SS 116: Jiang-Nan Pagoda

avatar
8948 30

Swallowed Star - SS 116: Jiang-Nan Pagoda


 

Çeviri ve Düzenleme: madShy

 

“ŞIP ŞIP!” Yağmur taneleri şemsiyeye uçan karıncalar gibi düşüyordu.

 

Luo Feng Yang Hui’nin yanında yürürken şemsiyesini tutuyordu. İnsan yapımı köprüden geçtikten sonra kompleks bir binaya vardılar. Yang Hui yakın bir noktayı işaret etti: “Luo Feng şuradaki Jiang Nan pagodası. Jiang Nan pagodasında şuan iki öğrenci var. Jiang Nan pagodasının üçüncü öğrencisi olacaksın.

 

//Pagoda: Altıgen şeklinde budist tapınağı tarzı bir yapı.

 

“Jiang Nan pagodası?” Luo Feng’in kalbi tekledi ve elinde olmadan sordu. “Hocam, nasıl olur da Jiang Nan şehriyle aynı isme sahip olabilir?”

 

Seçkin eğitim kampının resmi bir talebesi olduğundan Yang Hui şuan eğitim kampındaki hocalarından biriydi.

 

Doğal olarak Yang Hui’yi ‘Hojam’ şeklinde çağırıyordu.

 

“Haha, hoca camide yavru kuş. Bana eğitmenim diye sesleneceksin. Soruna gelecek olursak bunların hepsi merkezi şehirler esas alınarak isimlendirildi. Jiang Nan pagodasında iki kişi yaşıyor ve ikisi de Jiang Nan merkezi şehrinden. Ancak onlar senden önce geldiler” Yang Hui aniden sesini alçalttı ve gizlice söyledi, “Sana bir şey söyleyeceğim. Tam şu anda Jiang Nan pagodasında yaşayan iki öğrenciden birinin ismi Shi Jiang! O aşırı derecede güçlü; ben bile onu dövebileceğimi düşünmüyorum. Eğer onunla arkadaşlığını geliştirirsen uzun vadede sana çok faydası olacaktır.”

 

“Eğitmen, onu dövebileceğin konusunda kendine güvenmiyor musun?” Luo Feng hayrete düşmüştü.

 

Yang Hui ileri düzey bir savaş tanrısıydı!

 

“Evet” Yang Hui onayladı, “Bu Shi Jiang ilk beş sırada. Seçkin eğitim kampındaki çoğu öğrenci zaten savaş tanrısı gücüne sahip. Diğer yandan henüz savaş tanrısı unvanını üstlenmeyecekler! Bu yolla onlar eğitim kampında kalmaya devam edebiliyorlar. Aslında eğitim kampındaki en üst sıradaki 30 öğrencinin hepsi gerçekte savaş tanrısı gücüne sahipler.”

 

Luo Feng boş boş baktı, en üst sıradaki 30 öğrenci savaş tanrısı gücüne mi sahip?

 

Bu delice.

 

Onların hepsi sadece güçlerini saklıyorlar. Mezun olabilmelerine rağmen beş yılı doldurmak için kasten kampta kalıyorlar.

 

“En üstteki beş öğrencinin hepsi son derece fena !” Yang Hui derince söyledi, “Tüm dünyadan gelen seçkinler aşırı rekabetçidir ve bunlar kendilerini zirve beşlide tutabiliyorlar… Bu Shi Jiang mezun olduğunda nereye giderse gitsin en yüksek miktarda saygıyı görecektir!”

 

“Örneğin eğer isterse kolay bir şekilde Jiang Nan şehri Sınırların Dojosu başkanı olabilir” dedi Yang Hui.

 

Luo Feng donup kalmıştı.

 

Sınırların Dojosu Jiang Nan şehri başkanı mı? Bu Jiang Nan şehri Büyük Dörtlüsünün reisi olmak demekti!

 

“Birkaç yıl içerisinde gücünün artmasıyla beraber Sınırların Dojosunda ‘müfettiş’ olması imkansız olmayacaktır.” Yang Hui iç geçirdi. Onun gücüyle Shi Jiang’ın gücü arasındaki fark o kadar büyük olmasa da Yang Hui çoktan 50 yaşındaydı. Diğer taraftaki Shi Jiang ise sadece 20 yaşındaydı ! Bu kişinin geleceği sınırsızdı.

 

Hala şoktayken Luo Feng Jiang Nan pagodasına vardı.

 

Jiang Nan pagodasının avlusu sadece birkaç düzine metrekareydi. Duvarları beyazdı ve siyah kiremitler vardı. Duvarın üzerinde bir ejderha oyması bile vardı.

 

Kapı açıldıktan sonra.

 

Jiang Nan pagodası ile birlikte orada üç bina daha bulunuyordu. Luo Feng ve Yang Hui avluya yürüdüğünde tamamen sessizdi. Yang Hui direkt olarak bağırdı: “Shi Jiang,Zhao Ruo!”

 

Kısa saçlı rahat bir gecelik giyen kız soldaki binanın ikinci kattaki balkonunda duruyordu. Bir gölge binadan direkt olarak önlerine atladı, siyah dojo üniforması giyen ve elinde bir şemsiye olan delikanlı göründü.

 

Luo Feng Yang Hui’nin kalpten övdüğü bu delikanlıyı yakından inceledi.

 

Bu delikanlı Luo Feng’den hafifçe daha uzun; 1.7 metre civarı uzunluktaydı. Ortalamadan kısa olmasına rağmen tüm bedeninin çelikle güçlendirilmiş gibi öküzümsü bir yapısı vardı. Gözleri çekingendi fakat onların sık sık hızlı bakışları inanı korkutuyordu.

 

“O Shi Jiang” Luo Feng sessizce not etti.

 

“Yeni bir talebe mi geldi?” yukarıdan mutlu bir ses duyuldu. Zhao Ruo şemsiyesini tutarken neşeyle Luo Feng’e baktı.

 

Luo Feng kıdemlisine baktı. Bu ismi ‘Zhao Ruo ‘ olan kıdemlisinin kısa saçları vardı ve oldukça kısalardı. Onunla ilgili yanlış olan tek şey teninin bir tür siyah olmasıydı ve gözleri çok küçüktü, bunlar güzel bir bayan olması için kısa düşüyordu.

 

“Onun adı Luo Feng. Şimdiden itibaren siz çocuklarla Jiang Nan pagodasında kalacak” dedi Yang Hui,” Shi Jiang, Zhao Ruo, ikisi senin kıdemlin. Luo Feng yeni geldi bu yüzden onunla ilgilenin”

 

“Endişe etme, bunu bana bırak” Zhao Ruo güvenle göğsüne vurdu, “Ben olduğum sürece, sıkıntı çekmeyecek”

 

“Tamam, o zaman artık gidiyorum” Yang Hui Luo Feng’in omuzuna vururken güldü. Bundan sonra direkt olarak ayrıldı.

 

���

 

Jiang Nan pagodasında toplamda üç yapı vardı. Merkezdeki  Shi Jian’nın kaldığı yerdi. Solda batı tarafında kalan Zhao Ruo’nun yaşadığı yerdi. Doğal olarak Luo Feng doğu tarafındaki yapıda yaşayacaktı.

 

“Luo Feng, otur otur.” Zhao Ruo son derece tutkuluydu. Şu anda üçü lobide oturuyordu.

 

“Senyör Shi Jiang buraya 53 senesinde gelirken ben buraya 55 senesinde geldim. İkimiz de senden önce geldik” Zhao Ruo gülümsedi.

 

Shi Jiang da kenardan bir gülümsedi: “Adamım, 53,55,57. Üçümüzün arasında da iki sene fark var. Sadece bu değil ayrıca hepimiz Jiang Nan şehrinden geliyoruz. Ne tesadüf ama !”

 

Tam Shi Jiang konuştuğu sırada Luo Feng sesinin ağır olduğunu hissetti ve tümüyle sakin bir kişiydi.

 

“Ben Jiang Nan Su şehrindenim, senyör Shi Jiang ise ana şehir kısmından. Ya sen Luo Feng? “Zhao Ruo sordu.

 

“Yang Zhou şehrinden” dedi Luo Feng.

 

Shi Jiang şaşkınlıkla güldü: “Dedem Yang Zhou şehrinde!”

 

Üçü de Jiang Nan şehrinden geliyordu. Diğer yandan Shi Jiang ve Zhao Ruo diğerleri hükümet ordusu tarafından seçkinler olarak oraya gönderilmelerine karşılık , bu ikisi ‘temel eğitim kampında’ rekabet ettikten sonra ‘seçkin eğitim kampı’na gelmişlerdi. Sadece Luo Feng sıradan bir dövüşçü olarak seçilmişti.

 

“Luo Feng,sonradan odana gittiğinde eğitim kampı tarafından sana verilen laptobu aç” Shi Jiang bildirdi, “Laptopta ‘Öğrenci Uyarıları’ dosyası var. Onu dikkatlice oku.”

 

“Evet, bu şey gerçekten önemli” Zhao Ruo takip etti.

 

“En önemli şey skorun!” Zhao Ruo hatırlattı, “Eğitim kampında sıralaman en önemli şeydir! Muhtemelen kara ejder sıralamasını tam girişte görmüşsündür.”

 

“Gördüm” Luo Feng onayladı.

 

En üstte sadece bir Çinli kişi var gibi görünüyordu.

 

“Skorun yükseldikçe kara ejder sıralamasında derecen daha çok yükselir ! Ayın 1inden 28ine her ay skor kazanma zamanıdır. Her ayın 29u geldiği gün sıralama tekrar düzenlenir! Gelecek ay herkesin skoru sıfırlanacak. Bu esnada herkes tekrar skorlarını artırmak ve derecelerini yükseltmek için çok çalışır” Zhao Ruo açıkladı.

 

Luo Feng donup kaldı.

 

Bu sıralama her ay sıfırlanıyordu!

 

“Büyüklerim, bu skorlar nereden geliyor?” Luo Feng sordu.

 

“Puanlar ‘savaş puanlarının’ ‘savaş yeteneği yükselticisi’ ile çarpılmasından gelir” Zhao Ruo açıkladı, “Örneğin, Nisanda skorunu yükseltmeye başlayacaksın. Eğer Nisanın başından sonuna toplam savaş puanın 2000 ise ve savaş yeteneği yükselticin 1.8 ise, o zaman skorun 2000 x 1.8, yani 3600 olur ! Sonrasında sıralama en yüksekten en düşüğe doğru savaş skorunu belirler”

 

Luo Feng dinledikçe daha fazla kafası karışmıştı.

 

Savaş puanı ve savaş puanı yükselticisi neydi?

 

“Savaş puanları canavarları avlamaktan kazanılır! Detaylı durumlar için ‘Öğrenci Uyarısı’ dosyasını okursan öğreneceksin. “ Zhao Ruo açıkladı, “ Savaş yeteneği yükselticisini ise sanal boşluktan kazanıyorsun. Tekrardan öğrenci uyarısını okuduğunda detayları anlayacaksın.”

 

Luo Feng kendini çaresizce boş boş bakmaktan alıkoyamadı.

 

Her şeyi kendi başına öğrenci uyarısından çözmek zorundaydı…..

 

“Luo Feng!” Shi Jiang sonunda konuştu.

 

“Senyör” Luo Feng Shi Jiang’a baktı.

 

“Unutma eğer hızlı gelişmek istiyorsan çok çalışmak ve her ay sıralamanı yükseltmek zorundasın. Ne kadar yüksek o kadar iyi” dedi Shi Jiang ciddiyetle, “Bu sıralama ne kadar çok imkan alacağını belirliyor. Savaş tanrıları bile bu imkanları kıskanıyor, bu nedenle çoğu savaş tanrısı öğrenci hala burada kalmaya devam ediyor”

 

Zhao Ruo kenardan alay etti: “Örneğin büyüğümüz Shi Jiang.”

 

Shi Jiang susmuştu.

 

Zhao Ruo kikirdedi. Luo Feng de güldü.

 

���

 

Jiang Nan pagodası Luo Feng’in odası.

 

Laptobu açtıktan sonra fazla vakit geçmeden Luo Feng sandalyesine oturmuş ve dikkatlice öğrenci uyarısını okuyordu.

 

“Eğitim odası? Provoke oda? Yer çekimi odası? Tüm bu üç eğitim odası arkeolojik harabelerden keşfedilmiş”

 

//drogan ball kokmaya başladı sanki ?

 

Bununla birlikte Luo Feng seçkin eğitim kampı hakkında daha çok şeyi keşfetti. Tonlarca mevcut ekipman vardı fakat tabii ki çoğu değerli ekipman arkeolojik olanlardı.

 

Ve eğitim kampındaki en önemli şey skor sıralamasıydı! Yüksekten düşüğe çoğu şeyi etkiliyordu. Örneğin arkeolojik keşiflerden yapılmış ‘yer çekimi odası’ şuan dünyada kopyalanmış yer çekimi odalarından çok daha etkiliydi. Ancak...tüm eğitim kampında sadece bir tür ‘eğitim odası’ vardı. Onu kim kullanacaktı? Bu sıralamaya bağlıydı.

 

Daha yüksek sıralama daha uzun süre kullanmanı sağlıyordu! Ve bu sadece bir kısmıydı!

 

“Eğer toplamda dokuz defa 1inci sırada kalırsan, bir porsiyon 80 milyar değerinde ejderha kanı ve herhangi üç tamamlanmış eğitim kılavuzunu alabiliyorsun. Ayrıca ‘Hong’ ya da ‘Yıldırım Tanrı’sının direkt talebesi olabiliyorsun.”

 

“Eğer toplamda 1inci sırada 6 kere kalırsan, değeri 30 milyar değerinde bir damla krizopras ve herhangi bir eğitim kılavuzu alabiliyorsun. Ayrıca ‘Hong’ veya ‘Yıldırım Tanrısın’dan özel bir ders alabiliyorsun.”

 

Luo Feng dosyalardaki tanımları okuduğunda şaşkına dönmüştü.

 

Ejderha kanı? Hong ya da Yıldırım Tanrısının öğrencisi olmak? Ve öğrenci öğretmenine karar veriyor?

 

Herhangi üç tamamlanmış eğitim kılavuzu?

 

Nihai eğitim kılavuzu fiyatlarının aşırı derecede yüksek olmasına rağmen.

 

“Fena, fena. Fakat tüm bu ödüller ilk sıradaki kişi için ve ilk sırada birkaç defa kalmak zorundasın.” Luo Feng okumaya devam etti.

 

“Yumruk gücü seviye 6, 80 milyar değerinde ejderha kanı almak için uygunluk, SS derece savaş üniforması seti, tam silah seti….”

 

“Yumruk seviyesi 5, almak için uygunluk…”

 

Luo Feng ödülleri okudu ve tamamen hayrete düştü.

 

“Deneme kulesi kat 5, Sınırların Dojosu ‘araştırmacı’ unvanını almak için uygunluk, 80 milyar değerinde bir porsiyon ejderha kanı, tam silah seti, herhangi üç tamamlanmış eğitim kılavuzu,arkeolojik kalıntılardan bir set Kara Tanrı.”

 

Açıkça deneme kulesi en yüksek ödülleri veriyordu.

 

Araştırmacı! Normalde sadece savaş tanrısı seviyesini aşan bir varlıktı. Ve arkeolojik kalıntılardan ‘Kara Tanrı’ seti mi? Bu şey de neydi?

 

Luo Feng’in kalbi elinde olmadan daha hızlı atıyordu. Ancak B derece sınavındaki sahneyi düşündüğünde muazzam bir baskı hissetti.

 

Sadece birinci katta bir test almıştı ve 100 düşük kumandan seviye öfkeli boğa ile kapışmak zorunda kalmıştı! Ve bu muhtemelen birinci kattaki en zor şey değildi.

 

Bunun üzerinde ikinci, üçüncü,dördüncü….katlar vardı.

 

Savaş tanrısı ‘Yang Hui’ bile bolca tecrübesi olmasına rağmen sadece üçüncü kata çıkabilmişti ! Ve dünyanın en güçlü dövüşçüsü ‘Hong’ sadece altıncı kata ulaşabilmişti! Beşinci kata ulaşmanın ne kadar meşakkatli olduğunu hayal etmesi zor değildi.

 

Böylesine şok edici yüksek ödüller vermelerine de şaşırmamak lazımdı.




 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44308 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr