SS 152: %10 Kâr Payı

avatar
8103 25

Swallowed Star - SS 152: %10 Kâr Payı


 

 

Çeviri ve Düzenleme: madShy

 

“Catalan çocuğum, bu sefer seni rahatsız etmeliyiz.” Paulinus ailesinin gücünü elinde tutan gümüş saçlı beyaz yaşlı adam konuşurken gülümsedi.

 

Siyah kaftanlı adam hafifçe eğildi: “Amca, gönderdiğin mesajı gördükten sonra hemen iki iyi arkadaşımla buraya geldim. Buradaki eleman...dünyanın ünlü ‘Kanlı Gölgesi’ Ethan.” konuştuğu gibi yanındaki zayıf beyaz adam hafifçe eğildi.

 

“Ve buradaki de benim iyi arkadaşım ‘Koca Ayı’ Keita!” dedi siyah kaftanlı adam.

 

Vahşi yabani hafifçe eğildi.

 

“Siz ikinizi de sıkıntıya sokacağız.” gümüş saçlı beyaz adam gülümsedi, “Catalan, hala diğerlerine ihtiyacın var mı? Ailedeki kişilere…”

 

“Başka gelen olursa sadece ölmeye gelecek!”

 

Siyah kaftanlı adam Paulinus ailesinin şefinin cümlesini keserek hoşnutsuz biçimde söyledi, “Hmph, akbaba Li Yao bile sisli adada doğa ruhu alamıyor. Tehlike düzeyi belli. Ailenin ödeme yaptığı savaş tanrıları ve ailedeki savaş tanrıları yeterince iyi değiller!”

 

Sözleri küstahçaydı! Açıkça ailedeki diğer savaş tanrılarını aşağı görüyordu.

 

Fakat bu sözleri sarf eden kişi….’Hayalet Şeytan’ Catalan idi!

 

// ay çok korktum…bizim Hong’un lakabı da Pamukçu Şevket haberiniz olsun katolik pislikler ahhaha

 

Dünyadaki tüm güçlü savaş tanrılarının dışında ‘Hayalet Şeytan’ Katalan kesinlikle en güçlü olanlardan biriydi. Sınırların Dojosu ve Yıldırım Dojosu bile Hayalet Şeytan’ı içeri çekmek için her şeyi denemişlerdi. Diğer yandan Catalan Paulinus ailesinin bir parçasıydı bu yüzden tabii ki onlara katılamazdı.

 

Diğer yandan Hayalet Şeytan Catalan hakkındaki tartışmasız gerçek, HR ittifakında Paulinus ailesinin şu anki konumunu elde etmesinin en büyük nedeni olmasıydı.

 

“Amca, boşa harcayacak vaktimiz yok. Mesajını aldığımdan beri 12 dakika çoktan geçti!” dedi siyah kaftanlı adam, “Hemen Avustralya’ya doğru yola çıkacağım.”

 

“Pekala, Paris’te iyi haberlerini bekliyor olacağım.” dedi gümüş saçlı adam. Diğer dört yaşlı kişinin yüzlerinde gülümsemeler vardı.

 

Vııınnnnn!

 

Catalan hemen çıkışa doğru döndü ve beraberindeki iki güçlü dövüşçüyle yürüyerek salondan çıktı! Catalan’ın ilişkileri olmasaydı Paulinus ailesi için Koca Ayı Keita ve Kanlı Gölge Ethan’ı davet etmek son derece zor olacaktı!

 

Catalan ve diğerlerinin ayrıldıklarını izledikten sonra beş kişi epeyce uzun bir süre sessiz kaldı.

 

“Şef, Catalan oraya sadece iki iyi arkadaşını götürüyor. Bu yolla, sisli adada ne kadar doğa ruhu elde ettiklerini bile öğrenemeyeceğiz. Bu olduğunda….Catalan onların çoğunu kendi için alabilir ve aileye sadece birazını bırakabilir.” kel bir yaşlı adam elinde olmadan söyledi.

 

Gümüş saçlı yaşlı adamın gözleri karanlık ve kayıtsızca söyledi: “Kendi için almak mı? Catalan bizim ailemizin en parlak veledi! O güçlendikçe Paulinus ailemiz güçlenecek! Eğer şef olmak isteseydi, üç yıl öncesinde şef olabilirdi.”

 

“Unutmayın Catalan’dan hiçbir şeyi saklamayın. Öyle olursa...güçlü birinin gururu sarsılabilir.” dedi gümüş saçlı adam yavaşça.

 

Diğer yaşlı kişiler sessizlik içerisinde kaldı.

 

......

 

Sadece bir dakika içerisinde--

 

Vııınnn!

 

Tamamen siyah disk şeklinde dövüşçü jeti hızlıca yükseldi ve Paris merkezi şehrinden ayrıldı. Tamamen siyah bir ışığa dönüşerek yatayda gözden kayboldu.

 

Üç tehlikeli bölgeden biri olan Avustralya kıtasında sisli adada…

 

Yerin derinliklerinde kaya katmanının altında.

 

“Bu zamanla ilgili.”

 

Luo Feng başını eğerek taktiksel iletişim saatine baktı, “Li Yao Venina ile bağlantıya geçtiğinden bu yana 1 saat 30 dakika olmuş.”

 

“90 dakika!”

 

“Li Yao siz çocuklara 90 dakika verdim, bu yeterli olmalı. Şimdi Sınırların Dojosu ile bağlantıya geçme zamanı!” Luo Feng başını eğdi ve taktiksel iletişim saatine baktı. Sınırların Dojosu iç kısımlarıyla bağlantıya geçebilmesi için özel bir numara vardı. Ödüllerini de bu numara aracılığıyla almıştı ve söylemesi gereken önemli bir şey olursa da bu numarayla yapacaktı.

 

Gerçekten de….

 

Sınırların Dojosu ile bağlantıya geçecekti!

 

Başlangıçta Li Yao’nun konuşmasını duyduğunda bu hazineyi kendisi için almayı düşünüyordu. Diğer yandan yer altında başlıkları okuduğunda Luo Feng bir şeyin farkına vardı.

 

Doğa ruhlarını alabilse bile onları tutabilecek güce sahip değildi!

 

Bir ileri düzey savaş tanrısı bile bu kadar doğa ruhunu bir araya toplayamazdı. Eğer çok fazla açgözlü davranırsa...sonuçları korkunç olurdu!

 

Dahası bire bir mücadelede akbaba Li Yao’nun bile rakibi değildi. Bir kez Li Yao kendinden daha güçlü birini yardım için bulduğunda Luo Feng’in şansı daha da düşecekti. Sadece hazineyi alacak güce sahip olmadığından değildi, bu yüzden çok fazla güçlü dövüşçüyle karşılaşarak hayatını kaybedebilirdi! Bu yüzden dikkatlice düşündükten sonra yapılacak en iyi hamlenin--

 

Sınırların Dojosunu bilgilendirmek olduğunun farkına varmıştı!

 

Sınırların Dojosu dünyadaki en büyük güçlerden birisiydi.

 

Bir defa bazı dövüşçülerini gönderdiğinde onlar kesinlikle bu adadaki hazineyi alabileceklerdi.Ve sınırların dojosu son derece adildi bu yüzden kesinlikle Luo Feng’e hazinenin birazını vereceklerdi, ne de olsa sisli adayı bulan ve onları bilgilendiren o idi. Diğer yandan…. Sınırların Dojosu’nu nasıl açıkça ikna edecekti?

 

Sınırların Dojosu ile bağlantıya geçtiğinde zamanlama çok kritikti.

 

Eğer Luo Feng Sınırların Dojosuyla öylece bağlantıya geçerse Sınırların Dojosu dövüşçüleri Paulinus ailesinden gelen destekten daha önce ulaşacaktı,ne de olsa Sınırların Dojosu merkezi karargahı doğu asyada Hong Ning şehrindeydi. Bu olduğunda….sadece HR ittifakı hiçbir şey almış olmayacak, onlar ayrıca Sınırların Dojosuna karşı dövüşmeye cüret etmeyeceklerdi.

 

Ve bu olduğunda….

 

Li Yao kesinlikle korkuyla kaçışacaktı, bunun anlamı Luo Feng Sınırların Dojosu’nu kullanamayacaktı!

 

En iyi durum !

 

Paulinus ailesinin ilk olarak varmasına ve sisli adada doğa ruhlarını aramasına izin vermekti. Doğa ruhları elde edilmesi o kadar kolay şeyler değildi. Luo Feng ve akbaba Li Yao’nun mücadelesinden görüldüğü üzere söğüt ağacı kralıyla doğa ruhlarını almak son derece zordu.

 

Paulinus ailesinden gelen kişiler mücadele edecekti ve doğa ruhlarıyla dövüşecekti!

 

Ve bu sırada!

 

Sınırların Dojosundan kişiler gelecekti. Bu olduğunda Sınırların Dojosu kesinlikle Paulinus ailesinin vaz geçmesini sağlayacaktı!

 

“90 dakika mı?”

 

“90 dakika yeterli bir zaman değil mi?” Luo Feng taktiksel iletişim saatindeki sayılara baktı, “Sınırların Dojo’sundaki kişilerin Avrupa’dan gelenlerden erken gelmesine izin veremem.”

 

Sadece güvenli olması için Luo Feng 30 dakika kadar daha bekledi.

 

“Zamanı geldi.”

 

“Tüm ada kalın sisle çevrili bu yüzden tüm şeyleri araması epeyce sıkıntılı olacaktır. Bir gün bile böylesine bir görev için yeterli olmayacaktır.” Luo Feng hafifçe taktiksel iletişim saatine basarak---aramayı yaptı!

 

Li Yao’nun telefon aramasından iki saat kadar sonra Luo Feng aradı!

 

“Biiipp-- Biiip.”

 

“Merhaba.” kısık bir ses duyuldu.

 

“Merhaba. Seçkin eğitim kampından Luo Feng.” dedi Luo Feng.

 

“Neye ihtiyacınız var?” kısık ses tamamen duygusuzdu.

 

Luo Feng rapor etti: “Durum şu ki, Avustralya kıtasında gizemli bir adada büyük miktarlarda doğa ruhu keşfettim! 12 doğa ruhu uzaklardaki bu adada keşfedildi. Ayrıca üç metrenin üzerinde bir çapı olan söğüt ağacı doğa ruhu da bulunuyor.”

 

“Doğa ruhu mu?”

 

Kısık ses hafifçe şaşırdı ‘eh’, ve sonra söyledi, “Çok iyi, böylesine bir yer bulmak.  Sınırların Dojosu bölüştürme ilkesine göre hazinenin yerini keşfeden birisi doğrulandığında Dojoya gidebilir ve karın %10unu alabilir. Gidip dövüşen ve hasat eden dövüşçüler kurallara göre toplamda karın %30unu kazanır. Kalan %60 Dojoya gider.”

 

“Lütfen bana sisli adanın koordinatlarını gönderin.” diyerek devam etti kısık ses.

 

....

 

Arama Luo Feng birkaç tane daha soru cevapladıktan sonra bitti.

 

“Kim bilirdi ki böyle durumlar için çoktan kuralların belirlendiğini. %10 yeri keşfeden kişiye mi gidiyor? %30 gelen ve alana gidiyor? Kalanıysa Dojoya?” Luo Feng başıya onayladı, “%10 yeterince iyi! Sadece bu dokuz söğüt ağacından %10 bana bin yıllık söğüt kalbini verecektir ve muhtemelen sonunda daha bile fazlasını alacağım.”

 

Bir saat kadar sonra.

 

Luo Feng sessizce kafasını çalılıktan dışarıya çıkardı: “Hm? Li Yao nerede?”

 

Şu anda gece vaktiydi, kalın sis her yerdeydi. Dokuz söğüt ağacı doğa ruhu sisli alanı biraz aydınlatsa bile Luo Feng bile 200 metre uzağını zar zor görebiliyordu. Ve Li Yao’nun görüntüsü bu mesafede değildi.

 

“Sadece yavaşça bekleyeceğim, kesinlikle buraya geri döneceğim nasıl olsa.” Luo Feng’in kafasının yarısı yerin üzerine çıkmış ve uzaktaki dokuz söğüt ağacını izliyordu.

 

Yavaşça bekledi…..

 

Ruhsal gücü 100 metre yarı çapına yayılmıştı, ihtiyatla etrafı izliyordu.

 

.....

 

Bir süre sonra--

 

GÜMBÜÜÜRT!

 

Sonik patlama gökyüzünde çalındı ve Luo Feng çabucak başını gökyüzüne çevirdi.

 

Bu sırada disk şeklinde bir jet sisli adanın gökyüzünde süzülüyordu. Süzülürken kapağı direkt olarak açıldı.

 

Vııııııın! Vııııııın! Vııııııın!

 

Kara kaftanlı Catalan, vahşi adam Keita ve zayıf adam Ethan. Üçü direkt olarak havadan zıpladı ve hızlıca yere doğru düştüler.

 

“Paulinus ailesinden olanlar burada.” Luo Feng gülümsedi.

 

Paulinus ailesi sisli adaya vardığı zaman morumsu kırmızılıktaki üçken bir dövüşçü jeti şu anda inanılmaz hızlarda gece gökyüzünde yükseliyordu, yolunda inanılmaz bir hava akıntısı bırakıyordu.

 

Üçken dövüşçü jetinin içerisinde.

 

Dövüşçü jetinin içerisinde sadece iki kişi vardı ve ikisi de yolculardı.

 

Uçaktaki iki kişinin içerisinden birisi son derece yakışıklıydı. Savaş üniforması giymesine rağmen bu dünyanın dışından biriymiş gibiydi. Yüzü 30 lu yaşlarında gösteriyordu fakat iki gözü okyanus kadar derindi. Her zaman yüzünde bir gülümseme vardı ve epeyce rahat görünüyordu.

 

O beş büyük araştırmacıdan birisi olan araştırmacı Liu idi!

 

“Reis gerçekten seni gönderdi, görünen o ki bu adayı gerçekten ciddiye alıyor.” araştırmacı Liu yanındaki kişiye baktı.

 

Yanındaki gizemli kişinin üzerinde de bir savaş üniforması bulunuyordu.

 

Fakat o altın bir maske giyiyordu.

 

“Araştırmacı Liu, eğer adadaki tüm doğa ruhlarını alacaksan hepsinin %30unu alabilirsin” altın maskeli kişinin sesi düşüktü, “Bunu umursamıyorum. Gerçekten bir şeyler…..yapmak zorunda olmadığım sürece. Fakat bir kez olaya dahil olursam bu %30 u paylaşacağız.”

 

Araştırmacı Liu bunu duyduğu için elinde olmadan neşelenmişti.

 

Gerçekten %30un hepsini ona vermek istiyordu, tabii eğer aksiyona dahil olmazsa, bu çok sersemce değil miydi…. bu doğa ruhları Hong’un bile çok ciddiye aldığı şeylerdi.

 

“Haha, endişelenme, bu adada altından kalkamayacağım bir şey olmadığına şüphe yok.” araştırmacı Liu gülümsedi.

 

O savaş tanrısı seviyesini aşan bir varlıktı!

 

Hong’u çok uzun süredir takip ettiğinden birçok gizli taktiği bulunuyordu. Dünya üzerinde ona sıkıntı çıkartabilecek neredeyse hiçbir yer bulunmuyordu.

 

.....

 

BOOOM!

 

İçerisinde iki en güçlü dövüşçü bulunan dövüşçü jeti inanılmaz hızlarda ilerlerken, Avustralya kıtasına ulaştı.


Çevirmen Notu: Bu biçıslar efsanevi kapışacak gibi... Umarım bizim çocuk arada kaynamaz. Alayı savaş tanrısını aşıyor falan, kaza kurşunu denk gelirse bizim eleman püreye döner ellam. Takımlar makineli tüfek misali tehlike saçıyor. Tabii bir de şu 'Catalan' denen eleman ve takımının mevzusu var ama neyse  eheheh... Keyifli okumalar.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr