SS 94: Xu Xin

avatar
8462 26

Swallowed Star - SS 94: Xu Xin


 

Kaptan beni neden böyle bir zamanda arasın ki?” rüzgarlar uğuldarken kar yağıyordu dışarıda. Luo Feng’in aklında ise çeşitli düşünceler kol geziyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra, hafifçe söyledi: “Yeniden arama!

Biiip… biiip… biiiip…

Merhaba  Luo Feng” Kaptan Gao Feng’in sesi duyuluyordu.

Kaptan bir şey mi oldu?” dedi Luo Feng gülerek.

Gao Feng’in sesi aniden kötüleşti: “100 milyar değerinde birçok dövüşçüyü delirten astronomik ödülü gördüğüne eminim. Özellikle de bilgilendirmede belirtildiği gibi… Katil yüksek ihtimalle savaş tanrısı gücünde bir dövüşçü veya bir ruh okuyucudur! Ne olduğu fark etmez ruh okuyucu olarak kimliğini açık etmemelisin yoksa kendini büyük bir sıkıntının içerisinde bulacaksın… Ateş Çekici takımımız Kaplan Dişi takımı zaten bir anlaşmazlık içindeyken ve dördünden biri Kaplan Dişi kaptanı Pan Ya olduğundan, insanlar kolayca ruh okuyucu olmandan dolayı seni bir şüpheli haline getirebilirler. Bu olduğunda binlerce insan tarafından hedef alınacaksın. Ne kadar dikkatli olduğun fark etmeyecek umulmayan her zaman gerçekleşir.

madshy notu: aynen geri zekalılar konuşun telefondan her şeyi dinleyenler de duysun. Böyle aptalın evlatları sinirimi bozuyor arkadaş :D

Anladım. Yapmadığım sürece korkacak bir şeyim yok. Diğer yandan kaptan bu katil oldukça güçlü; dördünden hiçbiri ölmeden önce çiftle bağlantıya geçememiş. O kesinlikle güçlüymüş.” Luo Feng elinde olmadan iltifat etti.

O gerçekten güçlü” Gao Feng de iltifat etti.

Luo Feng devam etti: “Ve Pan Ya öldüğünden bu harika bir haber. Bizim Ateş Çekici takımız gelecekte hiçbir sıkıntıyla karşılaşmayacak.

Gerçekten bu bizim için oldukça iyi. Sana tekrar hatırlatıyorum. Dikkatli ol, dikkatli ve daha da dikkatli! Bu davanın üzerine çok gidiliyor. Chen Gu ve diğerlerine geri döndüğümde hatırlatacağım. Endişelenme… Eğer herhangi biri bir şey açık etmeye kalkarsa, onlara müsamaha göstermeyeceğim.

Ah evet sen ne zaman merkezi şehre dönüyorsun? Avladığımız canavarların materyalleri hala depoda ve onları nasıl paylaştıracağımız konusunda senin dönmeni bekliyoruz.

Luo Feng gülümsedi: “Bir süre daha vahşi doğada kalacağım fakat Kaplan Dişi kaptanı öldüğünden daha fazla işim yok. İki gün içerisinde döneceğim.”

Tamam, o vakit görüşürüz.” Gao Feng’in sesi taktiksel iletişim saatinden duyuldu.

Görüşürüz.

Luo Feng kapattı ve ifadesi hemen ciddileşti.

Bu telefon aramasında kaptanın ona olan hatırlatmalarındaki tutkusu görülüyordu. Kaptanın kelimelerini duyduktan sonra kalbi gerçekten ısınmıştı. Diğer yandan diğer dört üyenin düşünerek ondan şüpheleneceği bir şey vardı.

Ancak dördünden hiçbirinin kayda değer bir kanıtı yoktu! Dördü Luo Feng’in güvenine ne yapabilirdi ki?

madshy notu: sakat Zhang Ke’yi unutuyoruz galiba ihbar eder, beyinsizler mi yeterince kanıta her şekilde saatten ulaşırlar. En azından onlara hedef vermiş olur. Sonra  Hayat İksiri alır kolunu yeniler oh mis gibi. İnsanın içi hiç belli olmaz valla.

Onlara güvenmemin en iyi yolu hiçbirinin beni aramaması. Eğer beni aramazlarsa o zaman onlar hiç kanıt bulamazlar” Luo Feng somurttu, “Fakat kaptan aradı ve beni rahatlatıyormuş gibi göründü… Eğer dikkatli olmasaydım, 100 milyarın getirdiği baskıyla birlikte, sıcakkanlı davranır ve her şeyi tanıdığım birine açık edebilirdim.

Luo Feng bunun hakkında düşündükten sonra elinde olmadan korktu! Aslında henüz 20sine varmamış bir genç önemli birini öldürmüştü ve başına ‘astronomik ödül’ konulmuştu. Çoğu insan böyle bir durumda aşırı gergin olabilirdi. Büyükleriyle olan derin ilişkileri üzerlerine yıkılabilir, sıcakkanlı davranır ve tüm sırlarını açık ederlerdi!

Bana yardım etmenin tüm yollarını kullanmak aslında içerde beni daha ihtiyatlı yapıyor. Ve bu ilgi insanların gardlarını kolayca düşürmesine neden oluyor. Bir kez sırrı açık ettiğimde kaptan kayıt cihazı kullanıyorsa kayıt altına alınabilir.” Luo Feng derin bir nefes aldı, “Kaplan Dişi takımını avladığım ve ruh okuyucu olduğum bilgisiyle birlikte  Li Wei’nin ailesi bu dövüşçülerin yakınlarında olduğumdan emin olduğunda… En sonunda kayıtla birlikte…

Bu kadar çok tesadüf nasıl olabilir? Bu kadar kayıtla birlikte katilin kimliği hemen hemen %100 doğrulanırdı.

Luo Feng derin bir nefes aldı… Gerçekten de gerçekleri kendi ağzıyla kabul ettiyse o zaman büyük bir sıkıntı içerisinde olacaktı.

Şükürler olsun ki gençliğinden beridir baskı altındaydı. Dövüşçü olabilmek için çalışmış ve çalışmıştı. Uzun bir stres sürecinden sonra 20 yaşındaki normal bir gençten daha fazla şeyi kaldırabiliyordu.

���

Zaman yavaşça akıyordu, yine de kar daha hızlı ve daha da hızlı yağmaya devam ederken her şeyin üzerini saf beyaz bir örtüyle kaplıyordu. Aynı zamanda sıcaklık hayret verici düzeyde düşmüştü. Kısa süre sonra gece yarısı vakti geldi.

Kirli küçük odada.

Luo Feng bağdaş kurmuş oturuyordu: “Bugün toplamda iki telefon araması aldım! Biri kaptandan, diğeri Wei Qingden idi. Kaptan son derece rahatlatıcı konuşmasına karşılık Wei Qing şok içinde görünüyordu.” Öğlenin erken saatlerinde Wei Qing’in aradığında ilk söylediği şey, “Kahretsin Çılgın, kaptan az önce bize ruh okuyucu olarak kimliğini açık etmememiz konusunda dikkatli olmamızı söyledi. Dördünü sen öldürmedin değil mi?”

Wei Qing ve Gao Feng’in telefon aramaları Luo Feng’in şüphesini artırmıştı.

Tabii ki sadece şüphelerini! Belki kaptan gerçekten ilgi gösteriyordu ve belki Wei Qing’in böyle konuşmasının tek nedeni gerçekten onu kardeşi olarak görmesiydi.

Öngörülemez olduklarından insanları okumak en zor olanı.

Para söz konusu olduğunda kardeşler birbirine sırt çevirir, çiftler ayrılır, ebeveynler ve çocuklar bağlarını keser… Bu tür şeyleri internet yoluyla çok kez görmüştüm! Söylemeye gerek yok bu devasa miktar 100 milyar!” taktiksel iletişim saatinden Luo Feng internete girdi ve bazı tartışma panolarına baktı.

Ve çok geçmeden tüm dünyanın bu ödül üzerinde nasıl çıldırdığını keşfetti.

Gece gündüzden daha soğuktu.

Luo Feng köşeye kıvrıldı fakat kalbi biraz soğuktu. Gao Feng ve Wei Qing’den şüphelendiğinden Luo Feng’in tüm dikkati değişmeye başlamıştı… Geçmişte, son derece neşeli ve dosdoğruydu, normal bir dövüşçü gibiydi. Yüzünün akıyla takımdaki diğer kardeşleriyle yaşam ve ölümün kıyısında dövüşebiliyordu. O diğerlerini kolayca iyi kardeşleri olarak görebiliyordu.

Fakat şimdi…

Beni kardeş olarak mı sayıyorlar yoksa beni bu devasa meblağdaki paraya dönüştürmeyi mi planlıyorlar? Belki de kanıt eksikliği bunu yapmalarına engel olan tek şeydir.” Luo Feng’in bakışları buz gibiydi.

“Neler düşünüyorum!

Onlardan rastgele şüpheleniyorum” Luo Feng başını salladı. Sonunda tutumunun başında bulunan devasa ödül olan 100 milyar altında yardımının olmayacağını anladı... Diğerlerinin 100 milyardan etkilenmeyeceğinden emin olamazdı, hepsinden sonra bu 100 milyardı. Bu onun değişmesine neden olmuştu! Luo Feng çok şüpheci olmaması gerektiğini bilmesine rağmen kendini bundan alıkoyamıyordu! Venina Paulinus hedeflerinden birine çoktan ulaşmıştı… Luo Feng 100 milyar ödülün getirdiği baskı altında aşağı doğru spiraller çiziyordu.

“Boş versene, bunun hakkında daha fazla düşünmeyeceğim.”

Luo Feng hemen başını eğdi ve taktiksel iletişim saatine baktı. Hafifçe düğmeye dokundu ve taktiksel iletişim saatindeki farklı türdeki mesajları okumaya başladı. Aniden telefon rehberine geçti ve görünen isimlerden biri sayesinde sakinleşti… Her zaman oynadığı iyi arkadaşlarından biri ‘Wei Wen’.

Wen ne yapıyor merak ediyorum” Luo Feng elinde olmadan Wei Wen ile geçmişteki günlerini hatırlayarak gülümsedi.

Bu isimleri içerisinde lise arkadaşlarından oldukça az sayıda kişi vardı.

Burada ayrıca Sınırların Dojosu’ndan da arkadaşları vardı.

Babam, annem, kardeşim” Luo Feng’in bakışları yumuşadı, “Ne olursa olsun başınız derde girmeyecek! Kesinlikle bu problemin üstesinden geleceğim.

Aniden Luo Feng’in bakışları Xu Xin’in üzerinde toplandı! HR ittifakı marketinde önceki sohbetlerinde telefon numaralarını almışlardı. Diğer yandan bu zamana kadar onu hiç aramamıştı.

Xu Xin’in numarasını ara” dedi Luo Feng.

Bir nedenden ötürü numarayı çevirdikten sonra gerilmeye başladı… Belki katil olarak kimliği bir gün açığa çıkacaktı. Bu olduğunda Xu ailesi kesinlikle Xu Xin’in onunla hiçbir şekilde bağlantı kurmasına izin vermeyecekti.

Merhaba” Xu Xin’in sesi taktiksel iletişim saatinden yayıldı, “Luo Feng?

Evet, benim” Luo Feng’in kalbi ısındı.

Ne kadar da nadir bir durum senin gibi zamanın büyük savaşçısı olan birinin beni araması oldukça düşündürdü” Xu Xin alay ederek güldü, “Ne merkezi şehre mi döndün?

Vahşi doğadayım ve gece vakti odluğundan sıkıldım, bu yüzden…” Luo Feng bunu söyledikten sonra, aniden bir miktar garip hissetti.

Gece vakti sıkılmak?

Bu bir erkeğin gece sıkıldığında kanca atacak bir bayan bulmaya çalışmasına benziyordu.

*Öhööm*” Xu Xin bir miktar öksürdü, “Böyle şakacı olduğunu bilmiyordum

 

Şakacı mı? Ah… Üniversiten nasıl gidiyor. Üniversiteye gitmemiş biri olarak oldukça merak ediyorum.

Luo Feng hemen konuyu değiştirdi ve bu şekilde muhabbet ettiler. Belki telefonda konuştukları ilk sefer olduğundan ya da belki ikisi sessiz gece sıkıldıklarından olsa gerek uzun bir süre konuştular.

Sadece Luo Feng telefonu kapattığında farkına vardı… Arama süresi 1.5 saati geçmişti.

Bir telefon konuşmasının 1.5 saati geçebileceğini hiç bilmiyordum” Luo Feng’in  kalbi mutlulukla doluydu. Gerçekten de eziyetiyle telefonda 1.5 saat konuşmak birini mutlu edebiliyordu.

100 milyarın getirdiği tüm korku ve negatif duygular…

Tamamen uçup gitti! Önceki gergin, panikleyen kişi  küçük aşk dolu bir çocuğa dönüştü… Bu tutumdaki değişim Luo Feng’in ruhunu temizlemişti.

Luo Feng zamanla sakinleşmeye başladı.

//arkadaş zevkten şey oldu herhalde…

Bu daha önce hiç hissetmediği bir sükunetti, büyük değişimin getirdiği bir sükunet. Gerçekten de kaç tane normal insan böylesine bir değişime gidiyordu?

Kalbi huzur doluydu ve hala su gibiydi! “Bu his harika hissettiriyor” Luo Feng daha önce hiç hissetmediği bu his hakkında gerçekten eğleniyordu. Ve bu sırada bıçak tekniği alıştırması yapmak için bir dürtü geldi! Hu! Gölge bıçağını sırtındaki kılıfından çekti.

Derin soğuk gecede sayısız insan astronomik ödül hakkında sersemlemişken Luo Feng bıçağını sallıyor ve Dokuz Aşama Yıldırım Bıçağını #003 şehrindeki terk edilmiş bir binanın odasında görülmemiş bir sükunet içerisinde eğitiyordu. Bıçağı her savuruşu daha önce hiç hissetmediği bir rahatlık veriyordu ona.

Bir savuruş... İki savuruş…

Luo Feng’in ruhsal gücü doğal olarak yayıldı ve hafifçe uygulanan alanın etrafı ruhsal güçle kontrol edilmeye başlandı.

Kar tanesi gibi soğuk bir ışık yavaşça odanın içerisinde süzüldü.

madshy notu: aşkın gücü varlığında huzurla açığa çıkıyor... Yokluğundaysa nefretin yıkımı hırsla ortalığı kasıp kavuruyor. Hikâyede anlatılan durumlar gerçektir arkadaşlar. Eminim çoğunuz bunu daha önce yaşamışsınızdır. Tabii herkesin tepkileri farklıdır… Neyse çevirmeniniz keyifli okumalar diler ;)

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr