Swallowed Star - Bölüm 573: Uçurumda Kükreme

---

 

 

 

 

“Hm, bu kadarını biliyorum.” Luo Feng onayladı.

 

Hu!

 

Li!

 

Yırtıcı ulumalar rüzgara karışırken birinin kalbine ve ruhuna işliyordu. Luo Feng ve Mo Luo ise normal şekilde sohbet ettiler.

 

“İkinci şablon ise şimdiye kadar hayatta kalma sebebim.” Mo Luo gülümsedi, “Şeytan notalarını ana olarak öğrenci, yıldız gezgini, yıldız, evren, alan lordu ve sektör lordu seviyelerine ayırdım. Luo Feng ana şeytan notalarının ana olarak yıldız gezgini ile alan lordu seviyesinde olduğunu fark etmiş olmalısın!”

 

Luo Feng onayladı.

 

Gerçekten nadiren sektör lordu şeytan notasıyla karşılaşıyordu!

 

“Fark ettiğim şablon ise!é

 

“Yıldız seviye şeytan notalarının olduğu yerde! Ayrıca evren seviye şeytan notaları da bulunuyor!”

 

“Yıldız gezgini seviyenin bulunduğu yerde alan lordu seviye şeytan notası bulunuyor!é

 

“Öğrenci seviye şeytan notalarının bulunduğu yerde sektör lordu şeytan notaları bulunuyor.” Mo Luo’nun gözleri parlayarak tam bir öz güvenle söyledi, “Şeytan notaları nerede en zayıfsa orada aşırı güçlü şeytan notalarının bulunma ihtimali var!”

 

“Ah?” Luo Feng sersemlemişti.

 

Hızlıca aklından geçen yüz gün boyunca bulunduğu yerleri hatırladı. Geçmiş birkaç günü nedeniyle sadece buz ormanındaki şeytan notaları aslında ona tehdit oluşturmuştu. Diğer yerlerde ise… gerçekten uğramamıştı. Öğrenci seviyeden sektör lordu seviyesine şeytan notaları ona hiçbir şekilde tehdit oluşturmuyordu bu nedenle şablonu çözmekle uğraşmamıştı.

 

Şimdi bunun hakkında dikkatlice düşündüğünde!

 

Ark ile kıyaslanabilir hafızası ve hesaplama hızıyla çabucak şeytan notasını hissettiği yerleri hatırladı.

 

“Doğru.” Luo Feng’in gözleri parladı.

 

Gerçekten!

 

Şeytan notalarının güçlerinin sadece yıldız ve evren seviye olduğu bazı yerler vardı. Bazılarıysa sadece yıldız gezgini ve alan lordu seviyesindeydi. Çok az yerde öğrenci ve sektör lordu seviyesindekiler bulunuyordu. Zaman geçtikçe şeytan notaları değişerek herkesi hareket etmeye zorluyordu.

 

“Lakin bunlar bende işe yaramaz.” Luo Feng içinden düşündü. “Dağda sektör lordu seviyesine erişen şeytan notaları epey nadir. Öylesine gizemli bir mağara olmadığı sürece! Bu yüzden… bu yerler dışındakiler bana tehdit oluşturmuyor.”

 

…

 

Luo Feng ve Mo Luo, Sanal Evren Şirketinin iki çekirdek üyesi ilerlemeye devam etti.

 

“Luo Feng, bu mağaradan sonra ayrılacağız.” Mo Luo söylerken uçtu. “Burada şeytan dağında trilyonlarca mağara bulunuyor, farklı mağaraları seçeceğiz. Eğer bir arada kalırsak birimiz er ya da geç düşecektir. Sanıyorum bu senin de hoşuna gitmez.”

 

“Haha… pekala ileride ayrılalım.” Luo Feng onayladı.

 

Eğer Mo Luo ile kalırsa Mosha klan üyesini kullanırken ekstra dikkatli olmak zorundaydı.

 

Sou! Sou!

 

İkisi hızlıca bir süre uçtuktan sonra yolun sonuna vardılar.

 

“Hm?” Luo Feng şaşırarak baktı.

 

İleride geniş bir buz toprağıyla birlikte üzerinde devasa delikler bulunuyordu. Her biri bir diğerinden farklı şekildeydi, büyük olanların genişliği 100 km’ye kadar ulaşırken küçükleri birkaç km kadardı. Lakin biri çukurların derinliğini göremiyordu, sadece sonsuz olduğu görülüyordu.

 

Luo Feng ve Mo Luo kondu.

 

“Bu yer de ne böyle?” Mo Luo dikkatlice çukurun kenarına yürüdü.

 

“Net değil.” Luo Feng de kenara yürüdü. Bu çukur…. çukur denebilirdi ancak aslında derinliği bilinmeyen uçurumları andırıyorlardı.

 

Luo Feng bakmak için döndü.

 

Geniş bir alan!

 

Geniş buz topraklarda uçurumlar her yerde görülüyordu, sayısızlardı.

 

“Bir şeyler doğru değil.” Mo Luo somurttu.

 

“Hm.” Luo Feng onayladı.

 

Sanal evren şirketinin iki mutlak dahisi dikkatlice çevrelerini incelerken aynı anda güçlü bir şeytan notası saldırısını hissetti.

 

“Gümbür!” Luo Feng’in yanında duran Mo Luo hiçbir uyarı olmadan şiddetlice tekmeledi. Bu tekme volkan patlaması gibiydi. Altın boyları şaşırmış ve hazırlıksız Luo Feng’in beline vurdu. Alan Lordu seviye 9 metal yaşam formunun gücüyle birleştiğinde Luo Feng’in bir mermi gibi uçuruma sürüklenmesine neden oldu.

 

Luo Feng yalnızca tüm bedenine vuran inanılmaz bir güç hissetti ve bulut öpen asmasının savunması olmasına rağmen Luo feng yine de ağzından taze kan kustu.

 

Chi!

 

Taze kan!

 

Hua! Hua! Hua! Hua! Hua! Hua!

 

Kalın kırmızı asmalar sertçe kollarından uzadı. Asmalar inceydi ancak çabucak kalınlaşarak delice Mo Luo’yu yakalamak için uzandı.

 

Gümbür!

 

Uçurum inanılmaz yutma enerjisi üretmeye başladı, tıpkı Luo Feng’in önceden karşılaştığı mağara gibi. Şaşırtıcı yutan enerjinin yanı sıra sessiz bir şeytan notası zihnine doğru parçaladı. Bu sırada bulut öpen asması ustasının tehlikede olduğunu bildiğinden uçarak uzaklaşan Mo Luo’ya kayıtsız kalamazdı. Çabucak buz ve duvarların kenarlarına uzanarak kavradı.

 

“Ya!”

 

“Parçalan!é

 

Luo Feng hızlıca şeytan notası saldırısından uyandı. Önceki yutan mağaraya kıyasla bu şeytan notası hafifçe daha zayıftı.

 

“Mo Luo!” Luo Feng’in gözlerinin kenarları ayrılırken gözleri kıpkırmızı kesilmişti.Uçurumun uzağında uçan Mo Luo’ya gürledi.

 

Neden?

 

Neden Mo Luo aniden ona saldırmıştı?

 

Mo Luo’ya karşı böylesine bir saygı besliyordu ve ikisi de Sanal Evren Şirketi üyeleriydi. Ayrıca bu kişinin ona zarar verecek beceride olmadığını düşünüyordu! Gerçekten…. gerçek bir gizli saldırıda Luo Feng’in diğer iki bedeni kaybedemezdi, lakin bu sırada…

 

“Luo Feng, burası şeytan notası dağı, seni öldürsem bile bu bir suç değil.” Mo Luo soğukça aşağıdaki Luo Feng’e baktı, bir ses Luo Feng’in kulaklarında yankılandı. Aynı anda nefis görünümlü bir silah Mo Luo’nun ellerinde belirdi.

 

“Lazer silahı.” Luo Feng’in ifadesi değişti.

 

LAzer silahını çıkardığına göre muhtemelen onu öldürme garantisi vardı. O vakit bu E derece bir lazer silahı olmalıydı.

 

“C6 derece lazer silahı.” Babata’nın sesi yankılandı.

 

Chi!

 

Mo Luo yüksekten uçurumu hava atışını yaptı. Demet Luo Feng’den 100 metre öteden geçerek derinlere doğru parçaladı. Sonrasında Mo Luo kaçabildiği kadar hızlı şekilde kaçarak bir anda kayboldu.

 

Aniden Luo Feng’i uçuruma tekmeledikten sonra derinlere doğru bir lazer ateşleyerek kayboldu.

 

Belirtmek gerekirse tüm süreç aslında 0.1 saniyeden biraz daha uzun sürmüştü! C derece lazer silahının hazırlık süresi sadece 0 idi!

 

Gümbür…

 

Korkutucu yutan enerji bedeninde çalıştı.

 

Pa! Pa! Pa! Pa! Pa! Pa!

 

Asmalar enerjinin baskısı altında parçalanmaya başladı. Luo Feng ise içinde en ufak korku duymuyordu, gözleri sadece öfke ve kızgınlıkla doluydu. “Şu Mo Luo aslında, o aslında! Ölmemi istediğine göre o vakit onu kendi ellerimle öldüreceğim!!” Yukarı baktı. Böylesine gururlu bir dahi aslında onu öldürmek için böylesine kararlı bir hile kullanmıştı.

 

“Mosha klan üyesi!”

 

“Değiş!”

 

Luo Feng anında kayboldu ve bedenlerini değiştirerek kaçmayı denedi.

 

Aniden…

 

Gowr….

 

Bir gürleyiş uçurumdan duyulurken aynı anda mekiğin etrafındaki uzay bükülmeye ve korkutucu yutan enerji üzerinde çalışmaya başladı.

 

Hızı azaldı.

 

“Ne?” Luo Feng şaşırmıştı.

 

“Değiş!”

 

Mekik şaşılacak şekilde baş parmak boyundaydı yine de enerji her zamanki gibi güçlü şekilde onu aşağı çekiyordu!

 

“Değiş!”

 

Tığ büyüklüğünde beden devasa bir taşa dönüşerek tüm çukuru kapladı lakin enerji hep olduğu gibi güçlüydü, düşmeye devam ederken taş parçaları kenarlara doğru çekilmeye başladı.

 

“Değiş!”

 

“Değiş!”

 

….

 

Luo Feng anlık olarak birçok form denedi lakin ne yaparsa yapsın üzerindeki güç hala aynıydı. Ve düştükçe aşağıdan gelen korkutucu gürleyiş…. insanın kalbini ürepertiyordu.

 

“Bu oydu, Mo Luo!” Düştükçe sakin kaldı. Mo Luo’nun uçuruma ateşlediği lazer ışınını hatırladı, öncenden şüphelenmişti…. neden C derece bir lazer silahını içeri ateşlenmişti ki, hiçbir gücü yoktu.

 

Şuan görünüşe göre…

 

Mo Luo’nun atışı muhtemelen uçurumun derinliklerindeki ruhu uyandırmıştı. Bu ruh altın boynuzlu yaratığın yutma becerisine benzer bir yeteneğe sahipti. Şimdi sürekli olarak Luo Feng’in bedeni üzerinde çalışıyordu, nasıl görünürse görünsün gücü fazlaydı.

 

Uyuyormuş veya baygınmış gibi önceki yutan mağarada Luo Feng kolaylıkla küçülerek kaçabilmişti.

 

“Mo Luo buradaki durum hakkında net olmalı, bu yüzden kasten bunu yaptı.” Luo Feng içinden öfkelendi.

 

“Değiş!”

 

Sürekli aşağı çekilen Luo Feng son bir değişim yaparak buz ayısına dönüştü.

 

Buz ayısı düşerek uçuruma girdi.

 

“Hayatta kalmanın bir yolu olmalı, bir yolu.” Buz ayısı Luo Feng aniden uçurumun derinliklerinde kayboldu.

 

…

 

Bir süre sonra…

 

Bir silüet parladı ve uçurumun kenarında durarak aşağıya baktı, bu Mo Luo idi.

 

“Luo Feng!”

 

Dudakları bir gülümseme bırakarak korkutucu sonsuz uçuruma baktı. “Kesinlikle aptalsın. Şeytan notası dağı olduğundan seni öldürmem…. suç sayılmaz! Senin yeteneğinle yeterlilik savaşları sırasında bile bana tehdit oluşturmuyorsun, lakin bir dahaki sefere veya gelecekte pozisyonuma nihayetinde bir tehditsin.”

 

“Beni tehdit altında bırakan ne kadar az kişi olursa o kadar iyi.”

 

“En yukarıya olan yolda beni hiçbir şey durduramayacak.” Mo Luo usulca söyledi. Kırıp geçirilmiş bir dünyanın kimsesiz çocuğu olarak ,korkutucu ölüm askeri eğitimleri ve faktörlerinden geçtiğinden tüm bunlar onun kurallarını değiştirmişti.

 

Sou!

 

Hızlıca kaybolarak antik uçurumdan ayrıldı. Tıpkı önceki trilyonlarca yıl olduğu gibi Sanal Evren Şirketinin mutlak dahisi Luo Feng’in nereye yutulduğunu kimse bilmiyordu!