Bölüm 3.06 Ölüyle Beraber Gömüldü (1)

avatar
4993 4

Stellar Transformations - Bölüm 3.06 Ölüyle Beraber Gömüldü (1)


 

ST 3.06 Ölüyle Beraber Gömüldü (1)



Qin Yu’nun zihni tamamen boşaldı. Boğulmuş duygular ortaya çıkıp başının dönmeye başlamasına sebep oldular. Sadece bir süre sonra, ki bu süre Qin Yu’nun zihninde oldukça uzun bir süre olarak geçmişti, Qin Yu duygularını geri kazandı.



“Büyük baba Lian!” Qin Yu aniden boğuk bir sesle konuştu. Aynı anda hiç beklemeden siyah kartalın sırtından atladı. Bir anda Lian Yan’ın yanına ulaşmıştı.



Lian Yan başını kaldırdı ve Qin Yu’nun aşağıya zıpladığını gördü. Yüzünde bir gülümsemenin izleri vardı, “Xiao Yu, sen bile buraya geldin. Ölmeden önce seni görmüş olmam mükemmel. Gökler bana gerçekten cimri davranmıyorlar.” Ölümcül bir şekilde yaralanmış olsa da, kimse onu sadece konuşması ile yargıladığı sürece ciddi yaralara dair herhangi bir iz fark edemezdi.



“Büyük baba Lian…”  Qin Yu ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu. O korkunç yaraları gördükten sonra gözlerinden yaşlar boşalmaya başladı.



“Xiao Yu, ağlama. Doğmak, yaşlanmak, hastalık ve ölüm normal şeylerdir. Ben uzun bir süredir yaşıyordum yani şimdi ölsem bile önemli değil.” Lian Yan Qin Yu’nun yüzünden göz yaşlarını sildi ve ona tavsiye verdi. Lian Yan yavaşça kaşlarını çattı ve birden bire kendini yere bıraktı.



“Büyük baba Lian, hadi gidelim. Seni doktora götüreceğim.” Qin Yu Lian Yanı siyah kartalın sırtına taşımaya çalışırken konuştu.



“Kendini yorma Xiao Yu. Senin tıp sanatında oldukça iyi olduğunu biliyorum, yaralarımı gördükten sonra ölmekte olduğumu nasıl anlamazsın. Senin büyük baban Lian’ın iç yaraları oldukça ciddidir. Sana bu kelimeleri söylemek için bile sadece Xiantian enerjime güvenebiliyorum.” Lian Yan gülümseyerek konuştu.



Qin Yu dudaklarını ısırdı. Bunu kabul etmek istemese de, Büyük baba Lian’ın haklı olduğunu biliyordu. Ve Lian Yan’ı hayatta tutan tek şey onun sahip olduğu Xiantian enerjisiydi.



“Ah, ah… Baba… Buraya sadece benim için gelmiştin. İlk olarak siyah giyimli moruğu öldürelim. Ardından o kahrolası moruğun icabına bakarız.” Yi Feng’in sesi öfkeli bir şekilde duyuldu. Yi Feng de Lian Yan’ın ölümcül bir şekilde yaralandığını ve direnmek için gücü kalmadığını fark etmişti.



Qin Yu’nun gözleri soğuklukla parladı.



“Xiao Yu, içgüdülerinle hareket etme. Hemen kaç! Onların dördü de Xiantian uzmanları. Siyah giyimli yaşlı adam senin babanın astlarından biri ama bugün o da çok fazla yaraya maruz kaldı.” Lian Yan aceleyle Qin Yu’ya söyledi. Qin Yu Xiantian seviyeye ulaşmış olmasına rağmen Lian Yan bunun tabii ki farkında değildi.



Qian Long Kıtasındaki herkes düşmanlarının gücünü sahip oldukları iç enerji miktarına bakarak yargılarlardı. Eğer düşmanı Xiantian seviyeye ulaşmışsa vücudunun içinde Xiantian enerji olmalıydı. Bu basit bir kuraldı. Ama Qin Yu diğer Xiantian uzmanlardan farklıydı çünkü onun vücudunun içinde hiç Xiantian enerjisi yoktu.



Onun vücudunun güçlü noktaları gücü ve çevikliğiydi. Bu nedenle Lian Yan bile Qin Yu’nun gerçekte ne kadar güçlü olduğunu bilmiyordu. Sonuç olarak bir insanın kaslarındaki gücün ne kadar olduğunu hesaplamak oldukça zordu.



“Endişe etme büyük baba Lian. Onlarla savaşabileceğim konusunda kendime güveni tam. Sana bir sır vereceğim büyük baba Lian. Dış uygulama yaparak Xiantian seviyeye ulaşmayı başardım. Dış uygulama yapan bir Xiantian uzmanı, iç uygulama yapan bir Xiantian uzmandan çok daha farklı. Dış uzman çok daha güçlü.” Bu sırada Qin Yu sadece Lian Yan’ın biraz daha mutlu hissetmesini sağlamak istiyordu.



Lian Yan’ın gözleri parladı, “Dış uygulama yaparak Xiantian seviyeye mi ulaştın?” Daha önce hiç kimse dış uygulama yaparak Xiantian seviyeye ulaşamamıştı ama Qin Yu’nun gözlerini gördükten sonra Lian Yan Qin Yu’nun onu aldatmadığını anlamıştı. Ölen biri olarak bu sözler tarafından teselli edilmişti ve çok hızlı bir şekilde sakinleşmişti.



“Ah!”



Sefil bir çığlık duyuldu. Daha önceden yaralanmış olan siyah giyimli yaşlı adam, diğer dört Xiantian uzmanı tarafından öldürülmüştü.



“Ha-hai, yaşlı bunak… Kim senin benim babamı öldürebileceğini düşünürdü ki? Seni canlıyken parçalara ayıracağım. İyi bir ölüm yaşamana izin vermeyeceğim.” Yi Feng, Lian Yan’a bakarak oldukça öfkeli bir şekilde konuşmuştu. Onun bütün yakışıklı yüzü vahşi bir hale gelmişti.



Bu sırada Lian Yan’ın vücudu soluklaşmaya başlamıştı. Qin Yu’nun da yüzünün rengi değişti. Lian Yan’ın daha fazla dayanamayacağını biliyordu bu yüzden Lian Yan’a sarıldı.



“Kapa çeneni.” Birden bire Qin Yu soğukça Yi Feng ve adamlarına bağırdı. Gözlerindeki soğukluk keskin bir bıçak gibi Yi Feng’e odaklanmıştı. Lian Yan’ın ölüm anlarının bölünmesini istemiyordu. Yi Feng, Qin Yu’nun bağırması sonucunda şaşkına döndü ve Qin Yu’nun gözleri onun sersemlemiş bir şekilde donmasına sebep oldu.



Qin Yu Büyük baba Lian’a baktı. Şu anda bütün yapabildiği büyük baba Lian’ın bu hayattan barış içinde ayrılmasını sağlamaktı.



Lian Yan gökyüzüne baktı ama gözlerinde halisünasyonlar vardı. Jinfeng Gölünde sevgilisi ile ilk kez karşılaştığı o anı hatırlamıştı.



Lian Yan öldüğü sırada yüzünde hala gülümseyen bir ifade vardı.



Qin Yu hala gençti ve deneyimsizdi bu yüzden Lian Yan’ın duygularını anlamamıştı. Ama Büyük babası Lian’ın öldüğü sırada oldukça rahat ve sakin olduğunu ve hiçbir kedere sahip olmadığını hissedebilmişti.



“Büyük baba Lian.” Qin Yu dalgalı kısık bir sesle konuştu.

 

Gerçekte Qin Yu’nun küçüklüğünden beri zamanının çoğunu geçirdiği kişi Lian Yan’dı. Prens Konağında yaşadığı zamanlarda onunla ilgilenen kişi Lian Yan olmuştu. Sisli Köşe taşındıktan sonra bile ona bakan kişi Lian Yan’dan başkası değildi. Hatta Lian Yan ile babası Qin De’den bile daha fazla vakit geçirdiği söylenebilirdi.



“Velet, mırıldanmayı bitirdin mi?” Yi Feng soğuk bir kahkahayla beraber konuşmuştu.



Qin Yu, Yi Feng’e bakmaya dayanamamıştı. Ama Yi Feng oldukça öfkeliydi. Az önce Qin Yu’nun beklenmedik bir şekilde gürleyerek bağırdığından dolayı sersemlemişti, bu yüzden utanmış ve bunun sonucunda sinirlenmişti. Ama o kötü karakterli bir oğul değildi ve dahası şu anda dünyada en çok nefret ettiği kişi Lian Yan’dı.



Bunun sebebi Lian Yan’ın babasını öldürmüş olmasıydı.



“Baba, sorumsuz bir çocuk oldum. Şimdi senin öcünü alacağım!” Yi Feng, Yi Qing Yu’nun vücudunun önünde dizleri üstüne çökmüşken konuştu. Ardından hemen ayağa kalktı ve soğuk bir tavırla emir verdi. “O veledi öldürün! O moruk benim babamı öldürdü bu yüzden babamın ölümünün öcünü almak için onu parçalara ayırmalı ve cesedine işkence etmeliyim.!!!!”



“Evet!” 3 orta evre Xiantian uzmanı hemen başlarını sallayarak selam verdikten sonra konuştu. Gözlerinde Qin Yu dikkate değer olmayan bir veletten başka bir şey değildi.

 

“Az önce ne dedin sen?” Qin Yu kibarca Lian Yan’ın vücudunu bıraktı ve yavaşça ayağa kalktı. Yi Feng’e buz soğuğu taşıyan bir şekilde dik dik baktı.



Yi Feng hafifçe gözlerini kıstı. “O moruğu parçalara ayıracağımı söyledim, öyleyse ne olmuş?” Yüzünde şeytansı ve garip bir gülümsemenin parçaları vardı. Ardından üç astına baktı; “Üçünüz o veledin diğerlerinin işlerine karışmasının sonuçlarını öğrenmesini sağlayın!”



“İki erkek kardeşim, sade bir herif var. Onu tek başıma halledebilirim.” Ha-ha sesi çıkaran kısa boylu adam konuştu.



Qin Yu hafifçe gözlerini kıstı. Gözleri soğuk bir parlaklık yayıyordu.



“Velet, geber!” Kısa boylu adam vücudunun tek bir sallanmasıyla ellerindeki uzun bıçak ile Qin Yu’ya doğru bir kesme hareketi yaptı. Nalan kız ve erkek kardeşlerden çok daha hızlıydı. Çok kötü olan bir şey vardı, Qin Yu, Zhen Xu’yu öldürdüğü o günden beri çok gelişmişti.



Koyu renkli bir eldiven çifti Qin Yu’nun yumrukları üzerinde ortaya çıktı. Onlar orta derece kutsal silahlardı, Alev Almış Eldivenler!



Qin Yu vücuduyla bir hareket yaptı. Birden bire üç ardıl görüntü ortaya çıktı. Aynı anda bir metalik patlama yükseldi ve Xian derece savaş bıçağı beklenmedik bir şekilde parçalara ayrıldı. Savaş bıçağını parçalara ayırmış olan yumruk, bunun ardından direk olarak kısa boylu adamın boğazına sanki bir ışık demeti gibi sürüklendi.



Delici Mızrak El Darbesi!



Savaş bıçağının parçalanmasından dolayı hala şokta olan kısa adam hiçbir tepki gösteremedi. Qin Yu’nun mızrak el darbesi yüzlerce jin ağırlığa eş değer bir gücün tamamını  tek bir noktada yoğunlaştırdı. “Bang!” Bir patlamayla beraber kısa damın boğazında bir delik oluştu.



“Thud!” Yüksek bir ses ve yuvalarından çıkmış gözlerle kısa boylu adam tamamen yere düştü. Yarı açık gözleri hala aslında ne olduğunu inanamadığını gösteriyor gibiydi.



Yi Feng’in ve diğer iki orta evre Xiantian uzmanının ağızları düşmüştü. Önce şok geçirmiş bir şekilde Qin Yu’ya, ardından da yerdeki orta evre Xiantian uzmanına baktılar. O çoktan ölmüştü. Onlar kendi zihinlerinde Qin Yu’nun şok edici hızını ve Xian derece savaş bıçağını bile parçalayacak kadar fazla olan gücünü tekrardan oynatıyorlardı.



“Üçünüz de benim Büyük babam Lian ile beraber gömülmeye hazırlanın!” Qin Yu vücudundaki tüm gücü serbest bıraktı. Hatta hücrelerinin derinliklerinde kalmış güç bile ortaya çıkmaya başlamıştı. Bir dış Xiantian uzmanı olarak onun en güçlü yıkıcı saldırısı aslında ne kadar güçlü olacaktı?



Çevirmen Notu;

[1] Aksiyon devam ediyor… İntikam perisi hangisi olacak? Qin Yu mu...? Lin Feng mi…?



Fullbringer Notu: Ben olacam.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44315 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr