordu. O yüzden kimse ile kimliğini saklasa bile dövüşemiyordu.

 

Fakat bu hayatta sonunda o çok hayalini kurduğu dövüş sanatlarının en tepe noktasına ulaşmanın zevkini tadabilecek fırsata sahipti. Yeni hayatından keyif aldığı yerde buydu.

 

“Krala 3 gün içinde saraya gelip prensesi tedavi edeceğimi söyledim o yüzden bu 3 günü iyi kullanmam gerek, üstelik Gizli Ejderha Sınavlarına katılacak adaylar arasında ben de varım. Her ne kadar Saklı Ejderha Sınavlarına 6 ay daha olsa da bu ‘tatlı’ babamın yüzünü güldürmeliyim. Onun düklüğü kaybetmesine göz yumamam.”

 

Şansızlığı bu yeni bedeni bayağı ciddi hasar görmüştü. Eğer bunları tedavi edemezse saraya giremeyecek ve hatta Sınavlara girmek için gerekli olan ufak testleri de kaçıracaktı.

 

Saklı Ejderha Sınavları için her ay küçük testler düzenlenir ve tüm bu skorlar toplanır. Eğer bir ay kaçırılırsa onun için gerekli olan ödevlerde birikirdi.

 

Önceki Jiang Chen'in çoktan dünya kadar ödevi vardı. Eğer böyle devam ederse daha Sınavlardan önceki son tetkike dahi gerek kalmadan başarısız olacaktı.

 

Bu hiçte Jiang Chen’in olmasını istediği durum değildi. Daha önceki hayatında milyonlarca yıl **// abartı değil gerçekten milyonlarca yıl //** simya üzerine araştırmalar yapıp ilaçlar ve Danlar hazırlamıştı. Çok ünlü bir simya uzmanıydı simya dünyasında. Birçok simyacı onun öğretileri üzerinden bu yolda yürümüştü.

 

Tianlang Kütüphanesinin yönetiminde milyonlarca yıl boyunca sorumlu olması sayesinden sayısız kitap ve parşömen okumuştu. Bilgisinin bir sınırı yoktu. Sıradan insanların yaşayışlarından tanrılara kadar uzanıyordu.

 

O yüzden bu tür basit sakatlıkları halletmek sıkıntı değildi.

 

Bir gece dinlenmeden sonra, ertesi sabah eline bir fırça ve onu mürekkebe daldırıp bir liste hazırladı.

 

“Jiang Zheng!” diye kapıya doğru seslendi. Jiang Zheng dük tarafından Jiang Chen’in ihtiyaçlarını karşılaması için kişisel kâhyası olarak atanmıştı. Bir kâhya efendinin arkasını toplamalıdır. Ancak nedense kendini buna inandıramıyordu. Her ne kadar görevlerini yerine getirse de bunu yüce bir ruhla yaptığı söylenemez. Genç efendisine karşı hizmette kusur etmiyordu ancak bu genç dük hiç de düzelmiyordu. Diğer düklüklerdeki uşak ve kâhyalar efendilerine hizmet ederken gayet güzel bir hayat yaşıyorlardı, en güzel yemekleri yiyorlar, en güzel içkileri içiyorlar ve en güzel yerlere gidiyorlardı. Ancak onun efendisi ise bir garipti, her gün farklı bir çılgınca fikir ortaya atıp günlerini geçiriyordu.

 

En önemlisi de eğer işler yanlış giderse tüm suçu üstlenmesini söylerdi bu yüzden efendisinin yaptıklarından onunda başı az yanmış değildi. Bir veliahttın kâhyası olarak kendisi sınıf atlamış gibi göremiyor hatta daha çok ölümüne çalışıyormuş gibi hissediyordu. Tek istisna ise para idi.

 

Bu genç efendi parayı su gibi harcıyordu. Kendisinin ve arkadaşlarının yaptıkları serserililikler başlarına bela açtığı zaman hemen para ile sorunları hallediyordu.

 

Her ne kadar Jiang Han dükü oğlundan parayı esirgemese de oğlunun para harcama hızına ayak uyduramıyordu. Ayın yarısı daha yeni olmasına rağmen tüm harçlığı bitmişti.

 

Her ne kadar sessiz ve sakin bir gün geçirmek istemesine rağmen Jiang Chen’in sesini duyması ile başına ağrılar girmeye başlamıştı. Ancak efendisinin çağrısını reddedemezdi.

 

“Genç dük, bu kâhyanız beceriksiz. Sizinle ilgilenemedi. Lütfen sert bir biçimde cezalandırın. Bu kâhyanızı kovsanız dahi tek bir kötü söz bile etmeyecek.” Jiang Zheng içeri girer girmez hızlıca yere selam verme pozisyonunda eğildi.

 

Bu söylediği “beceriksiz” ve “ lütfen sert bir biçimde cezalandırın” lafları boş bir lakırdıdan başka bir şey değildi. Jiang Han dükünün meseleyi soruşturmaması zaten Jiang Zheng'in görevlerini yerine getirdiği anlamına geliyordu. Zaten genç dük de serseri olsa da astlarına karşı kötü davranmak gibi bir huyu yoktu.

 

Eğer eski Jiang Chen olsaydı bu sözlerin altında gerçek manayı anlayamazdı. Fakat bugünkü Jiang Chen gayet iyi anladı ne demek istediğini.

 

Bir şarkının altında yatan anlam onun melodisinden anlaşılır. Gözüken o ki Jiang Zheng eski Jiang Chen’in emrinde çok fazla sıkıntı ile karşılaşmış ve bir bahane ile görevini bırakmak istiyordu.

 

Jiang Chen kâhyanın amacının ne olduğunu anlamazdan geldi ve gülümseyerek sessizce “Jiang Zheng, Babam seni bana atarken sana zenginlikler ve onur vaat etmişti, ne yazık ki sen bunların tadına varmak yerine benim arkamı durmaksızın temizlemekle uğraştın. Bu yaptıkların hep aklımda olacak.”

 

Jiang Zheng afalladı. Genç dük insanları teselli eden bir şekilde konuşmayı nereden öğrendi?

 

“Jiang Zheng, bu ayki paramız bitti değil mi?” Jiang Chen kâhyanın cevap vermesini beklemeden gülümser gibi gözüken ama aynı zamanda öyle gözükmeyen bir ifade ile sordu.

 

“Eh… um…”. Daha önce genç dük ile onun halinden anlayan bir konuşma yaşamadığı için nasıl cevap vermesi gerektiğini bilmiyordu. Neredeyse göğsüne vurup merak etmeyin genç dük! Ben, Jiang Zheng, bir yol bulacağım diye söz verecekti.

 

Ancak bir anda böyle bir söz verirse bu parayı nereden bulacağı düşüncesi gelince duraksadı ve bu sözü vermekten vazgeçti. Genç dükün ağzından bugün bal damlıyordu, acaba bu ona oynadığı yeni bir oyun muydu? Jiang Zhang hemen gardını aldı ve dikkatini 10 katına çıkardı.

 

Jiang Zheng’in bu endişeli halini görünce sesli bir biçimde güldü. “Jiang Zheng, yani durum bu. Bu listede bazı bitkisel malzemelerin adı var. Git ve bana listede belirtilen miktarda bunları Şifa Konağı’ndan temin et."

 

Jiang Zhen aptalca listeyi kabul etti ancak yerinden kımıldamadı. Tamam, elinde liste var ama para nerede peki? Şifa Konağı bedava satmıyordu bu malzemeleri değil mi? Senin ailenin malı değildi Şifa Konağı.

 

“Jiang Zheng, kâhya ve efendiymişiz gibi değil de 2 arkadaş sıradan bir biçimde sohbet ediyormuşuz gibi düşün. Sence ideal bir kâhyada bulunması gerek özellikler nelerdir? Sence birisini en iyi kâhya yapan şey nedir?"

 

En iyi kâhya?

 

Bırak en iyisini, Jiang Zheng eğer 108 veliahttın kâhyaları arasından sonuncu seçilmezse büyük bir mutluluk yaşardı.

 

“Niçin yüzün düştü? Hadi ne düşündüğünü söyle bana.” dedi kâhyayı cesaretlendirmek için.

 

Jiang Zheng duraksadı, yutkundu ve cesaretini toplayıp “Gerçekten söylememi istiyor musun?"

 

“Konuş. Eğer güzel konuşursan ödüllendirileceksin!”

 

Bu Jiang Zheng’i pek de etkilememişti. Daha önce pek çok ödül vermişti efendisi ancak verdiğinden daha fazlasını ödünç alıyordu. Onu düşündüren ise en iyi, en ideal, en müthiş kâhya lafıydı.

 

Doğrusunu söylemek gerekirse, Asillerin takipçileri her ne kadar asiller kadar güçlü ve saygın olmasa da, onların da hala hayalleri ve kariyer özlemleri vardı.

 

Hatta bazıları limriklere yazmıştı.

**Limrik: beş mısralık esprili şiir

 

Jiang Zheng, Jiang Chen’in ciddi duruşundan cesaret alarak “Genç dük, başkentte bazı limrikler oldukça popüler. Benim gibi mesleği olan insanları tarif ediyor.”

 

“Oh? Hadi söyle o zaman.” Jiang Chen’in meraklanmıştı.

 

“Limrik başlar ---- Denizden ve karadan gelen lezzetler, güzel giyinmek ve güzel tımar edilmiş atlara binmek, malikane ve etrafındaki topraklar, altın ve gümüş ile dolu bir ev, güçlü konuşmalar, asillerle arkadaşlık, birbiri ile uyum içinde karılar, çocukları ve torunlarına seven, dük ve prenslerle karıya varan, saygın devlet yetkilileri ile aynı masada oturmak…”

 

Jiang Chen alkışladı ve “Güzel, güzel. Gayet ilginç.” dedi kahkaha atarak.

 

Jiang Zheng efendisinin kahkahasına eşlik etti ancak sanki Jiang Chen kendisi sütten çıkmış ak kaşık gibiymiş gibi konuşması onu iğrendirmişti.

 

“Jiang Zheng, Seni bir süredir gözlemliyorum o yüzden senin yeteneklerine güvenim var. Şimdi, eğer bu görevi kısa sürede tamamlarsan, Senin o hayalini kurduğun zenginlik ve saygınlığı sana sağlayacağım. Eminim o zaman en başarılı kâhya olduğundan şüphen olmayacak."

 

“Görev? Hangi Görev?” diye birden sordu, bu genç düke karşı dikkatli olması gerektiğini karar vermesine rağmen.

 

“Tabii ki elindeki listeden bahsediyorum. Ona gözün gibi bak, O paranın satın alamayacağı bir hazine. Onu Şifa Konağına götür ve yöneticisi ile görüşme talebinde bulun.”

 

“Yönetici ile ne yapacağım? Şifa konağındaki herhangi bir kişi bu malzemeleri temin edebilir. Hem yönetici çok kendini diğerlerinden üstün gören ve onlarla görüşmeyen tipten birisi. Onunla görüşme ayarlamak hiç kolay değil.” diye kısık sesle homurdandı Jiang Zheng.

 

“Heh heh, sadece dediğimi yap. Eğer yönetici seninle görüşmek istemezse, daha sonra pişman olanın kendileri olacağını söyle. Gelecekte ayaklarına kapansalar dahi, tadacakları tek şey pişmanlığın acısı olacak.”

 

Jiang Zheng genç dükün kafasının yerinde olmadığını düşünmeye başladı. Acaba ateşi mi vardı ya da daha uykusundan tam uyanamamış mıydı? Belki de sadece aptallığın verdiği cesaret ile konuşuyordu.

 

Jiang Zheng Şifa Konağındaki insanların ne kadar kibirli olduklarının gayet iyi biliyordu. Onlarla bir görüşme ayarlamak için gereken minimum gerekliliğinin ne kadar yüksek olduğunu da. Genç dük için ilaç almaya gittiği her seferinde boş insanlara ayıracak vakitleri olmadığını her seferinde hatırlattılar.

 

“Jiang Zheng, içinden bana lanet okuyorsun, saçma laflar ettiğimi düşünüyorsun. Bir aptalın kuryesi olarak sana para vermeden bana ilaç malzemeleri almaya gönderdiğimi düşünüyorsun ancak sana bir sır vereyim; elinde tuttuğun liste sıradan bir liste değil. Antik zamanlardan beri kayıp olan bir ilaç tarifi reçetesi. 10 milyon gümüş bile böyle bir reçeteyi müzayede evinden almak için yetmez.”

 

“İlaç tarifi mi?” Jiang Zheng’in yüzünde ağlamaktan daha beter bir gülümse vardı. “Genç dük, bu basit hizmetçinize gülmeyin ancak ne zamandan beridir Jiang ailesi böyle bir antik bir reçeteye sahip. Bu basit hizmetçinizin duygusal kapasitesinin daha sınıra ulaşmadığını düşünüp biraz da mı köşeye sıkıştırıp nasıl bir hal alacağını görmek mi istiyorsunuz?"

 

Jiang Zheng gözleri kızarana kadar güldü. O kadar güldü ki neredeyse ağlayacaktı.

K.N: Sonunda ego basmayan bir ana karakter.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44341 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr