SS 62: Saklanan Katil

avatar
8907 26

Swallowed Star - SS 62: Saklanan Katil


Vahşi doğaya girmeye karar verdiğinden beri, Luo Feng doğal olarak daha fazla tereddüt etmiyordu. Yang-Zhou şehri Ming-Yue sektöründe öğleden sonra Luo Feng annesi, babası ve kardeşine planlarından bahsetti. Luo Feng özgür bir dövüşçü olmaya karar verdiğinden beri babası ve diğerleri kendilerini Luo Feng’in sık sık şehirden ayrılacağı konusunda hazırlamışlardı.

���

Gece yıldızlı ışıklar eğitim salonundaki kare camdan içeriye yansıyordu.

Eğitim salonunun duvarında bir video oynatılıyordu. Videoda, birisi 8-9 metre uzunluğunda dev ayı canavarı ile dövüşüyordu. Adam canavarla birebir dövüştüğünde sağlam ağaçlar devriliyor, dağlar parçalanıyor ve yer yarılıyordu. Korkunç bir yıkım sahnesiydi.

Adam şimşek kadar hızlıydı ve yıldırımın sesi kılıcında gizleniyordu.

Videonun açıklaması eğitim salonunda yankılanıyordu. Bu Dokuz Aşama Yıldırım Bıçağı ile gelen kullanım kılavuzundaki Cd’lerden birisiydi.

Bir A sınıf canavar, ‘Kaya Heykeli Ayısı’. Devasa bedenine rağmen hızı ses hızı ses hızına ulaşıyor!” Luo Feng kalbinde bir şokla açıklamayı dinledi. Bu Dokuz Aşama Yıldırım Bıçağını öğrenenlerin yöntemlerini anlattığı profesyonel bir klipti ve A sınıf canavar ‘Kaya Heykeli Ayısı’  ile savaşıyordu. Kaya Heykeli Ayısı ayı tipi canavarlar içerisinde iki numaraydı.

Seviye sınıflamasına göre--

H seviye, G seviye ve F seviye asker sınıfıydı.

E seviye, D seviye ve C seviye kumandan seviye canavarların sırasıyla düşük, orta ve yüksek seviyesini ifade ediyordu.

B seviye, A seviye ve S seviye sürü lideri seviyesiydi!

Kaya Heykeli Ayısı bir orta seviye sürü lideriydi, gücü tartışmasızdı. Bir top bile elmastan bile sert olan kayaya benzer derisinde delik açamıyordu! Böylesine devasa bir bedenle bile hızı ses hızına ulaşıyordu. Böyle olunca tabii ki de sürü lideri sınıfında yer alacaktı...

Ses hızına ulaşması çok da mühim değildi. Diğer yandan Kaya Heykeli Ayısı canavarının gücü çok daha korkutucuydu.

ZBEEM!

Biraz sonra bir ses yıldırım gibi gürledi, Kaya Heykeli Ayısı’nın devasa kafası direkt havaya uçmuştu.

Kaydetmeyi bitirdin mi? Geri döndüğümüzde, sat onu. Telif hakkı ücretlerini de unutma.” güçlü dövüşçü öldürdüğü  ‘Kaya Heykeli Ayısı’yla dalga geçmişti. Ses eğitim salonunun içinde yayıldı. Yüzüne gelince, açıkça düzenlenmişti ve çok bulanıktı, yani kimse onun kim olduğunu söyleyemezdi.

KIA!

Video bittiğinde, duvardaki ekran büyük miktarda kanalın mevcut olduğu menüye geri döndü.

Merak ediyorum da tek kesişte Kaya Heykeli Ayısını öldürebileceğim noktaya ne zaman geleceğim!” diye düşündü Luo Feng kendi kendine. Süper güçlü dövüşçünün Kaya Heykeli Ayısıyla olan dövüşü videoya alınmıştı, adamın kendine güveni kusursuzdu ve kolayca Kaya Heykeli Ayısını öldürmüştü. Muhtemelen ileri düzey savaş tanrısı olmalıydı.

Dokuz Aşama Yıldırım Bıçağı diskleri birkaç yasaklı kanalla birlikte geliyordu.

Bu kanallarda güçlü dövüşçüler Dokuz Aşama Yıldırım Bıçağının eğitim yollarından bahsediyordu. Diğer yandan, tüm kanalların dışında sadece birinde ‘Yıldırım Tanrısı’nın kendisi yer alıyordu. Video eğitim salonunda Yıldırım Tanrısının nasıl eğitim yaptığı hakkındaydı. Böylesine basit bir eğitim sahnesi için Luo Feng bunda çok özel bir şey olduğunu söyleyemiyordu.

Açıkça, tüm dünya etrafında Dokuz Aşama Yıldırım Bıçağı için eğitim yolları olan birkaç güçlü dövüşçü var.” Luo Feng kare camın içerisinden yukarı baktı ve sonsuz yıldızlı gökyüzünü gördü.

Yarından başlayarak, acı dolu eğitimlerine başlayacaktı.

Bir kalp atışıyla, eğitim salonundaki projeksiyonu kapattı ve birinci kata indi.

Birinci kattaki kardeşinin odasının kapısı tamamen kapanmamıştı. Bir bakışla Luo Feng kardeşini gördü, tekerlekli sandalyesiyle bilgisayar masasının önündeydi. Ancak bilgisayarına bakmıyordu, başını eğmişti ve cep telefonuyla ilgileniyordu.

Luo Hua” Luo Feng hafifçe tıklattı.

Luo Hua başını kaldırdı ve kapıdaki Luo Feng’e döndü ve elinde olmadan söyledi: Kardeşim, artık kapı çalmıyor musun ?

Ç.N:Luo Hua kızla mesajlaşırken abisi basınca hoşuna gitmedi ;)

“Kapıyı tamamen kapatmayan sensin” Luo Feng içeri girerken güldü ve kapıyı arkasından kapattı. “Ne yapıyon? Manitayla mı mesajlaşıyon?”

“Evet”

Luo Hua ufakça gülümsedi, güldü ve onayladı.

--Artist…

Luo Feng kardeşinin akılsız görünüşünü gördükten sonra, Luo Hua’nın hoşlandığı kızın adının Xiao Nan olduğunu açıkça söyleyebilirdi. Xiao Nan’ın nasıl göründüğü konusunda… Luo Feng de pek emin değildi. Ancak annesi ve babası kardeşinin tekerlekli sandalyesiyle parka gittiklerinde, Xiao Nan adında bir kız görmüşlerdi. Ve oldukça iyi bir izlenim bırakmışa benziyordu.

Ailesi hayatta daha fazla tecrübe sahibiydi ve bir insanı yargılamakta daha iyilerdi. Eğer iyi olduğunu düşünüyorlarsa o halde Xiao Nan gerçekten iyi biriydi.

Xiao Nan seni ailesiyle tanıştırdı mı?” Luo Feng sordu.

Bunun için çok erken” Luo Hua başını sallayarak güldü. “Xiao Nan bu yıl üniversitede birinci sınıf, bu yüzden hala mezuniyeti için üç yılı var. Xiao Nan ailesine söylemek için acele etmedi. Ve… Ben sakatım. Xiao Nan muhtemelen ailesine söyleyebilmek için bir yol bulmak zorunda; direkt olarak söylerse sorun olacaktır. Çoğu aile kızlarının sakat biriyle evlenmesini istemezler.

Kardeşine acı dolu bir ifadeyle baktığı gibi Luo Feng’in kalbi bir miktar acımıştı.

Onun sakatlık durumu… Kardeşinin kalbinde bir yaraydı. Nasıl davrandığının bir önemi yoktu, tam bir güvenle Xiao Nan’ın karşısında duramazdı. Diğer bir deyişle, kendine saygısı çok azdı!

Hm, iyi, buna tutun. Ailesi eminim anlayışla karşılar” Luo Feng rahatlattı, “Acele etmeye gerek yok.

Bu gece, Luo Feng kardeşiyle bir miktar muhabbet etti. Gece güzelce dinlendikten sonra sırt çantası, kalkanı ve kılıcı ile tam donanımlı bir şekilde şafak vakti vahşi doğaya doğru yola çıktı. Ve bu sefer, yalnız başınaydı!

���

Jiang- Nan şehri, kuzey askeri bölgesi.

Tren askeriyenin istasyonunda durduktan sonra Luo Feng ve bazı diğer dövüşçüler tren vagonundan indi.

Vahşi doğa.” Luo Feng yeniden ikmal üssüne doğru yalnız başına yola çıkmadan önce derin bir nefes aldı. Çabucak, ikmal üssüne varmıştı.

Luo Feng, sadece sen mi?

Ç.N: Adama bak gören de savaş tanrısı falan sanacak, bizim oğlan delikanlı çıktı.

İkmal üssü kapısındaki muhafız tarayıcısındaki mesaja ve şok olmuş bir ifadeyle  Luo Feng’e baktı, “Önceden Ateş Çekici takımıyla birlikteydin. Nasıl şimdi yalnız geldin? Vahşi doğaya yalnız gelmek çok tehlikelidir.

Haha, ölecek yer mi arıyorum? Vahşi doğada daha önce bulundum bu yüzden tehlikenin farkındayım. Çabuk ol ve bana anahtarı ver.” Luo Feng güldü.

Bu noktada haklısın, daha önce bulundun ve tehlikenin farkındasın.

Muhafız bir anahtar verirken güldü, “#H322. Yalnız olduğunda, sana küçük bir villa verdim.” Ateş Çekici takımı takım olduklarından dolayı daha büyük bir villaya gitmişti. Doğal olarak tek bir kişinin o kadar yere ihtiyacı olmuyordu.

Ah evet, ismim Wang. Kardeş Wang diye çağırırsan sevinirim. Luo Feng canavarlardan herhangi bir materyal alırsan, onları bana satabilirsin. Seni tatmin edecek bir fiyat vereceğime emin olabilirsin.

Pekala.

Luo Feng anahtarı aldı ve villasına doğru ilerledi.

İkmal üssündeki villalardan birinin ikinci katının cam kenarında birkaç adam Luo Feng’in geçişini izliyordu.

Bu Luo Feng!

Bu Ateş Çekici takımından Luo Feng. Kaptan bu şansı onu saf dışı bırakmak için kullanmalı mıyız?” Kaplan Dişi takımından Zhang Ze Hu konuştu.

Kaplan Dişi takımı kaptanı pencerenin kenarına yürüdü ve sessizce aşağı baktı. Luo Feng çabucak görüşünden çıktı. Kaplan Dişi takımı kaptanı soğukça konuştu: “Nasıl oldu da yalnız geldi? Ateş Çekici takımından başka bir üye gördünüz mü ?

Onları görmedik” diğer takım üyeleri başarını salladı.

Luo Feng yalnız” dedi Zhang Ze Hu güvenle, “İkmal üssü kapısından tek başına girerken gördüm; yanında başka kimse yoktu.

Bununla birlikte Zhang Ze Hu’nun gözleri açıldı: “Kaptan, Ateş Çekici takımına karşı ilk hamleyi yapan biziz. En önemlisi Ateş Çekici takımı bunu yapanın biz olduğunu biliyor, bu yüzden şuan için düşmanız. Sen kendin söylemiştin, bizi daha fazla tehdit etmemeleri için düşmanlarımızı yok etmemiz gerektiğini.

Evet” diğerleri katılarak onayladı.

Vahşi doğada başkasına karşı bir hamle yapmak en tehlikeli iş değildi, fakat hayatta kalmaları ve bunu yapanın kim olduğunu bulmaları öyleydi!

Acele etmeyin.

Kaplan Dişi takımı kaptanı sakince konuştu, “Evet onları tamamen yok etmeliyiz. Şansını yakaladığımızda, Ateş Çekici takımını silmek zorundayız. Diğer yandan… Luo Feng yalnız. O sadece normal savaşçı seviye bir dövüşçü! Vahşi doğaya girdiğinde, kesinlikle güvenli bir alanda kalacaktır.

Onu öldürmenin bize bir faydası yok. Aslında onları daha da güçlendirecektir

Diğer takım üyeleri katılarak onayladı. Kaptanın söylediği mantıklı gelmişti.

Bize en çok tehlike arz eden kişi aslında çift çekiç Gao Feng!” dedi Kaplan Dişi takımı kaptanı ciddiyetle,” Gao Feng’in kendisi oldukça güçlü; neredeyse benim seviyemde. Ve çoktandır neredeyse on hatta daha fazla yıldır sahalarda, bu yüzden çok fazla bağlantısı var ve bazı güçlü isimler tanıyor… Eğer o gerçekten üzerimize yürürse, biz de acı çekeceğiz!

Bu yüzden, tamamen gereksiz bir davranışta bulunmayın. Eğer yapacaksak ilk Gao Feng’i öldürmeliyiz! Bundan sonra, küçük sıçanlarla ilgilenebiliriz.” dedi Kaplan Dişi takımı kaptanı kayıtsızca.

Açıkça, Kaplan Dişi takımı kaptanı Ateş Çekici takımının diğer üyelerini pek ciddiye almıyordu.

Kaptan haklı” Zhang Ze Hu başıyla onayladı. Bundan sonra dik dik bakarak soğukça güldü, “Bu küçük sıçan Luo Feng’in biraz daha yaşamasına müsaade edeceğiz.

İkmal üssü #H322 villasında, üç yatak odası, iki lobi ve bir büyük banyo vardı. Luo Feng ekipmanlarını çıkardı, duş aldı ve sonra rahat bir cüppe giydi.

Merhaba, üç tabaklı #12 menüsünden bir porsiyon ve çorba istiyorum. Ayrıca içeceği çay ile değiştirelim” Luo Feng kapattı ve kanepeye uzandı.

Yemekten sonra, #0231 kırsal seviye şehre doğru yola çıkacağım” Luo Feng’in kalbi aniden tık etti, “İki ay boyunca sağlam bir şekilde eğitim yapacağım, geri döneceğim ve şehir ile ikmal üssü arasında takılacağım. Umarım bir ara Kaplan Dişi takımına rastlarım. Hmph, onları görürsem, onları gizlice takip edeceğim!

Takımına olan davranışlarını düşündüğünde Luo Feng’in kalbi sınırsız bir öldürme arzusuyla kaplanıyordu! Bu çeşit bir öldürme arzusu tereddütten arınmıştı.

Vahşi doğaya gittiğimizde, direkt olarak onları yok edeceğim” Luo Feng’in bakışları pencereden dışarıdaki alanı taradı, “Kaplan Dişi takımı… Umarım bu iki ay içinde size denk gelirim!

Kaplan Dişi takımında olduğu gibi  Luo Feng de onları ciddiye almıyordu.

Şuan ki gücü tüm Kaplan Dişi takımını yok etmesine yeterdi!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr