SS 97: Kyoto Merkezi Şehri

avatar
8918 26

Swallowed Star - SS 97: Kyoto Merkezi Şehri


 

HR ittifakı, Sınırların Dojo’su ve Yıldırım Dojo’su. Kimliğim kendilerine malzeme satarken açığa çıkacak olsa da, yine de parayı benim isimsiz hesabıma aktarmalarını söyleyebilirim. Ancak aşırı yükselmeler kolayca tonla para kazandığımı açık edebilir” Luo Feng hoş karşılamadı, “Görünen o ki onları sadece karaborsada satabileceğim!

Nerede ışık orada karanlık!

Malzeme satın alma konusundaki rekabet her zaman oldukça şiddetlidir. HR ittifakı, birçok aile ve finansal grup arasındaki ittifaktır. İttifak çoğunlukla istikrarlı olmasına rağmen içeride hala çok fazla rekabet var. Bazı finansal gruplar ve aileler HR ittifaklarında daha fazla pozisyona sahiptir ve bu nedenle daha fazla menfaate sahiptir.

Rekabet nedeniyle her türlü hizmet bulunuyordu.

Kimliğini gizlemesi gereken bir dövüşçüyken bazı materyaller mi satman gerekiyor? Pekala! Eğer diğer yöneticiler bunu yapmıyorsa ben yapacağım!

Parasını isimsiz hesabında saklamak isteyen bir dövüşçü müsün? Pekala, her şey senin için halledilecek!

Değerli materyaller getirdiğiniz sürece yöneticiler onları alabilmek için birbirleriyle savaşacaktır!

Hmhm, çok fazla mesaj” Luo Feng  ‘Kumandan dövüşçü tartışma’ alanına girdi ve üç basit kelime yazdı ‘Canavar materyallerini satmak’. Tonlarca ve tonlarca paylaşım görüntülendi.

Yanıtların çok okunması doğru ve güvenilir olduklarını gösteriyordu.

Ejderha yumurtasını, savaş üniformasını ve bıçağı satmak istiyordum. Evet, Jiang Nan merkezi şehrinde satmamak daha iyi. Başka bir yerde satmam daha iyi olacak.” Luo Feng paylaşımları teker teker okudu,” Hm, bu iyi görünüyor! Bir miktar ünlü kumandan dövüşçü bu paylaşıma yanıt vermiş. Huh, bu paylaşıma bir savaş tanrısı bile yanıt vermiş!

Sınırların Evi tartışma bölümü üç dereceye ayrılıyordu: Savaşçı seviyesi, Komutan seviyesi, Savaş Tanrısı seviyesi.

Savaşçı seviye dövüşçüler sadece savaşçı tartışma alanında paylaşım yapabiliyor ve görüntüleyebiliyordu. Komutan seviye dövüşçüler hem savaşçı hem de komutan tartışma alanında paylaşımları görüntüleyip paylaşım yapabiliyorlardı.

Savaş tanrısı seviyesindeki dövüşçüler ise tüm üç bölgede paylaşım yapıp görüntüleyebiliyorlardı. Herkesin hesabın kendi kişisel kimliğine denk geliyordu bu yüzden sahtekârlık yapamazlardı.

Oldukça fazla kişi eşyalarını ona satıyor öyleyse güvenilirliği oldukça iyi olmalı. Kyoto merkezi şehrinden mi?” Luo Feng hafifçe gülümseyerek onayladı, “Wang Hou? Bu isim oldukça patronsu duruyor, evet, bu o olacak.

���

İkinci günün sabahında Luo Feng evden yürüyerek ayrıldı ve Yang Zhou şehrinde birkaç yeri ziyaret ederek bir cep telefonu ve sim kart aldı. Çoğu cep telefonu gerçek isminizi isterdi fakat bazı dükkanlar kimlik kartınızı kontrol etmeden sim kart satıyordu. Bu dünyada paranız olduğu sürece insanlar risk alıyordu.

Telefonu ve sim kartı aldıktan sonra Luo Feng gözlük, sahte bıyık ve bazı diğer basit aksesuarlar aldı.

Merhaba” Luo Feng evinin önündeki eğitim odasında durdu ve Wang Hou’nun telefonunu yeni cep telefonunu kullanarak çevirdi.

Merhaba, nasılsınız. Ben Wang Hou. Size bugün nasıl yardımcı olabilirim?” Wang Hou’nun sesi kibardı. Sadece bu tür senaryolar için Sınırların Evi dövüşçü tartışmalarında hazırlanmış bazı özel sözleşmeler bırakmıştı. Onu arayan çoğu insan oldukça güçlü dövüşçülerdi, normal dövüşçülerin satacak hazineleri olmadığından.

Luo Feng gülümsedi, “Seni uçuracak bazı şeyler satmak istiyorum.”

Ah? Ne tür biz hazine?” Wang Hou’nun sesi telefondan yayılırken tonunda bir şaşkınlık ifadesi vardı.

Değeri 10 milyarın üstünde!” dedi Luo Feng.

Telefonun diğer tarafında.

Wang Hou aslında mutlulukla beyaz tenli harika vücutlu biriyle sohbet ediyordu fakat bunu duyduğunda, hemen ayağa kalktı. Güzelliği görmezden gelerek direkt olarak pencerenin köşesine geldi ve sessizce söyledi, “Bunu karşılayabilirim. Getirdiğin sürece bunu alabilirim! Güvenilirliğimi duyduğuna eminim. Bu güven takas üzerine takas ile inşa edildi bu yüzden fiyat hakkında endişelenmene gerek yok.

10 milyarın üzerinde!

Bu kesinlikle devasa bir takastı. Genellikle sadece savaş tanrıları böylesine devasa bir takas teklif ederdi.

Pekala, ödeyeceğin vakit umarım parayı Avrupa İsviçre uluslararası isimsiz bankasına yatırabilirsin, uyar mı?” Luo Feng konuşmaya devam etti.

Kesinlikle sıkıntı yok. Çoğu dövüşçü paralarını orada saklamayı sevdikleri için benimle iş birliği yapar.” Wang Hou güldü.

İsviçre uluslararası bankası Büyük Nirvana periyodundan önce bile her zaman popülerdi.

Bir bankanın veya bir finansal grubun adını oluşturmak son derece zordur ancak onu yok etmesi basittir. İsviçre uluslararası bankası ismini çok uzun bir zaman periyodunda yapmıştı, bu nedenle işlerin çoğunu onlara getiriyordu.

Ne zaman gelmeyi planladığını sorabilir miyim?” Wang Hou sordu.

Kyoto merkezi şehri ana sektörüne iki gün içerisinde gideceğim. Aynı zamanda seninle bağlantıya geçerim.” dedi Luo Feng.

Peki, peki. Hala ismini bilmiyorum.

Soyadım Wei” diye cevapladı Luo Feng.

Ah, Bay Wei, o vakit muhteşem varışınızı bekliyor olacağım” Wang Hou’nun sesinde bir miktar tutku vardı.

Luo Feng kapatırken gülümsedi. Böyle işlere daha önce hiç bulaşmamıştı fakat görünen o ki… Gerçekten kolaydı. Sadece bir telefon aramasıyla her şey organize edilmişti.

Öncelikle İsviçre uluslararası bankasında hesap açmalıyım” Luo Feng elindeki yeni telefonunu hızlıca kullanarak İsviçre uluslararası bankasının internet sayfasına girdi ve çabucak ‘isimsiz hesap’ talebinde bulundu. Şifre basitti yine de üç kısımlı 12 karakterli Çince karakter, alfabetik harfler ve numaralardan oluşuyordu.

Tamam, şimdi sadece eşyaları satana kadar beklemeliyim.

O gece, birinci katın oturma odası ışıkları altında Luo Feng masanın etrafına ailesiyle oturdu ve akşam yemeği yediler.

Anne, baba, yarın bir işi halletmek için dışarı gideceğim” Luo Feng güldü, “Muhtemelen eve sonraki günün öğleninde dönebilirim.

Ah, nereye gidiyorsun?” Luo Hong Guo hayret verici bir bakışla oğluna baktı.

Luo Feng güldü: “Dövüşçü bir arkadaşla buluşmaya.

Hong Guo zahmet etmene gerek yok. Belki de Feng kız arkadaşıyla buluşmaya gidecektir” kenardaki Gong Xin Lan kıkır kıkır güldü. Luo Feng bundan dolayı afallamıştı. Gong Xin Lan devam etti, “Diğer yandan, oğlum, doğruyu söylemek gerekirse, artık yaşın geldi. Gelecek seneden sonra 20 olacaksın. Bir ilişkiye başlamalısın. Evlilik en azından bir veya iki senelik bir ilişki ister. O yüzden bunun için erken olmayacak.

Kardeş Luo Hua da tekerlekli sandalyesinden güldü: “Evet, kardo ben bile senden hızlıyım. Sen de kendi oyununa adımını atsan iyi olur.

Seni minik velet” Luo Feng başını sallayarak güldü, “Ah evet kız arkadaşın Nan ile ne yapıyorsun?

Ne olabilir ki, tabii ki her şey tahmin edebileceğin gibi.” Luo Hua son derece mutluydu.

���

Diğer günün sabahında. Ailesiyle kahvaltı ettikten sonra. Luo Feng devasa sırt çantasını taşıyarak evden ayrıldı. Sınırların Dojo’su özel aracına binmedi fakat tren istasyonuna kadar bir taksi tuttu.

Tren istasyonunun yanında bir ‘Kungfu’ fast food restoranı vardı.

Kungfu, Haydar Abi’nin Yeri, Adana Sofrası gibi fast food restoranları her zaman hayret verici miktarda insanın girdiği ve çıktığı yerlerdi. Luo Feng ‘Kungfu’ fast food restoranına rastgele bir şeyler yemek için girmişti. Çünkü Haydar Abi’nin yerinde önceki hamburgerinden koltuk altı kılı çıkmıştı. Adana sofrasıyla ise dayı çocuklarının vukuatı vardı. Her neyse, sonrasında dinlenme odalarından birine girdi. İçerisi adeta apış arası kokuyordu. Kapıyı kilitledikten sonra Luo Feng hızlıca basit bir makyaj yaptı.

Gözlüklerini giydi ve bıyıklarını yapıştırdı, ten rengini hafifçe koyulaştırdı, şapka giydi ve ayakkabılarını biraz uzattı.

Aniden Luo Feng tamamen farklı birine benziyordu.

Böyle bir fast food restoranında içeride herhangi bir vakitte aynı anda yüzlerce insan oluyordu. İnsanlar her an geçip gidiyordu, kim Luo Feng’i fark ederdi ki? Luo Feng basit makyajını bitirdikten sonra fast food restoranını terk etti. Caddenin karşısındaki Adana Sofrası’nın dükkanına bir bakış attıktan sonra, ‘sizinle sonra görüşeceğiz’ diye düşünerek Yang Zhou şehrini terk eden en hızlı trene atladı.

Şimdi olduğu gibi trenleri korumak oldukça pahalıydı bu yüzden sıradan insanlar nadiren merkezi şehri terk ediyordu. Dövüşçülerin bir şey ödemelerine gerek yoktu… Dövüşçü kimliklerini gösterdikleri sürece trenle seyahat etmek için tren bileti bile almak zorunda değillerdi. Ayrıca onlar ne zaman isterlerse binebiliyorlardı.

Bu dövüşçülerin ayrıcalıklarından sadece birisiydi.

���

Aynı gün akşam 6 sularında.

Sevgili ziyaretçilerimiz tren istasyona girmek üzeredir. Kyoto merkezi şehrinde inecek yolcularımız eşyalarıyla ön kapıdan trenden iniş yapabilir.” trendeki anonsla Luo Feng çantasını taşıyarak trenden indi.

Kyoto merkezi şehri!

Luo Feng etrafına baktı,” Çinin en büyük ve en çok nüfusa sahip şehri, ayrıca politika merkezi?

Diğer yandan Jiang Nan merkezi şehriyle karşılaştırıldığında o kadar büyük değil. Burada sadece insaniyet biraz daha düşük bu yüzden biraz daha soğuk” Luo Feng tren istasyonunu terk ederken gülümsedi ve bir taksi tuttu. Kyoto şehrinde oldukça ünlü bir eğlence merkezi olan ‘İrade Sarayı’na doğru ilerledi. Burası ayrıca yüksek sınıf kabul ediliyordu.

Bölgenin önünde güzel giysiler giymiş sayısız piliç fingirdiyordu. Giren biri kızlar cennetine girmiş gibi hissediyordu.

Bayım…” takım giyen bir adam hafifçe gülümsedi.

Bana kişisel sessiz bir oda verin. Kimsenin beni rahatsız etmesini istemiyorum.” Luo Feng dövüşçü kimliğini çıkarttı, yöneticiyi daha kibar bir hale getirmişti:” Anlaşıldı, lütfen beni takip edin

İrade Sarayı oda G #3.

Bayım, tüm içkiler burada” dedi yönetici saygıyla, “Başka bir şeye ihtiyacınız var mı diye sorabilir miyim?”

Gerek yok ve benim isteğim dışında kimsenin buraya girmesini istemiyorum.” diye emir verdi Luo Feng.

Anlaşıldı, servis listesi ve telefon şurada. Eğer bir isteğiniz olursa bize söylemekte özgürsünüz.” dedi yönetici ve ayrıldı. Luo Feng kolayca kapıyı kilitledi ve aynı sırada tüm odayı ruhsal gücüyle taradı. Oda içerisinde hiçbir kayıt cihazı yoktu. Ayrıca odanın dizaynı güzeldi son derece eksantrik  bir canavar kürkü yere serilmişti.

Luo Feng duvarda seks servislerin listesinin bulunduğu ekrana baktı.

Kahrolasılar nasıl eğleneceklerini iyi biliyorlar” Luo Feng başını sallayarak güldü ve Wang Hou’nun  numarasını çevirdi.

Merhaba, Bay Wei” Wang Hou tutkuyla bağırdı.

Wang Hou, Kyoto merkezi şehri ana sektöründe İrade Sarayı’nın Çin Lobisi G #3 numaralı odasındayım.” diye cevapladı Luo Feng.

Pekala, anlaşıldı, bir saat içerisinde orada olacağım” Wang Hou’nun sesinde bir heyecan belirtisi hissedilebiliyordu.

Luo Feng kapattıktan sonra kanepeye uzandı ve dolaptan aldığı çay paketiyle kendine bir sallama çay patlattı.

Hm?” Luo Feng kılıfındaki telefonunun titrediğini hissetti.

Beni arayan kim ulan?” kılıftaki telefon Luo Feng’in eski telefonuydu ve yeni olanı değildi.

Luo Feng telefonunu aldı ve baktı: arama evdendi.

Merhaba” Luo Feng telefonunu aldı.

Feng, kardeşin, kardeşin kaza geçirdi.” anne Gong Xin Lan’ın sesi gelirken hıçkırıklara boğulmuştu.

Luo Feng şaşkına dönerek vahşetle ayağa kalktı.

Şraak! Çay fincanını bıraktığı gibi parçalara ayrıldı ve etrafa saçıldı.

 

Çevirmen Notu: Arkadaşlar 150 beğenide 5 bölüm attığım gibi 200 beğenide 15 bölüm atacağım söz verdiğim gibi. Hala okuyup da beğenmeyen arkadaşlar varsa, seriyi beğenirse sevinirim. 5 dakikada mail adresiniz ile üyelik açarak  seri sayfasından beğenebilirsiniz. Keyifli okumalar.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr