Mistik Dönüşüm Meyvesi!

avatar
388 4

Stars of War - Mistik Dönüşüm Meyvesi!


İmparatorluklardan uzak ulu Hendron Sıra Dağlarının eteklerinde küçük bir kasaba bulunuyordu. Kasaba: yemyeşil ağaçlara, ip gibi ince derelere sahip engin ve hikmetli bir oluşumdu. Dört tarafı ağaçlarla kaplı olan sıradağları; çeşitli hayvanlara ev sahipliği yapıyordu...

Soğuk havada, şafağın beyaza çalan ışıkları küçük kasabayı aydınlatıyor, kasabayı daha ilgi çekici hale getiriyordu. Bu kasaba onlarca yıldır Ventres klanının barınma alanıydı. Klan, konumunun verdiği etkiyle neredeyse hiç kaynaklara sahip değildi. Klan lideri ve ailesi bile üç öğün yulaf lapası yemekten acizdi.Bu kasabada herkesin ihtiyacını gidericek kadar hayvan vardı.20 koyun,10 keçi,2 inek,3 buzağı ve şehre yolculuk hızlı olsun diye 5 tane at.Teknoloji ilerleme kat etmiş ve gelişmeye devam ederken.Bu kasaba teknolojiden yoksundur.Bu kasaba halkı gelirlerini balıkçılıktan kazanırdı,Yaşadığı dağın arkasında ucu ucağı görünmeyen bir okyanus vardı.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kasabada ay ışığı, engin dağı komple aydınlatıyordu. Kasabanın ortasında ise: 4 genç kız, 6 delikanlı erkek toplanmış muhabbet ediyorlardı.

19 yaşındaki sarı saçlı, boncuk mavisi gözü ve güzel görünümlü bir bayan birbirlerine çok yakın olan Kira, SeolJin ve Lodi adlı erkeklere söz geçirmeye çalışıyordu.


Hana:"Off siz laftan anlamazmısınız, asla ama asla avcı olamayacaksınız bu hayali unutun."


15 yaşında ki biraz sapık ve tırsak olan, gözlüklü, siyah kaşlarına kadar gelen düz saçlı, siyah gözlü, çelimsiz çocuk Lodi: "Hana abla sen bin yaşa, laf anlatıyorum anlamıyorlar. Diyorum ki gelin kraliyet ordularına katılalım, hatta ve hatta yeteneğimiz olursa, E.M.D' ye katılalım, avcı olmaya ne gerek var yahu? Sakin rahat hayat yaşayalım işte."

Avcılık tehlikeli bir meslekti. Bir sürü hayvan, insan, meyve ne varsa avlarlardı. Sonrasında belli bir miktar eşliğinde el altından çıkarırlardı.

3 genç arasından en büyükleri olan SeolJin: 18 yaşında yapılı bir gençti. Siyah, çenesine kadar gelen kısa saçlarını arkaya atmış yakışıklı denilebilecek bir gençti. SeolJin, Lodi'nin kafasına yumruk atıp: "Tırsak sen sus! Bir hafta sonra kervanla ayrılacağım ve maceraya atılacağım! Güçleneceğim ve savaşlara katılacağım. Ayy çok heycanlandım Kira, sende 1 yıl sonra 17 yaşına bastığında yolculuğa çıkarsın. umarım buluşuruz...


16 yaşında olan, omuzlarına kadar gelen siyah saçlı, buz mavisi  gözleri, ne uzun ne kısa boyu, ve  yeri geldiğinde zeki yeri geldiğinde aptal olan Kira, cevap vermekte gecikmedi: "Tamamdır, göreceksin avcıların en güçlüsü ben olacağım!"


Hana: "Siz laf anlamıyorsunuz, klan lideri kaç kere uyardı kaç kere dövdü... Bir daha şikayet edeceğim! Görürsünüz hmph!"


Lodi: "Hana abla yalvarırırım söyleme, moruk Yamamato bizi gebertir. Hem benim suçum yok ben gitmek istemiyorum." diye konuştu korkarak.


SeolJin:"Moruğu dinlemiyeceğiz biz! Kirayla gideceğiz!" diye kükredi.

(Y.N: Ergen veletler işte...)



Hana: "Bakalım lider Yamamatoya ne diyeceksiniz..." dedi ve oradan ayrıldı.



Kira içinden: "Aldık yine başımıza belayı." dedi ve küçüklükleri aklına geldi.


--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kira: "Heyyy bana bak moruk, ben ve Seol avcı olacağız!" dedi ve dil çıkardı.


Yamamato: "Seni velet!" dedi ve çocuğun kafasına sert bir yumruk yapıştırdı.


Kira: "Seni canii moruk, nasıl kıyarsın benim mükemmel kafama!" dedi ve hüngür hüngür ağlamaya başladı.



Seol: "Seni pis bunak, ne diye vurdun çocuğa!" dedi ve kardeş gibi büyüdükleri Kiranın önüne geçti.



Lodi cesaretlenerek: "Pis bunak al sana" dedi ve taş fırlatmaya başladı.



Yamamato bütün taşları havada tuttu.


Lodi: "Kaçınn! ayvayı yedik aaaaa!"


Yamamoto 3 çocuğun elbisesinden tuttu ve havaya kaldırdı.


Seol: "Bırak bizi moruk bırak!" diye debelenmeye başladı.


Kira: "Pis sakallı canavar moruk! sal bizi sal!" dedi ardından:



Lodi: "Ç-çocuklar biraz ileri gitmiyormuyuz?"


Yamamato hepsinin yakasından tuttu ve yakınında olan ağacın dalına astı.


Yamamato: "Veletler kraliyet ordusuna veya E.M.D'ye katılacağınıza söz verirseniz sizi bırakırım. Heeee eğer hayla inatçılık ediyorsanız, sabaha kadar burda kurda kuşa yem olursunuz.



Lodi korkarak: "Neden ben, hep masum olan zarar görüyor!" dedi bağırarak.


(Y.N: Adam haklı beyler dağılın :D)


Seon: "Asla! Biz en güçlü avcılar olacağız!" dedi


Kirada ona katılırmışcasına kafa salladı.



Yamamato: "Salaklarr!!" diye bağırdı ve hepsinin kafasına birer yumruk geçirdi.


--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Kira: "Ben ormanda çalışmaya gidiyorum."



Seol :"Senle geleyimmi Kira?"


Kira: "Gerek yok biraz kafa dinlerim."


Lodi ağlamaklı sesle: "Biz kafanı ütülüyorüz yani?"



Kira: "Yok canım olurmu öyle şey..." dedi.


İçinden : "Ulan Lodi sesin öyle tizki off..."


Kira ormanın içine daldı, kuşların rahatlatıcı ve melodik sesleri ve şelalenin sesiyle tam çalışma alanıydı.


Kira: "Off kahvaltıyla duruyorum, bir geyik çıksada avlasam." diye iç geçirdi.


Kira şelaleye doğru yürümeye başladı. Şelalenin ayrı bir manevi alanı vardı. Sesini duyan büyülenirdi. Kira şelalenin hemen üstündeki dağda sanki taşla kapatılmış bir yer gördü ve hemen oraya doğru yol aldı. Kira meraklı bir gençti, güç meyvesinden haberi vardı. Yamamato anlatmıştı, güç kısmını duyunca ormana her gidişinde her yeri dikkatle inceler ve bulma ümidiyle arardı. Kira şelalenin üstündeki taşa zıpladı ve yamaçda ki taşa tutunup, kayalığın en yukarısına tırmanmaya başladı. Dik bir yamaçtı, buradan düşerse eğer suya denk gelmezse ölme riski çok fazlaydı. Kira aşağı bakındı ve ağırcana yutkundu. Dikkatli tırmanışlarla tepeye vardı. Hemen yere uzandı ve hızlı soluklarla nefes almaya başladı. Çok yorulmuştu inişte direk risk alıp şelaleye atlayacaktı. Hemen ayağa kalktı ve taşları yavaş yavaş kaldırmaya başladı. Belli bir çaba sonra mağara benzer bir yol açılmıştı. Mağaranın her yeri ay ışığıyla aydınlanıyordu.



Kira bu mükemmel manzara karşısında: "Mükemmel!" diye bağırmaya başladı.


İçeri girmekte kararsız olsada direk kendini içeri attı. Yavaş ve dikkatli adımlarla mağaranın derinliklerine adım atmaya başladı. Ay ışığı ilerledikçe daha da artmaya başladı. Mağaranın sonunda: eski oyulmuş kayalığın önünde antik yazılar eşliğinde, mavi ve sarı alevlerle kaplı bir güç meyvesi buldu. Bu meyve ışık gibi parlıyordu!!!

