Swallowed Star - SS 119: Meydan Okuma

---

Çeviri ve Düzenleme: madShy

 

 

Acemi düzey bir savaş tanrısı bir senelik çok çalışmanın karşılığı olarak 5 milyar civarında kazanıyor. Seçkin eğitim kampındaki bu dahilerin geleceği aşırı parlak olmasına rağmen ve tüm bu farklı organizasyonlardan para almalarına rağmen 5 milyar yine de büyük bir rakamdı. Genellikle sadece ruh okuyucular ya da yüksek sıralamada olan öğrenciler birbirine meydan okurken böylesine büyük bahislere girerdi.

 

Tabii ki beklenmedik durumlar da vardı. Örneğin iki kişi tartıştığında ve moda girdiğinde gaza gelerek bahis miktarını fahiş düzeylere çıkartabiliyorlardı!

 

“5 milyar?” William şaşı baktı ve dikkatlice Luo Feng’i inceledi.

 

“Luo Feng….” Zhao Ruo ve Jiang Chen şaşırarak Luo Feng’e baktı.

 

“Eğer bu kadar korktuysan boş ver gitsin”  Luo Feng başını salladı, “Senyör Zhao Ruo, Jiang Chen, hadi gidelim.” Zhao Ruo ve Jiang Chen şaşkınlıktan uyandılar ve hemen Luo Feng ile giderken güldüler. Jiang Chen Williamla ayrılmadan önce alay bile etti. Çünkü William ona tonla para kaybettirmişti.

 

Luo Feng’in ayrılmak üzere olduğunu görünce.

 

“Bekle” William bağırdı.

 

“Ne ,artık korkmuyor musun?” Luo Feng William’a baktı, “5 milyar. Daha azına oynamam”

 

“Pekala 5 milyar,bunu yapacağım” Çincesinin tonunda bir sıkıntı olmasına rağmen William’ın sahip olduğu her şeyi ortaya koyacağı çok net okunuyordu.

 

“Pekala, güzel!” Luo Feng güldü.

 

“Vakit söyle” William özgüven doluydu.

 

“Yarın “ dedi Luo Feng.

 

Tam bir zaman söylemek zordu ne de olsa sadece bir mücadele odası vardı.Diğer öğrenciler tarafından kullanılıyor olabilirdi bu yüzden önce bilgisayar sistemini kontrol ederek tam bir vakit belirleyebilirlerdi.

 

“Pekala” William burnunu dürttü, güldü ve arkasını dönerek ayrıldı.

***

 

Jiang-Nan pagodasında.

 

Bunu duyduktan sonra Dokuz Ulu Zemine eğitim için giden Shi Jiang hemen Jiang Nan pagodasına geri döndü. Ne olursa olsun Shi Jiang ve Zhao Ruo Luo Feng gibi Çin Jiang Nan şehrindendi ! Sadece bu olmamakla birlikte ayrıca ondan daha yaşlılardı ve eğitim kampında ondan önce bulunuyorlardı.

 

Doğal olarak Luo Feng’e yardım edeceklerdi.

 

“Luo Feng” Zhao Ruo biraz kızgındı, “Neden onunla bahse girdin? Kendi yaş grubunda kimseye kaybedemeyen inanılmaz güçte bir dahi dövüşçü olduğunu mu düşünüyorsun? Özgüvenin buradan mı geliyor?”

 

“Sen kendini çok beğenmişsin!”

 

Zhao Ruo öfkeyle söyledi, “Eğitim kampına giren çoğu insan büyükleri tarafından bu tür bahis maçlarıyla kandırılıyor. %80-90ı kaybediyor…. bu eğitim kampına girebildin çünkü dahilerin de dahisiydin. Bu yüzden burada hangimiz şeytani bir dahi değil ki? Ve ayrıca onlar bu eğitim kampında uzun bir süredir öğrenim görüyorlar.”

 

“Yeterli Zhao Ruo “ Shi Jiang kenardan konuştu.

 

“Senyör Zhao Ruo” Luo Feng çay dökerken güldü, “Bu kadar kızma. Ah evet, bu William’ın savaş yeteneği yükselticisinin orta düzey olduğunu söylemiştin değil  mi?”

 

“Evet” Zhao Ruo donup kaldı.

 

“Görünen o ki Luo Feng hazırlıklı” Shi Jiang Luo Feng’e şaşırarak baktı.

 

Sanal boşlukta ölümüne dövüşürken iki kişi tam olarak aynı form seviyesine sahip olurdu. Bu yüzden bu sırada güçlerini, hızlarını, tekniklerini v.b nasıl kontrol ettiklerini görebiliyordunuz.

 

Savaş yeteneği yükselticisi deneme kulesi tarafından katlanmış yumruk gücü seviyesine eşitti.

 

Savaş yeteneği yükselticisi 1---2 acemi düzeydi. Eğitim kampına yeni girmiş çoğu öğrenci bu aralıktaydı.

 

Savaş yeteneği yükselticisi 2----4 orta düzeydi. Seçkin eğitim kampında çoğu kişi 1.5 senelik eğitimden sonra orta düzeye adım atıyordu. ‘William’ adındaki bu eleman kesinlikle orta düzeydi.

 

Savaş yeteneği yükselticisi 4---8 ileri düzeydi. Bu öğrencilerin seçkin eğitim kampını geçmesi olarak da sayılabilirdi.

 

Savaş yeteneği yükselticisi 8---16 üstün düzeydi. Bu mükemmel öğrencinin markasıydı.8---16 aralığı epeyce büyük olduğundan üstün seviye kişiler arasındaki boşluk oldukça fazlaydı.

 

Savaş yeteneği yükselticisi 16 üstüyse olağanüstüydü! Ayrıca ‘süper seviye’ olarak bilinirken dünyanın en güçlü dövüşçüleri ‘Hong’ ve ‘Yıldırım Tanrısı’ bile bu öğrencileri talebesi olarak almak için dövüşebilirdi. Tüm dünyadaki ülkeler ve organizasyonlar böylesine ‘Efsanevi’ olarak bilinen şahsiyetleri davet etmek için muazzam miktarda para ödemeyi istiyordu.

 

“Hehe,biraz” Luo Feng güldü.

 

“Eğer güveniyorsan o zaman her şey yolunda.” Shi Jiang Luo Feng’in göğsüne vurdu ve cesaretlendirdi, “Hadi şu William’ın biz Çinliler'den bu kadar kolay yararlanamayacağını bilmesini sağlayalım.”

 

“Tamam. Büyüklerim şimdi eğitime gitmem gerekiyor. Konu 5 milyar olduğundan bu kadar çok zorlamanın pek faydası olmuyor” dedi Luo Feng kasten.

 

“Kıçımın zorlaması” dedi Zhao Ruo bir hmph ile, “1 milyar çok az ve 5 milyar olsun. Daha düşüğe oyun yok. Hehe, bu patron tonuydu.” Luo Feng acıyla Zhao Ruo’nun sözlerine güldü. Bu Zhao Ruo kız gibi dursa da epeyce utanmazdı.

 

Luo Feng hemen söyledi: “Büyüklerim siz çocuklar ne yapmanız gerekiyorsa yapıyorsunuz”

 

Bunu söyledikten sonra...

 

Luo Feng hemen yaşadığı kışlaya döndü. 30uncu günde yemek dışında Luo Feng yer altı eğitim salonunda kaldı ve hız eğitimini sürdürdü! Öğlen başladı ve akşam 7ye kadar tüm gün çalıştı. Sadece bacakları Dokuz Aşama Yıldırım bıçağı üçüncü seviyesiyle 2.8 kat güç getirdiğinde memnun olabildi.

 

Dokuz Aşama Yıldırım Bıçağı’nın üçüncü aşamasıyla Luo Feng’in hızı ruhsal gücü olmaksızın ileri düzey bir kumandana rakipti!

......

 

Akşam 8.

 

Yıkandıktan sonra bornoz giyen Luo Feng laptobunun önünde oturuyordu.

 

“Bu William denen elemanın savaş yeteneği yükselticisi 2---4 olan orta düzey! Ya ben? Yumruk gücü seviyem 2.8 olmalı” Eğitim kampında bunu test etmemiş olsa da yumruk gücü olarak anılan seviye hemen hemen orijinal gücünün ne kadar yüksek olduğuna dayanıyordu.

 

2.8 kat güç patlatabiliyordu bu yüzden yumruk gücü seviyesi 2.8 idi!

 

“Deneme kulesi seviyelerine gelince eğitim kampımdaki çoğu öğrenciden duyduğuma göre 100 öfkeli boğa birinci katın B derecesi olarak sayılıyor. Geçtiğimden deneme kulesi seviyem 1.6!”

 

“Deneme kulesi seviyem kesinlikle sadece 1.6 değil ayrıca 2.8 x 1.6 zaten benim savaş yeteneği yükselticimi 4ün üzerine çıkartıyor”

 

“Benim tecrübesizliğimden mi faydalanmaya çalışıyor?”

 

“Hah, uzun süredir vahşi doğada bulunmamış olsam da , çoktan çoğu dövüşçünün tüm hayatı boyunca öldürebileceğinden daha fazla canavar öldürdüm” Luo Feng e-postasını açtı.

 

Bu eğitim kampının sağladığı laptop eğitim kampının ağına bağlıydı.

 

E-postada bir mesaj vardı.

 

“Meydan okuma mektubu?”

 

‘William’ın Meydan Okuma Mektubu’ gönderildikten sonra eğitim kampının bilgisayarı tarafından kabul edilmişti.

 

“Kabul et!” Luo Feng kararını verdi.

 

Bu postayı yanıtlamak için yeterli değildi; ayrıca 5 milyar Çin doları hazırlamalı ve ‘Meydan okuma Sistem’inin özel hesabına göndermek zorundaydınız! Sadece William ve Luo Feng ikisi de parayı özel hesaba yatırdığında maç organize edilebiliyordu.

 

Bu sırada sadece Luo Feng ve William’ın mücadele odasına girmesine izini olacaktı!

 

İki ödeme otomatik olarak kazananın hesabına aktarılacaktı.

 

“Sadece 5 milyar değil mi?” Luo Feng İsviçre isimsiz bankasından 5 milyar aldı ve direkt olarak eğitim kampının özel hesabına yatırdı.

 

“Geçmişte, bu kadar büyük miktarda parayı iki kere düşünmeden aktarmaya cüret etmezdim.Diğer yandan şimdi eğitim kampına girdiğimden…..herhangi bir organizasyon bana astronomik bir fiyat mı ödeyecek?” Luo Feng Akrep ve Akbaba’nın parayı normal hesabına aktardıktan sonra şüpheleneceği konusunda endişelenmiyordu.

 

Onların bundan şüphe duymasının hiçbir yolu yoktu.

 

Eğitim kampındaki öğrencilerin hesaplarında 10 milyarın üzerinde para olması normaldi!

 

“BİİİP!”

 

Bir e-posta geldi.

 

Luo Feng bunu açtı.

 

“Ne etkin sistem ama. Çoktan tarih belirlendi mi? 31 Mart, 11.15 ?”

 

***

 

Başka bir pagodada.

 

Birkaç beyaz adam ve kız birlikte toplanmışlardı.

 

“Çoktan parayı transfer etti. Tarih yarın 11:15” dedi William Edison. Uzun boylu zayıf sarışın delikanlı kendini söylemekten alıkoyamadı: “William çok umursamazsın. Bu 5 milyar Çin doları….. Bence bu sefer tehlikeli bir şeyler olacağa benziyor.”

 

“Candace, neden endişe ediyorsun?” William’ın bakışları soğuktu, “Bu sefer kesinlikle kazanacağım”

 

“Kazanmak konusunda daha yüksek bir ihtimalin var” Candace ismindeki sarışın delikanlı onayladı, “Eğer Luo Feng’in gücü muazzam bir şekilde ortalama bir çaylağı aşarak seçkin eğitim kampına girdiyse, daha erken girmiş olmalıydı; şimdiye kadar beklememeliydi. Bu ortalama bir çaylaktan daha güçlü olmadığını gösteriyor.”

 

“Ancak 5 milyar teklif etmeye cüret etti” Candace somurttu, kaşları iki keskin bıçak gibiydi, “Bence yine de dikkatli olmalısın.”

 

“Candace, sen Paulinus ailesinin #1 numaralı varisisin, 5 milyarlık bahis hakkında bu kadar umursamak zorunda değilsin. Ayrıca bu sadece Çin doları, euro değil” kenardaki esmer hatun güldü.

 

//serideki hatunlar artmaya başladı ben fenalaştım beyler ...ahahaha..

.....

 

Avrupadan William Edison Çinden çaylak Luo Feng’e meydan okudu!

 

Bahis 5 milyar Çin doları!

 

Bu haber tüm eğitim kampı boyunca kasırga gibi yayılmıştı. 5 milyarlık bir bahis ve bir çaylağa karşı! Bu iki nokta çoğu öğrencinin ayın 31inde Dokuz  Ulu Zemin’e gelmesine neden olmuştu.

 

31 Mart, saat 11:10.

 

Dokuz Ulu Zemin, dokuzuncu katında.

 

Burada 45 civarı öğrenci toplanmıştı. Avrupadan, Amerikadan, Çinden, Rusyadan, Türkiyeden v.b öğrenciler bulunuyordu….hemen hemen tüm altı ülkeden insanlar varmışlardı. Bu sene katılmış bazı çaylaklar bile oraya doluşmuştu.Bu gruptaki çaylaklardan bazıları önceden alınmıştı.

 

“5 milyar Çin doları 40 milyar Ruble civarı etmiyor mu? Ne bahis ama”

 

“Merak ediyorum da William mı yoksa çaylak mı kazanacak”

 

“5 milyar Çin doları...Bu neredeyse tonlarca kilo leblebi demek!”

 

Burunları kalkık beyaz delikanlılar kenarda mırıldandı. Dillerinden ve görünüşlerinden biri onların Rusya ve Çorumdan geldiğini söyleyebilirdi. Şimdiki dünyada bir dünya doları 3.5 Çin dolarına eşitken, 30 Rubleye denk düşüyordu. Ayrıca bu paraya 1.5 kilo civarı saf leblebi tozu alınabiliyordu.

 

“William Edison, Luo Feng mücadele odasına girin!”

 

Elektronik bir ses lobinin dokuzuncu katında aksedildi.

 

Luo Feng ve William bakıştılar ve eğitim odasına doğru ilerlediler.

 

“William, ver şu veledin eline” Candace Paulinus haykırdı.

 

“Luo Feng, onunla ölümüne kapışsan iyi edersin. Eğer kazanrsan büyüğün sana kişisel olarak yemek pişirecek” Zhao Ruo da bağırıyordu. Çoğu öğrenci her tarafı destekliyordu, ne de olsa kıdemli vs çaylağın mücadelesiydi ve ilk Avrupa vs Çin kapışmasıydı. Eğitim kampındaki öğrenciler aşırı rekabetçiydi. Vs denildiğinde akan sular duruyordu.

 

KAA!

 

Mücadele odasının kapısı açıldı. Luo Feng ve William ikisi birden girdiler.

 

Luo Feng odayı taradı. Bu mücadele odası gerçekte eğitim odasının tam olarak aynısıydı; iki koltuk vardı ve iki koyu mavi kask üzerlerinde duruyordu.

 

“Luo Feng bedavadan 5 milyar için sağol” William kenardan koltuğa uzanırken hafifçe gülümsedi.

 

“Umarım sonradan ağlamazsın” Luo Feng de koltuğa uzandı.

 

Vııınnnn!

 

İkisi de koyu mavi kaskları aynı anda taktılar.