Swallowed Star - Bölüm 582:Tapınağın Hazineleri

---

 

 

 

 

Şeytan notaları duyuldu. Biri etkilerini göremiyor olsa da sadece dinlemesi bile harikaydı.

 

Uzaydaki merdivenlerin birçok basamağı yukarı doğru uzanıyordu.

 

Mosha Luo Feng ışık demetine dönüşerek birçok seviyeyi geçerek çabucak 3,333’üncü basamağa ilerledi. Bu birinci kısmın son basamağıydı. Ve önünde 1000 metre uzunluğunda, dış duvarları belirgin heykellerle kaplı, iki devasa altın kapısıyla bir tapınak yükseliyordu.

 

Kapı açılmıştı.

 

“Tapınak!”

 

Luo Feng şok edici baskı yayan devasa altın kapıya baktı. Birkaç yüz metre uzunluğundaki devasa kapını önünde küçük bir karınca gibi kalıyordu.

 

“Buradayım.” Luo Feng doğrudan içeri uçtu.

 

Sis tüm tapınağı kaplıyordu. Burada sisin arasında taş bir levha süzülüyordu. Üzerinde gizemli kelimeler belirdi. Bir süre sonra, buradaki kelimelerin anlamları oluşmuştu….” Buraya gelen 61,201’inci mirasçısın. Acemi unvanını elde ederek, acemi ödülünü almaya hak kazandın.”

 

Kelimeler bittiğinde….

 

Luo Feng etrafa bakarken hazineyi bulmayı istiyordu, lakin aniden…

 

“Buraya kadar gelebilmek için ilk olarak birisi miras basamaklarının 3333 basamağını bitirmesi gerekir. İkinci olarak senin gibi zorlukla şeytan notalarına dayanarak buraya kadar ulaşır.” Karmaşık bir ses tapınakta yankılanıyordu. Dili daha önce duymadığı bir dildi, yine de Luo Feng söylediği her şeyi anlıyordu.

 

Sözlerini duyunca şaşırmıştı.

 

Şeytan notası trilyonlarca yıldır varlığını sürdürüyordu, şu ulu varlık uzun zaman önce sarayı terk etmiş olmalıydı.

 

“Şeytan notalarına dayanabildiğine göre en az evren kralı olmalısın! Yalnızca evren kralı olmak zaten evrende mutlak bir varlık olduğun anlamına gelir. Yine de gözün benim arkamda bıraktığım hazinede. Haha… kişisel olarak geldiğinden bıraktığım küçük hazineyi al bakalım.” Ses bittikten sonra 2 enerji küresi orada süzüldü.

 

1 altın enerji küresi.

 

1 gri küre.

 

Mosha Luo Feng tapınakta durarak uzakta yukarıda süzülen enerji kürelerine bakarken içinden gülüyordu, “Şu varlık tapınakta bir uyarı bırakmış olmalı. 3,333 basamak mirası almadan buraya kadar zorla geldiğimi fark etmiş ve tüm bu basamaklara dayandığımı düşünmüş olmalı.”

 

“Diğer yandan yine de gerçekten güçlü.”

 

“Söylediğine göre buna dayanabilenler en az evren kralı olmalı.” Luo Feng içinden haykırdı.

 

Krallar, uzay veya zaman kralları olarak ayrılıyordu.

 

Bir evren ülkesi inşa ederek, trilyonlarca galaksi ve sayısız yaşamı domine ettiklerine göre kesinlikle mutlak varlıklardı. Irkların zirveleri arasında bile insan evren ülkesi liderleri devasa figürlerdi. Daha zayıf ırklar arasında bir kral…. yüksek ihtimalle nihai bir güçtü.

 

“Görünüşe bakılırsa!”

 

“Mirası arkasında bırakan bir kraldan daha güçlü olmalı.” Bakışları iki enerji küresine odaklandı.

 

Sisin içerisinde bir altın küre, bir de gri küre süzüldü.

 

Gümbür!

 

Gümbür!

 

Gri enerji küresi patlayarak açıldı ve içinden gri taş bir pano süzüldü. 3 metre uzunluğunda, yarım metre genişliğindeydi. Üzerinde tarif edilemez karmaşık biçimli desenler bulunuyordu. Karmaşık desenlerin merkezinde kuş misali bir yaratık oluşmuştu.

 

Altın enerji küresi patlayarak açıldı ve kristalimsi altın bir meyve açığa çıkardı.

 

İlk bakışta Dünya’daki kavun meyvesine benziyordu. Ancak süzülen meyve altın renkte olmasıyla birlikte  yarı saydam bir dokuya sahipti. Yüzeyinden içi hafifçe görülebiliyordu ve altın enerjiyle çevrelenmişti.

 

Taş bir pano.

 

Bir meyve!

 

Bunlar mirasın arkasında bıraktığı hazinelerdi.

 

“Luo Fu Liu panosu!” Babata şaşırmıştı, “Arkasında bırakan çöp kesinlikle cömertmiş. Sadece birinci kısım olmasına rağmen arkasında Luo Fu Liu panosunu bırakmış!”

 

“Bu nedir?” Luo Feng sordu.

 

“Bu pano senin kara bulut mekiğine benzer.” Babata söyledi, “Üzerinde durulabilen uçan bir ruhsal silah.”

 

“Uçan ruh silahı mı?” Luo Feng meraklanmıştı.

 

Evrendeki ruhsal silahlar Luo Feng için ucuz kaçıyordu. Seviye 5 silahlar… sektör lordlarına pahalı geliyor olmasına rağmen Luo Feng için fazla mesele değildi. Ancak Luo Feng’in önünde doğal olarak oluşan pano daha önce  ne duyduğu ne de gördüğü bir şeydi.

 

“Bu pano çok mu pahalı?” Luo Feng sordu.

 

“Şaka yapıyor olmalısın!” Babata konuştu, “Luo Feng şu seviye 1-5 arası silahlar ölümsüzlerin atlındaki seviyelerin kullanması içindir! Ölümsüzler böylesine silahlarla uğraşmaz. 9 göksel silahtan birisi olan Nan Shen Donanımı… ortalama bir ölümsüz olmadığı sürece gücü bir ölümsüz için yeterli değildir.”

 

Luo Feng onayladı, bunu biliyordu.

 

“Ölümsüzler tarafından kullanılan silahların kaynakları birçok yerden gelir.”

 

“Ve Luo Fu Liu panosu ölümsüz silahları arasında olağanüstü bir uçan ruhsal silah kabul edilir. Sadece çok az Amir seviye buna sahiptir. Çoğu en az imparator seviyedir.” Babata söyledi. “Bu doğal olarak evrende oluşan taş bir pano, gücü şok edicidir!”

 

Luo Feng sersemlemişti.

 

“Ancak çok az Amir buna sahip. O halde öğretmenim?” Luo Feng sordu.

 

“Hangisi?” Babata sordu, “Gerçek Yan’dan bahsediyorsan kesinlikle bunu elde edebilir. Benim ustam… daha zayıftı. Kullandığı uçan ruhsal silah çok daha zayıftı. Sonuçta Luo Fu Liu panosunun fiyatı 1-2 milyon karışık element ve hatta daha da yükselebiliyor. Çok az kişi bunu satar!”

 

Luo Feng derin bir nefes aldı.

 

Sakinleşmek…. sakinleşmek zorundaydı.

 

1-2 milyon karışık element mi ?

 

“Hasta, gerçekten hasta!” Zaten çok fakir olduğunu hissediyordu. 1 milyon karışık element…bu da nesiydi öyle? Önceden Luo Feng açık arttırmaya katıldığında küçük yıldız alanı Da Na yıldız alanı, yalızca 1000 karışık elemente satılmıştı. Tabii ki de bu küçük bir yıldız alanıydı.

 

Ve kara ejder dağı yıldız alanı büyük bir tanesiydi. Galaksileri 20 kat daha fazlaydı! Galaksiler bir arada toplandığından ve yönetmesi kolay olduğundan fiyatı en az 10 katı kadardı. Böyle olmasına rağmen fiyatı yine de sadece 300 bin ila 1 milyon karışık element kadardı.

 

Genellikle 500 bin karışık element ile biri kara ejder dağı yıldız alanını satın alabilirdi. 1 milyon mutlak maksimumdu.

 

“Sadece bu taş pano tüm kara ejder dağı yıldız alanıyla kıyaslanabilir mi?” Luo Feng derin bir nefes aldı.

 

“Eğer bu taş panoyu kara ejder kutsal toprağındaki şu ölümsüze götürürsen kesinlikle takas etmek konusunda daha istekli davranacaktır.” Babata söyledi, “Ne olursa olsun kara ejder dağı imparatorluğu sadece 1 ölümsüzün tüm serveti.”

 

Luo Feng onayladı.

 

Bu meseleye farklı bir açıdan bakmalıydı. Bu dünyadan farklıydı. Kişisel serveti olan birçok ülke bulunuyordu! Ganwu evren ülkesinin liderinin tüm serveti gibi. Söylenecek olsaydı...Ganwu evren ülkesi liderinin gücünü ilkel kaos lideri seviyesine yükseltecek türden hazineler bulunuyordu.

 

Ganwu evren ülkesi lideri kesinlikle ülkesini vererek hazinelerle takas etmeye daha istekli olurdu.

 

“Şu meyve nedir?” Luo Feng sordu.

 

“Bunu bilmiyorum. Öğretmenini 60 milyon yıl takip ettim. Çok şey görüp duydum ancak bu altın meyveyi daha önce hiç görmedim. Sadece…. başka bir özel altın meyvenin varlığını biliyorum.” Babata söyledi, “Fakat açıkça bundan farklıydı.”

 

Tapınağın içerisinde…

 

Luo Feng süzülen 2 hazineye baktı. Babata ile o kadar uzun konuşmalarına rağmen tüm bunlar bir anda gerçekleşmişti.

 

Aniden!

 

Sisin içerisinde süzülen taş levhada daha fazla kelime belirdi, “Acemi mükafatı. Birincisi Luo Fu Lliu panosu, bir ruh okuyucu için uçan ruhsal silah. Bununla birlikte evrendeki tehlikeler karşısında hayatta kalma şansı muazzam ölçüde yükselir. İkincisi Altın ruh meyvesi, yalnızca 3000 yılda bir oluşan gizemli bir meyve. Ruhu değiştirebilen özel kalitede bir meyve. Birinin daha fazla mirası kabul etmesini sağlayabiliyor! Birinci ve ikinci kısımların ikisinde de ruh değiştiren hazineler bulunur. Yine de hala tamamen mirası kabul edebilen kimse çıkmamıştır.”

 

Luo Feng farkına varmıştı.

 

Derhal elini uzatarak 2 hazineyi kavrayarak hızlıca iki hazineyi de uzay yüzüğüne aldı.

 

“Altın ruh meyvesi, yani ruhu değiştirebiliyor.” Luo Feng onayladı.

 

“Haklı gibi!”

 

“Arkamda sonraki nesillerin kabul edebilmesi için bir miras bıraksaydım, mirası tamamlamaları için ihtiyaçları olan ve hedef olarak görecekleri bazı hazineler bırakırdım.” Luo Feng düşündü, “Ne yazık ki varlığın yardımıyla bile buraya gelen yüz binlercesinden kimse mirası tamamlayamamış. Ölümsüzler bile başarılı olamamış.”

 

…

 

Mosha Luo Feng hızlıca 2 hazineyi aldıktan sonra tapınaktan ayrılarak aşağı uçtu.

 

Sou!

 

Tapınağın yükseklerinden 1237’inci seviyeye uçarak dünyalı bedeninin yanına konarak ona uzay yüzüğünü verdi ve iç dünyasında kayboldu.

 

Luo Feng orada durarak tapınağa bakıyor, gülümsüyordu.

 

“Haha…”

 

“Bu sefer gerçekten şanslıyım.” Gülümsedi, “Evren inanılmaz geniş ve gizemli. Birçok mucize olmasına rağmen sadece bunları elde etmek başarı sayılabilir. Bu bir başarı sayılabilir.”

 

Bir dalgayla..

 

Yarı saydam altın meyve belirdi. Etrafında sarılı altın enerji çıplak gözle görülebiliyordu.

 

Altın ruh meyvesi, 3000 çağda bir oluşan bir meyveydi.

 

“Tapınağın bilgilendirmesine göre bu ruhumu değiştirerek mirası elde etmeye daha uygun bir hale getirebilir.” Luo Feng tereddüt etmeden bir ısırık aldı. Meyvenin dışını aştığı gibi meyvenin etinden enerjimsi bir akıntı bedenine doğru aktı.

 

Chi chi chi…

 

Dışındaki kabuğu bile enerji akıntısı misali vücuduna nüfuz ediyordu.

 

Luo Feng sadece bedenine akan soğukluğu ve sonrasında hızlıca çekirdeğinde toplanan enerjiyi hissedebildi. Sonrasında kristal çekirdeğine doğru nüfuz etti. Koyu altın enerji içerisinde akmaya devam ederken hızlıca değişimler başladı. Kan rengi ruhunda şimdi altın izler görülüyordu.

 

“Ne rahatlatıcı ama!”

 

“Önceki delici acı tamamen gitti, hiçbir yorgunluk belirtisi yok ve dikkatim yüz kat daha yükseldi.” Luo Feng net şekilde ruhunun dönüşümünü hissedebiliyordu, “Önceden karşılaştığım direnç bile tamamen gitti.”

 

Gözleri daha da parladı…

 

“Hahahah….”

 

“Şimdi daha fazla miras kabul edebilirim!” Luo Feng son derece heyecanlanmıştı.

 

“Luo Feng, Luo Fu Liu panosu eğitimine ilişkin seni uyarmama izin ver.” Babata’nın sesi Luo Feng’in zihninde yankılandı.