Güç meyvelerinin en kötüsü bile 100 milyon yendi!


Kira heycandan midesi ağzına gelmişti. Hemen güç meyvesine doğru koştu. Elinde aldı ve tanrıya şükranlarını sunmaya başladı. O kadar heycanlanmıştı ki elleri titremekten başka bir işe yaramıyordu. Bir kaç yarım saat sonra sakinleşen Kira, büyük bir ikilimde kalmıştı. Satsa büyük bir miktar para elde edip kasabasını güzelleştirebilirdi; fakat hep güçlenmek istiyordu.



Kira: "Tanrım sen büyüksün!" dedi ve meyveyi tek lokmada ağzına attı.

Vücuduna birden büyük bir ağrı girdi. Meyvenin tadı da oldukça acıydı.

Kendi figürünü yere attı ve çığlık atmamak için ağzını kapadı.

Bu saatlerde canavarlar ormanda gezerlerdi, bağırırsa sıkıntı olabilirdi. Kira bir müddet acı çektikten sonra direk kendini taşa yasladı ve yere oturdu. Derin nefesler almaya başladı. Bir yandanda tanrıya dua ediyordu, yediği meyvenin iyi bir meyve olması için. Çünkü bir insanın, bir meyve yeme hakkı vardı.

Meyvelerde canlıydı, bir vücuda 2 meyve girdimi meyveler üstünlük yarışına tutuşur ve vücudu patlatırdı. Kiranın gözleri yavaş yavaş kapanmaya başladı. Yorgundu ve üstüne acı çekince uyku bastırmıştı.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sabah


Seon: "Lodi, Kira hayla gelmedi. Başına birşey gelmiş olmasın?!" diye sordu.


2 genç, sıkıntıdan bir o yana bir bu yana yürüyorlardı. Hep birlikte büyüdükleri için kardeş gibiydiler. Birisinin başına bir şey gelmesinden çok korkuyorlardı.



Lodi: "Ağzını hayrı aç, biraz daha bekleyelim gelmezse moruk Yamamatoya gideriz!"

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kira: "Off başım ağrıyor, ne oldu bana böyle?" diye sızlanmaya başladı.


Kira dün gece olanları düşündü en son bir güç meyvesi yemişti.


Kira: "Aha içimde bir güç hissediyorum sanki kontrolü bende gibi..." dedi heyecanla gücü çıkarmaya çalıştı.


Kira gücü çıkartmadan önce tanrıya dua etti.


Birden kara bulutlar etrafta toplandı. Şiddetli rüzgar esmeye başladı.

Öyleki etraftaki ağaçların dalları kırılırcasına ses çıkarmaya başlamıştı.


Kira ise dönüşüm geçirmeye başlamıştı. Çoğunlukla mavi alev, bazı yerlerde ise sarı alevlerden iki kanat çıktı. İki alevde sanki ortakmış gibi hareket ediyor, sahiplerinin etrafında spiral bir dönüş hareketi yapıyorlardı. Kira cayır cayır yanıyordu; ancak zerre sıcaklık hissetmiyordu. Ayakları mavi ve sarı alev dönüşümü bir pençe oldu. Pençeler oldukça kalın ve uzundu. Kafası anka kuşunun suratını aldı. Kafa kısmı sarı, gagası sarı, diğer kısımları mavi alev rengini aldı. Kuyruğunda üç tane sarı ışıkla parlayan zincirli kuyruk vardı. Bu form sadece sarı ve mavi alevlerle oluşmuş bir formdu.

Kira uçuyordu. Eskisine göre katlarca ve katlarca daha güçlü hissediyordu.

Kira çok heyecanlıydı. Öyleki heyecandan karnı ağrımaya başlamıştı.

Kira daha fazla beklemenin kendisine bir faydası olmayacağını anladı ve hemen havada süzülmeye başladı. Kira çok hızlıydı. Hızlıca uçarken rüzgarlar dalgalanıyor, ağaçları kırılacakmışçasına sallandırıyordu. Gözleri keskinleşen Kira, tüm hayvanları görebiliyordu. Hepsi saygıyla onu anıyorlardı. Bu meyve dönüşüm türü bir meyveydi. Dönüşüm türleri üç kısma ayrılırdı. Mistik, Antik, Sıradan. Mistik meyveler gelmiş geçmiş en nadir meyveydiler, evrende bile sayılı bir şekilde bulunuyorlardı. 2. Nadir olan Elementsel meyvelerdi. Elementsel meyveler, güç meyvesini yiyenin elementle vücudunun bir olması anlamına geliyordu. Kira bunları düşünürken hemen aklında soru işareti oluştu. Kendisi mavi ve sarı alevlerle kaplıydı. Meyvenin türü neydi diye düşündü.



Ses:Mistik dönüşüm türü, Anka kuşu.


Kira bunları duyar duymaz: Çılgınca havada kuş gibi bağırdı. Dönüştüğü için ses telleri dahil bir kuşun ses tellerine bürünmüştü. Bütün orman sesini duydu. Kuşlar kaçışmaya başladı. Hissedebiliyordu sürü halindeki kurtlar bile kuyruklarını kıstırmış, titriyorlardı. Kira hemen Anka dönüşümünde hızlıca havada uçmaya başladı. Çok ve çok hızlıydı. Kira gücünü test etmek için saldırı yapmaya çalışacaktı ki; komple dönüşüm formunda saldıramadığını farketti. Hemen aklını kullanarak:

Kira: "Büyük ihtimalle bu anka dönüşüm formu bana çok hızlı şifa yeteneği, hız ve geçilmez bir dayanıklılık veriyor. Efsanelerdeki anka kuşlarının yenileme özelliğinin var olduğunu düşünürsek gerçekten baya işe yarar bir özellik!" dedi.


Bir süre sonra Kira, ilk dönüşümde fazla kaldığı için enerjisi hızla sömürülmeye başladı. Kira hemen gücü kontrol ederek insan formuna geri döndü. Forma biraz alışmıştı, her uzvunu dönüştürebilirdi. Hemen arkasından kanatlarını çıkardı. Kanatlar çoğunlukla mavi, aralarda sarı alevlerle karışmış bir görüntü veriyordu. Bu görüntü oldukça hoştu. Kanatlarını hemen kapadı ve vücudunu sarı ve mavi alevlerle kapladı.

Elindeki mavi ve sarı alevleri yumruk yaparak ağaçlara doğru salladı.

Mavi ve sarı alevler adeta bir tsunami gibi önüne gelen bütün ağaçları yakıyordu. Ağaçlara değdiği an ağaçlar küle dönüyordu. Kira o kadar mutlu olmuştu ki kalp krizinden ölebilirdi.


Fakat Kiraya bir üşengeçlik geldi. Daha alışması uzun zaman alıcaktı... O arada: havada gök gürültüsü yankılandı. Ardından ufak yağmur damlacıkları, kadim ormana artarak ve artarak düşmeye başladı. Yağmur yağmaya başlamıştı...



Kira: "Eyvah! Bizimkiler beni merak etmiştir. Şimdi moruk beni geberticek..." diye söylendi ve hemen kasabaya doğru koşmaya başladı. Koşarken aklından bir şey düşünüyordu.


Kira içinden: "Sadece meyveye bağlayamam kendimi. Vücudumu ve ken enerjisini uyandırmam lazım, bu meyve evet mavi alevlerle saldırabilirim; fakat genellikle defans ve şifa için çok uygun olacak. Dövüş sanatlarımla iyi bir uyum yakalamam lazım." diye mırıldandı.



(Ken Enerjisi: Özel bir enerji türü. Kişinin vücudunu aurasıyla kaplayıp daha güçlü saldırılar yapmasına olanak sağlar.)


Kira bir kaç dakika sonra kasabaya varmıştı. Kasabaya girdiği anda onu Yamamato, Seon ve Lodi bekliyordu.


Kira: "Eyvah yandım! Ben... şey... ee... biraz sıkıldım ve ee şey... bir mağarada kaldım. Öyle işte." dedi ve kafasını kaşıyarak sırıtmaya başladı.


Seol ve Lodi hemen yanlarına koşup Kiraya saldırdılar.


Lodi ağlamaklı bir sesle: "Kiraaa öldün sandım lan!" dedi


Seol: "Keşke bende gelseydim ah kafam ahh!" diye yakınmaya başladı.


Yamamato hemen Kirayı tuttu ve kafasına bir tane sağlam yumruk geçirdi.



Yamamato: "Aptal çocuk yüreğimemi indireceksin, neyse Mia yengende çok merak etti. Hadi eve gidelim, toz toprak içinde kalmışsın. Git yıkan." dedi.

Hepsi eve doğru yavaş adımlarla yürümeye başladı...







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44788 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr