ST 1.18 - İlk Kez Öfkeyle Öldürmek (1)

avatar
5170 5

Stellar Transformations - ST 1.18 - İlk Kez Öfkeyle Öldürmek (1)


 

Çeviren: SteelAlpha – Düzenleyen: Fullbringer – Yayıncı: F5 Tarikatı Lideri Useless…

 

Hah !

 

Qin Yu, üstüne tam oturan siyah kıyafetler giymişti ve uzun siyah atını dörtnala Yan Şehrine doğru sürüyordu. Gökyüzündeki siyah bir kartal da kanatlarını çırparak onu takip ediyordu. Bu Qin Yu'nun evcil hayvanı Xiao Hei idi.

 

Güçlü rüzgarları üstünde hisseden Qin Yu'nun yüzü zevkle doluydu.

 

"Ha-ha, bu his gerçekten canlı hissettiriyor. 200 jinlik ağırlıkları çıkardığımda, tüm bedenim o kadar hafifliyor ki sanki yüzüyorum." Qin Yu heyecanlı bir şekilde atın arkasına güçlü bir şaplak attı. Kollarını iki yana açarak güçlü rüzgarları hissetti ve sonrasında tekrar atı sürmeye devam etti.

 

Qin Yu antrenmana başladığı 8 yaşından beri 5 yıldır sınır eğitimi üzerine çalışıyordu. Hiçbir anını boşa geçirmiyordu. Buna ek olarak, tüm bedenindeki kasları içsel enerjiyi absorbe edip değişiyordu. Bu nedenle, onun 5 yıllık antrenmanı, normal bir insanın 10 yıllık antrenmanına bedeldi. Qin Yu şimdiden gerçek bir dışsal uzman olmuştu.

 

Sahip olduğu manevra kabiliyeti hafif, zarif ve etkiliydi. Sahip olduğu hız marifetli bir tavşan gibiydi. Sahip olduğu patlama gücü, kuvveti vb. her şeyi sıradan bir uzmanla karşılaştırılamazdı.

 

"Hah ! Hah !" Qin Yu'nun heyecanı arttı. Atı dörtnala daha hızlı sürdü ve arkasında bıraktığı yolda sadece toz bulutları kaldı.

 

-----

 

Dörtnala giden at ile, yolun görüntüsü çabucak Qin Yu'nun arkasında kaldı. Aniden yavaşladı ve durdu. Daha sonra attan inip köye doğru koşmaya başladı. Qin Yu her yıl şehre iki kere giderdi. Sisli villadan şehre doğru ilk gidişinde bu köyde biraz su içmiş ve buradaki çocuklarla arkadaş olmuştu.

 

"Xiao Shan, Xiao Lu" diye çağırmıştı Qin Yu köye ulaştığı anda.

 

"Xiao Yu." güçlü bir genç elinde demir bir kürekle heyecanlı bir şekilde koşuyordu. Bu gencin çıplak göğsü, güçlü kaslarla doluydu.  Bu kaslar içinde patlamaya hazır bir güç taşıyordu. Bu kişi Qin Yu'nun, 16 yaşına yeni giren arkadaşı Tie Shan idi.

 

"Kardeş Yu." aniden at kuyruklu küçük bir kız koşarak Qin Yu'yu kucakladı. Bu kız, Tie Shan'ın 8 yaşındaki küçük kardeşi Xiao Lu idi.

 

"Xiao Yu, nasılsın ?" çevredeki köylülerde onu heyecanla karşılamışlardı. Hepsi de Qin Yu'nun çok iyi biri olduğunu biliyorlardı. Qin Yu'nun giyinişi normal insanlardan farklı olsa da herkese son derece saygılı ve iyi davranıyordu. Ve bu sebepten dolayı köydeki herkes Qin Yu’dan hoşlanıyordu.

 

"Xiao Lu, Da Shan, buraya yarım yıldır gelmiyorum. Nasılsınız ?" diye sordu Qin Yu, gülümseyerek Xiao Lu'nun kafasını okşarken.

 

"Biz iyiyiz." dedi Tie Shan gülerek. Hemen yanındaki, Xiao Lu, büyük siyah gözleriyle aniden "Kardeş Yu, susadın mı ? Senin için biraz su alıp geleyim." dedi ve lafı biter bitmez, Qin Yu'nun cevabını duymadan evine doğru koştu.

 

Qin Yu bu köye ilk seferinde susadığından gelmiş ve su istemişti.

 

"Da Shan, Ben şimdi şehre gidiyorum. Almak istediğin bir şey varsa sana yardımcı olabilirim." diye sordu Qin Yu. Tie Shan bunu duyduğu anda , yüzünde rahatsız bir gülümseme ile: "Aslında ben iyi bir savaş bıçağı almak istiyordum ve bunun için önceden yeterli para biriktirmiştim."

 

"Bunun için para biriktirmene gerek yoktu. Ben senin için bir tane alır ve sana hediye ederim." dedi Qin Yu, Tie Shan'ın omuzuna şaplak atıp gülerken. Tie Shan bir an aptal gibi kaldı. Hemen sonra: "Bu nasıl olabilir? İyi savaş bıçakları çok pahalıdır. Nasıl ...."

 

"Kardeş Yu, al suyun." Xiao Lu elinde bir kase su ile koşarak gelmişti.

 

Qin Yu suyu aldı. Gözleri kısıldı ve yüzünde bir gülümsemeyle Xiao Lu'ya bakarken : "Sen sebepsiz yere benim için bir şey yapmazsın. Söyle hadi. Kardeşin Yu'dan ne istiyorsun ?" dedi Qin Yu küçük kızın aklını okuyarak.

 

"Oops... Yakalandım !" dedi Xiao Lu , büyük gözlerini birkaç kez kırparak. Sonrasında rahatsızca "Kardeş Yu, ben bir bez bebek istiyorum. Kafasında büyük kırmızı bir çiçek olanından!"

 

Qin Yu gülerek Xiao Lu'nun burnunu sıktı ve: "Tamamdır. Bir bez bebek, kafasında büyük kırmızı bir çiçek olanından değil mi ? Endişelenme. Ben senin için kesinlikle bir tane alacağım." dedi. Qin Yu bu küçük kızdan çok hoşlanıyordu. Buraya ilk geldiğinde o daha 5 yaşındaydı.

 

Qin Yu , suyu içip kaseyi Xiao Lu ya verdikten sonra Xiao Lu ya ve Tie Shan a dönerek: "Da Shan, Xiao Lu, o halde ben gidiyorum. Döndüğüm zaman ikinize de istediğiniz şeyleri getireceğim."

 

"Xiao Yu, işte bu para." dedi Tie Shan elinde biraz para tutarken. Ama o an, Qin Yu çoktan atına koşmuştu bile. 2-3 metrelik bir sıçrayıştan sonra atın sırtına oturdu. Ardından atını sürerek gözden kayboldu.

 

"Güle güle, Kardeş Yu." dedi Xiao Lu bir yandan küçük elini sallarken.

 

-----

 

Qin Yu, Yan Şehrine girdikten hemen sonra Doğu Fatihi Prens Konağına gitti.

 

"Amca Li, bu ata bakmama yardım et !" Qin Yu eliyle kendini iterek atın sırtından havaya zıpladı. Sonrasında perende atarak yere indi. Hareketleri son derece hızlıydı. Gökte süzülen siyah kartalda dalış yaparak omuzuna kondu. Bu Xiao Hei idi.

 

Doğu Fatihi Prens konağını koruyan 2 koruma, Qin Yu yu gördüklerinde yere eğilerek hep bir ağızdan "Üçüncü Prens" dediler.

 

Qin Yu, Yan Şehrine her gelişinde Prensin Konağına uğradığından herkes onu tanıyordu ve uğramasının sebebinin babası oradaysa onu görmek olduğunu biliyorlardı.

 

Konağın müdürü Ge Min hemen yürüyerek yüzünde bir gülümsemeyle yaklaştı. "Xiao Yu, Ekselansları hala dönmediler." dedi Ge Min hemen. Qin Yu her gelişinde sorduğu için direkt söylemişti.

 

"Hadi yaa."dedi Qin Yu biraz üzülerek. Sonrasında bir gülümsemeyle: "Büyükbaba Ge, beni Silah Deposuna götürür müsün ?" diye sordu.

 

"O halde takip et beni." dedi Ge Min gülümseyerek.

 

Silah Deposu, sıradan insanların girebileceği bir yer değildi. Silah Deposu ve Gizli Kitap Arşivi, konaktaki gizli yerler arasındaydı. Bu yerlere sadece bazı insanlar elini kolunu sallaya sallaya girebilirdi. Bunlar Qin De, 3 genç prens, Xu Yuan, Lian Yan ve konağın müdürüydü. Konağın müdür yardımcısının bile girmesine izin yoktu.

 

Çeşit çeşit köşklerin, terasların, kulelerin, zengin süslü yapıların, dolambaçlı koridor ve yolların önünden bir bir geçtiler.

 

Prens Konağı, çok büyük bir alanı kapsıyordu. Qin Yu uzun bir süre boyunca sadece Ge Min’i takip etti ve sonunda gizli yeraltı deposuna ulaştılar. Bu gizli yeraltı deposu Silah Deposu olarak çağrılıyordu. Bu depodaki her bir silah sıra dışıydı.

 

"Xiao Yu, istediğin herhangi bir silahı seçebilirsin. O halde ben ayrılıyorum." dedi Ge Min gülerek.

 

"Büyük baba Ge, lütfen bir savaş bıçağı bulmama yardım et, bir siyah demir savaş bıçağı ! Ayrıca benim için bir bez bebekte bulmalısın ama bir şeyi unutma, kafasında büyük kırmızı bir çiçek olması gerek." diye sıraladı Qin Yu aceleyle, Ge Min'e. Yan Şehri çok büyüktü. Qin Yu nereden savaş bıçağı alabileceğini biliyordu ama bir bez bebeği nereden alabileceğini  bilmiyordu. Bu nedenle, en kolayı müdürden bunları bulmasını istemekti.

 

Ge Min irkildi: "Bir bez bebek ? Ve kafasında büyük kırmızı bir çiçek olanından ?" Qin Yu'yu bir kaç inceledi. Ne var ki, ne kadar bakarsa baksın Qin Yu'yu kendi boyundaki bir bez bebekle hayal edemiyordu. Fakat Qin Yu ona sorduğu için reddetme şansı yoktu.

 

"Tamamdır, Xiao Yu. Üstünde kırmızı bir çiçek olan bez bebekleri sevdiğin için benden bir tane istiyorsun. Endişelenme ben birini gönderir senin için aldırtırım." dedi Ge Min gülerek. Bundan sonra hemen Silah Deposunun çıkışına doğru yürüdü.

 

"Bu.." Qin Yu biran bakakaldı. "Ben üstünde kırmızı bir çiçek olan bez bebekleri mi seviyormuşum ?" sadece biraz sonra ne olduğunu anladı. Hemen arkasına döndü ve aceleyle "Büyük baba Ge …" dedi ama Ge Min o sıra çoktan ayrılmıştı.

 

Qin Yu'nun yapabileceği hiçbir şey yoktu. Sorun neydi ki ? Üstünde kırmızı bir çiçek olan bez bebekleri sevmesi mi?

 

"Önemli değil." Qin Yu umursamaz bir kahkaha attı ve dikkatle Yuchang kılıcını aramaya başladı. Bu Silah Deposunda onlarca silah vardı ve hepside Xian seviyesindeki iyi silahlardı. Çoğu çölde bulunan iyi minerallerden yapılmıştı.

 

Genelde silahlar ikiye ayrılı; dünyevi seviyede olanlar ve Xian seviyesinde olanlar.

 

Dünyevi seviyede olan eşyalar, Qian Long kıtasında kolay bulunan mineral ve materyallerden yapılıyordu. Xian seviyesindeki eşyalar ise çok nadir bulunurdu. Bunlar çölde bulunan nadir mineral ve materyallerden yada çölde yaşayan sihirli yaratıkların vücut parçalarından yapılırdı. Tabi bu iki seviye de kalitesine göre yüksek, orta ve düşük kalite olarak 3'e ayrılıyordu.

 

Yuchang kılıcı, düşük kalite bir Xian seviyesi kısa kılıçtı. Ancak, bu kadar silah içindeki tek kısa kılıçtı.

 

"Yuchang kılıcı" dedi Qin Yu kısa kılıca bakarak. Bu kılıç, 1 cun genişliğinde ve 7 cun uzunluğundaydı. ( 1 cun = 3.333 cm ) Tamamen siyah olduğundan kolay fark edilmiyordu. Bu siyahlıkta bir kılıç görmek çok zordu. "Belki de bu meteor metalinin karakteristik özelliğidir ?"

 

Qin Yu kısa kılıcı eline aldı. Bu simsiyah Yuchang kılıcı kesinlikle hiçbir ışığı yansıtmıyordu. Eğer birisi bu kılıcı kullanarak karanlıkta birini öldürmek istese, karşısındaki kişinin kılıcı görmesi imkansıza yakındı.

 

"Whizz!"

 

Qin Yu , eliyle çok hızlı bir hareket yaptı. Hareketi yaptığında Yuchang kılıcı tamamen kayboldu. Elindeyken birden yok olmuştu.

 

Qin Yu, Yu Klanı'nın Tek Kılıç Tekniği'nin "Kılıcı Gizle ve Kılıcı Çek" ilkesini 2 yıldır çalışıyordu. Kılıcı Gizleme hareketinde şimdiden ustalaşmıştı. O kılıcı gizlediği zaman diğer insanların, bunu tespit etmesi imkansızdı. Ayrıca, Yuchang kılıcı sadece 7 cun dan birazcık uzundu, buda Qin Yu'nun yakın dövüşünü etkilemiyordu.

 

Aniden Qin Yu'nun sağ eli  hareket etti. 2 keskin ses havada yankılandı ama Qin Yu'nun sağ elinde önceki gibi hiçbir şey yoktu.

 

Eğer orada bir uzman olsaydı, bir anda Yuchang kılıcının Qin Yu'nun elinde belirdiğini ve son derece hızlı iki kesik attığını ardından kılıcın tekrar kaybolduğunu görebilirdi. Hareketleri kesinlikle çok hızlıydı. Bu kılıcı gizleme hızından belliydi.

 

"Yu Klanı'nın Tek Kılıç Tekniği'nin kılıç metotları gerçekten çok sıra dışı ama Antik Ejderha Sanatı kitabında sadece kılıç gizleme aşamasında şu anki seviyeme ulaşabilmek için 10 yıl geçmesi gerektiği yazıyordu ama ben sadece 2 yılda ulaştım. Anlaşılan Antik Ejderha Sanatı kitabının yazarı her şeyi tam doğru yazmamış." dedi Qin Yu garip ifadeyle.

 

Yanılıyordu.

 

Sıradan uzmanlar gerçekten de 10 yılla ihtiyaç duyuyordu, ama Qin Yu'nun vücudundaki kasların içsel enerjiyi absorbe etmesi, kasların esneklik ve sağlamlığını inanılmaz derecede arttırıyordu. Ayrıca Qin Yu'nun parmaklarını hız ve hassaslık yönünden eğitmesi, onun kaslarını son derecede iyi kontrol etmesini sağlıyordu. İyi bir kas esnekliği ve kas sağlamlığı , buna ek olarak kasları üzerindeki kontrolü ile Qin Yu, Yuchang kılıcını kolayca gizleyebiliyordu. Sıradan uzmanlar kendilerini nasıl böyle eğitebilirdi ki ?

 

Bundan dolayı Kılıcı Gizleme aşamasında, sıradan uzmanların 10 sene sonra ulaşabildiği ustalık seviyesine onun 2 yılda ulaşması çok normaldi. Zhao Yunxing'in saldırı tekniklerine çalışmadan önce mükemmel vücut için çalışması gerektiğini söylemesinde ne kadar haklı olduğu görülüyordu.

 

Baltayı bilemek, odun kesme becerisine zarar vermezdi. Bu ilkesiydi.

 

Silah Deposundaki diğer silahlar bıçaklar, mızraklar, sopalar vs.. basitçe Qin Yu'nun umurunda bile değildi.

 

"Eğer parmak eklemlerime giyebileceğim bir eldiven olsaydı, saldırı gücümde artardı." Qin Yu etrafına dikkatlice baktı. Parmak eklemleri onun en büyük saldırı gücüydü, buna rağmen iyi silahlara sahip olan düşmanlarıyla çıplak elle dövüşemezdi. Eğer parmak eklemleri iyi bir eldivenle korunuyor olsaydı onları kullanarak dövüşebilirdi.

 

Not : Bazı sebeplerden dolayı iki haftadır bir şey çeviremiyorum. Kusura bakmayın. Üniversite sebebiyle tüm vaktimi veremem ama haftada en az bir bölüm çeviririm. Duruma göre değişir tabi 2-3 bölüm de atabilirim bir haftada.

 

Okuduğunuz için teşekkürler ^_^

 

DN: Biz teşekkür ederiz yüce insan.Yoruma boğun bu adamı gardaşlar.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr