SS 100: Luo Feng’in Sözü

avatar
8595 29

Swallowed Star - SS 100: Luo Feng’in Sözü


 

Ming Yue sektörüne adımını attığı gibi Luo Feng direkt olarak mektubu açtı.

Kardeşinin kız arkadaşı Zhen Nan bunu kardeşi için yazmasına rağmen Luo Feng içeriği hakkında endişeleniyordu… Kardeşi dün duygusal olarak son derece değişken olduğundan kendisini öldürmeye çalışmıştı. Mektupta bazı uyarıcı şeyler varsa kardeşini kontrolden çıkartabilirdi. Luo Feng riske atmak istemiyordu! “Burada tam olarak ne yazdığını görmek istiyorum” Luo Feng’in yüzü öfkeyle doluydu fakat mektubu okuduğunda ifadesi kaybolmaya başladı.

Hhhh” Luo Feng başını salladı, “En azından kardeşimi gören biri var” Luo Feng bu mektupta bunun farkına varmıştı…

Nan’ın ebeveynleri Luo Hua hakkında onun arkasından konuşmuşlardı! Nan ebeveynlerinin Luo Hua ile randevulaştığını bildiğini bile bilmiyordu; o sadece Luo Hua’nın kendini boğarak öldürmeye çalışmasından sonra farkına varmıştı.

Bunu duyduktan sonra Nan neredeyse bayılıyordu.

Ailesi Nan ne kadar ağlayıp zırlasa da ve reddetse de  Luo Hua ile ne olursa olsun görüşmesine izin vermeyeceklerdi. Bundan sonra sahip olduğu her şey ile ailesine yalvararak onları Luo Hua ile son görüşmesi olduğuna ikna etmişti.

Ancak  Luo Hua’yı Ming Yue sektörünün kapısında ne kadar aradıysa da o asla bir cevap alamadı. Luo Hua ile buluşamadığından başka seçenek olmaması nedeniyle mektup yazarak ailesinden ona ulaştırmasını istemişti.

Gizlice ilişkilerine devam etmek? Ebeveynlerinden gizlemek? Mezuniyetten sonra evlenmek? “ Luo Feng mektubu okudu ve iç geçirdi. Görünen o ki Nan kızı bunun hakkında oldukça netti, ebeveynleri tarafından açıkça ikna edilememişti.

Ming Yue sektöründe #199 villası Luo Feng’in evi. Atmosfer oldukça ağırdı: Baba Luo Hong Guo oturma odasının kanepesinde oturmuştu ve sadece bir gecede yaşlanmış gibi bir hali vardı.

Baba” dışarıdan bir ses duyuldu.

"Feng" Luo Hong Guo ayağa kalktı. Bu sırada Luo Feng çoktan eve girmişti ve Luo Hong Guo sessizce ona söyledi: “Annen şuan odada kardeşinle birlikte. Kardeşinin ruhsal durumu bir miktar dengeli fakat ne söylersek söyleyelim cevap vermiyor.

Anladım” Luo Feng derin bir nefes alarak kardeşinin odasına doğru ilerledi.

Gıcıırt! Kapıyı açtıktan sonra yatağın kenarında oturan Gong Xin Lan Luo Feng’i gördü ve ayağa kalktı: “Feng

Anne, dışarı gidip biraz dinlenebilirsin.” dedi Luo Feng.

Gong Xin Lan küçük oğlu Luo Hua’ya baktı. Balkonun kenarında hiç ses çıkartmadan tekerlekli sandalyesinde oturuyordu ve başını sallayarak odadan ayrıldı.

Bu sefer, kardeşim sessiz…” Luo Feng kardeşinin yüzünün öncekinden daha solgun olduğunu gördü. Hiç ses çıkartmadan boş boş pencereden bakıyordu. kafasından şuan neler geçtiğini kim bilirdi.

Luo Hua” Luo Feng bağırdı.

Kardeş Luo Hua tekerlekli sandalyesinde otururken en hafif bir hareket bile yapmadı ayrıca Luo Feng abisinin sesini de duymamıştı.

Luo Hua Nan ile evleneceğin sözünü veriyorum sana” Luo Feng ikinci bir cümleyle devam etti.

Luo Hua’nın bedeni tekerlekli sandalyede hafifçe hareket etti ve sonra sonunda Luo Feng’e dönerek acı dolu bir gülümsemeyle baktı, başını sallayarak fısıldadı: “Kardeş, söylediğinin elle tutulur bir yanı yok. Nan ve benim bir geleceğim yok…. Ben tamamen pes ettim. Hayatım boyunca hiçbir kızla evlenemeyeceğim! Asla! Değerli değilim.

madshy notu: Bu sahne adına, aynı durumlarda olduğum zor günlerimde yanımda olan Dunklesplatz kardeşime buradan teşekkür ediyorum :D

Dn: Saolasın qnq bide bazı zamanlar gereksiz delirmesen :D

Ağzından ne zırvalar çıkıyor öyle?” Luo Feng azarlayarak hafifçe somurttu.

Zırvalar?” Luo Hua hemen tedirgin oldu, “Haksız mıyım? Bacaklarım sakatken nasıl Nan ile evlenebilirim? Evet, Nan benim eşim olmak istiyor ancak peki ya bundan sonra? Gelecekte herkes Nan’ı parmağıyla işaret ederek kocasının sakat olduğunu söyleyecek. Nan’ın ailesi ve arkadaşları ona ne gözle bakacak?

Ben sakat biriyim! Sakat biri!

Nan ve ebeveynleri, arkadaşları benimle evlendikten sonra onunla görüşmek istemeyecekler, insanlar her zaman arkasından gıybet edecekler. Eğer başarılı olsam bile insanlar Nan’ın benim gibi sakat biriyle sahip olduklarım için evlendiğini düşünecekler!” Luo Hua başını salladı, “Nan gibi güzel bir kızın insanların parmakla gösterdiği ve aşağı gördüğü birine dönüşmesini istemiyorum.

Onu aşağı sürüklemek istemiyorum!

Benimle evlenecek kişinin hayatını mahvedeceğim bu yüzden kimseyle evlenmemem en iyisi olacaktır. Benim gibi sakat birinin evlilik ve kız arkadaşlar hakkında düşünmesinin hiçbir mantıklı yolu yok.” Luo Hua gülümsedi, bir anlığına da olsa.

PA~!

Seslice bir Osmanlı tokadı Luo Hua’nın yüzünde patladı, Luo Hua sandalyesinden yere düşmüştü. Luo Hua’nın ağzından etrafa kan saçıldı.

//iyi yırttın kerata…

Kardo” Luo Hua dondu.

Tüm bu yıllar.

Şimdiye kadar Luo Feng ona daha önce asla vurmamıştı.

KORKAK!” Luo Feng’in ifadesi korkunçtu.

Dünyayı bile sarsan sakatlar var! Hatta bir tanesi Jiang Nan şehrinde: Savaş tanrısı ‘Yu Yang’ iki kolu doğumundan itibaren kullanışsız. Fakat iki ayağıyla kendisine ‘Dev Balta’ lakabını kazandı, bacakları dev baltalarla karşılaştırılabiliyordu! Dövüşçü dairesinde bile benzer tonla durum varken öyleyse sıradan insanların lafı bile olamaz.” Luo Feng bunu söyledikten sonra kardeşinin yüzü tekrar değişti.

Tabii ki Luo Hua bu durumları biliyordu.

Küçüklüğünden beri bunun gibi birçok durum okuyordu. O muhtemelen tek nefeste onların 100 ünü anlatabilirdi. “Kız arkadaşın sana mektup yazmış, bir göz at” Luo Feng mektubu ona verdi.

Luo Hua şüpheyle onu aldı ve okudu, ifadesi tekrardan değişmeye başladı.

Evlilik?

Nan iyi bir kız, hem de çok iyisinden, onunla olduğumda rüyadaymış gibi hissediyordum. Ancak insanların gelecekte onu parmakla göstermesini istemiyorum. Gerçekten, ben gerçekten bunun olmasını istemiyorum” bunu dedikten sonra Luo Hua gözyaşlarını daha fazla tutamadı ve mektubun üzerine döküldüler. Luo Hua başını kaldırarak Luo Feng’e doğru baktı, “Kardo, Nan’ı hayatta eğlenirken gizlice bile seyredebilsem bu yeterli olacaktır, hatta yeterli olmaktan da öte olacaktır.

Eğer onun hakkında gerçekten endişeleniyorsan o halde onunla olacaksın.” Luo Feng azarladı.

Fakat ben...” Luo Hua ayaklarına uzanmaktan kendini alıkoyamadı fakat bacaklarının olduğu yer uzun zaman önce gitmişti… “Benimle gel” Luo Feng tekerlekli sandalyeyi itti ve direkt olarak odadan çıktı.

Feng” baba Luo Hong Guo ve anne Gong Xin Lan evin dışındaydılar ve şok oldular.

Luo Hua ile biraz konuşacağım.” Luo Feng’in ellerinin hafifçe itmesiyle kardeşinin tekerlekli sandalyesi yatay olarak ikinci katın medya odasıyla hizalandı.

Medya odasında.

Kardo” Luo Hua Luo Feng’e baktı.

Ekrana bak” aynı zamanda Luo Feng komut verdi, “Açıl!” Biip!  Biip! Projektör hızlıca duvara ışığını yansıttı. Luo Feng kanepeye oturdu ve kablosuz klavyeye dokundu, Sınırların Evi’ne  sonrasında kumandan tartışma panosuna girdi ve panolarda iki kelimeyi aradı Hayat İksiri.

Aslında çok az kişi hayat iksiri hakkında konuşuyordu.

Bu eşya oldukça nadirdi bu yüzden çoğu kumandan seviye dövüşçü hiç bulamamıştı. Doğal olarak bunun hakkında çok az haber vardı. Ancak yine de paylaşılmış düzinelerce paylaşım vardı.

Luo Feng direkt olarak paylaşımlardan birini açtı. Tabii ki Luo Feng tüm bunları Hayat İksiri hakkındaki bilgileri aradığında çoktan okumuştu.

Bu…” Luo Hua dondu.

Paylaşıma bak ve okumayı bitir” dedi Luo Feng soğukça.

Luo Hua başını çevirdi ve Hayat İksirini tanımlayan paylaşımı okumaya başladı. Kısa olmasına rağmen iksirin etkileri ve içerdikleri hakkında en önemli şeyleri açıklıyordu. Doğal olarak bir süre önceki satış fiyatını da belirtiyordu. Bu hayat iksiri son derece nadirdi; tedariki yoktu, sadece talep vardı. Her göründüğü seferde, bir açık artırmaya sunuluyordu.

Ana bileşeni sürü lideri seviyesini aşan SS derece İmparator seviye canavar Toprak Ejderha’sının özü. İksir yeni kol ve bacaklar oluşmasını sağlıyor? Hayatta olduğunuz sürece durumunuz ne kadar kötü olursa olsun ayırt etmeden onları oluşturuyor mu?” Luo Hua bu tanıtım paylaşımı karşısında tamamen sersemlemişti ve aynı zamanda gözleri parlıyordu.

İster bileşen ister etki olsundu.

Üretim yok ve sadece talep mi var? Şimdiye kadarki çoğu hayat iksiri astronomik fiyat olan 30 milyar Çin dolarına mı satıldı?” Luo Hua son derece heyecanlıydı, üzerine dev bir buzlu su kovası boşaltılmış gibiydi.

30 milyar?” Luo Hua yatırım ve hisselere aşinaydı.

Bu alana alışkın olduğundan 30 milyarın ne kadar devasa bir meblağ olduğunu anlayabiliyordu!

Bunu gördün mü? Bacaklarını hayat iksiriyle tekrar uzatabilirsin! Bu olduğunda ayağa kalkabilir ve güvenle Nan ve ebeveynlerinin önünde durabilirsin!” Luo Feng bunu söylediği gibi Luo Hua başını salladı.

Kardo, 30 milyar adamım…

Evet, Çin’in aşırı zengin adamlarının varlıkları 100 milyar civarında. Ancak bu sadece hisselerinin değerlerdi. Birincisi hisseleri kısıtlı bu yüzden hepsini birden satmaya yetkileri yok. İkincisi yapsalar bile değerleri neredeyse 100 milyar yakınında olduğu için markete inanılmaz bir darbe vuracaktır. 40-50 milyar kadar satabilirlerse çok şanslılar demektir” Luo Hua başını salladı, “30 milyar tek ödeme. Çin’de ki çok ama çok az kişi bunu karşılayabilir.

Luo Feng telefonunu cüzdanından çıkarttı ve İsviçre uluslararası banka hesabına girmeye başladı.

Kısa süre sonra hesabına girmişti.

Kardo, ne yapıyorsun?” Luo Hua Luo Feng’e yüzünde karmaşık bir ifadeyle bakıyordu.

Şuna bak” Luo Feng telefonu verdi.

Luo Hua tamamen karma karışıktı; neden kardeşi böyle bir zamanda telefonu ona veriyordu? Başını eğdi ve telefonun ekranına baktı, bakiyedeki meblağı açık bir şekilde gösteriyordu.

Bir sıfır, iki sıfır, üç sıfır…” Luo Hua boş boş ‘28,800,000,000’ rakamına baktı.

28.8 milyar!

Luo Hua başını Luo Feng’e doğru kaldırdı, ifadesi şok içindeydi. Kardeşi daha yeni dövüşçü olmuştu öyleyse nasıl böyle büyük miktarda bir para yapabilmişti! Bu kadar para korkutucuydu.  Bilmediği şey ise Luo Feng’in çok fazla risk alarak neredeyse ölecek olduğu ve onun özel ruh okuyucu gücüydü.

Luo Hua” dedi Luo Feng.

Luo Hua boş boş kardeşine baktı, ne diyeceğini bilemiyordu.

Sana söylemek istediğim tek şey: Kardeşin kesinlikle hayat iksirini alabilecek kabiliyete sahip

Luo Feng ciddiyetle kardeşine baktı “Ve sen kesinlikle tekrar ayağa kalkacaksın!

Luo Hua'nın tüm bedeni sarsılıyordu.

Aptal değildi; kesinlikle kardeşi 28.8 milyarı yapabilmek için devasa bir riske girmişti, dünyada hiçbir şey bedava değildi. Risk büyüdükçe kazanç da büyürdü. Ve tüm bunlar… Onun içindi.

Kardo!” Luo Hua kardeşi Luo Feng’e sarıldı ve gözyaşlarını daha fazla tutamadı.

Luo Feng hafifçe kardeşinin sırtını sıvazladı.

Bir süre sonra “Luo Hua zekisin, benden bile zekisin” Luo Feng ciddiyetle söyledi, “Muhtemelen böylesine devasa miktarda paranın büyük sıkıntılar getirdiğini biliyor olmalısın. Bu yüzden hiç kimseye kesinlikle en basit bir kelime kaçırmamalısın, annem, babam ve kız arkadaşın da dahil olmak üzere. Bir kez bir şey söylediğinde… Kardeşin hayatını kaybedebilir!

Luo Hua şok olmuştu: “Kardo, hayatıma bile mal olsa bir şey söylemeyeceğim, buna izin…

Endişelenme” Luo Feng gülümsedi.

Luo Feng bunu sadece kardeşinin durumun ciddiyetini kavrayabilmesi için söylemişti. Aslında iki savaş tanrısı ‘Akbaba’ ve ‘Akrep’ bile ona ulaşan bir iz bulamayacaktı. Kardeşi aptalca kediyi çantadan kaçırsa bile, kaç kişi gerçekten ona inanırdı ki?

Luo Hua, söylediğim gibi güvenle Bayan Nan ve ebeveynleri karşısında durabileceksin. Ve ben her zaman sözümün eriyimdir” Luo Feng nazikçe söyledi.

Tamam” Luo Hua başıyla şiddetlice onayladı.

Medya odasında kardeşine telefonda gösterdiği astronomik rakamı asla unutmayacağını biliyordu.

Ve o asla unutmayacaktı... Kardeşine verdiği sözünü.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44255 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr