Çevirmen: Darkcack

Editör: ÇHY

Ancak Qin Yu, bu gelen 8 kişinin her birinin bir dış teknik okulunun en yüksek seviyesine ulaştığını bilmiyordu. Hepsi korkutucu derecede güçlü ve Houtian seviyesinin zirvesine ulaşmış olan diğer uzmanlara karşı kazanabilirdi. Belki sadece Xiantian uzmanları onları kısıtlayabilirdi.

Bu dış tekniklerin seviyesiyle, uzuvları zaten çelik kadar sert bir hale geldi ve silahlardan bile daha keskindi, bu yüzden mavi bir kaya parçalamak çok sıradandı. Ancak bu dış teknik seviyesine ulaşmak sadece büyük çaba göstermekle olmaz, aynı zamanda yetenek de gerekliydi. Sonuçta, 3 Doğu bölgesindeki şehirlerde bir milyardan fazla insan var ancak 10'dan fazla insan bu seviyeye kadar dış teknik uygulayamıyordu.

Qin Yu, gözlerinin parlamasıyla birlikte dikkatlice bakıyordu. Dış teknik uzmanları birbiri ardına kendi özel becerilerini göstermek için yükseliyorlardı.

...

Bang!

Gümüş saçlı yaşlı adam, bir eliyle bir tuğla ile aynı büyüklükte bir parça mavi kayayı aldı. Bu 5 parmağının gücünü uyguladı ve bu mavi kaya hemen bir parçası toz haline geldi. Bundan sonra, gümüş saçlı yaşlı adam kibirli bir şekilde önceki yerine geri döndü. Heyecanla şöyle dedi: “Kartal Pençe Sanatı.”

Bu hünerlerini gösteren altıncı dış uzmandı.

Sıradaki kaslı kel adamdı. Vücudunun çıplak üst yarısı altın ışık ışınları yayıyor gibi görünüyordu.

“Demir Bacak Sanatı.” dedi kel adam gülümsemeyle. Sonra rahat bir şekilde bacağını kaldırarak bir kamçı hareketi yaptı.

“Fiyuv!” hava anında kesildi ve tiz bir düdüğe benzeyen bir ses oluştu. Görünür bir hava patlaması düz bir çizgide ilerledi ve mavi kayadan kırılan bir taşa tam olarak vurdu. Bu mavi taşa hemen çarptı ve iyi bir uzaklığa yuvarlandı.

Sadece bacağının dehşet verici hızına bağlı olarak, mavi bir kaya parçasını uzaklaştıran bir hava yaratmıştı. Bu bacak gerçekten insanları tekmelemek için kullanılırsa, neler olabilirdi?

“Harika,” Qin Yu gizliden gizliye övüyordu. Sonra gözlerini son dış uzmana, siyah kaplı soğuk adama attı. Başından beri siyah kaplı soğuk adam sadece ayaktaydı ve diğer dış uzmanların gösterilerini izledi. Gözleri her zaman çok sakindi.

“Neden hünerlerini göstermiyorsun?” Qin Yu bir süre beklemişti ama hâlâ bu soğuk adamın performansını görmüyordu, bu yüzden merakıyla sormasına engel olamadı.

Zhao Yunxing kafasını salladı ve kayıtsızca şöyle diyordu: “Pençe tekniğim Kartal Pençesi Kralı'nınkinden daha düşük, gücüm Man Dong'dan daha alçak, bacak tekniğim bu kardeşin kalitesinden daha alçakta, o zaman neden kendimi maymun edeyim ki?”

Qin Yu şaşırdı.

“Ama o zaman bazı özel becerilere sahip olmalısın, değil mi?” Qin Yu, önündeki kara kaplı soğuk adama dikkatle baktı. Vücudundan yargılayarak özel becerilerini bulmak istiyordu. Ama Qin Yu fark edemedi. Temelde bu siyah giyimli adam hakkında özel bir şey göremiyordu.

“Özel beceriler mi?” Zhao Yunxing bir kahkaha attı ve ardından Qin Yu'ya ciddiyetle baktı. Gözlerinde bir tuhaflık yanıp sönüyordu. Soğukça: “Özel yeteneklerim sadece birini öldürmem gerektiğinde gerçekleşir. Ama… Efendin olsam bile sana ölümcül özel yeteneklerimi öğretmeyeceğim.”

Yine de Qin Yu, Zhao Yunxing’in heybetli tavrından korkmuyordu. Bunun yerine şüpheyle sordu, “Bana özel becerilerini öğretmeyeceksen, o zaman bana ne öğreteceksin?”

“Vücut eğitimi,” dedi Zhao Yunxing düz bir sesle.

Qin Yu aniden güldü, “Pekâlâ, seni seçiyorum.”

Zhao Yunxing’in yüzünde şaşkınlık içinde bir şaşkınlık daha ortaya çıktı. Diğer 7 dış uzman bile Qin Yu'ya şaşkınlıkla bakıyordu. Qin Yu'nun neden onları seçmediğini anlayamıyorlardı ve bunun yerine sadece 'Vücut Eğitimi' öğreten bir adamı seçişini izliyorlardı.

“Pekâlâ, Üçüncü Prens çoktan seçimini yaptı. Şu andan itibaren Zhao Yunxing Üçüncü Prens’in ustası.” Müdür Yardımcısı Li derhal yüksek sesle ilan etti.

Diğer 7 dış teknik ustası, Qin Yu'ya şaşkınlıkla yürüdü. Şu kaba büyük adam Man Dong yüksek sesle: “Üçüncü Prens, neden beni seçmedin? Sana bir boğa gibi güçlü olmayı kesinlikle öğretebilirim. Geniş bir baltaya sahip olursanız, bir grubu tek savuruşunuzla öldürürsünüz.”

Önündeki 7 meraklı dış uzmanı gören Qin Yu, gülümseyerek şöyle diyordu, “Bu bir sır.”

Şu anda, Zhao Yunxing de yanına geldi. Qin Yu'ya bakarken yüzünde hafif gülümseyen bir ifade belirdi. Ayrıca şöyle sordu: “Ben de çok merak ediyorum. Neden beni efendin olarak seçtin? Üçüncü Prens, nedenini söyleyebilir misin?”

Qin Yu başını hafifçe kaldırdı ve gururla şöyle dedi: “Aptalca. Bunun açıklanması gerçekten gerekiyor mu? Gerçekten bir grup aptalsınız,” dediği gibi ayrılmak için arkasına döndü. Kenarda ayakta duran Lian Yan da ona doğru yürüdü. Qin Yu'nun yanına gitti ve sordu: “Xiao Yu, neden Zhao Yunxing'i seçtiniz?”

Qin Yu, Lian Yan'a gizemli bir şekilde fısıldadı: “Büyükbaba Lian, bu belli değil mi? Sadece tarzlarına bir bakın ve anlayacaksınız. Sekiz kişi arasında, Zhao Yunxing en sona kaldı ancak kimse ona yaklaşmaya cesaret edemedi. Dahası, Zhao Yunxing diğer insanların şovlarına hiç umursamıyormuş gibi baktı. Dahası… Büyükbaba Lian, bakın, Zhao Yunxing’in gözleri de diğer insanlarınkinden farklı… He-he!”

Söylediği anda batı bahçesinden ayrıldı. 8 büyük dış uzmanın gözünde şaşkın bir görünüm vardı. Onlar uzmandı, bu yüzden duyuları çok iyiydi ve Qin Yu'nun söylediklerini duydular.

“Elbette, Üçüncü Prens'in dikkatli bir zihni var. Belki de gerçekten bu doğru öğrenciyi kabul edebilirim. Ama… İradesinin nasıl olduğunu bilmiyorum.” Zhao Yunxing’in gözünde bir eğlencenin ipuçları vardı.

Diğer 7 büyük uzman Üçüncü Prens'in zekasını anlıyor ve övüyordu.

“General Zhao, şimdi kampa geri dönüyoruz.” Man Dong da dahil olmak üzere Ateş Kaplanı birliğinin 3 büyük dış uzmanı derhal elleriyle selamladı. İfadeleri çok saygılı ve içtendi. General Zhao söz konusu olduğunda, ordunun bu birkaç uzmanının gözünde, Xiantian uzmanları bile onunla kıyaslanamazdı.

“Zhao kardeş, böyle iyi bir öğrenciye sahip olduğunuz için tebrikler. Biz ayrılıyoruz.” Kartal Pençe Kralı ve diğer insanlar da ellerini önlerinde toplayıp saygılı bir şekilde söylediler.

İç uzmanlar bir gruptu ve dış uzmanlar da kendi gruplarına sahipti. Qian Long kıtasının tamamında çok fazla dış uzman vardı ancak bu çevrede Zhao Yunxing kraliyet sınıfı bir figür olarak sınıflandırılıyordu ve diğer dış uzmanlar tarafından saygı görüyordu. Ayrıca, Zhao Yunxing askeri sanatlarda da çok zorluydu. Doğu Fatihi Prens Qin De'nin Zhao Yunxing'in bir yıl boyunca Qin Yu'ya öğretmesine izin vermeye istekli olması, Xu Yuan'ı uzun süre hayran bıraktı.

...

İkinci gün, Sisli Köşk’ün büyük eğitim alanında, siyah eğitim kıyafetleri giymiş Zhao Yunxing hâlâ uzakta duruyordu.

“Usta!” bir eğitim kıyafeti giymiş olan Qin Yu, Zhao Yunxing’in yüzüne heyecanla yaklaşıyor ve saygıyla söylüyordu.

Zhao Yunxing hafifçe başını salladı ve şöyle dedi, “Gelecekte sabah 6'ya kadar eğitim alanında olmanız gerekecek. Saat şimdiden 8. Tam 2 saat geciktiniz. Bir ceza olarak, sizden Sisli Köşk’ün dağının eteğine koşmanızı ve daha sonra dağın eteğinden Sisli Köşk’e geri dönmenizi isteyeceğim.”

Qin Yu biraz ürktü. Derhal dedi ki, “Usta, bu ilk gün. Bana daha önce saat 6'ya kadar burada olmam gerektiğini söylemedin.”

“Emirlerim söz konusu olduğunda, bunlar sorgulanamaz. Yapmanız gereken tek şey… İtaat etmek.” Zhao Yunxing soğuk bir şekilde Qin Yu'ya baktı. Kesinlikle taviz verme niyeti yoktu. Qin Yu dudaklarındaki kelimeyi kesip derhal, Evet, Usta!” dedikten sonra aşağı doğru koşmaya başladı.

Sisli Köşk, Donglan Dağı'nın yanında yer almaktaydı. Köşk ile dağın eteği arasındaki mesafe yaklaşık 2000 metreydi. Dahası, geri dönmek dağdan aşağı koşmaktan çok daha zordu ve 8 yaşındaki bir çocuğun dayanabileceği bir şey değildi.

Qin Yu'nun koşmaya başladığını gördüğünde, Zhao Yunxing hafifçe kendi kendine gülümsüyor ve hafifçe başını sallıyordu. Sonra soğuk görünümüne devam etti. Zhao Yunxing de Qin Yu'nun peşinden koşmaya başladı. Yürüyüş yapıyormuş gibi rahat bir şekilde koşuyordu. Tüm vücudu rüzgar gibiydi ve her adımda birkaç metreyi geçiyordu. Zhao Yunxing, Qin Yu'nun arkasında rahatça koşuyordu.

Qin Yu’nun gözleri parıldadı. Ağzını sıkıca kapattı ve koşmaya devam etti.

Geçmişte sık sık dağa tırmanmıştı. Sisli Köşk’e geldiğinden beri, her seferinde 1000 metre koşmuştu. Bu, Qin Yu'ya çok iyi bir dayanıklılık verdi. Buna ek olarak, Sisli Köşk’ün kaplıcasında sık sık ıslandı. Sonuç olarak, vücudu aynı yaştaki diğer çocuklardan çok daha güçlüydü.

Dağdan aşağı doğru 2000 metre boyunca, aşağı bir yolculuk yaptığı için Qin Yu çok da yorgun değildi. 2000 metreyi bitirdikten sonra sadece nefes darlığı vardı. Sonra yukarı doğru koşmaya başladı.

Dağdan inmesi kolaydı ancak tırmanması zordu.

Sadece birkaç yüz metre koştuktan sonra, Qin Yu nefes almayı son derece acı verici buluyordu. Bir adım atmak için her sinirini zorlaması gerekti. Ama Qin Yu, Zhao Yunxing'in onun yanında koştuğunu hissedebiliyordu.

Qin Yu’nun temel özellikleri devamlılık ve gururdu. Bu nedenle derhal dişlerini sıktı ve devam etti.

Sınırlarına ulaştı… Nefes almak zorlaştı. Tüm göğsü bir çift körük gibi çok çabuk temiz hava alıyordu.

“Çoktan tükendim mi?”

Fiziksel sınırlarına ulaşan Qin Yu aşırı acı çekiyordu, “Baba,” babasını düşündüğü anda Qin Yu dişlerini sıktı ve ısrarla devam etti. Acısı arttı. Qin Yu bile ölüyormuş gibi hissediyordu. Ama aniden… Sanki bir dağın tepesinden geçmiş gibi nefesi biraz daha kolaylaşıyordu.

Bu kez fiziksel sınırlarını aştıktan sonra, Qin Yu yeni sınırlarına yakın bir durumda koşmaya devam etti.

1000 metreden fazla koşarken ve Sisli Köşkün ana girişini görebildiğinde, Qin Yu ikinci kez fiziksel sınırlarına ulaştı.

“Sisli Köşke geldim.” Qin Yu konsantrasyonunu bozdu ve dinlenmek için durmak istedi. Fakat…

“Eğitim alanına koş.” dedi Zhao Yunxing, arkasından buz gibi bir sesle. Zhao Yunxing rahatça nefes alıyordu. Sesi biraz bile değişmedi. Her sıradan insan bir dağa yürüdükten sonra nefes darlığı çekecektir. Fakat Zhao Yunxing’in nefesi kesinlikle aynıydı.

“Huh, huh!” Qin Yu hiçbir şey söylemedi. Zorlukla nefes alıyordu. Dişlerini sıktı ve sonunda eğitim alanına ulaştı. Antrenman alanına gelir gelmez bacaklarının zayıfladığını hissetti. O kadar yorgundu ki oturmak istiyordu.

“Ayakta durmaya devam et. Oturmana izin verilmiyor.” Zhao Yunxing, Qin Yu’nun yüzüne bir flaş gibi aniden yaklaştı. Qin Yu'ya kayıtsızca baktı. İfadesi hala dağdan inmeden önceki ile aynıydı.

Kendine özgü gururuna güvenen Qin Yu, kendini ayakta tuttu ve sonra Zhao Yunxing'e baktı.

Zhao Yunxing başıyla onayladı ve şöyle dedi: “Sonuna kadar koşabildiğiniz için fiziksel sınırlarınızı hissetmiş olmalısınız. Çok iyi, ilk denemede koşuyu bitirdiğiniz için, bugünden itibaren benim öğrencimsin.”  Zhao Yunxing'in cümlesi çok açıktı. Qin Yu koşuyu bitirmemiş olsaydı, belki de hemen ayrılırdı ve Qin Yu’nun artık bir öğretmeni olmazdı.

Qin Yu sadece Zhao Yunxing'e baktı. Susmak istiyor değildi ama şu anda sadece suskundu. İlk koşunun bu kadar ağır olacağını kim düşünebilirdi?

“Demir Kum Avucu, Demir Bacak Sanatı veya başka bir şey olsun, her dış teknik, insan vücudunun tek bir bölümünü eğitmek, çelik kadar sert hale getirmek ve korkunç bir güç vermekle ilgiliydi. Saldırı yöntemlerinden başka bir şey değildi. Hangi dış tekniği kullandığın önemli değildi, beden temeldi; beden ana taştı. Şimşek gibi hızlı olan veya 500 kilo kaldırabilen bir kişi, Fatih'in İlahi Yumruğu veya Demir Bacak Sanatı gibi herhangi bir dış teknik uyguladığında, hasta bir vücuttan (eğitimsiz vücut) kesinlikle çok daha zorlu olacaktır.” dedi Zhao Yunxing cesurca.

Şu anda, Qin Yu’nun nefes alması yavaşladı. Zhao Yunxing’in sözlerini duyarak derhal şöyle dedi: “Usta, vücudun temel olduğunu anlıyorum. İyi bir vücut kesilmemiş yeşim gibidir, birçok iyi şeye dönüşebilir. Ve zayıf bir vücut, mükemmel işçilikle bile saf yeşim gibidir, ondan iyi bir şey olamaz.”

Zhao Yunxing’in yüzünde hafif ve nadir bir gülümseme belirdi. Şöyle dedi, “Çok iyi. Çok iyi anlıyorsun. Sana sadece bir yıl boyunca öğretebilirim. Bu yıl, size bedenin; güç, çeviklik, patlayıcılık, savunma vb. yeteneklerinden her birine öğreteceğim. Vücudunuzu kesintisiz dönüşümlere sokacağım. Saldırı yöntemlerine gelince, size öğretmeyeceğim. Size sadece vücudunuzu mükemmelliğe alıştırma yöntemini öğretebilirim. Bu vücutla nasıl saldıracağınız veya öldüreceğinize gelince, bunu kendiniz anlamanız gerekir.”

“Eğitim yöntemim… Sınır Eğitimi Sanatı. Az önce koşarken fiziksel sınırların varlığını hissetmiş olmalısınız. Ama eğitimime kıyasla, bu sadece çocuk oyuncağıydı. Tabii ki pes etmeyi seçebilirsiniz. Buna aldırmayacağım. Benim o askerler olduğun küçük çocuktan çok daha güçlü iradeli olmalılar.” Zhao Yunxing, Qin Yu'ya bakarak soğukça söylüyordu.

Qin Yu’nun gözünde kararlılık vardı.

Limitler?

Qin Yu, sınırlarını aştığında bu tür bir hissi sevdiğini fark etti. Gerçekten seviyordu.

“Usta, başlayalım.” Qin Yu, Zhao Yunxing'e dik dik baktı. Zhao Yunxing kaşlarını kaldırdı. Bu çocuğun çok güçlü olduğuna şaşırıyordu. Yüzünde hafif, hoş, gülümseyen bir ifade vardı.

Ama Qin Yu aniden acı veren bir yüze döndüğünde Zhao Yunxing'e baktı. Zavallıca söyledi: “Usta, bir süre dinlenmeme izin verir misin? Tüm bu koşulardan sonra gerçekten çok yoruldum. Önce su içeceğim, sonra kaplıcaya dalacağım, daha sonra Büyükbaba Weng'in bana kısa bir masaj yapmasına izin vereceğim. Kaslarım çok yorgun.”

Zhao Yunxing şaşıp kaldı. Yüzü sertleşiyordu. Şu anda yüzündeki ifade çok görkemliydi. Qin Yu’nun talebini hem komik hem de sinir bozucu bulduğu söylenebilirdi.