Bölüm 89: Şişko Xuan’ın Tuhaf Karşılaşması

avatar
6231 6

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 89: Şişko Xuan’ın Tuhaf Karşılaşması


 

Çevirmen: madShy

 

Jiang Chen kemikleri kenara tekmeleyerek değerli yayı ve ok kılıfını aldı.

 

“Hep Xue Tong için değerli bir oku nasıl bulacağımı düşünüyordum. Bu Xue Sha armağan dolu bir adam.” Jiang Chen kötünün içinden iyiyi söyleyebilen biriydi. Bu yayın sıradan olmadığını biliyordu.

 

Xue Sha’nın işini bitirdikten sonra Jiang Chen oyalanmadı ve dışarı yürüdü.

 

Aynı zamanda Kılıç Kuşu bölüğüyle yaratık dilinde iletişim kurarak Şişko Xuan ve Hubing Yue’yi üçüncü kat ile birinci kat arasında aramalarını söyledi.

 

Altın Kanatlı Kılıç Kuşları bir yana kim Jiang Chen’in kelimelerini anlamakta zorlanabilirdi ki, diğer Kılıç Kuşları Altın Kanatlı Kılıç Kuşlarının emirleri doğrultusunda harekete geçtiler.

 

Jiang Chen tembelce etrafta oyalanmadı ve o da her köşeyi aramaya başladı.

 

“Şişko Xuan, sana hiçbir şey olmasa iyi olur.” Jiang Chen Şişko Xuan ve yanındakilerin aslında haksız talihsizliklere maruz kaldığını biliyordu. Diğerleri ona bir hamlede bulunmasaydı asla Şişko Xuan ve diğerlerini hedef almayacaktı.

 

Görev için belirlenen zamanın bitmesine hala altı veya beş gün kalmıştı. Jiang Chen’in gitmek için acelesi yoktu.

 

Sonsuz Katakompta kalanların sayısı son birkaç gün içerisinde gözle görülür ölçüde düşmüştü. Ek olarak mücadele izleri Katakompların her yanında görülebiliyordu. Ayrıca bu seferki denemelerin çok kanlı olduğunu ve çeşitli varisler arasında dövüşlerin çok ciddi olduğu da görülüyordu.

 

“Bunlar Long ailesinin günahları. Bu varisler muhtemelen haksız felaketlerin acısını çektiler.” Jiang Chen hafifçe iç geçirdi.

 

Long kardeşlerin bu seferki yarışmayı manipüle ettiğinin izleri çok aşikardı. Cesetlere bakıldığında bazıları Long ailesine yakınken bazıları Long ailesine yakın değildi.

 

İki taraf arasında karşılıklı dövüşler gerçeklemiş olmalıydı.

 

Görünen o ki bu seferki yarışmada kayıp oranı %30’u aşıyordu.

 

Krallık için gerçekten büyük bir kayıptı. Bilindiği üzere önceki sınavlar ve denemelerdeki kayıplar %10’u aşmıyordu.

 

%10 üzerindeki herhangi bir yüzde ağır kayıp sayılabilirdi.

 

“İç sürtüşme, bu yüksek ihtimalle iç sürtüşmelerin kötü sonuçları? Yükselen Ejder Dükünün gücünü inşa etmek için kullandığı yöntemler bunlar. Kraliyet ailesinin yerine yerleşse ve tüm krallığı kontrol etse bile, krallığın canlılığı muazzam ölçüde baltalanacaktır. Bunun yanı sıra bu dükler nasıl kendi istekleriyle ona boyun eğerdi ki?”

 

Jiang Chen başını salladı. Günün sonunda aslında sıradan kraliyetin ve seçkinlerin  arasındaki güç mücadelesi hakkında en ufak ilgi beslemiyordu. Diğer yandan daha büyük resim akışında Yükselen Ejder Dükünün karşı tarafında durduğunu görebiliyordu.

 

Yükselen Ejder Dükünün bu sefer katilleri kiralaması da doğrudan Jiang Chen’i kızdırmıştı.

 

“Yükselen Ejder Dükü, Ben, Jiang Chen, bir gün Long ailesi klanınızı Doğu Krallığından sileceğim!”

 

Jiang Chen bu sefer gerçekten öfkelenmişti.

 

Birinci gün hiçbir ilerleme kaydetmedi. Ne Şişko Xuan’ı ne de Hubing Yue’yi bulamadı!

 

Bu durumlar altında hiçbir haber aslında iyi haber olamazdı.

 

Onları bulamadığına göre bu hala yaşıyor olabilecekleri anlamına geliyordu!

 

Sonraki gün varisler neredeyse tamamen Sonsuz Katakomplardan çekilmişti. Jiang Chen hala hiçbir kanıt bulamamıştı.

 

“Ölmemiş ve çoktan ayrılmış olabilirler mi?”

 

Jiang Chen pes etmek istemiyordu. Bir gün daha aramaya karar verdi. Üçüncü gün yine bir şey bulamazsa o vakit Sonsuz Katakomplardan ayrılacaktı.

 

Hala 2 veya 3 gün kalmıştı, hala geri dönecek yeterli vakti vardı!

 

Altın Kanatlı Kılıç Kuşunun biri kanıt bulduğunda üçüncü gündü. İkinci katın bataklıklarında yaşayan birinin rastgele nefes alıp veriş sesiydi bu.

 

Jiang Chen derhal oraya ilerledi ve bataklıkta gerçekten yaşayan birinin olduğunu fark etti. Bedeninin büyük bir kısmı bataklığa gömülüydü, fakat bu kişi sıkıca bir dala tutunuyordu, tırmanamıyor veya geri çekilemiyordu. Bir komaya girmişti, fakat elleri hala ölümüne dalın etrafını tutuyordu.

 

Şişko Xuan?” Jiang Chen bu kişinin yüzünü net şekilde gördüğünde sersemlemişti.

 

Alelacele Altın Kanatlı Kılıç Kuşlarına onu kurtarmalarını emretti.

 

Şişko Xuan çabucak güvenle kurtarıldı, inanılmaz zayıf ve hissedilemiyordu. Jiang Chen onu tıbbı bir ilaç ile besleyerek bir süre masaj yaptı.

 

Şişko Xuan yavaşça uyandı, dudakları bembeyazdı, “Kardeş Chen, ben…. ölmedim mi?”

 

Kahrolası şişko, gerçekten öldüğünü düşündüm. Xiaoyue’yi gördün mü?” Jiang Chen sordu.

 

Hayır…. onu görmedim. Lanet olası şanssızdım. Bu bataklığa girdikten üç gün sonra saplandım. Gece gündüz yardım çağırdım fakat kimse beni duymadı!” Şişko Xuan şikayet ediyordu.

 

Bu bataklık yığını fazlasıyla izole bir yerdi, Şişko Xuan’ın terk edilmiş bir bölgeye girmeyi başarması oldukça etkileyiciydi.

 

Jiang Chen de gizliden gizliye seviniyordu, “Bu bataklığa saplanman iyi bir şey. Aksi halde acımasız ihtimallerin kurbanı olabilirdin.”

 

Ai. Kardeş Chen, bu sefer bittim. Tek bir yeşil ruh incisi bile toplayamadım. Cehenneme kadar yolu var, bu bataklık bile şişkolarla uğraşıyor ha? Sadece biraz ağırım hepsi bu. Yapım o kadar tıknaz değil, neden içine battım?” Şişko Xuan kendini inkar etti.

 

Jiang Chen’in dili tutulmuştu ve Şişko Xuan’a bir bakış attı. Gülümsedi, “Tamamen elin boş değil. Şişko vücuduna bak, çoğu gitmiş.”

 

Şişko Xuan aşağı bakarken afallamıştı. Aslında tenini darlayan kıyafetlerinin içi boşalmıştı, elbiseler üzerinde çalıntı gibi duruyordu.

 

Kazandan daha kalın beli sıradan bir insandan ince bir hal almıştı.

 

Neredeyse bir ay hiçbir şey yiyip içmediğinden, şişko bedeni olmasaydı muhtemelen uzun süre önce açlıktan ölmüş olurdu.

 

Kardeş Chen, Ben… başarıyla kilo mu verdim?” Şişko Xuan atlarken gözleri parladı. “Haha, Gerçekten başarıyla kilo mu verdim? Yani artık gelecekte piliçleri düşürdüğümde, üzerlerine yattığımda hiç birisi ağırlığımdan ötürü nefes alamadıklarından şikayet etmeyecekler mi?”

 

Jiagn Chen tamamen dilini yutmuştu. Şişko sıradan iyi bir havada değildi. Bu cümleyi sınavda başarısız olmadan hemen önce söylüyordu ve doğrusu piliçleri kaldırma mevzusunu çoktan düşünmeye başlamıştı.

 

Jiang Chen’in dönüş yolunda diğer varislerin cesetlerinden yeterince yeşil ruh incisi toplaması iyi olmuştu.

 

Onun görevi için gereken miktarı ve Şişko Xuan’ın görevi eklendiğinde yeterli olandan fazlasına sahipti.

 

Katakomplarda yarım gün kadar dinlendikten sonra Şişko xuan yavaşça iyileşerek kuvvetinin birazını kazandı. Bir anda merakladı, “Kardeş Chen neler oldu? Nasıl oluyor da Kılıç Kuşlarının hepsi seni dinliyor?”

 

Şişko, biz kardeşiz, yani bu durumları sorma. Ne kadar çok bilirsen senin için o kadar kötü olur.” Jiang Chen, Şişko Xuan’ın hayatında belirgin bir dövüş sanatları başarısı elde edemeyeceğini biliyordu. Bu durumları bilmemesi daha iyiydi.

 

Pekala, ne olursa olsun hala benim en hayran olduğum kişisin Kardeş Chen.” Şişko Xuan daha fazla soru sormadı, “Kardeş, ne kadar gün geçti?”

 

27 veya 28 gün?”

 

27-28 gün mü?” Şişko Xuan somurttu. “Eğer 27 gün olsaydı o zaman ordu hala dağ geçidinin dışında olurdu. 28 günse ordu ayrılmış olmalı ve tek başımıza geri dönmek zorunda olacağız. Eğer hızlı atlarımız yoksa nasıl vaktinde başarabiliriz ki?”

 

Bunun hakkında endişelenme, şu anda Xiaoyue hakkında endişeleniyorum.” Jiang Chen iç geçirdi.

 

Xioyue sekiz meridyen gerçek Qi. Ona ne olabilir ki?” Şişko Xuan kayıtsızca sordu.

 

Jiang Chen ellerini açtı fakat hiçbir şey söylemedi.

 

Eğer Hubing Yue ölseydi sebebi ne olursa olsun Jiang Chen Long Ailesinin bedelini ödediğine emin olmalıydı. Ölümünden yüzlerce ve binlerce kat bir bedeldi bu!

 

Bir gece daha dinlendikten sonra Şişko Xuan’ın yaralarının yüzde altmış yetmiş kadarı iyileşmişti. Sonsuz katakompta birkaç saat dolandıktan sonra sonunda Katakomplardan dışarı çıktılar!

 

Dışarıda mavi gökyüzü ve parlak güneşle birlikte ağaçlar huzurlu bir gölge bırakıyordu.

 

Şişko Xuan kafasını gökyüzüne kaldırarak kocaman bir nefes alarak yüksek sesle bağırdı. “Hayatta kalan biri var mı? Yaşıyor olmak harika! Dışarıda  nefes almak için kahrolası hava çok iyi!”

 

Dağ geçidinden çıkarak ordunun kamp konumuna gelindiğinde düzensizlik hakimdi. Herkes uzun zaman önce ayrılmıştı.

 

Gerçekten hepsinden sonra geç mi kaldık?” Şişko Xuan biraz utanmıştı.”Kardeş Chen sana yine engel oldum gibi görünüyor.”

 

Saçmalamayı bırak.” Jiang Chen alana baktı.  “Bu izlere göre yalnızca bir gün önce ayrılmış olmalılar. Bunun anlamı geri dönmek için iki günümüz var.”

 

O zaman neden bekliyoruz, derhal yola koyulalım!” Şişko Xuan telaşla söyledi.

 

Acelesi yok.” Jiang Chen hafifçe gülümsedi ve yaratık dilinde bazı kelimeler mırıldandı. On Altın Kanatlı Kılıç Kuşu anında çalılardan ayrılarak uçarak geldi.

 

Başkente geri dönmek istiyorum ve kanatlarınıza ihtiyacım var.” Jiang Chen talimat verdi.

 

Altı tane Altın Kanatlı Kılıç Kuşunu ikisini taşıması için ayarladı. Diğer dördü Kılıç Kuşu ordusunu komuta etmekle görevliydi.

 

Jiang Chen doğal olarak Kılıç Kuşu ordusunu başkente sokamazdı. Onları başkentin dış bölgelerinde dağların birkaç kilometre derinlerine yerleştirecekti.

 

Birkaç kilometre mesafe Kılıç Kuşlarının hızıyla beş dakikalık yol demekti.

 

Uçan ordusuyla Jiang Chen kalbinde daha emin hissediyordu.

 

Başkentte, şu günlerde büyük bir taşkınlık yükselmişti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44332 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr